| Yahudilerin Osmanli Devleti'nin esas unsuru Türkler ile hakimiyet yarisina girmeleri dönmeler ile baslar. Bu dönem masonlar'dan önceye dayanir ve Sabatay Sevi (Sabbatay Zevi) adli ruh hastasi bir Yahudinin basinin altindan çikmistir. Akillara durgunluk verecek kadar süratle gelisen ve insani hayretten hayrete düsürecek kadar karmasik olan Sabatay Sevi olayi, sadece Türkiye Yahudilerini etkilemekle kalmamis, hemen bütün dünya Yahudilerini tesirine almistir. Hadise Sabatay Sevi'nin mesihligini ilân etmesi ile baslamis, Yahudi cemaatinin önemli bir kismini pesine takmasiyla doruga çikmistir...
Her ne kadar olay, Sabatay Sevi'nin Müslümanligi kabul edip yandaslarini da Islam'a çagirmasiyla sona ermis gibi görünürse de, Türkiye'de hâlâ varligini sürdüren bir dönme toplulugunun ortaya çikmasi açisindan büyük önem tasir. Burada bir kaç kelimenin tam mânâsini vermek yerinde olacaktir.
- Muhtedi: baska bir dinde iken, samimi olarak Müslümanligi kabul eden kisi... Ihtida, hidayet, yani Tanri'nin yardimina mazhar olarak hakikate erme anlamina gelir. - Mürted: Müslüman iken Islam'dan çikip baska din kabul eden kisi... Irtidad'dan gelir... Tard kelimesiyle baglidir... Yani aslinda lâyik olmadigi için dinden çikarilmis demektir. - Münafik: Müslüman görünmesine ragmen baska bir din tasiyan, içi baska, disi baska kisi... Dönme tabiri en çok buna uymaktadir. - Mütedeyyin: Islam'dan baska bir dine samimi olarak bagli kisi... Aslinda dindar anlamina gelir... Bazen yanlislikla Müslümanlar için de kullanilir.
YAHUDİLER VE MESİHLER Yahudilerdeki mesih beklentisi daima onlarin basina belâ olmustur. Hz. Isa, Hz Muhammed gibi gerçek peygamber ve kurtaricilari hep reddetmisler, ama sahte mesihlerin pesine takilmaktan kendilerini alikoyamamislardir.
M.S. 400 yillarinda giritli Mose diye bilinen biri mesihlik iddiasiyla ortaya çikmistir. Yahudilere onlara arz-i mevud'a götürecegini vaadetti. Onlarin artik paraya mala ihtiyaci olmiyacagini söyleyip ellerinden her seylerini aldi. Sonra belirli günlerde onlari parti parti bir buruna getirip denize atlamalari istedi. Sözde yüzüp karsida arz-i mevud'a ulasacaklardi... Bunlardan çogu öldü... Bir kismi denizciler tarafindan kurtarildi, ama açikgöz Mose'yi bulmak mümkün olmadi!.. Topladiklariyla sivisip gitmisti!..
Sonra Halife Yezid zamaninda serene diye biri ortaya çikti. O da Yahudilere devlet vaad ederek etrafina epey adam topladi. Ancak halife kendisini yakalatip sorguya çekince, bunu Yahudilerle alay etmek için yaptigini söyledi!..
1146-1160 yillari arasinda iran Yahudileri arasinda Menahem Ben Solomon diye biri çikip mesih oldugunu iddia etti. Tam o günlerde haçlilar Kudüs'te bir krallik kurmuslardi. Taraftarlari ile amediye kalesine saldirip orasini kendisine merkez yapmak istedi. Ancak yenildi ve öldürüldü!
Hemen arkasindan iki açikgöz çikip Yahudilere henüz her seyin bitmedigini, kendilerini kutsal topraklara götüreceklerini vaad ettiler... Bunlar kandirabildiklerinin mal ve mülkünü sattirdilar. Paraya çevirdiler. Sonra o kisilere yesil elbiseler giydirip karanlik bir gecede surlardan "kurtulus" atlamalarini söylediler. Onlar da atladi... Yahudiler arasinda o yil "Amut Tayyaran" olarak anilir... Yani kus gibi uçmaya çalisanlar yili!..
Daha niceleri vardir... Ama bunlarin en dikkat çekeni Sabatay Sevi'dir. (kaynak: Dönmeler ve Dönmelik Tarihi, Dr. Abdurrahman Küçük).
Sabatay Sevi 1626'da Izmir'de dogdu... Gençligi Avrupa'da 30 yil din savaslarina (1618-1648) denk gelir ki, bu savaslar mason Frederik'in Bohemya krali olmasi ile baslamisti. Babasi Türklerin "Kara Mentes" diye bildikleri Mora'dan gelme Mordehey Levi adindaki Yahudi idi... Sabatay'i Isak D'alba adli hahamin yanina verdiler... Dini bilgisi bu suretle gelisti... 15-16 yasinda Yahudi tasavvufu diyebilecegimiz Kabbala'yi inceledi...
Kabbala ayni zamanda bir nev'i Tevrat hurufiligidir... Yani Yahudi alfabesinin her harfine bir rakam vererek kelimelerden mânâ çikarma sanatidir. Çok zeki olan Sabatay, Kabbala'ya göre, Sabatay Sevi adinin 814 rakami ile "kaadir" anlamina geldigini gördü... Ve bundan yararlanmak istedi!.
Yahudi inanisina ve Kabbala'ya göre 1648'de mesih'in zuhur edecegi söyleniyordu... Sevi iste bu mesihin kendisi oldugunu söyledi!.. O tarihte 22 yasindaydi... Tabii kimse inanmadi... Ama Sevi yilmadi.. Istanbul'a Selanik'e gitti... Ailesinin, kendisini bu sevdadan vazgeçirmek için 3 defa evlendirmesine ragmen, sevi ermislik iddiasindan kizlara yaklasmadi... Bu arada hiristiyanlarin da 1666'da bir mesih bekledigini ögrendi ve talihini bir de o tarihte denemek istedi... Hazirliklara basladi. Misir'a, Kudüs'e gitti... O sirada osmanli topragina pek çok Polonya Yahudisi göçmüs, bunlarin bir kismi da Kudüs'e gelmisti... Sefil ve perisan haldeki bu insanlar manevi bir güç arayisi içindeydiler... Sabatay Sevi'nin mesihlik iddiasi pek taraftar bulmamasina ragmen, dilden dile yayiliyor, bir uçtan bir uca Yahudilerin yasadigi her yere ulasiyordu... Sabatay Sevi bu arada bir firsati degerlendirerek, Kudüs Yahudilerine yardim toplamak için kahire'ye gitti... Ve oldukça yüklü bir yardimla döndü.
Bu arada polonya'daki karisikliklar sirasinda anne ve babasini kaybetmis sara adli fettan bir kizin kulagina sevi'nin mesihligi dedikodusu çalindi... Kiz da bundan yararlanmak isteyerek bir rüya uydurdu... Güya kendisine gaipten bir nur görünmüs ve 1666 yilinda ortaya çikacak Sabatay Sevi adli mesih ile evlenecegi müjdelenmisti... Bu rüya da agizdan agiza yayildi ve Sevi'nin kulagina kadar geldi. Nihayet ikisi kahire'de Sevi'nin dostu Sarraf Rafael Jozef'in evinde evlenerek kehanetin(!) gerçeklesmesini sagladilar... Bu olay, zaten yakisikliligi, hakim görünüsü ile gittikçe daha etkili olmaya baslayan Sevi'nin söhretini arttirdi.
SABATAY SEVİ'NİN PEYGAMBERLİK İDDİASI VE BAŞINA GELENLER Sevi'nin en büyük yardimcisi ise 20 yaslarinda iken tanistigi Gazze'li Nathan adli Yahudi idi... O da din konularinda bilgili idi, ama bir baska özelligi daha vardi... Bes parasi yokken Gazze'nin sayili zenginlerinden Samuel Lisbona'nin kör ve topal kiziyla evlenmeye razi olmus, bu suretle hayal bile edemeyecegi bir servete kavusmustu...
Bu kurnaz ve zengin Yahudi, bir gün Sevi'ye yine uydurma bir rüya naklederek "bir nurun Sabatay'in Mesih oldugunu söyledigini" ve buna inandigini belirtti... Ancak ufak bir sarti vardi (!), Sevi de Nathan'in peygamber (Kahin) oldugunu kabul edecek ve açiklayacakti!... Böylece Nathan'in serveti de hizmetlerinde olacakti!..
Sabatay Sevi bu firsati hiç kaçirmadi. (Yandaki “D”yi çekip, gizlenenin resmine tıklayınız)
Böylece, bozacinin sahidi siraci, ikisi birbirini taniyip mesih ve peygamber ilan ettiler... Ve Kudüs'ten fazla bir tepki görmemek için Sevi'nin Izmir'e dönmesine karar verdiler... Sevi önce halep'e ugradi ve beklemedigi bir ilgi gördü... Sahte mesih Sabatay 1667 yilinin eylül ayinda adeta kaçmak zorunda kaldigi Izmir'e döndü... Hahamlarin tepkisini çekmemek için bir bayram gününü bekledi ve o gün halka mesih oldugunu tekrarladi...
Gördügü ilgi üzerine sinagog sus-pus oldu... Bir süre sonra Izmir kadisi'ni ziyaret etti. Türkçesi bozuk oldugu için agabeyi tercümanlik yapti... Gayrimüslimlerin islerine karismamayi gelenek haline getirmis olan Osmanli devlet memurlari gibi, kadi da olup bitenden haberdardi ama, Sevi'yi dinlemekle ve ziyaretinin sebebini sormakla yetindi. Sevi bocaladi ve sultan'in aleyhinde bulunan üç Yahudiyi ihbar etmek için geldigini söyledi!..
Bu ziyaret dahi söhretini arttirdi... Almanya'dan, adalar'dan, Polonya'dan bile Yahudiler gelip kendisini ziyaret etmeye basladilar. Sevi bu arada üç nikahli karisina el sürmemesinin acisini çikartarak, gelen Yahudi dilberlerinden, "mesh etmek" bahanesiyle, nasibini almaktan geri kalmadi1.. Karisi Sara ise bunlara göz yummasinin dogru olacagini sezmisti... O da gönlünü baska erkeklerle eglemeye devam etti.
Osmanli'nin müsamahasi Sevi'nin hirsini arttirdi... Bir gün bütün Yahudilerin krali olarak taç giydi!.. Ardindan beyannameler yayinlayip dünyayi 38 kralliga ayirdigini, her birinin basina da yakinlarindan birini tayin ettigini duyurdu!.. Izmirli Türkler ise bu olaylara biyik altindan gülmekle yetiniyorlar, yetkililer ise hala seslerini çikartmiyorlardi...
Bir ara Sevi, bir firsati degerlendirerek, bir Italyan Yahudisi olan Jozef Penhaz'i, Hz. Isa'ya özenerek sözde diriltti... Söhreti daha da büyüdü!..
Sonunda saray ise el koydu. Padisah, IV. Mehmet ve sadrazam da Köprülü Fazil Ahmet Pasa idi. Ahmet Pasa olayi ögrenince Sevi'nin Istanbul'a getirilmesini emretti. 1668'de Istanbul'a getirilip önce Çavusbasi'nin önüne çikarilan Sevi iddialarindan inkar yoluyla kurtulmaya çalisti ama, fena halde dövülüp zincire vuruldu. Bu arada Istanbul'daki Yahudiler "mesih geldi." Diye büyük heyecan içindeydiler. Hatta bazilari, Sevi'nin zindana atilmasini protesto etmek için dükkanlarini açmadi. Bu arada isteyenlerin sahte mesihi ziyaretine izin verildi. Iste bu ziyaretçilerden biri, sarayda etkili sadrazam sarrafi Mordehay Kohen'in oglu Yuda Celebi idi. Oglunun israrlarina dayanamayan sarraf, sadrazam'a Sevi'nin sikintili hayatini anlatinca, Ahmet Pasa Sevi'yi daha rahat olan Aydos kalesi'ne sürdü. Sevi, müritleri ve sekreteri Samuel Primo'yla birlikte Aydos'a gitti.
Bütün bunlar Osmanlilarin diger bütün Türkler gibi kendi topraklarinda yasayan azinliklara karsi ne kadar müsamahakar oldugunun çok açik bir delilidir. Eger böyle bir iddiayi bir Türk öne sürse idi, çoktan kellesi vurulurdu. Aydos'ta yasayan Sevi'nin ziyaretçileri gün geçtikçe artmaya basladi. Öyle oldu ki, Aydos'u ziyaret adeta Kudüs'e hacca gitmis kadar makbul addedilmeye basladi.
Avrupa'nin bir çok kesiminden Yahudiler varini-yogunu satip sahte mesihi görmeye geliyorlardi!.. Bunlarin arasinda Nehime Kohen adinda bir din alimi de bulunuyordu... Kohen'nin ufak bir arzusu vardi... O da Sevi gibi mesih olmak istiyordu!.. Buna da bir kulp bulundu. Eski Yahudi kutsal kitaplarinin birinde, biri Efrahim'in, biri de Davud'un oglu olmak üzere iki mesihten söz ediliyordu... Kohen iste bu ikinci mesihlige talipti!... Alçakgönüllü oldugu için de Davud'un oglu olma serefini Sevi'ye birakmisti!.. Bu iki kisi Aydos kalesinde tam üç gün pazarlik ettiler... Sonunda anlasamadilar... Fena halde bozulan nehime kohen, Edirne'ye gidip Padisahin av sarayi olarak kullandigi eski saraya basvurdu... Sevi'nin bütün sirlarini söyledigi gibi, onun saltanat pesinde oldugunu belirtti... Bunun üzerine Sabatay Sevi bir gece Aydos'tan alinip Edirne sarayi'na getirildi.
Bu olayin bir sebebi de Canakkale halkinin Sevi'yi ziyarete gelen Yahudilere yiyecek yetistirememesinden, kitlik çekmelerinden dolayi yaptiklari sürekli sikayettir.
Edirne Yahudilerini bir telas aldi!... Ama bir süre sonra mesih'e kursun islemeyecegi, kiliç kesmeyecegi iddialari öne sürüldü!.. Herkes her an bir mucizenin olacagindan emin görünüyordu.
Edirne sarayinda cereyan eden sorguya çekme isleminde sadrazam kaymakami Mustafa Pasa, seyhülIslam Minkirzade Yahya Efendi, sultanin imami Vani Efendi hazir bulundular... Padisah IV. Mehmed de adet üzerine bitisik odada kafes arkasindan durusmayi izledi. Tercüman da Sultan'in bashekimi, muhtedilerden (Yahudi iken Müslüman olmus) Mustafa Fevzi Efendi idi. Sülalesi "Hayatizadeler" olarak bilinirdi.
Mustafa Fevzi Efendi Sevi'ye söyle dedi : - "Ey Mordehay oglu Sabatay Sevi, mesihligini ilan ettin. Simdi göster mucizeni!" - "Ne mucizesi efendimiz?.." - "Simdi anadan üryan soyunacaksin... En mahir okçularimiz vücudunu nisangah yapacaklar... Oklar islemezse sen hakikaten mesihsin!.. Islerse Allah yardimcin olsun." - Sevi'nin korkudan dili tutuldu!... Sonra mesihligi de bütün iddialari da reddetti!.. Hepsinin baskalari tarafindan uyduruldugunu söyledi.
Sultan IV. Mehmed tatmin olmadi... Eger Sevi söylediklerinde samimi ise Müslüman olmali, degilse kellesi gitmeliydi!.. Yahudi asilli, eski adi Moche Ben Rafael Abravanel olan Hayatizade Fevzi Efendi'nin, bu teklifin yapilmasinda etkisi oldugunu kabul etmek pek yanlis olmaz... Neticede Sabatay Sevi Yahudi olarak girdigi Edirne Sarayi'ndan Müslüman, daha dogrusu DÖNME olarak çikti!..
Taraftarlari bir türlü inanmak istemediler!.. Hatta Sevi'nin içeride Müslüman din alimleri ile tartismaya giristigi ve onlari alt edip, Padisah'i da sasirtarak çiktigi rivayetleri yayildi!.. Halbuki içeride dilbazligi ve bilgisi ile meshur “Hünkar Seyhi” lakabiyla ün yapmis Vani Efendi vardi. Sevi'nin onun karsisinda laf edebilmesi mümkün degildi!..
Dönmeler ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Yahudi, Yahudilikten dönmez!" Hadisi ve Kur'an'in münafiklar hakkindaki âyetlerinin isaret ettigi gibi, Sevi yalnizca dis görünüsüyle Müslüman oldu!.. Sevi, bir kurnazlik daha yapti... Sultan'a ve müftüye müracaat ederek taraftarlarini Müslüman yapmak için izin istedi!.. Onlari özel bir kiyafet altinda toplayacak, bu da diger Yahudilere örnek olacakti!.. Saray buna da izin verdi. Böylece sarikli cübbeli, "disi Müslüman-içi Yahudi" bir dönme toplulugu olustu... Tâ Istanbul'dan Bagdat'a, hattâ Kudüs'e kadar!... Bunlar kendilerine "müminîn" adini taktilar, yâni inanmislar... Ama neye inandiklari belliydi!..
Sabatay Sevi bu arada 18 emir yayinladi. Emir kelimesiyle Musa'nin on emri'ni hatirlattigi için Yahudilere, 18 sayisiyla da Müslümanlara sirin görünmek istemisti. Bunlar arasinda iyi huylar telkin edenleri de vardi (Allah'in birligine inanmak, yalan söylememek, aralarina kaatilleri almamak, zinâ etmemek gibi), saçma kurallar vazedenleri de (Kral Sabatay Sevi'nin hakiki mesih olduguna imân etmek, adi geçince saygi göstermek, Müslüman oldugu günü bayram olarak kutlamak gibi)...
Bir de gizlilik emredenler vardi : - "Davud'un mezmuru hergün gizli okunsun. Müslüman Türklerin âdetlerine onlarin gözlerini örtmek için riâyet edilsin. Müslümanlarla nikâh kiyilmasin!.."
Sabatay Sevi ayrica 16 tane de bayram koydu ki, bunlar günümüzde bile dönmeler tarafindan, Müslüman Türklere farkettirmemek için geceleri kutlanir... Bunlarin farkedilmesi, aramizda hâlen belirsiz dönme olarak yasayanlarin taninmasina da yardimci olacaktir.
Bu bayramlardan en önemlisi, bizde Alevîlere atfedilen bir olayla ilgilidir. "kuzu bayrami" olarak bilinen bu bayramda 22 mart gecesi en az iki erkek, iki kadin olmak üzere toplanilir ve kuzu yenir. Yemek bitince isiklar söndürülür (eskiden mum isigi idi)... Bundan sonrasi ise burada yazilamayacak kadar edep disidir!.. Bu birlesmelerden dogan çocuklar kutsal sayilir. Bayramin bir adi da "dört gönül bayrami"dir.
TÜRK DEVLET İDARESİNDE YAHUDİ ETKİSİ ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder