4 Eylül 2018 Salı

“YERE DÜŞMEKLE CEVHER, SÂKIT OLMAZ KADR-Ü KIYMETTEN”


NİCE CEVHER VAR Kİ…


“YERE DÜŞMEKLE CEVHER, SÂKIT OLMAZ KADR-Ü KIYMETTEN”
Namık Kemal -



Şiirle daha çok iç içe olmaya başladıktan sonra, özellikle ilk kaydolduğum 
Antoloji sitesinde her türden binlerce şiir okuduğumu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Okuduklarımın hepsine “şiir” demek elbette çok doğru değil. 
Çoğu şiirimsi, şiir adına yazılmış sözler, şiir diye yazılan nesirler, güzel cümleler veya rastgele dile getirilmiş cümleler.
Hatta çoğu, cümle olmaktan, şiir cümlesi, dizesi olmaktan bile yoksun kelimeler topluluğu…
Yine de okudum. 
Kurulan arkadaşlıklar adına, dostluklar adına, grup birliği adına…
Pek çok kişi orada kendini göstermeye çalıştı. 
Bazı arkadaşlar adeta stajını tamamlayıp ustalaştı. 
Şiir vadisinde çok ön saflarda yer alanlar da oldu tanıdıklarımdan. 
Eser sahibi olanlar da…
Nice cevher gördüm ki, ya bir köşede sessizce ve kendince yazmaya, okunmaya; takdir ve iltifat görme düşüncesinden uzak var olmaya çalıştılar bu alanda. Bir kısmı bunu başarabildi. Bazıları “ben” diyerek hep kendilerini öne çıkarma gayretine girdiler.
Velhasıl her türden, her çeşitten, her cinsten insanla, şiir yazma gayreti içine giren kişilerle bir şekilde, şiir vasıtasıyla tanışma fırsatım oldu. 
Bunlardan biri de, bir zaman şiir grubumuzda yer alan değerli - ilk adıyla Aydanur Duman – sanırım gerçek adıyla Aydanur Demirli idi.
Sessiz, sakin, kendi halinde ve kendi dünyasını sessizce yaşayan bir isimdi Aydanur Hanım, benim için.
Şiirleri ise pek çok şiir yazan, kendine “şair” diyen nicesinin yazdıklarından kat be kat yukarılardaydı. 
Özellikle serbest şiirde harikalar yaratacak, zirve yapacak bir üslup ve konu zenginliğine sahipti. 
İşte bu şiirinde hakkında düşündüklerimi adeta ispatlamış görünüyor. 
Ama ne yazık ki, kayıplarda. Serap misali, bir var oluyor, bir yok. Devamlı bulunamıyor sitede.
Sanırım aile meselesi, eşlerin güvensizliği ve özellikle bu sayfalarda yer alanların lüzumsuzlukları böylesi gönlü güzel insanları, dili kıvrak, edebiyata çok yatkın insanları siteden uzaklaştırıyor. 
Savuruyorlar edebiyatımızın geleceğini, şiirimizin kazanacağı değerleri…
Değerli Demirli, sizler yere düşmediniz. Savrulmadınız. 
Sanırım ve üzülerek söylüyorum, ENGELLENDİNİZ…
Aileniz tarafından, ayaliniz tarafından, yakınlarınız tarafından… 
İnançlarınızı bahane ettiler belki de… 
Kadınlığınızı, anneliğinizi, ailenizi, yuvanızı, edebinizi…
Sanki bir yerlerde yazmakla bunlardan uzaklaşmış mı olunuyor/muş!?..
Maalesef böyle bir anlayıştan kurtulmak hiç de kolay değil/miş…
İnsanın düşündüklerini yazması, hayallerini dile getirmesi, duygularını ifade etmesi ne zamandır hata, suç veya kabahat sayılıyor?
İnsanlığımızı unutarak “KADIN” mı deyip geçelim? 
Olmamalı böyle bir anlayış.
Bu durumu, yakından tanıdığıma inandığım kişileri düşünerek rahatlıkla söyleyebiliyorum.
Nice cevherimizi kaybediyoruz.
Gün ışığına çıkması engellenen nice cevheri…
Sebep her ne olursa olsun, tek kelimeyle “MAALESEF!” diyorum.
Sevgi, saygı ve selamlarımla…



Hikmet Çiftçi 
21 Mayıs 2018 
*
Not: 
Değerli Aydanur Demirli’nin bu yazımı okuyup okumayacağını bilmiyorum. 
Benimki genel bir değerlendirme ve seslenişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion