10 Şubat 2016 Çarşamba

Ey aziz, hikmet ehli demişlerdir ki: 

- Boyu uzun olanların kalbi saf ve temiz olur. 
- Kısa boylu olanların hileleri, aldatmaları çoktur. 
- Orta boylu olanlar akıllı ve hoş huylu olurlar. 
- Saçları sert olan kimse, akılla atılganlığı bulur. 
- Saçları yumuşak olan saf ve utanması az olur. 
- Saçı sarı olanın işi, kibirlenme ve kızgınlıktır. 
- Siyah saçlı olan sabırlıdır, onu ara. 
- Kumral saç güzeldir, sahibi bedelsizdir. 
- Saçı az olan lütufkar, anlayışlı ve nazik olur. 
- Başı küçük olanın aklı azdır, gizli şeyin varsa ona söyleme. 
- Başının tepesi yassı olan keder çekmez. 
- Başının derisi ince olan, hayır yapar, zarar vermez. 
- Kel adama yaklaşma, kötü huylu olur, ondan sakın. 
- Alnı dar olanın, İçi de dar, sıkıntılı olur. 
- Alnı yumru olan, çirkin ve kalın kafalı olur. 
- Alnı enli olan kötü huylu olur, çünkü hastadır. 
- Alnı normal olanı emin bil. 
- Alnı buruşuksuz olan, şüphesiz tembel olur. 
- Alnı uzun olan anlayışlı, az ise cömert olur. 
- Kaşlarının arası buruşuk olan, üzüntü yükünü taşır. 
- Kulağı çok büyük olan, bilgisiz ve tembel olur. 
- Küçük kulaklı eğri, orta (normal) kulaklı doğru olur. 
- Kaşının ucu ince olanın, işi gücü fitnedir. 
- Kaşının kılları çok olanın, üzüntüleri de çok olur. 
- Kaşı açık olan doğrudur, çatma olan eğridir. 
- înce kaşlı güzel olur, uzunu ise kibirli olmanın delilidir. 
- Kaşı yay gibi olan, her zaman güzel olur. 
- Göz çukuru az olursa, o kibirli olmaya delildir. 
- Siyah gözlüler itaatli, kızıl gözlüler cesur olurlar. 
- Gök gözlü olan zeki, ela gözlü olan edepli, terbiyeli olur. 
- Küçük gözlü hafif, büyük gözlü zarif, narin olur. 
- Gözü yumru olan kıskanç, orta olan dost olur. 
- Yarı kapalı göz ayıp, bakışı miskince olur. 
- Köre yakın olma, sık bakan, emniyetli olmaz. 
- Gözü şaşı adama bakma, çünkü o sana eğri bakar. 
- Güleç gözlü olan güzeldir, kirpiği sık olan bedelsizdir. 
- Büyük yüzlü olan illetlidir, küçük yüz kibirlenmeye delildir. 
- înce yüzlü sevimli, kalın yüzlü hor (sevimsiz) olur. 
- Uzun yüzlü olanlar yalancı olurlar. 
- Ekşi yüzlü, somurtkan olanların, sözlerinin çoğu acı olur. 
- Yuvarlak yüzlüler, ay'dan daha nurlu olur. 
- Böyleleri çok güleç olur, onu gören muradını alır. 
- Benzi kızıl olan terbiyeli, esmer olan da zeki olur. 
- Benzi sarı olan illetli, siyaha çalan da tevekkelli olur. 
- Burnu uzun olanın idraki (anlayışı) az olur. 
- Kısa burunlu olanlar fazla korkak olur. 
- Burun ucu top olan, neşeli olur. 
- Burun ucu ağzına yakın olan adamdan sakın. 
- Burun delikleri geniş olanın içi kibir ve kıskançlıkla doludur. 
- Burun kanatları dar olan kişide küsme ve inat çok olur. 
- Burnu enli olan kimse şehvete tutkundur. 
- Burnu eğri olan kimsenin düşüncesi, işi başarıya ulaştırmaktır. 
- Küçük ağızlı olan güzel ve fakat çok korkak olur. 
- Büyük ağızlı cesur, eğri ağızlı kötü olur. 
- Genizden söylenen sözler, kibirlenmeden olsa gerek. 
- ince sesli erkeklerin işi, kadına şehvet duymaktır. 
- Erkek sesli kadınların çoğu yalan söyler. 
- Çabuk konuşan, ince anlayışlıdır. 
- Kaba sesli olanın gayreti ve yardımseverliği fazladır. 
- Çatal sesli olan, halktan kötülük geleceğini sanır. 
- Yüzü güleç, sözü tatlı olan insan azizdir, sevilir. 
- ince ve kırmızı dudaklı kimse, söyleneni iyi anlar. 
- Bil ki kalın dudaklının kızgınlığı ağırdır. 
- iri dişliler, çok defa yaman işler yapar. 
- Normal dişi olanların, işi hoş ve doğrudur. 
- Kokusu hoş olanın, huyu da güzeldir, hoştur. 
- Çene kemiği ince olanın, aklı da hafif olur. 
- Enli çenenin sahibi kaba olur. 
- Çenesi normal olan, akıllı ve güzel olur. 
- Uzun sakallı kişi hünersiz olur. 
- Sık sakallı kişi kabadır, sohbetini de uzatır. 
- Siyah ve az sakallı olmak zekaya delildir. 
- Hiç kılı olmayan köse adamın hilesi çok olur. 
- Sakalı değirmi olanın kemali de çoktur. 
- Kafası enli olan ahmaklık illetine tutuktur. 
- Boynu çok uzun olanın olgunluğu az olur. 
- Boynu ince olan cahil olur. 
- Boynu kalın olan gece gündüz yiyici (obur) olur. 
- Boynu kısa olanın hilesi çok olur. 
- Boynu normal olanın işi iyilik yapmaktır. 
- Her uzvu normal olan, şüphesiz ki güzel olur. 



..erzurumlu ibrahim hakkı hazretlerinin '''marifetname''' adlı eserinden alınmıştır..
bad-ı saba
25-02-2010, 01:46
-ALIN- 

GENİŞ- entellektüel, hayal gücü kuvvetli 
NORMAL- dengeli, yetenekli 
AÇIK- sosyal, paylaşımcı, eli açık 
DAR- çok dikkatli, dakik, rakamlarla arası iyi 
DÖRTGEN- iyi kalpli, alçak gönüllü, asil 
DİK- bağımsız 
YUVARLAK- hınçlı, çabuk sinirlenen 
AŞIRI ENLİ- kibirli, övünmeyi seven 
BOMBELİ- inisiyatif sahibi, uyumlu 
ÇÖKÜK- zorluklara karşı direnci olmayan 
AŞIRI KÜÇÜK- cimri, çabuk sinirlenen 
KIRIŞIKSIZ VE DÜZ- kibarlığa yatkın, dış görünüşe önem veren, süslü... 

-KAŞLAR- 

KALKIK- dinamik, hırslı, kolay sinirlenen 
DÜZ- rahatına düşkün, iyimser, dünyayla barışık 
GENİŞ- ufku geniş, güvensiz, hassas 
UZUN- güçlü, dirençli 
AŞAĞIYA DOĞRU İNEN- ters, hoşgörüsüz, kendisinden başka hiçbir fikri kabullenmeyen 
KISA- sakin karakterli, duygusal, aktif 
İNCE- esnek, başarılı, kolay pes eden 
ÇALI GİBİ- güçlü yaradılışlı, başarılı 
KALIN VE SİYAH- dürüst alçak gönüllü 
BURNUN ÜZERİNDE BİRLEŞEN- çabuk sinirlenen, cimri, dengesiz, maceracı 
KALIN, AŞAĞI DOĞRU KAVİSLİ- hayal gücü kuvvvetli 
GÖZLERE YAKIN, HİLAL ŞEKİLLİ- ters, başına buyruk 
KAVİSLİ VE YÜKSEK- hayat aşkıyla, enerjiyle dolu 
AŞAĞI DOĞRU- centilmen, sahiplenici, ciddi ilişkiler yaşayan 

-GÖZLER-

ÇUKUR- ciddi, gizemli, zaman zaman gaddar, sezgileriyle hareket eden 
BURNA YAKIN- konsantrasyonu kuvvetli, titiz, kararlı 
BÜYÜK- açık, kibar, sözüne güvenilir, tembel 
KÜÇÜK- odaklanmış, özel, cesareti ve iradesi zayıf 
NE BÜYÜK NE KÜÇÜK- asil karakterli 
PATLAK- hevesli ve meraklı 
PARLAK- ihtiraslı 
DIŞ UÇLARI AŞAĞI DOĞRU- empati yeteneğine sahip, problemleri öngerebilen, bu nedenlede hayal kırıklığına uğramayan, merhametli 

-GÖZ RENGİ- 

KOYU KAHVERENGİ- güvenilir, ciddi 
KOYU GRİ- cimri 
GRİ- sadık 
YEŞİL- isabetli karar veren, kinci ve son derece kıskanç 
KAHVERENGİ- diğerlerini düşünen, uysal ve uyumlu, zaman zaman sadakatsiz ve istedikleri gibi gitmeyincede çabuk sinirlenen 
KESTANE RENGİNE YAKIN- dengeli 
KURŞİNİ MAVİ- şair ruhlu, romantik, pratik işlerde başarısız, hayalci ve dalgın 
SİYAH, KAHVERENGİ, YEŞİL- enerjik 
SİYAH- ihtiraslı, ateşli, çoşkulu, kurnaz 
MAVİ- hassas, çevresi tarafından çok sevilen, çevrenin sevgisine ve takdirine bel bağlayan, üstlendiği vazifelere pek düşkün olmayan 

-GÖZ KAPAKLARI-

GÖRÜLEBİLEN GÖZ KAPAKLARI- verdiği sözü tutan, ilişkilerde samimiyete ve sadakate önem veren, karşısındaki kişilere karşıda aynı beklenti içinde olan 
AZ GÖRÜLEBİLEN GÖZ KAPAKLARI- ilişkilerde bağlılığada bağımsızlığada eşit derecede önem veren, dengeyi sağlamayı bilebilen 
GÖRÜNMEYEN GÖZ KAPAKLARI- çok iyi odaklanabilen, kişisel özgürlük alanına çok önem veren ve buna saygı gösterilmesini isteyen 
AŞIRI BÜYÜK GÖZ KAPAKLARI- ciddiyetsiz, düşünmeden hareket eden 
ALT GÖZ KAPAKLARI SARKIK- alkole meyilli 

-BURUN- 

DAR- kontrolcü 
GENİŞ- kendini güveni tam, iyi bir lider 
DOLGUN- güçlü, inatçı, cömert ve sabırsız 
KÜÇÜK VE KISA- kibirli, cimri, kötü kalpli 
DIŞA DOĞRU- lider ruhlu, idare etmeyi seven ve temsilci ruhlu 
DÜZ VE KALKIK- ihtiraslı 
KAMBUR- barışçı, cömer, eli açık 
İÇE DOĞRU- yardımlaşmayı seven, girişken 
SİVRİ- çabuk sinirlenen, meraklı 
UZUN AĞZA KADAR UZANMIŞ- cesur, kahraman, akıllı, adil 
GENİŞ VE DÜZ- sosyal ama kararsız 
BURUN DELİKLERİNİN DUVARLARI KALIN- iyi kalpli 
BURUN DELİKLERİNİN DUVARLARI İNCE- hırçın 
BURUN DELİKLERİ GENİŞ- sinirli 
DAİREVİ BURUN DELİKLERİ- alçak gönüllü 

-DUDAKLAR- 

GENİŞ VE DÜŞÜK- cömert 
KISA VE KALKIK- gururlu 
BÜYÜK- cesur, savaşçı ruhlu 
ENSİZ, BÜYÜK- hilekar, yalancı 
AŞIRI BÜYK ALT DUDAK- tembel 
İNCE, ENSİZ- şan ve şöhret tutkunu 
KALIN VE KALKIK- ağzı kalabalık 
BİRBİRİNE ÇOK YAKIN VE SIKIŞMIŞ- itici mizaçlı, geçimsiz 
KALIN, SARKIK- zevke ve eğlenceye düşkün 
İNCE VE DÜŞÜK- öz konuşan 
ÜST DUDAK VE DAMAK ÖNDE- huysuz ve kavgacı 

-ÇENE- 

GENİŞ- otoriter, dediğim dedik 
AŞIRI ENLİ, DİKDÖRTGEN- acımasız, enerji dolu, kaba 
AŞIRI YUVARLAK- enerji dolu 
DAR- yumuşak başlı 
İKİYE AYRILMIŞ- kararsız 
İLERİYE DOĞRU ÇIKIK- inatçı, hoşgörüsüz 
GAMZELİ- inatçı 
KESKİN UÇLU- çabuk sinirlenen 
YUKARI DOĞRU EĞİK- zevkine düşkün 
KÜÇÜK- kararsız, tereddütlü 

-YÜZ ŞEKLİ- 

ENLİ, ETLİ VE YUVARLAK- iyi kalpli 
AŞIRI UZUN- kibirli, kendini beğenmiş 
ÇÖKÜK- kötü ahlaklı 
DÜZ ŞEKİLLİ- ters, başına buyruk ve bazen zalim 
KEMİKLİ VE KARE- tedbirli, zaman zaman acımasız, sert, baskın karekterli 
ŞİŞMAN- maddiyatçı, eğlenceyi seven ve rahatına düşkün 
UZUN VE OVAL- kendini beğenmiş 
AŞIRI KÜÇÜK- bayağı 
KESKİN HATLI- alçak hislere yatkın 
KÜÇÜK- cesaretsiz ve iradesiz 
BALON ŞEKİLLİ- iyi kalpli, alçak gönüllü 
UZUN, DİKDÖRTGEN- asil 
KEMİKLİ- çalışmayı seven, ürkek 
ÜÇGEN- az duyarlı 
ZAYIF- ihtiyatlı, derin düşünceli 
SEYREK SAKALLI- dengeli 

-BAŞ-

BÜYÜK- hassas 
UZUN,SİVRİ ÇENE, VE SİVRİ KAFA- yalancı, yaltaklık etmeye yatkın 
KÜÇÜK- duyarsız, hoyrat, incitici 
YUKARI DOĞRU ENSİZ- pişkin ve yırtık 
-SAÇ RENGİ- 
SARI- cesur 
BAL RENGİ- soğuk 
KIZIL- kurnaz 
SİYAH- korkak
AynAlı
25-02-2010, 02:13
milleti zan altında bırakır böyle şeyler,adamı komplekse sokar, kısa boylu insanlar neden kötü olsun.(ben uzun byluyum :D)
bad-ı saba
25-02-2010, 02:45
benimkilerde hiç uymuyo :D
GerekS!Z
25-02-2010, 03:06
Bu sayfayı yazıcıdan çıkarıp, hep cebimde taşımayı düşünüyorum.Yeni tanıştıklarımı buna göre değerlendirip iyi olanları hayatıma salıveririm;)
Bozmayın bunlarla benim ruh halimi zaten bu ara bozuk:crying:
Ahter
25-02-2010, 13:28
Benimkiler uyuyor gibi sanki :D
herşein ortası iyidir bence
gelin adaylarında dikkat etmek lazım :D
paylaşıldığı çok isabetli olmuş
eyvallah
ummuhan
25-02-2010, 13:37
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerini rahmetle anıyorum tekrar :)
_Nihade_
25-02-2010, 14:12
Efendim bu konuya ufak bir katkıda benden olsun...:)

Bu ilmi iyi bilen bir adam, dostunu düşmanını daha kolay tanır. Zirâ insanın alacası içinde olduğundan zâhir görünüşe çabucak aldanılmamalıdır. Görüştüğümüz insanlar hangi kıyafette hangi tabiattedirler? Mesela başı küçük, burnu büyük, yüzü yuvarlak, boyu uzun veya kısa, saçısarı veya siyah, el parmakları ince veya kalın, gözleri siyah veya yeşil, yahut gökmavisi olan bir adam, nasıl bir ahlak sahibir, ne karakterdedir? Bunları bilmek büsbütün lüzumsuz sayılmaz.

Bazı adamlar görüyoruz ki pek zeki oluyor. Bazı kimseler de daha doğarken "zihn-i evvel"; hatta birer dâhi olarak dünyaya geliyorlar. Yaradılışında san'atkâr, hünerli, her işe elverişli, "hezâr-ı fenn" denilen şekilde fevkâlâde kaabiliyetli oluyorlar. Bu, neden ileri geliyor?

Bazı yüzler ve bakışlar da var ki, hakikaten ruhsuz, sevimsiz ve korkunçtur. Ne tarafından baksanız dehşet verir. Böyle ruh sıkıcı ve korkutucu adamlar, çok defa canavar bakışlı ve korkutucu olabiliyorlar. Böyleleri, içinden düşmanlık besler, kin güder. İnsan, bunlarla pek görüşmek istemez. Yüzlerini bile görmeye katlanamaz. İnsanın gözü kararır. Haklı olarak: 

"Yüzüne bakanın işi rast gitmez."

"Yüzüne bakan, yüz on para zarar eder."

"Yüzünün Rabb-i yesir'i silinmiş..."

"Yüzünün astarı kalmamış."

"Suratında meymenet yok."

"Soğuk nevâ, soğuk nevâle, suratsız adam..."

"Yıldızım onunla barışmadı."

deriz.

Bu şekilde ruhun hoşlanmaması, nefret ve istiğnanın bu derecesi acaba neden dolayıdır? Neyin tesiri altındadır?

Buna karşılık nice yüzler de vardır ki gâyetle tatlı, sıcak, sevimli ve alımlıdır. O derecede güzel ve çekicidirler ki, insan gözünün sanki hayatta (görüp) görebileceği en güzel yüz, bu insan yüzü; en güzel göz, bu insa gözüdür. Böyleleri için de;

"Ne sıcak kanlı, ne hoş adam, insan görünce içi açılıyor."

"Yıldızım barıştı." yahut "Perim hoşlandı." deriz. Zaten ona karşı beslediğimiz teveccüh ve temâyüller, her hâli ile onu söyler onu gösterir. Bu kan kaynaşmasının, bu gönül kaptırmanın sebebi ve hikmeti nedir ve nelerdir acaba? 

"Sıcak kanlı, kanı sıcak, kanım kaynadı, ruhum sevdi..." Bunlar ne demektir? nedne her insanda bu tecelli olmuyor? İşte bunlara benzer şaşılacak ve düşündüren yüzlerce soru, yüzlerce garâb ve esrârlı hâl ve tezâhürler vardır ki sebep ve mâhiyetleri kesin olarak bilinemiyor, bulunamıyor.

Böyle olmakla beraber bu hususta pek eski zamanlardan beri mufassal, muhtasar hayli kitap yazılmış, hayli fikir ve müteâlâlar ileri sürülmüştür. 

Devamlı araştırma ve denemeler neticesi olarak simâ ve kıyafet-nâme ile tabiati keşif ve tâyin etmek, hususi bir ilim hâline getirilmiştir. 

Bu mezvuda dikkat ve tetkike şâyan bir nokta daha var: Bazı nesil ve milletlerin yalnız renk ve ırk ciheti ile değil, şekil itibari ile de simâları ve hâlleri birbirine benzemez. Mesela bazı yüzler vardır ki, yaratılışından çirkin, soğuk ve sevimsizdir. Alınları sert ve geniş, burun ekseriya kısa ve basık, delikleri yayvan, ufacık kırpık gözleri -tıpkı japonlar gibi- içeriye batmış, elmacık kemikleri çıkık, saçlar kırık; çene, ince, uzun ve ileriye uzamıştır. Bir kısmında bakışlar haşin ve serttir. Gülmez, konuşmaz. Hülasa devamlı somurtma, ekşimiş, seyrek sakallı bir surat...

Yine mesela Kuzey halkı hemen umumiyetle yassı ve geniş yüzlüdür. Elmacık kemikleri kabarık olur. Dudakları şişkin, saçlar kumral, yumuşak ve siyahtır.

Fİnlandiyalılar dar bir alına, etlize yarık bir ağıza mâlik olup burunları adeta arkaya kaçmış olan alınlarına varır.

Kazakların da Kırım Tatarları, Kazan Türkleri gibi elmacık kemikleri kabarıktır. Yüzleri hafifçe geniş ve bir çoğunun burunları hafifçe gaga şeklindedir. 

Millet farklılıklarında görülen ayrılışlar gibi eski âdet ve inanışlar arasında asırlar boyu kuvvet ve tesirini kaybetmemiş, hatta bir kısmı "bilgi" hâline gelmiş öyle sözler vardır ki, canlı misalleri ile doludur. Bunlardan el, ayak, göğüs, karın, diz ve oyluklar için söylenenler kitaplara da geçmiştir.

Kaynak: "Kenzü'l Dua-ı Fethiyye Fi Esrâr'ül Hurufiyye"
edepyolu
25-02-2010, 15:24
benimkilerde uymuyor hiç ;) bende olmayan 
vasıfların çoğu yazıyor burda :Dpsikolojimi bozdunuz :hıh:size
özzey
25-02-2010, 15:33
- Siyah saçlı olan sabırlıdır, onu ara. 

evet beni arasın artık bi zahmet sabır sabır nereye kadar :P , duygularıma tercuman olmus Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri ben de kendisini rahmetle anıyorum
cahid
25-02-2010, 15:48
Konunun geçtiği eserin tamamını okumayı herkese tavsiye ederim.Vaktiyle okurken farklı şeyler düşünmüştüm ama şu var ben kendi kendimi tasvir etmekten anlamam ki yorum yapabileyim. 

Şu kadarını söyleyim ilm-i simayı bilenin vakıf olduğu insan denilen büyük muamma için zerre miktarıdır kalplerde geçeni bilen ilm-i simayı da ilm-i bedeni de ilm-i ledün'ü de (bilinmeyen) elde eder. İmam-ı Rabbani'nin (k.s.) dilinden ;

Nasıl erilir ki o saadete oralar
Yüksek yüksek dağlar tehlikeli uçurumlar

Eserin sözü edilen bölümünü görmek çam ağacının kabuğunu görüp ne güzel çabucak tutuşuyor demeye benzer. İçine nüfuz eden çırasına vakıf olunca kabuğu da tutuşturan çıradan başkası değildir der. Rabbim cümlemize müellif İbrahim Hakkı Erzurumi Hz.'nin (R.h.) hayatını ve özlü kelamlarını idrak edip O'nun gibi bir hayat yaşamayı nasip eylesin. Kelamımızı O'nun dizeleriyle noktalayım..

Hak şerleri hayr eyler
Zannetmeki gayr eyler
Arif anı seyr eyler

Mevla görelim neyler
Neylerse güzel neyler..
Sepia
16-06-2014, 14:06
İlginç : )
Enes
11-05-2015, 02:18
güzel bir derleme. 

bu konuya devam edebilecek arkadaşımız yok mu?
ummuhan
15-05-2015, 09:53
Mârifetname isimli kitaptan alınmış olan bu yazı, insanların dış görünüşüne göre karakter analizi yapılan İlmi-Simyâ'nın kullanmış olduğu bazı kriterlerdir...
18. yüzyılda yaşamış ünlü bilim adamı ve mutasavvıf Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın (1705-1771) Marifetname'si ansiklopedik bir kitap olması İtibariyle, fizyognomiye de büyük yer vermiştir. Olgun bir mutasavvıf olan İbrahim Hakkı, çok sayıda (bazı araştırmalarda bu sayı 15, 30, 50 ve hatta 70 olarak geçmektedir) eser yazmıştır. Bu eserler arasında en meşhur olanı ise Marifetname olmuştur.
Örneğin, kalın dudaklı insanların zevkine düşkün, ince ve normalde sıkça kapalı duran dudaklara sahip olanların sıkı ağızlı oldukları belirtilmiştir, insanlarda küçük baş, aklın azlığına ve sır sakla-mamaya, büyük baş akla ve zekaya, yassı tepe baş lakaytlık ve gamsızlığa, yanlardan basık baş huyu ve tabiatı dar ve hiddetli olmaya işarettir.

Gaga burunlu insanlarda egemenlik ruhunun, kalkık burunlularda ise asiliğin olduğu ifade edilmiştir. Yüzün belirgin organları olan gözler, burun, ağız, çene, kulakların yanı sıra kaşlar, kirpikler, göz kapakları, gözleri rengi, derinin rengi, kırışıklar vs. ele alınan özellikler arasındadır.
Marifetname, "Mukaddime" ile üç "Fen" ve bir "Hatime" olmak üzere beş ayrı bölümden oluşmaktadır. Bu kısımlar da kendi içlerinde "Bab, Fasıl, Nevi" olarak ayrılmıştır (Bunların dışında başta ve sonda, birkaç sayfalık yazılar vardır). Marifetname'de, fizyognomi ile ilgili bilgiler 4. babın 5 faslının 3. ve 4. nevilerinde yer almaktadır.
ummuhan
15-05-2015, 09:54
https://www.youtube.com/watch?v=EAf5hiR2-CU
ummuhan
15-05-2015, 09:58
Baş Organlarinin Şekillerinin Hikmetini Bildirir

Ey aziz! Hikmet ehli demişlerdir ki: Cenab-i Hak insanin vücudunu en
mükemmel ve güzel şekilde yaratmiştir. Organlarin birbiriyle uyumu ve
simetrisi, nezaketin ve güzelliğin örneği olmuştur. Bedenin güzelliğini,
vasiflarini dil, bildirmek ve anlatmaktan acizdir. Yüzünün güzelliği, içinin
temizliği ve kemali, huyunun yumuşakliği, tabiatinin iyiliği, konuşmasinin
pürüzsüzlüğü ile dünyada benzersiz bir yaratiktir. Hoş yürüyüşü, tatli söyleyişi,
güzel hareketi ve sevimli sesiyle alemin aklini almiştir. Güzelliğinin çekiciliği,
caninin tatliliğiyla dünyanin sevgilisi, irfan ehlinin beğendikleri olmuştur ve
aşiklara ondan nice haller gelmiştir.
Cenab-i Hak, şekil ve biçim verdiği insan bedenindeki dört karişimin (kan,
balgam, safra, sevda) dumanindan kiymetli saç ihsan etmiş, iki yumurtanin
dumanindan da erkeklerin göğüs ve yüzlerinden kil yeşertmiştir. Ta ki saçla
kadinlar süslü, biyik ve sakalla erkekler belli ve kaşlarla herkes belirmiş ve
taninmiş olsun.
ummuhan
15-05-2015, 11:37
Saçın siyahlığı fazlalığından, sarı oluşu balgamın çokluğundan, beyaz olması
grızı, tabii hararetin zayıflamasındandır. Hararetin zayıflığı da fazla nezleli
olmaktan, çok cima yapmaktan ve fazla üzüntü ve acı
duymaktan ileri gelir. Fakat alnın nuru, gönüllerin başıdır, iki kaş, iki gözün
gölgeliği ve nurlu yüzün hilali olmuştur. Gözlerin, burunla iki kaş arasında
olmaları çarpmalardan korunmaları ve başın ön tarafında yaratılmış olmaları da
vücudun bütün işlerinde ona yol gösterici olmaları içindir. Göz kapakları, göz
yuvarlağının örtüsü ve onun kötü nazardan koruyucusu olmuştur.
Göz kapakları, gözü türlü etkilerden koruduğu gibi, uyku zamanında da göz
yuvarlaklarına örtü vazifesini görür ve gözü süsleyen kirpiklerle birlikte gözü,
toz duman gibi zararlı şeylerden korur. Göz bebeğinin siyah, etrafının beyaz
oluşu, süs ve güzellik içindir. Göz nurunun siyah noktasında bulunması ona,
organların en değerlisi sıfatını vermektedir. Göz bebeğinin, yuvarlağın ortasında
oluşu, tabakalarının gereklerindendir.
ummuhan
15-05-2015, 12:58
Göz yuvarlağinin oval olmasinin sebebi; göz nurunun etrafa yayilmasini
kolaylaştirmak içindir, insan kafasinin yuvarlak oluşu, çarpmalardan
sakinilmasi ve beyin organlarina daha geniş bir yer olmasi içindir.
Büyüklüğünün bu kadar olmasi, en uygun şekildir, insan yüzünün yuvarlak
oluşu, güzelliğiyle güneş ve aya benzemesi içindir. Dudaklarin kirmizi, dişlerin
inci gibi olmalari süs ve güzellik içindir. Burnun kikirdak oluşu, hafif olmasi ve
çarpmalardan zarar görmemesi içindir. Burun deliklerinin geniş olmasi kokuyu
fazlaca ve çabucak almasi ve sümüğün kolayca akabilmesi içindir.
ummuhan
15-05-2015, 14:32
Dişlerin keskinleri kesmek ve kirmak, enlileri öğütmek ve çiğnemek,
dizilişlerinin düzenli oluşu, konuşma zamanlarinda harflerin ve sesin düzgün
çikmasi içindir. Dilin kemiksiz oluşu, lokmayi ağizda hareket ettirmek, harfleri
söyleyebilmek ve kelimeleri kolayca ifade edip bildirmek içindir. Dilin
dudaklarda dişler tarafindan hapsedilmiş olmasi az konuşmasi içindir. Dil bir
olduğu halde göz ve kulaklarin iki oluşu, fazla görmek ve kolayca işitmek içindir.
Kulaklarin başin iki tarafinda oluşu, hafif ve latif olmalari ve çarpmalardan
zarar görmemeleri içindir. Boynun enlilik ve uzunluğunun bu şekilde, bu
büyüklük ve biçimde oluşu, baş ile kolayca münasebet ve bağlanti kurmasi ve
onun ağirliğina dayanabilmesi içindir.
ummuhan
15-05-2015, 14:44
Başin bir tek kemik olmayip yedi omurdan meydana gelmiş olmasi, vücudun her
tarafiyla kolaylikla bağlanti kurmasi içindir.
İnsan başinin, bütün organlarin üstünde ve yüksekte oluşu, şaninin büyüklüğü
ile ululuğunu duyurmak ve kendisinde bulunan akil cevherinin kiymetini takdir
ettirmek içindir. Başin, on duyu organinin başlangiç yeri olmasi, onun şeref ve
değerini artirmaktadir. Bu kadar organ ve kuvvetlerin böyle bir yerde (başta)
toplanmiş olmasi, Cenab-i Hakk'in kudretinin kemalini göstermek ve sanatinin
ululuğunu belirtmek içindir.
İnsan organlarinin şekil ve biçimlerinden sezip anmakla ve bakişin, gönül ve
cana olan emniyet ve selametini, lütuf ve kerametini bildirir
ummuhan
15-05-2015, 14:52
Ey aziz, hikmet ehli demişlerdir ki:
Alemi bu şekil ve surette yaratan Cenab-i Hak, eşi benzeri olan insan alemini en
güzel şekilde ve en beğenilir surette tasvir edip şekil verdikten sonra ona
üfürdüğü ruhu ile bezetmiş ve aydinlatmiştir ve hayvan cinsinden insan türünü,
güzellik ve sevimlilikle benzetmiş, anlama ve konuşma yeteneğiyle üstün
kilmiştir. Gerçi Cenab-i Hak, insanlarin beden ve ruh bakimindan bir
yaratmiştir. Fakat insanlar zeka ve kabiliyette, huyda değişiktir, birbirlerinden
farklidir.

Sonra Allah, lütuf ve inayetiyle, hikmetinin gereğini, sanatinin inceliğini bu
yaratikta göstermiş, yüzünü, şekil ve yapisini içine, organlarinin biçimini ahlak
ve karakterine belirti yapmiştir ki, insan kendi şekil ve yapisindan kendi
vasiflarim bilip ona göre ahlak ve hareketlerindeki, huylarindaki eksik ve
aksakliklari düzeltsin. Sonra arkadaş ve dostlarinin vücut yapisi ve şekillerine
bakip zeka ve karakterlerini, huy ve tabiatlarini ince seziş ve zekasiyla bilsin ve
buna göre onlara muamele etsin, beğensin ve sevsin veya aklini kullanarak
karakterlerine göre hareket ederek onlarla geçinip gitsin veya onlardan
uzaklaşip emniyeti, rahat ve selameti bulsun ve ne kimseden incinsin ne de
kimseyi incitsin. Gönül hoşluğu ile rahat oturup kalksin.
Ey akilli, insan ve cinlerce cihan bağinda beğenilen budur.
ummuhan
15-05-2015, 15:01
Ne kimse senden incinsin, ne de sen bir kimseden incin.
"Güzel huylu insandan hayir isteyin." hadis-i şerifine göre, güzel ve sevimli
insanlarda daima güleş, iyi huy ve tatli sözlerin görüp işitildiği gerçeği
duyurulmaktadir.
Kur'an-i Kerim'de "Herkesin iş ve ameli şekline uygundur." buyurulmasi da buna
işarettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion