Okuma Süresi: 3 dakika

Aç kalmak faydalı mı?

“Aç kalmak” ve aç kalmanın yararları konusunda son yapılan araştırmalara göre, 2-4 gün aç kalmak, sadece vücudun bağışıklık sistemini korumaya yardımcı olmaz. Aç kalmak, hücre yenilenmesini de hızlandırmaktadır.

Aç kalmak, toplumda olumsuz anlamlar uyandıran bir kavramdır. İnsanlığın var oluşundan beri bütün çabalar açlık duygusunu yok etmek için olmuştur. Hatta insanlar bulduklarıyla yetinmemişler, karınlarını daha fazla doyurmak için, başkaca insanların gıda maddelerini, zenginliklerini savaşlarla ele geçirmeye çalışmışlardır.

Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde bilim adamları uzun süre aç kalmanın hem fareler hem de uzun süre kemoterapi uygulanan kanser hastaları üzerindeki etkilerini incelediler.

Aç kalmanın yararları çalışmalarında elde edilen bulgular

  • Uzun süreli aç kalmak kök hücrelerdeki IGF-1 / PKA yolunu baskı altına alır.
  • Uzun süreli açlık hematopoiyetik hücreleri kemoterapinin yan etkilerinden korur.
  • Uzun süreli açlık döngüleri bağışıklık sistemi baskılamasına karşı hematopoiyetik kök hücre yenilenmesini destekler.
  • IGF-1 veya PKA sinyallerinin engellenmesi uzun süreli açlık etkilerinin taklidine neden olur.

Uzun süreli açlığın insan vücudunda neden olduğu faydalar öncelikle kemoterapi uygulanan kanser hastalarında çok büyük heyecan yaratmıştır. Ancak, araştırmalar henüz kesin sonuca ulaşabilmiş değildir.

Kemoterapi, tümörün ilaçla tedavi edilmesidir.

Kemoterapi ile tümör hücreleri öldürülür ve tümörün büyümesi durdurulmaya çalışılır.

Kemoterapide uygulanan ilaçlar, kan yoluyla tüm vücuda dağılır, tümöre etki eder, aynı zamanda normal hücreleri de etkileyerek yan etkilere neden olur.

Kemoterapi büyüyen ve bölünen hücreleri öldürdüğünden, bu tür özellikleri olan normal hücrelere de zarar verebilir.

Aç kalmanın akyuvarlara etkileri

Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar esnasında 2-4 gün süreyle farelere ve gözlem altındaki kanser hastalarına yemek verilmedi.

Her iki gözlem esnasında aç kalmak başlangıçta ‘beyaz kan hücreleri (akyuvarlar)’nin sayısını azalttı.

Bu süreçte vücudun eski ya da hasarlı hücrelerden kurtulmaya başladığı gözlemlendi.

Beyaz kan hücrelerinin yani akyuvarların esas görevi, vücudu hastalıklara karşı korumaktır. Akyuvarların sayısının azalması başlangıçta endişeyle karşılandı.

Aç kalmak ve beyaz kan hücreleri sayısı

Vücudun bağışıklık sisteminin önemli bir bölümünü oluşturan akyuvarlar, beyaz kan hücreleridir. Kemik iliğinde üretilirler.

Akyuvarların temel görevi herhangi bir yolla vücuda giren zararlı bakterilerin sebep olduğu hastalıklarla savaşmaktır.

Hastalığın öncüsü bakteriyi yok ederek vücudu hastalıklardan korurlar.

Sağlıklı bir insanın yaklaşık bir damla kanında 7 bin ile 25 bin arasında akyuvar bulunur.

Vücuda çok büyük sayıda zararlı bakteri girdiğinde ise kandaki akyuvar sayısı otomatik olarak artar.

Aç kalmanın yararları akyuvarlar konusunda da kendini göstermektedir.

İncelemelerde 2-4 gün gibi uzun süre aç kalmanın kemoterapinin bazı yan etkilerini ortadan kaldırdığı, uyku halinde bulunan kök hücrelerinin beyaz kan hücrelerine dönüşümünü sağladığı ve eski ya da hasarlı hücrelerin temizlenmesini tetiklediği, bir bütün olarak vücudun bağışıklık sistemini yenilediği tespit edildi.

Aç kalmak ve kök hücre ilişkisi

Aç kalmanın yararları konusunda kök hücre ile ilgili araştırmalar da dikkat çekicidir.

Kök hücre, fonksiyonel olarak farklılaşmamış, yani vücudun herhangi bir organ ya da dokusunda özel bir görev yapabilmek için tam olarak olgunlaşmamış karmaşık bir yapısı olan öncül bir hücredir.

Öncül hücre bedenin başka hücrelerine dönüşebilme yeteneğine sahiptir.

Memeli canlılar kan sistemi, 10’dan fazla farklı hücre tipi içermektedir.

Ancak, memeli canlılar sadece bir özel hücre tipi ile yani hematopoiyetik kök hücre (Hematopoietic Stem Cell-HSC) ile ayakta kalmaktadır.

Sistem içerisinde sadece HSC’ler kendi kendini yenileme, kısıtlı da olsa başka hücrelere dönüşme yeteneğine sahiptir.

HSC’ler beyin hücresine ve bazı diğer hücre tiplerine dönüşemezler.

Bağışıklık sistemi “mikrop” diye tanımlanan, enfeksiyona yol açabilen virus, bakteri, mantar ve parazit gibi mikroorganizmaların zarar verici etkilerine karşı vücudumuzu korumaktadır.

Araştırmalarda uzun süre aç kalanların vücutlarındaki IGF-I hormonu ve PKA enzimi seviyesinin  düştüğü görüldü.

IGF-I, yaşlanma, tümör gelişimi ve kanser riski ile bağlantılı bir büyüme hormonudur. Beyinde bulunan hipofiz bezinden salgılanır, diğer hormonlar gibi yaş ilerledikçe azalır.

Büyüme hormonunun yaşla birlikte azalmasının kasların gücünde azalmaya, yağ miktarında azalmaya neden olabilse de yaşlılıkta büyüme hormonu fazlalığının zararlı olduğu da bilinmektedir.

Vücuttaki IGF-I hormonu ve PKA enzimi seviyesinin  düşmesi, kök hücre yenilenmesinin kontrolü ile yakından ilişkilidir.

Kök hücrelerinin yeniden canlanma sürecine geçebilmesi için, PKA geninin üretiminin durması gerekir.

Aç kalmanın yararları konusunda beklentiler

Kemoterapi uygulamasından önceki 3 gün doktor gözetiminde aç bırakılan kanser hastalarında, kemoterapiye bağlı yan etkilerin daha az olduğu gözlendi.

Araştırmacılar, kemoterapi uygulamasının yan etkilerinin açlıkla azaltılabileceğini ümit etmektedir.

Ancak, kanser tedavisi gören hastaların uzun süreli aç bırakılması, mutlaka doktor denetiminde olmalıdır.

Bu yaklaşımın etkinliğini ve ayrıca yan etkilerini ölçmek için daha çok sayıda klinik araştırmaya ihtiyaç vardır.

Ayrıca, aç kalma süresi boyunca bağışıklık sisteminde gerçekleşen yeniden yapılanmanın, hasta tekrar beslenmeye başladığında organlarda ve vücut sistemi içinde yarattığı etkiyi ölçmek için yeni araştırmalara gerek duyulmaktadır.

Kaynaklar:

¹ US National Library of Medicine

² Cell.com

³ Biology Online, Huffingtonpost

Hazırlayan: Ahmet Akın