HAZRETİ MUHAMMEDİN VEFATI
Bu çalışmamı, tabulara karşı mücadele veren,kurtuluş yolunu geçmişte ve insan ötesinde değil;ancak insanoğlunun kendisinde arayan,evrensel barış için çaba harcayan ve bu yoldaçözüm üreten, fedakârlık gösteren tüm duyarlıinsanlara ithaf ediyorum Burada basit bir örnek vereyim:
Bu çalışmamı, tabulara karşı mücadele veren,kurtuluş yolunu geçmişte ve insan ötesinde değil;ancak insanoğlunun kendisinde arayan,evrensel barış için çaba harcayan ve bu yoldaçözüm üreten, fedakârlık gösteren tüm duyarlıinsanlara ithaf ediyorum Burada basit bir örnek vereyim:
Bilindiği gibi
HAZRET
kelimesi Muhammed zamanında olmadığı, sonradan kullanıldığı ve üstelik de Farsça bir kelime olduğu halde, ben yine de itina göstererek bunu hep kullandım, Hz. Muhammed dedim. Ali ve eşi Fatma, halk nezdinde hazretle anıldıkları ve bu şekilde meşhur oldukları için, onlar için de Hz.kelimesini kullandım. Kullanılmayan yer/ler varsa demek kidikkatimden kaçmıştır.
Benim için önemli olan özdür; yoksa kelime oyununa takılmak gibi ucuz şeyler âdetim değildir.
Johannes Kepler'in (1571-1630)
güzel bir sözü var:
"Bir âlimin eleştirisini milyonlarca cahilin alkışına tercihederim". Böyledir; bir toplumda eleştiri özgürlüğü, tartışma özgürlüğü kısıtlıysa o toplumun ilerleme şansı olmadığı gibi, huzuru da mümkün değildir. Dünyaya bir kuş bakışı bakalım, düşünce-inanç ve ifade özgürlüğünün olmadığı ülkelerin durumları ortada. Belirttiğim bu özgürlüklerin yolu ve zemini de tabii ki sağlıklı bir demokrasiden geçer.Bu çalışmamda Hz. Muhammed'in ölüm nedenini anlatırken, ağırlıklı olarak şu bölümler üzerinde duracağım:-
Hayber'de Yahudi bir kadın tarafından kendisine verilen zehirli et olayı.
- Tebük'te
Hz. Muhammed'e karşı en yakın arkadaşla
rı tarafından yapılmak istenen bir suikast girişimi var; bunudetaylıca açıklayacağım. Aynı zamanda
Veda haccı
dönüşünde en seçme sahabeler tarafından Hz. Muhammed'e
karşı tertiplenen başka bir suikast girişimi var, bunu da an
latacağım.- En önemlisi de Hz. Muhammed'in vefat ettiği sırada,onun isteği dışında, eşleri Ayşe ve Hafsa tarafından kendisine ağız yoluyla verilen ilaç olayı var; bunun üzerinde duracağım.
Bunları anlatmakla birlikte Hz. Muhammed'in öl-
dürülmesinin neden gizli tutulduğu sorusuna kısaca açıklık getirmeye çalışacağım.İşleyeceğim konular ilginç ve halk nezdinde bilinenlerin tam tersi. O bakımdan insan haklı olarak, 'Acaba bu ciddi, hatta trajedik sayılan olaylara karşı İslam tarihçileri,Kuran yorumcuları, siyer ve tabakat yazarları, İslam'ınmeşhur yazarları ne gibi savunmalar yapmışlar?" diye sorabilir. Onun için bu ünlülerden de en zirvedekilerden birkaçının konularla ilgili savunmalarını sunacağım.Kitapta ayrıca Hz. Fatma ve eşi Hz. Ali'nin başına gelenolumsuzlukları özet şeklinde anlatacağım.
Çünkü bu konuda da gerçekler Müslüman kamuoyundan hep gizlenegel-miştir. İslami kaynaklarda bu konuda yeterince bilgi var. Buarada halk arasında Ebubekir'in de ölüm nedeni farklı biliniyor; buna da açıklık getireceğim. Yani bugünkü tabirleEbubekir'in bir siyasi cinayete kurban gittiğini ve bunu yapanın da halife Ömer olduğunu kanıtlarıyla birlikte sunacağım. Yine halife Osman'ın Müslümanlar tarafından linçedilmesi olayı var, onu da işleyeceğim. Halife Ömer birçok konuda ağır bir şekilde suçlanıyor. Bu suçlamaların doğruolup olmadığını tam olarak anlayabilmek için onun bilinmeyen yönleriyle ilgili bazı çarpıcı bilgiler vereceğim. Yine Müslüman kamuoyu tarafından Hz. Muhammed'emal edilen çocuklarla ilgili bir yanlış bilgilendirme var; bunu izah edeceğim. Kısacası, bu çalışmam bugüne kadar Müslüman kamuoyuyla paylaşılmayan farklı bilgilerdenoluşmaktadır.
BİRİNCİ BÖLÜM
HZ MUHAMMED'İN HAYBER'DE YEDİĞİZEHİRLİ ET OLAYI
Hz. Muhammed'e karşı yapılan suikastları işlerken böylemasalımsı, ona karşı güya düzenlenip de mucize sonucu başarısız kılınan suikastleri anlatmayacağım. Örneğin, Ca- bir b. Abdullah'ın anlattığı şu olay: "Bir yere baskın düzenlemiştik; bir ara istirahat için gölgeye çekildik. O arada Hz.Muhammed kılıcını bir ağaca asıp o ağacın altında uzanırken adamın biri gelip onun asılı kılıcını alır ve kendisine,
"Ey Muhammed; bugün kim seni elimden kurtaracak,
seni öldüreceğim"
der. Hz. Muhammed de, "Allah benikurtarır" yanıtını verir.
Bu soru, o adam tarafından üç sefer tekrarlanır ve Hz. Muhammed'den aldığı yanıt da hep aynı... Sonuçta Allah tarafından adam etkisiz hale gelir, vücudu sanki donmuş, felç olmuş gibi olur ve kılıç kullanamazhale gelir." Bu hadis en başta Buhari ve Müslim'de anlatılmaktadır.
1
Cabir b. Abdullah bu olayı üç farklı içerikle anlatır...
Birinde sanki orada bulunan herkes Muhammed ve adamı izlemiş gibi bir aktarım söz konusudur; diğerinde, Muhammed'in arkadaşları o adamı görünce bağırıp çağırmışlar,adam da korkudan ona bir şey yapamamış şeklinde bilgi
1 a- Buhari, Megazi, Zat'ü Rika kısmında, b- Müslim, hem Fedail/Hz. Muhammed'in tevekkülü kısmında, hem korkunamazı kısmında.
iki yıl bir ülkede kal, ondan sonra yönetimi ele geçir, oranın halkıyla da kavga et, onları katlet, yurtlarından eyle.Bunun örneği dünyanın hiçbir yerinde yoktur!Hz. Muhammed ve yandaşları, Hayber kalesini ele geçirince, ölümden kurtulanlar ona şu teklifi sundu: Biz butoprakları sizden daha iyi işleriz. Çünkü yıllarca ekip biçtik,deneyimimiz var. O yüzden bizi öldürmeyin, sürgüne degöndermeyin, biz burayı ekip biçelim, gelirini paylaşalımderler.
Hz. Muhammed de bu teklifi kabul eder ve Hayber toprakları bu anlaşmadan sonra bu şekilde işlenir. Zatenesir düşen Hayber sakinleri için bunun dışında alternatif de yoktu.Hayber'den sonra Hz. Muhammed'in kendilerine yöneleceği bilgisini alan Fedek halici bu pazarlığı duydu. Onlar da Hz. Muhammed'e aynı teklifi sundular ve önerilerikabul edildi. İşte Fedek savaşsız alındığı için, Kur'an'dakiHaşir suresinin 6-7. ayetlerine göre bu köy
(Fedek)
'Fey'sayılırdı. Yani ancak Allah'a ve Muhammed'e ait olacaktı;diğer ganimet malları gibi Müslümanlara dağıtılmayacaktı.Sonuçta Muhammed Fedek köyünü kendine ayırdı; ancak Hayber'i hazine malı olarak arkadaşları arasında paylaştır
dı.
Savaşın kısa durumu bu.
Hz. Muhammed'in bu baskın sırasında yediği zehir
li yemeğe gelince;
Hayber Yahudilerinden sağ kalan Hariskızı Zeynep -ki Selam b. Meşkem'in hanımıydı- soruşturu yor, acaba Hz. Muhammed hangi yemekleri çok sever, di ye. Etin kaburga kısmını çok sevdiğini söylüyorlar kendisine. Bu arada Zeynep bir koyun pişirip içine zehir doldurarak Muhammed'e ikram ediyor, tabii ki Hz. Muhammed'insevdiği kısma daha fazla zehir bırakıyor. Hz. Muhammed yemeğe başlayınca, onun arkadaşlarından Bişr b. Bera,acele edip ondan önce ağzına alıyor ve orada yığılıp can
veriyor.
Hz. Muhammed ise henüz arkadaşı kadar fazla yemediği ve bu arada onun da durumunu gördüğü için, artık yemekten vazgeçiyor. Sonra o yemeği hazırlayan kadı
nı çağırıyor:
"Neden buna gerek duyup bizi zehirlemek
istedin?"
diyor. Kadın da, "Sen bizim başımıza neler getirdiğini iyi biliyorsun. Babam Haris'i, kocam Selam b. Meş-kem'i, amcam Yaser'i, kardeşim Merhab'ı ve diğer yakınlarımla Hayber Yahudilerini öldürdünüz, kalanları da esir-cariye yaptınız. Bunun için ben de kendi kendime dedimki, bu adamı zehirleyeceğim: Peygamberse, Tanrı ile irtibatı varsa, zaten vahiy alır bu etten yemez; ama yalancıysa yemeğe devam eder ve ölür. Dolayısıyla biz kalanlar daondan kurtulmuş oluruz.
O yüzden böyle bir plan kurdum"
diyor.
Burada şunu eklemek isterim: Peygamber olup olmaması bir kenara; bir kere onlardan bu kadar insan öldüren bir Muhammed, nasıl olur da safça, tedbirsiz bir şekildekalkıp bir Yahudi kadının hazırladığı yemeği cesaretle yiye bilir? Şunu da kabul etmek lazım ki, kadın çok yetenekli veaktif biriymiş. Bu plan, her babayiğidin işi değil. Yineliyorum: Hz. Muhammed'in kendileriyle savaştığı ve çoğunukatlettiği insanların kalanlarından birinin hazırladığı yemeği yemesi çok yanlış bir şey; bu kadar tedbirsizliğin açıklaması olamaz. Ben, madem Tanrı arkasındaydı neden haber vermedi sorusundan ziyade; normal bir insan düşman olankesimin yemeğini nasıl bu kadar rahatlıkla yiyebilir diyehayret ederim.Bazı islam tarihçileri,
Muhammed bu olayda kadını affetmiş gibi açıklamalar yapmışlarsa da, bunun inandırıcı bir yanı yoktur. Muhammed bu olaydan dolayı o kadını oradaöldürüyor. Hatta bazı islami kaynaklarda Muhammed'in talimatıyla o kadın işkenceyle, çarmıha gerilmek suretiyle in-
faz
ediliyor.
3
Ha reklam için affetmiş, ha katletmiş bu o kadar önemli değildir. Önemli olan, kendileriyle savaştığı insanların ikram ettiği yemeği yemek, bunun sakıncalarınıgöze almamak. Bu önemli bir yanlıştır. Bazı kaynaklara göre bu zehirli etten sadece Bişr adındaki şahıs değil; birkaçkişi ölmüş diye farklı bilgi de var.
4
Bu olayda yediği zehirli etten dolayı Muhammed'in bedeninde yıpranmalar oluştuğu ve ölene kadar da sıklıkla(hecamat denilen yöntemle) vücudundan kan aldırdığı bir gerçek. Mesela Ebu Hind, Ebu Tayyip adlarındaki şahıslarınondan kan aldıkları kaynaklarda geçiyor.
Hatta bunun karşılığında Muhammed'in Ebu Tayyib'e ücret olarak iki
Sa'
hurma verdiği bile yazılı. Yine İbni Mace'nin aktardığı riva yette, onun eşlerinden Ümmü Seleme'nin kendisine, "Bakıyorum sen o zehirli etten sonra gitgide olumsuz etkileni yorsun" dediğini ve ara sıra onun da Muhammed'den kanaldığını aktarıyor.Buhari ve Müslim'de, "Bazen hac için ihramda iken, bazen oruçlu iken kendisinden kan aldırıyordu" şeklinde hadisler var. Yani kan aldırma, Hayber'de yediği zehirli etinetkisiyle oluşan hastalıktan dolayı oluyordu...Şu not da önemli! Enes b. Malik,
"O yemekten sonra
Muhammed'in ağız bölgesinde bozukluklar oluşmuş
tu"
diye bilgi veriyor.
Bu Enes b. Malik Muhammed'e on yıl yaverlik yapan bir sahabi ve onun bu hadisi en baştaBuhari ve Müslim'de geçmektedir.
5
Bu açıklamalara göre
3 Siret-i Halebi, Hayber kısmında. 2/769. Burada Ebudavud ve başka kaynaklarda da bu şekilde anlatıldığı kaydediliyor...4 İbni Kesir, el-Bidaye ve'l Nihaye, Hayber kısmı. 4/236 ve sonrası.5 a- Buhari, Megazi, Hayber'de ikram edilen zehirli et kısmında. Bir de Tıp kısmı, Muhammed'in zehirlenmesi bölümünde geçer. Ayrıca Hibe kısmında,müşriklerden hediye alma adı altında geçen bölümde anlatılır. b- Müslim, Selam bölümü, zehir (Simm) babında
14 İbni Ebi Şeybe, Musannaf, 20/614-no: 38259-37045 cilt 20/579.15 Tabakat, 6/531, no: 2556.
herhangi bir sorun da çıkarmamıştır. İbni Hazm, bu raviler arasında Velit var; o bakımdan güvensizdir diyor. Ama aynı Ömer gidip Hz. Ali ve taraftarlarını tehdit ediyor, ya gelin Ebubekir'i kabul edin, ya da evinizi yakarım diye. Ama bunu anlatanlar arasında Velit yok. Örneğin; Muhammed b. Bişr Ubeydullah b. Ömer'den, o da Zeyd b. Eslem'den,Zeyd de babasından alıyor şeklinde geçiyor ve bunu en eski tarihçiler-muhaddisler anlatınca bir sorun da çıkarmıyorlar. Peki, İbni Hazm bu hadiste nasıl Ömer'i kurtarır acaba!Bu ev yakma olayını daha sonra detaylıca anlatacağım.
14
İbni Hazm'dan önce iki asırdan da fazla yaşayan bumeşhur hadisçi İbni Ebi Şeybe bunları anlatırken de herhangi bir itirazda bulunmuyor; ama İbni Hazm sudan bahanelerle bu "gibi hadisleri aktaranlara kusur bulmaya çalışı yor. Ama ne yazık ki, bunu yaparken yüzüne gözüne bulaştırıyor, meslektaşları tarafından bile gülünç hale düşüyor.Hemen açıklayayım. İbni
Hacer Askalâni (ö.852.h). Ab-durrahman b. Ebi Hatem el-Razi (h.327.ö), Zehebi Şemsettin (h.748
.0),
İmam Müzi (h.742.ö)
gibi ünlü hadis uzmanları, raviler ve Cerh-Tadil uzmanları, İbni Hazm'ın
"Gü
vensizdir, kimse ondan hadis aktarmamıştır"
dediği Ve
lit b. Cümey' hakkındaki değerlendirmeleri şöyle:"İmam Ahmet b. Hanbel ve Ebu Davud, bu kişide sa
lonca yoktur" demiş. İbni Muin ve Uclî, "Velit bin Cümey'
güvenilirdir" demiş. Ebuzer'a, "sorun yoktur" demiş.
EbuHatem, "hadisleri güvenilirdir" açıklamasını yapmış. İbniSad,
15
"Hem güvenilirdir, hem de birçok hadis aktarmıştır"şeklinde onun hakkında kanaatini belirtmiştir. Bezar, onunhadislerini olumlu değerlendirmekle birlikte kendisini Hz. Ali taraftarı olmalda itham etmiş. Hakim ise, "İmam Müs-
lim ondan hadis almasaydı iyi olurdu" diye yorum yapmış.Kısacası, adı geçen hadis yorumcuları Velit hakkında bu şekilde olumlu bir bilgi aktarmışlardır. Ancak bunlardan İmam Müzi, "ibni Mace dışında başta Buhari ve Müslüm olmak üzere meşhur Kütüb-i Sitte sahipleri ondan hadis aktarmışlardır" açıklamasını da yapı yor. Şunu da hatırlatayım ki, bu değerlendirmeyi yapan şahıslar, hadis usulü, Cerh-Tadil denilen hadisleri ve ravilerideğerlendiren-kritize eden önemli islam mütefekkirleridir.
16
Velit ile ilgili değerlendirme sadece bu kadar kişiyle sınırlı değil; ilgili konu uzmanlarından birçok kişi onun hakkında kanaatini belirlemiş ve onun güvenilir bir hadis ravi-si olduğunu belirtmişlerdir.Kanımca, bunlar İbni Hazm'ın aktardığı hadisi görmemişlerdir; yoksa eğer ravinin aktardığı bu suikast hadisinden haberleri olsaydı, İbni Hazm gibi onlar da adama bir bahane bulurlardı.İbni Hazm'ın "güvensizdir, kimse ondan hadis almamıştır" dediği Velit hakkında islam düşünürlerinin kanaatlerini biraz daha açmak, detaylandırmak istiyorum.
a- Ahmet b. Abdullah Uclî (182-261),
Bunun yorumuzaten yukarıdaki değerlendirmede geçti: "Velit güvenilir biridir" diye kaydetmiş.
17
16a-Askalani,(l)Tehzib-iTehzib, 11/ 138ve (2) Takrib-i Tehzib, no: 7432 Velit kısmında. b- İmam Zehebi, Mizan'ül İtidal, 7/129-no: 9370 Velit b. Abdulah b. Cümey' bölümünde.c- İmam Müzi,Tehzib-i Kemal, cilt 31/35, no: 6713 Velit b. Abdullah b. Cümey' kısmında.d- Ebu Hatem el-Razi, 'Cerh-Tadil', cilt 9/8. Velit bin Abdullah b. Cümey'
kısmında.
17 Marifet'ü Sükat, no: 1943.
b- İbni Şahin Ömer b. Ahmet (297-385),
"Velit b. Cümey' sakıncasız biridir" şeklinde açıklama yapmıştır.
18
c- Osman b. Sait Daremi, (200-280),
"Bu adam güvenilirdir" demiş.
19
d- İbni Sad (230),
"Velit b. Cümey Huzai, güvenilir biridir ve ona ait birçok hadis vardır" şeklinde açıklama yapmıştır.
20
İslamda Kur'an'dan sonra en güvenilir hadis âlimleriBuhari ve Müslim başta olmak üzere birçoğu Velit b. Cümey' adındaki kişiden alıntılar yapmıştır. Zaten az sonra bunu örneklerle anlatacağım. Ben yukarıda hadis uzmanlarının doğum tarihlerini bilerek verdim. Hepsi İbniHazm'dan en az iki asır önce yaşamış ve sorun da çıkarmamışlardır; ama İbni Hazm'ın hesabına gelmediği için öylekuyruklu bir yalan atmıştır ki, meslektaşları bile onu utan-dırmışlardır.
İlk pratik örneğimiz Buhari'den olsun.
Ebu Na-
im'den, o da Velit b. Cümey'den, ninesinden, o da Ümmü Varaka binti Abdillah b. Haris Ensari'den şöyle bir hadis aktarıyor: Hz. Muhammed'in önem verdiği Ümmü Vara-ka'nın bir kölesi, bir de cariyesi varmış. Kadın vasiyet edi yor; ölürsem siz de özgürsünüz, diye. tabii ki bu iki kişininözgürlüğü birinin ölümüne bağlı olunca erkenden onun ölmesini ister. Bu nedenle o iki kişi kadını katlediyor. Olay,halife Ömer zamanında oluyor. Kendisi de her ikisini çarmıha germek suretiyle öldürüyor. Burada güya şu denili yor: Kadın Hz. Muhammed'e demiş ki, izin ver ben de Bedir savaşına katılayım, bari hastalara bakayım. Muhammedde "Hayır sen gelme" demiş ve burada ona "Şehit" sıfatını
18 Tarih'ü Esma-i Sükat, no: 1499.
19 Tarih-i İbni Muin, no: 838.
/O Tabakat, 6/531, no: 2556
Ahmet
bin
Hanbel (164-241):
Tebük
suikastı
olayını anlatırken uzunca bir hadisin ortasında Ammar'la birinin arasında şöyle bir diyalog geçtiğini aktarıyor: Yine diğer kaynaklardaki gibi bunların sayısı soruluyor ve Ammar, "Eğer seni de eklersek bunların sayısı 15 olur" şeklinde karşılık veriyor. Yani burada yine kişinin ismi meçhul.
30
Üstelik İmam Ahmet bin Hanbel bu hadisi, Velit bin Cümey'den aktarıyor ve sıralamayı şöyle yapıyor: Bu hadisi Yezit adındaki kişi Velit bin Cümey'den, o da Ebu Tufeyl'dan aktarmış diyedevam ediyor. Hani konunun başında İbni Hazm, "Bu Velit b. Cümey'den kimse hadis almamış, yalancının biridir" di ye rastgele onun hakkında olumsuz karar vermişti!
İşte böyle: Almış mı almamış mı, durum ortada.
İmam Taberi (Ö.3I0):
Kendi
tefsirinde
şunları
aktarıyor:Hz. Ömer Hüzeyfe'den, "Ben de o münafıklar içinde var mıyım?" diye sormuş. O, "Hayır sen yoksun; ancak bir daha da bu konuda açıklama yapmayacağım" demiş. Taberi,kendi meşhur tarihinde de değişik konularda buna değini yor. Ayrıca
Tehzib-i Asar'
adlı yapıtında çok farklı bir bilgi de veriyor. Burada Nezal adındaki kişiden şunu aktarı yor: Biz bir toplantıda Hüzeyfe ile birlikte Hz. Osman'ın ya-nındaydık. Osman, Hüzeyfe'yi tehdit etti, senden bazı şeyler duyuyorum, senden başka doğru insan yok mu diye...Hüzeyfe yemin içti ki ben bir şey demedim. Hâlbuki Hüzeyfe daha önce bize bir şeyler demişti; ancak Osman'ıntehditlerine karşı inkâr etti.
Osman gidince biz ondan sorduk, bu da ne? Hüzeyfe şu yanıtı verdi: Ne yapayım; bu
c- Yine İbni Kesir'in Kur'an tefsiri, Tevbe suresi 74, 80, 84 ve 101. ayetlerikısmında anlatıyor.30 Ahmet b. Hanmel Müsned, Baki müsned-il Ansar, Ebu Tufeyl Amir b. Vâil
hadisi.
şekilde ayarlamak zorundayım; yoksa daha kötü olur. Evet; bunu anlatan tarihçi ve aynı zamanda meşhur müfes-sir/Kur'an yorumcusu İmam Taberi.
31
Burada Hüzeyfe'ninniçin Ömer'e "Sen o listede yoksun" demesinin asıl nedeni belli oluyor: Korku. Yoksa Ömer onu sağ bırakmazdı!
İbni Ebl Şeybe (t59-235):
Münafıklardan biri ölüyor.
Te-
bük'te Hz. Muhammed'in devesini çeken Hüzeyfe adındaki kişi, o adamın cenaze namazına katılmıyor. Bu Hz.Ömer'in dikkatini çekiyor ve Hüzeyfe'den soruyor: Acaba bu da sözü edilen o münafıklardan mı diye? Hüzeyfe
"Evet"
diyor. Ömer yine soruyor: Peki benim de onlarıniçinde ismim geçiyor mu? Hüzeyfe, "Hayır" diyor ve
"Ar
tık bu konuda kimseye açıklama yapmak istemiyorum"
diye ekliyor.
32
Ebubekir Ahmet
b.
Bezsır
(h.292.ö):
Bu konuda A'meşEbu Vâil'den o da Hüzeyfe'den alıntı yaparak, münafıkları bilen Hüzeyfe'den şöyle bir olay aktarıyor: Hz. Ömer bir cenazeye çağırılıyor. Hüzeyfe ona dur diyor/gitme, bu dao münafıklardandır eliyor. Bunun üzerine Ömer, "Allah aşkına ben de onlardan mıyım?" diye soruyor.
Hüzeyfe, "Ha yır; ancak bu konuda bir daha kimseye açıklama yapmak istemiyorum" diye ekliyor. Ayrıca burada hadisin dipnotunda başka birkaç kaynağın da isimleri veriliyor.
33
31 Cami'ul-Beyan Tefsiri, Tevbe suresi 101. ayetin açıklama kısmında.Bir de başka bir kitabı Tehzib'ül Asar'da buna yer vermiş, no: 1484, cilt 4/202.32 Musannaf, Kitab'ül Fiten, no: 37390, cilt= 21/162.33 Müsned-i Bezar, 7/293. no: 2885.
Ebu Yusuf Yakub b. Süfyan Besevi (h.277 ö.):
Besevi, bu
münafıklardan biri ölünce Hüzeyfe onun cenaze merasimine katılmıyor. Ömer, "Bu da o bilinenlerden mi?" diye soruyor. Hüzeyfe "Evet" yanıtını veriyor. Ömer yine soruyor: Allah aşkına ben de onlardan mıyım? Hüzeyfe,
"Hayır, an
cak bundan sonra bu konuda kimseye açıklama yap
mak istemem"
diyor.
34
Ebubekir el-Helal (234-311):
Hanbelî Mezhebi'nin
önemli isimlerinden olan bu kişi, münafıklardan biri ölüyor, bu arada Hüzeyfe b. Yeman onun cenaze merasimine katılmıyor. Halife Ömer soruyor: Acaba bu ölen kişi münafıklardan mı? diye. Hüzeyfe,
"Evet?
diyor. Ömer yine soru yor: Allah aşkına ben de onlar içinde var mıyım? Hüzeyfe,
"Hayır"
diyor ve ekliyor: Artık bundan sonra bu konudaaçıklama yapmak istemem diyor.
35
Rabl' b. Habib el Basrl (h.75 ? ö.):
Bu yazar Müsned'inde
şunu aktarıyor: Bir gün Hüzeyfe b. Yeman Hz. Ömer'le karşılaşıyor. Meğer o sırada Ömer de bir cenaze merasiminden dönüyormuş.
Ömer Hüzeyfe'yi eleştiriyor; Hz. Muhammed'in sahabilerinden biri ölüyor, sen artık cenazelerede katılmıyorsun diyor. Hüzeyfe, bilmiyor musun ki Hz.Muhammed'in bana söylediği sırları/gizli emanetleri var!Ömer yine soruyor: Acaba bu ölen kişi onlardan mı? Hüzeyfe, hey Allah'ım bu da onlardandır diyor. Ömer, peki ya ben de onlardan mıyım? Adam hayır diyor ve bir daha da bu konuda konuşma yapmak istemediğini belirtiyor.
36
34 Besevi, El-Marifet'ü ve'l Tarih, 2/769.35 Es-Sünne, no: 1288/ cilt, 4.. Bab'ü münakehet'il Mürcie kısmında.36 Sünen-i Rabi, 4.cilt Cabir b. Zeyd hadisleri kısmında. No: 92
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
AYŞE ve HAFSA'NIN Hz. MUHAMMED EİÇİRDİKLERİ İLAÇ
a- En Başta Buhari ve Müslim'de Ledud Olayı
Hz. Muhammed'in ölüm nedeni şu hadiste aranmalıdır demek, yerinde bir ifade. Kitabın ana teması, aslında bu bölümdür. Kalan kısımlar birer teferruattır, tabii ki onlar daönemli; ancak burası çok farklı. Bir şey anlatmadan hemenkonunun başında yorum yapmak doğru değildir. Vurgulamak istediğim, Hz. Muhammed'in ölüm gerçeği bu başlıkta aranmalıdır.Buhari'nin anlatımlarının birkaç yerinde, Müslim'de ve başka da birçok İslami eserde ortak olarak işlenen şöyle bir olay var: Hz. Muhammed son hastalığında ölüm döşeğin-deyken bir ara ayılınca bakıyor ki ona ağız yoluyla ilaç içi-riyorlar.
Bunu görünce çok kızıyor ve
"Sizi, sakın ola ba
na bir şey içirmeyin diye uyarmadım mı? Neden bana
ilaç içirdiniz? Hepiniz bu ilaçtan içeceksiniz, ben de
bakacağım; ancak amcam Abbas hariç. Çünkü o sizin
le beraber değil, planın içinde o yoktur"
diyor. Bazı riva
yetlere göre, Muhammed bu ilaç meselesini fark edinceonlara soruyor, kim yaptı diye? Onlar da amcan Abbas yaptı yanıtını verince kendisi, içinizde zaten tek sağlam kişi amcamdır diyor. Bu rivayet çok yaygın; ancak İbn'il Cev-zi'nin aktardığı cümleler daha da ilginç: Hz. Muhammed
bu arada eliyle Habeşistan'a işaret ederek, bu ilaç içirme yöntemi Habeşli kadınların işidir diyor. Demek ki onlar bu yöntemle insanları zehirlemekle meşhurmuş ki böyle söylüyor.
57
Zaten bu konuda hem Buhari, hem de Müslim bağımsız bir bölüm açmışlar:
Ledud
bölümü. Ve her iki kaynağınsarihleri de,
'Ledud',
hastanın istemediği halde, rızası dışında kendisine verilen ilaç demektir tanımını da yapmışlardır. Hatta İbni Sad gibi bazı tarihçiler, Muhammed onlara, neden sizi uyardığım halde bana bunu yaptınız, üstelik ben oruçluydum demiş.Hz. Muhammed'in o ağır hastalık haliyle oruç tutması bir kere inandırıcı değil. Ancak belki ona ilaç içireceklerinitahmin ettiği, bunu onlardan beklediği ve sezdiği için böyle bir taktiktiğe başvurmuş olabilir: Bakın ben niyetliyim,sakın ola bana bir şey vermeyin demek istemiştir. Ama buna rağmen onu dinlememişlerdir.
İbni Sad gibi bazı İslam tarihçileri bu konuda net sürede veriyorlar. Pazar günü ona ilaç içiriyorlar, ondan sonraçok ağırlaşıyor ve pazartesi günü, yani bir gün sonra vefatediyor. Çok ağırlaştığını duyup da yanına gelen Üsame b.
Zeyd,
"Geldiğimde bana bakıyordu; ancak artık konu
şamıyordu"
diyor.
58
Hadisten, orada bulunanlar içinde yalnız amcasına gü vendiği kesin. Kalanlar zaten eşleri Ayşe ve Hafsa (ki zatenhasta iken Ayşe'nin evinde kalıyordu). Çok açık ki onlara
57 a- Buhari-Müslim, L. Ve'l Mercan, no: 1427. b- Ibn'il Cevzi, Tıbbi Nevevi, Ilac'u Zatei'l cenb 1/66.c- Buhari, 1-) Megazi, Muhammed'in hastalığı kısmında. 2-) Tıp, Ledut md bölümü. 3-) Diyat, bir grup tek kişiyi katletse kısmında.d- Müslim, Selam.58
İbni
Sad, Tabakat, Üsame b.
Zeyd
seriyesi, 2/345,
Halebi,
Insanu'l
Uyun,
aynı kısım.
güvenmemiş. Çünkü onun ihtiyaç duyup böylesine bir uyarıda bulunması, sakın benden habersiz bana ilaç içirme- yin demesi, aslında birçok şey ifade ediyor.
Demek ki kuşku duyduğu bazı emareler daha önce yaşanmış ki, onlaragüvenmiyor. O nedenle kendilerini ilaç içirmeme konu
sunda uyarıyor.
Gerçi burada Ayşe'nin yaptığı bir savunma da var. Şunu diyor: Aslında bizim yaptığımız bir şey yok; ancak Muhammed ilaçtan korktuğu için kızıyor.
59
Herhalde Ayşe bukadarını da becerebilir; hemen kalkıp "ben yaptım" diyecek hali yok ya. Bir de benzer şüphe içerikli hadisleri hep Ayşe anlatıyor, neden diğer eşleri de bu anlatımlarda yok,neden bunlar hep Ayşe'ye dayalı? Bu durum Ayşe'nin aktif olarak bu planların içinde olduğunu gösteriyor.İlginçtir ki bu hadisleri açıklayan, bunlar üzerinde şerh yapan kişiler, eften püften noktalar üzerinde durmuşlar.Mesela buna bakarak, acaba hastaya, isteği dışında ilaç verilir mi gibi şeyler. Kimse, acaba Ayşe-Hafsa aracalığıyla böyle bir planın uygulanması mümkün mü, siyasi bir komplo ihtimali var mı diye bu konuda kafa yormamış ve ya bilerek değinmek istememiş.
Ayşe, "Hayatımda Muhammed'in ateşi ve ağrısı kadar şiddetli birağrı-ateş görmedim" diyor.
60
Muhammed kendi ateşi hakkında, "Bana yedi kuyudan su getirin İd, kullanayım da belki biraz serinlenirim; ama ateşimin düşüreceğini hiç sanmıyorum" diyordu.
61
Burada yineliyorum: Üç
59 El-lü'lüü vel-Mercan, no: 1412.60 El'lü'lüü ve'lMeracn, no: 1661.61 a- Buhari- Megazi, bab'ü merd-i nebi ve tıp kısmında, b- ibni Sad.Tabakat 2/367.c- Ebu davud, Sünen, Diyat kısmı no: 3913.d- A. Razzak, Musannaf, no: 19815.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder