29 Nisan 2021 Perşembe

HASAN SABBAH EFSANESİ

 

HASAN SABBAH EFSANESİ


 HAŞHAŞİLER

hasan-sabbah_308712

Tarihin en gizemli dini liderlerinden biri olan Hasan Sabbah’ın doğum tarihi kesin olmayıp, kimilerine göre 1035, kimilerine göre  1052 yılında İran’da Şia’nın kalesi sayılan Kum kentinde doğduğu rivayet edilir. Tam adı Hasan bin Ali bin Muhammed bin Cafer bin Hüseyin bin Sabbah el-Hamari’dir. Kurduğu örgüt “Haşhaşiler” olarak tanınır.   Hani şu Gülen cemaati için RTE’nin benzetme yaptığı Haşhaşiler.

Hasan Sabbah, Yemen taraflarından İran’a göç etmiş Şiî bir aileye mensuptu. Genç yaşta Şiiliğin uç inançlarından olan ve Hazreti Muhammed’in torunu İmam Caferu’s-Sadık’ın oğlu İsmail’i ”imam” kabul eden İsmailiye mezhebine girdi. Sıkı bir eğitim gördü ve uzun seyahatlerle dolu bir gençlik yaşadı. İsmailî inançlarını yaymak için Şam’dan Horasan’a kadar defalarca gidip geldi. Sünniliğe, Abbasi halifeliğine ve Selçuklu devletine karşıydı, hayalinde bunları yıkmak vardı. Bu düşünceleriyle Karmatileri hatırlatıyordu. Karmatilerle ilgili yazımız için: https://panteidar.wordpress.com/2010/04/29/erken-islam-komunculeri-2/

1078 yılında gittiği İsmaili mezhebinin en güçlü olduğu Mısır’da 3 yıl dönemin ünlü alimlerinden eğitim aldı. 1081 yılında İsfahan’a döndü ve 10 yıl boyunca örgütlenme çalışması yaptı. Selçuklu Devleti ile savaşmayı kafasına koymuştu. Kendisine korunaklı bir yer gerekiyordu ve 1090 yılında müridleriyle Hazar Denizi’nin güney kıyısındaki sarp kayalıklarla kaplı Alamut Kalesini aldı. Hasan Sabbah’ın buraya vardığı sırada kale, Zeydilerden Mehdi adındaki bir hükümdarın elindeydi.  Önce bölgeye dâîlerini(davetçiler) yollayan Hasan, bölge halkını ve Alamut’ta yaşayanları kendi tarafına çekmiştir. Hasan Sabbah bu olayları şöyle anlatmaktadır:
Ve sonra Kazvin’den Alamut Kalesi’ne bir dai gönderdim. Alamut insanlarından bazıları dâînin telkinlerine uyup mezhep değiştirdiler ve Alevileri de buna teşvik ettiler. Dâî yenilgiye uğramış gibi göründü ancak bir yolunu bulup dönmelerin tümünü kale dışına çıkardı ve bütün kapıları kapatarak kalenin sultanın malı olduğunu ilan etti. Uzun münakaşalardan sonra onları yeniden içeri aldı ve insanlar da daha kötüsüyle karşılaşmamak için onun himayesi altına girdiler.

4 Eylül 1090 günü kale teslim alınmış, kalenin önceki sahibi elinden bir şey gelmediği için kaleyi terk etmiştir. İranlı tarihçilere göre Hasan Sabbah, Mehdi’ye üç bin altın dinar değerinde bir senet vermiştir. Böylece Hasan Sabbah ve Haşhaşiler örgütlerini resmen kurmuş ve faaliyetlerine başlamışlardır.  (Bernard Lewis, Alamut Kalesi ve Hasan El Sabbah)

alamut-tower-2-620x330

Alamut kalesiydi. Kale, dışa kapalı ve verimli bir vadiye hakim bulunuyordu. “Uzunluğu 54 km, eni ise en geniş yerinde 5,4 km olan bu vadiye Alamut ırmağından, dik ve çıkıntılı kayalar arasından dar bir boğazdan giriliyordu. Daha sonra dar ve dolambaçlı bir yol, vadinin üzerinde, onlarca metre yükseklikte oturmuş olan kaleye ulaşıyordu. Hasan Sabbah için Alamut’tan iyisi bulunmazdı. Artık, Alamut’un hükümdarı olan Sabbah, ölünceye kadar, yani 35 yıl boyunca kaleden dışarıya hiç çıkmadı. Ama Alamut kalesiyle kalmadı, yakın çevreden başlayarak stratejik önemi olan kaleleri zapt etti ve hakimiyet alanını genişletti.

Arapça Aluh-amud Kalesi anlam olarak “Kartal’ın Öğretisi” ya da “Cezalandırma Yuvası” idi. Batılılar bunu “Kartal Yuvası” olarak çevirip kullandılar. Sabbah kaleyi restore edip, bölgeyi ağaçlandırdı, cennet gibi bir bahçeye çevirdi. Çevreye gözetleme kuleleri yaptırdı, kanallar açtırdı, havuzlar ve oluklardan dereler inşa ettirdi, gıda stokları için ambarlar yaptı. Muazzam bir kütüphane kurdu, öyle ki dönemin alimleri büyük ilgi gösterdiler, Sabbah tarafından misafir edildiler.

Alamut’ta mükemmel bir düzen ve çok sıkı bir disiplin oluşturulmuştu. Sünni kesim, şarap içmenin serbest olduğunu ileri sürerek karalamaya çalışsa da, kaynaklar Alamut’ta içkinin kesinlikle yasak olduğunu ve içenlerin ölümle cezalandırıldığını yazar. Hatta oğullarından birini şarap içtiği için idama mahkum ettiği, annesinin tüm yakarmalarına rağmen infaz edildiği iddia edilir. Bir oğlunu da birine haksızlık sebebiyle araştırıp soruşturmadan idam ettirdiği, daha sonra asıl suçlunun bulunduğu ve onun da idam edildiği iddialar arasındadır. Kendi oğullarını bile acımasızca cezalandırmasının kale halkı ve fedaileri arasında korku yarattığı, kurallara bağlılığı, ahlak ve erdem çizgisinden ayrılmamaya özen göstermeyi sağladığı yazılmıştır. Hasan Sabbah’a karşı duyulan korku, saygı ve aşırı sevgi, onun her sözüne uymayı, her isteğini yerine getirmeyi, öl dese ölecek kadar emrine amadeliği yaratmıştır. Bu bağlılık kale dışındaki insanlara da yayılmış, kendiliğinden ajanları oluşmuş, olumlu-olumsuz her haberi kaleye ulaştıranlar ortaya çıkmıştı. Selçuklu Sarayında bile Hasan Sabbah’ın gizli müritlerinin çoğaldığı, herkese “Hasan Sabbah’ın adamı” kuşkusu ile bakılır hale gelindiği rivayetler arasındadır. Bu oluşumdan Alamut Devleti ve Nizari İsmailiye Devleti olarak da bahsedilir. Nizarilik, İsmailiye Mezhebinin alt kollarından biridir.

Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam

Hasan Sabbah, Nizamülmülk ve Ömer Hayyam’ın sınıf arkadaşı olduğu ileri sürülür ve öğrencilikleri sırasında aralarında yaptıkları bir anlaşmaya göre; hangisi önce başarı kazanırsa diğerlerine  yardım edecektir. Nizamülmülk vezir olmuş ve ikisine de valilikler önermiştir. Ancak Hayyam valilik yerine kendisine bir emeklilik maaşı bağlanmasını, Hasan ise sarayda daha yüksek bir mevki istemiştir. Hasan saraya alınmış ama çok geçmeden vezirlik makamına göz dikmiştir. Nizamülmülk bu emeline engel olduğu ve aleyhinde sözlerle itibarını zedelediği için intikam almak istemiştir. Bu iddia da günümüz araştırmacılarının çoğu tarafından  aralarındaki 30 yıla varan yaş farkı gerekçe gösterilerek reddedilir. Ancak çocukluk arkadaşı olmasalar da aynı dönemi paylaştıkları kesindir ve aralarında yakın ilişkiler olması kuvvetle muhtemeldir.

Hasan sabbah’ın Stratejisi ve Eylemleri

Hasan Sabbah Selçuklu Devletine karşı mücadelesini suikast ve imha stratejisi üzerine kurmuştu. Bir yandan kendisine karşı yapılan saldırılara karşı misilleme ve hasımlarına gözdağı verme amaçlı siyasi cinayetler yapıyor, diğer yandan etkili bir propaganda ile gücünü büyütüyor, taraftarlarını çoğaltıyordu.  Meydan savaşlarını kesinlikle düşünmemiş ve düzenli ordu kurmaya girişmemişti.

Alamut kalesinin alınmasıyla birlikte Nizamülmülk Sabbah’a karşı saldırı başlattı. Nazirilerin kökünün kazınması için ne gerekiyorsa yapılması talimatı vermiş ancak 4 ay süren saldırılarda hiçbir başarı elde edememişti. Nizamülmülk’ün bu saldırıları onu ilk hedef haline getirdi. Sufi kılığına giren Ebu Tahir adlı bir fedai tarafından tahteravınında hançerlendi ve ertesi günü hayatını kaybetti. Nizamülmülk’le başlayan suikastler Nazirilerin yok edilmesini isteyen ve bunun için çalışan birçok hükümdar, halife, prens, general, vali, kadı  ve din adamlarının da bulunduğu onlarca kişinin öldürülmesiyle devam etti.

Siyasi cinayetler genelde önemli konumda bulunan tanınmış kişilere karşı ve kalabalık ortamda işleniyordu. Seçilmiş fedai öldürülecek olan kişinin yakınına kadar sokuluyor ve Hasan Sabbah lehinde bir slogan atarak hançerini saplıyordu. Olayın ardından kaçma girişiminde bulunmuyor ve korumalar tarafından linç ediliyordu. Uzmanlar bunu Haşhaşilerin eylemlerine ayinsel bir hava katmak ve insanları korkutma, etkileme amacıyla bu şekilde yaptığını düşünmektedir.

Fedailerin bu cesur ve sadık tavrına anlam verilememesi bu konuda birçok senaryonun uydurulmasına sebep olmuştur. En çok uydurulanlardan biri fedailere uyuşturucu kullandırtıldığı, diğeri ise  Alamut’ta cennetin bir benzerinin oluşturulup hurilerle doldurulduğu ve fedailerin bununla kandırıldığı idi. Ancak bunlar hakkında hiçbir kanıt ortaya konulamadı ve uydurma olduğu zamanla anlaşıldı.

Haşhaşilik

Hasan Sabbah’ın adamlarına ve Naziri tarikatı müritlerine Haşhaşi denmesi 19. Yüzyıla kadar batı dünyasında tartışma konusu olmuştur. Haşhaş” kelimesi Arapça’da “kuru ot” ve “hayvan yemi” anlamına gelir. Zamanla uyuşturucu Hint kenevirine de bu ad kullanılır olmuştur.  Haçlı Seferleri kayıtlarında da kendilerine saldıran Sabbah’ın fedailerinin “assasini, assissini, heyssisini” gibi sözcüklerle adlandırılması haşhaşi kelimesi ile benzerliği nedeniyle ilişkilendirilip özdeşleştirilmiştir. Assasian sözcüğü batı dillerinde “suikastçi, kiralık katil” anlamındadır. Haşhaşi adı ile haşhaş içip adam öldüren anlamı oluşturulmuştur ki Sabbah’ın adamlarının haşhaş kullandığına dair hiçbir belgeye, hiçbir kayda rastlanılmış değildir. Dahası belgelerde Haşhaşi adının İran’daki Nazirilere kullanılmadığı, Suriye’dekiler için kullanıldığı ortaya çıkmıştır.

Hasan Sabbah’ın adamlarının Haşhaşiler olarak adlandırılmasında Marco Polo’nun seyahatnamelerinde yazdıkları etkili olmuştur. 1273 yılında İran’dan geçmiş olan Marco Polo’nun seyahatnâmesindeki hikaye kısaca şöyledir:
“Kendi dillerinde şeyhlerine “dinin büyüğü” anlamına gelen Alaeddin diyorlardı. Şeyh iki dağ arasındaki vadiyi kapatmış ve burayı sütten, baldan ve şaraptan akan sular, güzel huriler ve çeşitli meyve bahçeleriyle donatmıştı. Dağın şeyhi müridlerinin gerçekten cennette olduklarını zannetmeleri için burayı Muhammed’in cennet tasvirine benzetmişti. Bizim yaşlı adam dediğimiz bu efendi fedailerine iksirinden içirerek onları dörderli, altışarlı gruplar halinde bahçeye taşıtıyordu. Gerçekten cennete gittiklerini zanneden müridlerini bir göreve göndereceği zaman şeyh “Gidip şunu şunu öldüresin. Meleklerim seni cennete götürecektir.” diyordu. Şeyh’in cennetine geri dönebilme arzusuyla fedailerin göze almayacağı hiçbir tehlike yoktu.”

Ancak Orta Çağ İslam tarihi konusunda dünyanın önemli üniversitelerinde görev yapan uzman tarihçiler erken dönemlerde ortaya çıkan, geniş bir alana yayılmış olan ve bazı tarihi roman yazarlarının eserlerini süsleyen bu sıra dışı cennet bahçeleri hikayesinin neredeyse tamamen gerçek dışı olduğunu belirtmektedir.

Hasan Sabbah alimliğinin yanında oldukça zeki bir lider ve çok iyi bir politikacıydı. Akıl dolu eylemleri ile Büyük Selçuklu Devletini zayıflatmayı başarmış ve taht kavgalarına neden olarak hükümdarlığı sarsmıştı. Sabbah’ın dini konumlanışı da önemli bir noktadır. Kendisini ne imam ilan etti ne de mehdi. Bunu yapsa inananı çok olurdu ama yapmadı. Hasan Sabbah; hayatı boyunca teolojik, politik ve askeri alanlarda, her ne yaptıysa hiçbir zaman geri adım atmadı. Hep soğukkanlı, planlı, akılcı davrandı. Hedeflerini her zaman iyi tanımladı. Sabbah, öncülü ve ardılı birçok Batıni hareketin aksine, direnişi bütün unsurlarıyla ortaya koyabildi ve bunları kullandı. Tüm yaşananlara rağmen dervişliğinden de, politik önderliğinden de asla ödün vermedi. Gerek Sabbah zamanında gerekse ölümünden sonra Naziriler Abbasilere, Selçuklulara, Eyyübilere, Zengi Atabeylerine, Memlüklere ve de istilacı Haçlılara karşı direnmiş ve başarılı olmuştu.

Hasan Sabbah 1124 yılında yakalandığı hastalıktan kurtulamadı ve Alamut Kalesinde eceliyle öldü. Ölümünden sonra 32 yıl daha Naziriler varlıklarını ve Alamut’taki egemenliklerini devam ettirdiler.  Ta ki Hülagu Han’ın komutasındaki Moğol ordusunun istilalarına kadar. 1256 yılında Alamut Kalesi, 1258 yılında Lemeser Kalesi ve 1270 yılında Girduh Kalesi boşaltılmış, Moğollar başta Alamut Kalesi olmak üzere tüm kaleleri yakıp yıkmışlardır.  Haşhaşilerden alınması imkânsız Alamut Kalesini normal koşullarda asla ele geçiremeyeceğini anlayan Hülagü, bazı bilim adamlarının da önerisiyle  kalenin altına tüneller açtırıp petrol ile doldurtarak kalenin bulunduğu tepeyi gerçek bir bombaya dönüştürdü. Belki de Moğolların ele geçirmeyi rüyalarında bile göremeyecekleri bu kaleyi petrol doldurulan tüneller ateşlenip patlatılmak suretiyle imha ederek ele geçirdiler. Sünni İslam’ın başındaki 166 yıllık Haşhaşi belası Moğollar sayesinde böylece son buldu.

Kaynakça:

Peter Willey, Alamut Kalesi, Haşhaşiler, Hasan Sabbah ve Fedaileri

Bernard Lewis, Alamut Kalesi ve Hasan El Sabbah

Farhad Daftary, İsmaililer, Tarihleri ve Öğretileri

Hasan Sabbah Gerçeği/ Eşitlikçi Dervişan Cumhuriyetleri, Faik Bulut

28 Nisan 2021 Çarşamba

Türkiye'de kurulmuş tarihi devletler listesi Vikipedi, özgür ansiklopedi

 

Türkiye'de kurulmuş tarihi devletler listesi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Türkiye'de kurulmuş tarihi devletler listesi, günümüzde Türkiye'nin Asya (Anadolu) ve Avrupa (Trakya) kıtalarındaki topraklarını merkez alarak kurulmuş yani başkenti bu topraklar üzerinde olan OrtaçağYeni Çağ ve Yakın Çağ dönemleri içindeki tüm siyasi birlikleri, krallıkları, beylikleri, imparatorlukları ve devletleri ele alır.

Liste[değiştir | kaynağı değiştir]

İsimDönemBaşkentResimBilgiHarita
 Türkiye
1923–günümüz
Ankara
Anit Kabir (6526103103).jpg
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti'nin ardılı olup Anadolu ve Doğu Trakya toprakları üzerinde varlığını halen devam ettiren devlettir. Kurtuluş Savaşı neticesinde 1923 yılında, Atatürk önderliğinde resmen kurulan devlet, günümüzde dünyanın en gelişmiş ilk 20 ekonomisinden biri olup G-20 üyesidir.
Turkey region map with province borders.svg
 Hatay Cumhuriyeti
1938–1939
Antakya
Hatay Cumhuriyeti aslen Osmanlı İskenderun Sancağı, Osmanlı idaresinde iken geniş özerklikle Fransız Suriye Mandasına bağlanır. 1936 yılında Fransa bölgeden çekilirken, burayı Suriye'ye bırakır. Özerlikliğini yok sayan bu karara itiraz eden Türkiye ve uluslararası baskılar neticesinde, bölgede 5 Temmuz 1938 günü yapılan referandum ile Hatay bağımsızlığını ilan eder. Bir yıl sonra ise ülkede yapılan başka bir referandum sonucunda Hatay halkı Türkiye'ye bağlanmayı kabul eder.
French Mandate for Syria and the Lebanon map en.svg
 Osmanlı İmparatorluğu
1299–1922
Gate of Salutation Topkapi Istanbul 2007 Pano.jpg
Osmanlı Devleti, Anadolu Selçuklu Devletinin dağılmasıyla 1299 yılında Osman Bey tarafından kurulan beylik, batıda Balkanlar, doğudaki Türk beylikleri üzerinden genişlemiştir. En geniş sınırları kendine bağlı topraklarda dahil olmakla bereber, kuzeyde Karadenizin kuzey kıyıları ve Macaristan'a, güneyde Yemen'e, batıda Dalmaçya kıyıları ve Cezayir'e, Doğuda ise kabaca günümüz İran sınırlarına kadar yayılmıştır. Zaten bulunduğu dönemde gerileme sürecinde olan devlet I. Dünya Savaşına katılıp malüp olunca, gücünü tamamen kaybetmiş, daha da küçülmüş ve ardılı olan Türkiye'nin otoritesini tanımak zorunda kalmıştır.

 Ramazanoğulları Beyliği

1352–1608
Adana
Ulucamimeyavuz2008 12 26 04.JPG
Ramazanoğulları Beyliği, Misis ve Adana yöresinde 1352 yılında kurulmuş bir Anadolu beyliğidir. Kurulduğunda yaklaşık yarım asır kadar Memlükler'e tabi olan beylik, Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı yönetime bağlanmıştır. Beyliğin resmi olarak kaldırlışı I. Ahmet döneminde, Adana'nin Halep'e; Kozan (Sis) ve Tarsus'un da Kıbrıs Beylerbeyiliği'ne bağlanmasıyla gerçekleşmiştir.
Anadolu Beylikleri.png

Dulkadiroğulları Beyliği

1339–1521
Elbistan
Dulkadiroğulları Beyliği, II. Dönem Anadolu Beylikleri'den biridir. 1339-1521 yılları arasında Anadolu'nun güneyinde, Elbistan merkez olmak üzere kurulmuşlardır bir Türkmen beyliğidir. İlk reisi Zeyneddin Karaca Bey'dir. Beylik, Ramazanoğulları Beyliği gibi Osmanlı İmparatorluğu ve Memlükler arasında tampon bölge görevi yapmış ve devletler arası mücadeleye neden olmuştur. Turnadağ Muharebesi'yle (1515) yıkılarak Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanmıştır.
Dulkadiroğulları Beyliği'nin konumu.png
 Akkoyunlular
1378–1508
Zeynel Bey Mausoleum, Hasankeyf.jpg
Akkoyunlular, Timur'un kendisini destekleyen Kara Yülük Osman Beyin Diyarbakır'ı vermesiyle kurulan beylik, en parlak dönemini hükümdar Uzun Hasan yönetiminde yaşadı. Karakoyunluları yenerek, başkentini Tebriz'e taşıyan devlet, sınırları İran'ın içlerine kadar genişletti. Genişlemeye paralel olarak, doğuda Osmanlı-Akkoyunlu rekabeti arttı. Fatih'in Otlukbeli Savaşı ile elde ettiği zaferden sonra ağır bir yenilgi alan devlet, Safevi Devleti tarafından tamammen kaldırıldı.
Akkoyunlular2.jpg
 Karamanoğulları Beyliği
1250–1487
Karamanoğulları Beyliği, 2. Anadolu beylikleri döneminde en güçlü beylik olarak, Karaman'da ortaya çıkan beyliktir. Beyliğin diğer en önemli özelliği Karamanoğlu Mehmet BeyinTürkçeyi devlet yönetimini resmi dili olarak ilan etmesidir. Osmanlının Balkan seferleri sırasında, devlete doğudan saldıran ve Timur'la olduğu gibi karşı ittifaklara katılan Karamanoğulları beyliği, II. Murat döneminde Osmanlı'ya bağlanmıştır
Eastern Mediterranean 1450 tr.png
 Karakoyunlular
1380–1469
Karakoyunlular, İlhanlı Devletinin güç kaybetmesiyle orta çıkan beylik, bugünkü Doğu Anadolu BölgesiGüney Kafkasyaİran Azerbaycanı ve Kuzey Iraka egemen olmuştur. Timur İmparatorluğu döneminde gerileyen devlet, Timur'un ölümü sonrasında hükümdar Kara Yusuf'un Tebriz'i geri almasıyla tekrar toparlanmıştır. Akkoyunlular tarafından yıkılmıştır.
Karakoyunlular yeni.jpg
 Candaroğulları Beyliği(İsfendiyaroğulları)
1292–1461
Candaroğulları Beyliği, Kastamonu çevresinde kurulmuş, denizcilik özelliği ile bilinen beyliktir. Kastomonu topraklarının Osmanlılarca ele geçirilmesi üzerine Sinop'a çekilen beylik ancak Timur yardımıyla bölgede tekrar hakim olabildi. Fatih Sultan Mehmet döneminde uzlaşma politikası sayesinde barışçı yollarla Osmanlı Devletine bağlandı
Anadolu Beylikleri.png
 Trabzon İmparatorluğu
1204–1461
Trabzon
Hagia Sophia, Trabzon.JPG
Trabzon İmparatorluğu 1204 yılında Dördüncü Haçlı Seferi ile Konstantinopolis'in Latinler eline geçmesi üzerine, Trabzon'a sığınan Bizans tahtının varisi Komninos Hanedanına mensup Aleksios ile David tarafından kurulan bir devlettir. Trabzon hükümdarları 1461’de Trabzon’un Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmasına değin "Büyük Komninos" (Yunanca: Megas Komninos) ve "imparator" unvanlarını kullanmışlardır. Devlet, kurucu hanedanın adıyla "Komninos İmparatorluğu" olarak da adlandırılmıştır.
Trebizond1400.png
 Doğu Roma İmparatorluğu
330–1204
1261–1453
İstanbul
(Konstantinopolis)
Hagia Sophia exterior 2007 005.jpg
Doğu Roma İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'nun 395'te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla resmen kuruldu. Roma İmparatorluğun Akdeniz kıyısındaki, İtalya, Kartaca ve Mısır gibi pek çok toprağı egemenlik altına aldı. Batıdan gelen Latin, güneyden gelen Arap, doğudan devletin Anadolu topraklarını etkileyen Türk etkisiyle küçülen ve zayıflayan devlet, Dördüncü Haçlı Seferi sırasında başkent İstanbul'un düşmesiyle bir süre tarih sahnesinden silindi. Ardılı İznik İmparatorluğu'nun kenti almasıysa tekrar ortaya çıkan devlet yine de gerileyerek kent devleti duruma düştü ve 1453 yılında Osmanlılar tarafından ortadan kaldırıldı.
LocationByzantineEmpire 550.png

Germiyanoğulları Beyliği

1283–1428
Kütahya
Uşak Ulu Camii1.jpg
Germiyanoğulları Beyliği, Batı Anadolu’da Kütahya merkezli olarak 1283 yılında kurulmuş bir Türkmen beyliğidir. Bu beylik Oğuzlar’ın Avşar boyundandır ve beyliğin adı bir Türk boyu olan Germiyan'dan gelmektedir. I. Murat döneminde bazı toprakları (Tavşanlı ve Kütahya) çeyiz olarak Osmanlılara verildi. Ankara Savaşı’ndan sonra yeniden kurulurken, II. Murat 1428 yılında son verdi. Böylece Germiyanoğulları beyliği, Osmanlılara katıldı.
Germiyanoğulları Beyliği'nin konumu.png

Aydınoğulları Beyliği

1308–1426
İsa Bey Camii.jpg
Aydınoğulları Beyliği, 1308 yılında Aydın ve çevresinde kurulan bir Anadolu beyliğidir. Özellikle denizcilik alanında etkili olmuştur. Aydınoğlu Gazi Umur Bey beyliğin en önemli hükümdarıdır.
Aydınoğulları Beyliği'nin konumu.png

Menteşe Beyliği

1260–1424
Milas
Menteşoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde Güneybatı Anadolu’da kurulmuş bir Türk beyliğidir. Sınırları aşağı yukarı bugünkü Muğla iline denk gelen bu beyliğin hakimiyeti, 13. yüzyılın ortalarından 15. yüzyılın başlarına kadar devam etmiştir. Diğer Anadolu Beylikleri gibi Osmanlı İmparatorluğu halimiyetine geçmiştir. Muğla ili Osmanlı Devleti 'nin son dönemlerine kadar Menteşe vilayeti olarak anılmıştır.
Anadolu Beylikleri.png

Hamitoğulları Beyliği

1301–1423
Hamitoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasında sonra Eğirdir ve Isparta bölgesinde kurulan 2. Dönem Anadolu Beylikleri'ndendir.
Anadolu Beylikleri.png

Saruhanoğulları Beyliği

1302–1410
Manisa
GreatMosqueofManisaTurkey 1366SaruhanPeriod.jpg
Saruhanoğulları Beyliği Anadolu Selçuklu Devleti'nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde, Batı Anadolu’da Manisa ve çevresinde kurulmuş bir beyliktir. Ağırlıklı olarak[ komşu Aydınoğulları beyliği ile ittifak içinde Doğu Roma İmparatorluğu ile savaşmıştır. Beylik ilk kez 1390'da Yıldırım Bayezid tarafından, kesin olarak da I. Mehmed tarafından 1410'da Beyliğin son Saruhan beyi Hızır Bey'den alınmasıyla Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır.
Anadolu Beylikleri.png

Artuklu Beyliği

1102–1409
Hasankeyf
Mamaluk Malabadi Bridge- 1146 AD.jpg
Artuklu Beyliği, 1. dönem Anadolu beyliklerinden içinde en uzun süre egemenliğini korumuş olan beyliktir. MardinHasankeyf bölgesi egemen olmuştur. Malabadi Köprüsü bu beyliğe ait en bilinen mimari eserlerdendir. Beyliğin alt kolları EyyübilerAnadolu Selçukluları ve Karakoyunlular tarafından ortadan kaldırılmıştır.
 Kilikya Ermeni Krallığı
1198–1375
Hetoum and Zabel.jpeg
Kilikya Ermeni Krallığı, Çukurova bölgesine egemen olmuş, Ruben Hanedanı tarafından yönetilmiş krallıktır.
Cilician Armenia-en.svg

 Anadolu Selçuklu Devleti

1077–1308
Konya.Turkish.building.jpg
Anadolu Selçuklu Devleti, Büyük Selçuklu Devletinin Anadolu'daki ardılı ve Haçlı seferleri sırasında Anadoluya egemen olay devlettir. Miryokefalon ve Kösedağ Muharebesi devletin askeri tarihinin önemli yapıtaşlarıdır. Moğollar tarafından yağılma süresine sokulan devletin parçalara ayrılmasıyla, Anadoluda 2. beylikler dönemi başlamıştır.
Seljuk Sultanate of Rum 1190 Locator Map.svg
 Antakya Prensliği
1098–1268
Antakya
Antakya Prensliği, Birinci Haçlı seferi sırasında I. Boemondo'nun Antakya'yı fethiyle kurulan Latin kökenli şehir devleti, prensliktir. Sınırlarını güneyde Lazkiye kadar genişleten devlet, birçok müslüman liderin işgal ve kuşatmalarına karşı koymuştur. Prensliğe, Memlükler tarafından son verilmiştir.
Orta Dogu 1135.png

 İznik İmparatorluğu

1204–1261
İznik
İznik İmparatorluğu, Dördüncü Haçlı sefeririyle İstanbul'dan kovulan, Doğu Romalıar tarafından bu dönemde kurulan 3 devletten en büyüğüdür. Anadolu Selçukluların başkenti İznik'i alarak kendine başkent yapan devlet, doğuda bu devletle mücadele ederken, batıda ise kaybedilen İstanbul ve batı topraklarını Latinlerden almak için çabalamıştır. Cenevizliler ile ittafak kurarak, 1261 yılında İstanbul ele geçirmiş ve Doğu Roma İmparatorluğunu tekrar kurmuştur.
LatinEmpire2.png
 Latin İmparatorluğu
1204–1261
İstanbul
(Konstantinopolis)
Latin İmparatorluğu, 1204 yılında Dördüncü Haçlı seferi sırasında Konstantinopolis'in işgal ederek kurulan bir devlettir. Haçlıların "Romanya" adını verdiği bu devlet 57 yıl ayakta kalmış, 25 Temmuz 1261 tarihinde İznik İmparatoru VIII. Mihail'un Konstantinopolis'i Haçlılardan geri almasıyla ortadan kalkmıştır.
LatinEmpire2.png

Mengüçlü Beyliği

1080–1228
Erzincan
DivrigiUluCamiportal (2006).jpg
Mengüçlü beyliği, Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'da Erzincan merkez olmak üzere, KemahDivriğiŞebinkarahisar yöresinde kurulmuş bir beyliktir. Kurucusu Selçuklu Sultanı Alp Arslan'ın komutanı olarak katılmış Mengücek Gazi'dir. 1142 yılında Mengücek Gazi'nin oğlu İshak'ın iktidara gelmesiyle Erzincan kolu ve Divriği kolu olmak üzere ikiye bölündüler. Erzincan kolunu 1228 yılında Erzincan'ı alan I. Alaeddin Keykubat bitirmiştir. Divriği kolu da 1252 yılında Selçukluların yönetimi altına girdi.

Ahlatşahlar Beyliği

1100–1207
Ahlat
Ahlatşahlar Beyliği, Selçuklu Azerbaycan valisinin emrindeki Sökmen Bey tarafından 12. yüzyılda kuruldu. Ahlatşahlar komşu beyliklerle (Artuklu, Saltuklu, Mengücek beylikleriyle ) nüfuz çekişmeleri içinde geçen sürelerde güçlerini korudular. 12. yüzyılın ikinci yarısında hakimiyet sınırlarını Kars'a kadar genişlettiler. Fakat 1207 yılında, İzzettin Balaban'ın beyliği döneminde, Eyyubiler bu beyliğe hakim oldu.
Caucasus 1206 map de.png

Saltuklu Beyliği

1071–1202
Erzurum
Saltuklu Beyliği, Malazgirt Savaşı sonrası Anadoluda kurulan 1. beylikler dönemi içinde kurulan bir Türk beyliğidir. Kurucusu, Selçuklu komutanlarından Ebulkasım Saltuk Bey dir. Tarih boyunca Gürcüler ve Haçlılarla savaşan beylik, Anadolu Selçuklu Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Caucasus 1206 map de.png

Dânişmendliler Beyliği

1080–1174
Sivas
Danişmendliler Beyliği Selçuklu komutanlarından Danişmend Gazi tarafından Yukarı Kızılırmak bölümde kuruldu. Sınırlarını Malatya'dan, Ankara'ya kadar genişletti. Kuruluşunda itibaren Anadolunun Selçuklu Devleti ile Doğu Roma ve Haçlılara karşı ittifak kuran beylik, iki devletin aralarının açılması ve Anadolu Selçukluların, doğuya genişleme hareketi sonucunda bu devletin idaresi altına girdi.
Danishmend 1097, locator map.svg

Şeddadiler

951–1174
Şeddadiler, 951 - 1174 yılları arasında Ermenistan ve Arran'da hüküm sürmüş Kürt hanedanıdır. 1067'ten itibaren Şeddadiler hanedanı Selçukluların kontrolü altına girmiş ve 1174'te kadar Selçukluya bağımlı bir hanedan olarak devam etmiştir.
Shaddadid.gif
 Urfa Kontluğu
1098–1149
Urfa
Baldwin of Boulogne entering Edessa in Feb 1098.JPG
Urfa Kontluğu veya Edessa Kontluğu, Birinci Haçlı seferi sonucu 12. yüzyılda Urfa şehri ve civarında Haçlılar tarafından kurulmuş bir devlettir. Kurucusu, daha sonra Kudüs kralı olacak olan Boulogne'lu Baudouin'dir. Zengiler tarafından 1144 yılında Urfa'nın ele geçirilmesiyle, kaldırılmıştır.
Orta Dogu 1135.png

Mervaniler

990–1085
Silvan
Mervaniler, Diyarbakır ili ve çevresinde etkili olan Kürt beyliğidir. Musul'e uzanan seferler düzenlemişlerdir.
Bagratid Armenia, 962-1064.gif
 Pakraduni Hanedanlığı
885–1045
KarsKumbetCamii.jpg
Ortaçağ Ermeni Krallığı ya da Bagratlı Krallığı, Bagrat hanedanlığının Ermeni kolu olan Pakraduni Hanedanlığı tarafından kurulan, sınırları Doğu Anadolunun büyük bölümünü içine alacak kadar genişleyen Ermeni krallığıdır. Özellikle batıda ve güney topraklarında egemenliği kaybetsede, krallığın merkezi sayılabilinecek Kars-Erivan bölgesinde hakimiyeti daha uzun süre sürdürebilmiştir.

Vaspurakan Krallığı

908–1021
Van
AkdamarIslandChurch.jpg
Vaspurakan Krallığı,Pakraduni Hanedanlığına bağlı olan bölge, hanedanlığın ülkenin güneyinde etkisi kaybetmesiyle, bağımsızlığı kazanan yine Ermeni kökenli olan Artsruni hanedanlığı tarafından yönetilmiştir. Van gölü ve çevresini hakimiyeti altına almıştır.
93-vaspurakan908-1021.gif

 Gürcistan Krallığı

840–978
Bana1.jpg
Gürcü Krallığı, Bagrat hanedanlığının, Gürcü kolu tarafından kurulan, tüm Güney Kafkasyaya egemen olmuş krallıktır
Caucasus 1124 AC en alt.svg

Kaysites Emirliği

860–964
Malazgirt
Kaysites Emirliği,Bizans-Arap Savaşları sonucunda, tüm Doğu ve Güneydoğu Anadoluda egemenlik kuran İslam Devletinin, bölgede etkinliğini kaybetmesi neticesinde, bağımsızlık kazanan ve Malazgirt çevresinde egemenlik kuran Arap emirliğidir.
Caucasus 900 map alt de.png

Notlar[değiştir | kaynağı değiştir]

  • İsimler seçilirken tek kriter devletlerin başkentlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalmasıdır.
  • Farklı dönemlerde farklı başkentlere sahip olan devletler, bu başkentlerden her birinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olup olmamasına bakılmadan listeye dahil edilmiştir. Örneğin Akkoyunlar devleti ilk olarak Diyarbakır'ı başkent olarak kullansa da, daha sonra başkentini Tebriz'e taşımıştır. Ancak Diyarbakır nedeniyle bu listededir.
  • Sadece Türkiye'de içinde kalan yerleşim yerleri, bu yerlerin özellikle belirtilmesi için bağlantı eklenmiştir.
  • Devletler yıkılış yıllarına göre sıralanmaktadır.
  • Anadolu Beylikleri döneminde kurulan devletlerden sadece 100 yıllık ve daha uzun egemenliğe sahip olanlar listededir.

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion