CUMA SURESİ
Cum'a Suresi | |
---|---|
Anlamı | Cu'ma |
Başka İsmi | Cumua |
Sınıfı | Medeni |
Nüzul Sırası | 110 |
Sure Numarası | 62 |
Cüz | 28 |
Ayet Sayısı | 11 |
Kelime Sayısı | 177 |
Harf Sayısı | 768 |
Cum'a Suresi (Arapça: سورة الجمعة), lafız ve hacim bakımından “Mufassal” surelerdendir. Ancak Mufassal sureler içinde de “Tival” surelerden sayılmakla birlikte, Allah’ı tesbih (سَبَّحَ لِلَّـهِ) ifadesiyle başlayan ve “Müsebbihât” diye bilinen yedi surenin beşincisidir. Bu surede Cuma namazı ve Cuma namazından sonraki amellerin adabı konu edildiğinden (9 ve 11. ayetler) Cuma Suresi olarak adlandırılmıştır.
İçindekiler
[gizle]Cuma Suresi
Bu sureye "Cumua" (mim harfi ötreli) ve Farsçada “Cum’a” Suresi denmektedir. Arapçada ise, mim harfinin cezimli (sukün) olması durumunda "Cuma namazının kılındığı haftanın son günü" anlamına gelmektedir. Bu surede Cuma namazı ve Cuma namazından sonraki amellerinin adabı konu edildiğinden (9 ve 11. ayetler) mim harfi ötreli olarak (Cumua) zikredilmiştir.
11 ayetten oluştuğu noktasında hiçbir görüş ayrılığı olmayan bu sure, 177 kelime ve 768 harften ibarettir. Medeni olan bu sure Mushaf’taki resmi sırası itibarıyla 62. ve iniş sırasına göre ise, Kur’an’ın 110. suredir. Cuma Suresi lafız ve hacim bakımından “Mufassal” surelerdendir. Ancak Mufassal sureler içinde de “Tival” surelerden sayılmakla birlikte 28. cüzün hizblerinden bir kısmını teşkil etmektedir. Evrensel ve genel duaya işaret eden ve Allah’ı tesbih (سَبَّحَ لِلَّـهِ) ifadesiyle başlayan ve “Müsebbihât” diye bilinen yedi surenin beşincisidir.
Konuları
Cuma namazı ve Cuma namazının farz oluşu hükmü bu surede belirtilmiş ve Cuma namazının ilk rekâtında bu surenin okunması müstehap olduğundan dolayı tavsiye edilmiştir. Cuma Suresi Allah’ı tesbihle, Allah’ı izzet ve hikmet sıfatıyla niteleyerek başlamakta, iş ve ticareti Cuma namazına tercih edenleri kınamayla, Allah’ın sevap ve ecrinin iş ve ticaretten daha iyi ve değerli olduğunu, rızık verenlerin en hayırlısının Allah-u Teâla olduğunu vurgulayarak son bulmaktadır.[1]
[göster]Cum'a Suresi'nin İçeriği |
---|
İniş Sebebi: Ticaret Kervanı ve Namaz Kılanlar
Cabir b. Abdullah Ensari’den şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Allah Resulü (s.a.a) ile Cuma namazı kılıyorduk. O esnada ticaret kervanı geldi ve halk (Namaz kılanlar) kervana doğru perakende oldular. Sadece 12 kişi kaldı ve ben de onlardan birisiydim. Daha sonra şu ayet-i kerime nazil oldu (وَ إِذا رَأَوْا تِجارَةً أَوْ لَهْواً...:) Ve onlar, bir alış-veriş yahut eğlence görünce ona gidip dağıldılar ve seni ayakta bıraktılar; (Ayet/11). [2]
Başka bir rivayetteyse şöyle nakledilmiştir: Medine’de açlık baş almış gidiyordu ve yiyecekler pahalanmıştı. Dehiye b. Halife’nin ticaret kafilesi Medine’ye girince, namaz kılan Müslümanlar onun kafilesine doğru koşuştu ve çok az sayıda kişi kaldı. Bu ayet-i kerime nazil olduktan sonra, Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Eğer tüm Müslümanlar gitseydi, ateş onları sarıverirdi. [3] Nakledildiğine göre Peygamber Efendimizin (s.a.a) yanında sadece İmam Ali (a.s), Hz. Fatıma (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s), Selman Farisî, Ebuzer, Mikdad ve Suheyb kaldı. [4]
Meşhur Ayetler
مَثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Kendilerine Tevrat yüklenenler, sonra da onunla amel etmeyenler, koca koca kitaplar taşıyan bir eşeğe benzerler; Allah'ın delillerini yalanlayan topluluğa getirilen örnek, ne de kötü bir örnek ve Allah, zâlim topluluğu doğru yola sevketmez. (Cuma Suresi / 5)
Bu ayet-i kerimede verilen misal ve örnekler, Allah Resulü (s.a.a) döneminde yaşayan Yahudiler hakkındadır. [5] Bazı rivayetlerde zikredildiğine göre, onlar Muhammed’in (s.a.a) dininin kendilerini kapsamadığını söylüyorlardı. Hal böyleyken, Kuran onlara şu hatırlatmada bulunuyor: Eğer semavi kitabı dikkatlice okuyup amel etseydiler, bu sözü söylemezlerdi. Zira İslam Peygamberi’nin (s.a.a) geleceği semavi kitaplarda müjdelenmişti. [6]
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Ey inananlar cumâ günü namaz için nidâ edilince size, hemen Allah'ı anmaya koşun ve bırakın alışverişi; bu, daha da hayırlıdır size bilirseniz. (Cuma Suresi / 9)
Cuma Namazı ve Cuma Namazı Ayeti
Şia ve Ehlisünnet alimleri, Cuma Namazı’nın farz olduğunu ispatlamak için bu ayet-i kerimeye ve birçok hadise, [7] istinat etmişlerdir. [8] Elbette birçokları da ayet-i kerimenin, Cuma namazının farz olduğuna delalet etmediğini kabullenmişlerdir.[9]
Elbette hatırlatmakta fayda var, zira Masum İmam’ın (İmam Mehdi (a.f) gaybet döneminde Cuma namazı kıldırmanın kendine has hükmü bulunmaktadır. Bazıları, İmam Mehdi’nin (a.f) gaybet döneminde Cuma namazı kıldırmanın haram olduğuna, bazıları farz olduğuna, bazılarıysa Farz-ı Tahyiri (İhtiyar sahibi) yani Cuma namazı ile öğlen namazını kılma arasında seçme hakkına sahip olduğuna inanmaktadır. [10] İmam Mehdi’nin (a.f) gaybeti döneminde, Cuma namazını Tayini Vacib bilmeyen fakihlerin görüşüne göre, alış-veriş ve diğer işlemler, Cuma ezanından sonra veya Cuma namazının kılındığı esnada haram değildir. [11]
Fazilet ve Özellikleri
Cuma Suresi'ni okumanın fazileti hakkında, rivayetlerde şöyle denilmiştir: Allah-u Teâlâ, Cuma Suresi'ni okuyan herkese, Cuma namazına gelen ve gelmeyenlerin sayısınca 10 iyilik mükâfat verecektir. [12] Yada, Cuma Suresi'ni her Cuma akşamı okuyan kimse için, her iki Cuma arasında işlemiş olduğu günahlarının fidye ve keffaresi olacaktır. [13] Yine aynı şekilde Cuma günü sabah, öğlen ve ikindi namazlarında Münafikun Suresi ve Cuma Suresi'ni okumanın müstahap olduğu belirtilmiştir. [14] Yine aynı şekilde Cuma Suresi'nin okumanın fazileti hakkında, insanı korkudan ve şeytanın vesvesesinden koruyacağını nakledilmiştir. [15]
Sanat Eserleri
Cuma Suresi ve bazı ayet-i kerimeleri, İslami yapıtlara kitabe, yazıt, fayans ve çinilere işlenmiştir. İmam Rıza’nın (a.s) türbesinde Cuma Suresi, Ali Rıza Abbasi tarafından Sülüs hattıyla yazılmıştır. [16] Yine aynı şekilde Cuma Suresi Hz. Masume’nin (s.a) türbesinde 2. Şah Abbas revakındaki kubbeye kitabet edilmiştir. [17] Aynı şekilde Cemkeran Mescidi’nin fayans ve çinilerine işlenmiştir. [18] İshak b. Musa’nın türbesinde Feyz-i Kummi, Gencine-i Asar-i Kum, s 138. Bug’eyi Peygamberiye’de [19] dahi göze çarpmaktadır.
[göster]Cuma Suresi'nin Arapçası ve Türkçe Meali |
---|
Dış Bağlantılar
- Cuma Suresini MP3 Olarak İndirmek İçin Tıklayın
- Cuma Suresini Kur'an Karileri ve Türkçe Meal
- Seçenekleri İle Online Olarak Dinlemek ve Okumak İçin Tıklayın
Kaynakça
- ↑ Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1402 h.k, c 3, s 424-425; Nesa-i, Sünen-i Nesa-i, 1401 h.k, c 3, s 85-89; Hür-rü Amuli, Vesailu’ş-Şia, Kum, c 7, s 295-302, Nuri, Müstedreku’l-Vesail, Kum, c 6, s10.
- ↑ Şevkani, Neylu’l-Evtar, Mısır, c 3, s 254-255; Şeyh Tusi, el-Hilaf, Kum, c 1, s 593; Muhakkik-i Hilli, el-Muteber fi Şerhi’l-Muhteser, 1364 h.ş, c 2, s 274.
- ↑ Münteziri, el-Bedru’z-Zahir fi Salati’l-Cumuati ve’l-musafir, 1362 h.ş, s 6; Garavi Tebrizi, et-Tengih fi Şerh-i el-Urveti’l-Vuska, 1418 h.k, c 1, s 16-17.
Bibliyografi
- Kur’an-ı Kerim, tercüme: Muhammed Mehdi Fuladvend, Tahran, Dâru'l-Kur'âni'l-Kerîm, 1418 h.k./ m. 1376.
- Danişname-i Kur’an ve Kur’an Pejuhi, c. 2, Bahaddin Hürremşahi’nin katkılarıyla, Tahran, Dustan, Nahid, 1377 h.ş.
- Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, İstanbul, 1402 h.k.
- İmam Humeyni, Tevzihu’l-Mesail, Kum, Defter-i İntişarat-i İslami, Sekizinci baskı, 1424 h.k.
- Behrani, Seyyid Haşim, el-Burhan fi Tefsiri’l-Kuran, Kum, Müessese-i Bi’set, Birinci baskı, 1415 h.k.
- Hürr’ü Amuli, Muhammed b. Hasan, Vesailu’ş-Şia, Kum, 1412-1409 h.k.
- Ramyar, Mahmut, Tarih-i Kuran, Tahran, İntişarat-i İlmi ve Ferhengi, 1362 h.ş.
- Dairetu’l-Mearif-i Bozorg-i İslami, Kazim Musavi Bocnurdi’nin katkılarıyla, Tahran, Merkez-i Dairetu’l-Mearif-i Bozorg-i İslami, 1374 h.ş.
- Dairetu’l-Mearif-i Kuran-i Kerim, Hazırlayan ve Derleyen: Pejuheşhayi Ulum ve Ferheng-i İslami, Kum, Müessese-i Bustan-i Kitap, 1382 h.ş.
- Dehhuda, Ali Ekber, Emsal ve Hükm, Tahran, Emir Kebir, 1383 h.ş.
- Rıza Nejad, İzzettin, Salatu’l-Cumua, Dirasetu’l-Fıkhiyye ve Tarihiyye, Kum, 1415 h.k.
- Şevkani, Muhammed, Neylu’l-Evtar, Şerh’u Muntegi’l-Ehbar min Ehadisi Seyyidi’l-Ahbar, Mısır, Şirketu Mektebetin ve Matbaatu Mustafa el-Babi ve el-Halebî.
- Şeyh Tusi, Muhammed b. Hasan, el-Hilaf fi’l-Ahkâm, Kum, 1407-1417 h.k.
- Saduk, Muhammed b. Ali, İlelu’ş-Şerai, Kum, Kitapfuruşi-i Daveri, Birinci baskı, 1385 h.ş.
- Tabatabai, Seyyid Muhammed Hüseyin, el-Mizan fi Tefsiri’l-Kuran, Tercüme: Seyyid Muhammed Bakır Musavi Hemadani, Kum, Defter-i İntişarat-i İslami-i Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Beşinci baskı, 1374 h.ş.
- Tabersi, Fadıl b. Hasan, Mecmau’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kuran, Haşim Resuli ve Fadlullah Yezdi Tabatabai’nin katkılarıyla, Nasır Hüsrev, Üçüncü baskı, 1372 h.ş.
- Garevi Tebrizi, Ali, et-Tengih fi Şerhi’l-Urveti’l-Vuska Takrirat-i Ders-i Ayetullah Hoi, c 1, Kum, 1418 h.k.
- Ferheng name-i Ulum-i Kuran, Kum, Defter-i Tebligat-i İslami-i Havza-i İlmiye-i Kum.
- Feyz Kummi Abbas, Gencine-i Asar-i Kum, Kum, Bi’na, 1349.
- Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, Beyrut, Daru İhyait-Turasi’l-Arabî, İkinci baskı, 1403 h.k.
- Muhakkik Hilli, Cafer b. Hasan, el-Muteber fi Şerhi’l-Muhteser, Kum, 1362 h.ş.
- Marifet, Muhammed Hadi, Amuzeş-i Ulum-i Kuran, Merkez-i Çap ve Neşr-i Sazman-i Tebligat-i İslami, Birinci baskı, 1371 h.ş.
- Mekarim Şirazi, Misalhayi Ziba-i Kuran, Kum, Nesl-i Cevan, 1382 h.ş.
- Münteziri, Hüseyin Ali, el-Bedruz-Zahir fi Salati’l-Cumuati ve’l-Musafir, Tegrirat-i Ders-i Ayetullah Burucerdi, Kum, 1362 h.ş.
- Nesai, Ahmed b. Hanbel, Sünen-i Nesai, Celaleddin Suyuti ve Nureddin b. Abdulhadi Sindi’nin katkılarıyla, İstanbul, 1401 h.k.
- Nuri, Hüseyin b. Muhammed Taki, Müstekreku’l-Vesail ve Müstenbitu’l-Mesail, Kum, 1407 ve 1408 h.k.
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder