Anasayfa

 Atatürk İçimizde

“Benim değersiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır. Ve Türk milleti, güven ve mutluluğuna kefil bu ilkelerle uygarlık yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

ANDIMIZ

 Atatürk İçimizde

 Atatürk İçimizde

 365 gün Atatürk, Tarihte bugün Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk ölmez bir fikir ve umuttur. 

Mustafa Kemal ATATÜRK, dünya tarihine en büyük devlet adamı ve asker olarak geçmiş, sadece ülkesinde değil tüm dünyada itibar ve saygı görmüş, milletinden ve imanından aldığı güçle en zor şartlarda yedi cihana ve iç işbirlikçilere meydan okuyarak dize getirmiş, tüm mazlum milletlere kaderin kendisine ve dava arkadaşlarına yüklediği mesuliyete uygun olarak umut olmuş, İslam’ın yaban otlarını temizlemiş, ulusunu yok olmanın eşiğinden kurtararak aydınlığa çıkarmış kahraman bir komutan, yenilikçi ve cesur bir dahi, akıllı bir diplomat, yorulmayan bir başöğretmen, eşsiz bir lider, insancıl ve vicdanlı bir evlat, ileri görüşlü bir asker ve vatan sevdalısı karizmatik bir devlet adamıdır. O, en zor şartlarda attığı inanç tohumlarıyla çağlar ötesine, sınırlar ilerisine kadar nüfus edebilmiş bir bağımsızlık ateşidir.

İnsanlık dünya genelinde huzur, refah ve barışı temin için, insanca ve hür yaşayabilmek için O’nun ilke ve fikirlerine bu çağda her zamankinden çok daha fazla muhtaçtır. Bu vatanın evlatları, sönmeyen bir ateş çemberinin tam ortasında, O’nun emanet bıraktığı ‘bağımsızlık ve cumhuriyetin’ bekçileri olarak dünya uluslarından çok daha fazla Atatürkçü olmak ve O’nun düşüncelerini daha iyi anlamak ve takip etmek mecburiyetindedir.

O’nu anlamak; fikir ve ilkelerini, mücadelesini, inkılap ve düşüncelerini öğrenmek ve benimsemek, O’nu takip etmek; hedef ve ilkelerinin peşinden gitmektir. Çağdaş, refah ve güçlü bir Türkiye için Atatürk’ü anlamak, izinden yürümek ve çalışmak temel şartımız, tam bağımsızlık ve milli egemenlik namusumuzdur.

Atatürk sarsılmaz öngörüleri ile, Cumhuriyete sahip çıkılmadığı ve aç kurtlar gibi bekleyen sömürgeci devletlere karşı uyanık olunmadığı takdirde milli Mücadele öncesi hazin durumun gelecekte tekrar yaşanabileceğini, dost ve düşman tanınmazsa yeniden gaflet ve delalete düşülebileceğini, cehalet ve düşmanla yılmaksızın savaşmak gerektiğini, yorulan, umursamayan ve ölmeyi göze alamayan ulusların kaybedeceğini, ‘Ya İstiklal, ya ölüm’ diyemeyen milletlerin yok olacağını çok önceden bildirendir. Yine O, inanan, güvenen, akıl ve bilime kıymet veren, yorulsa da çalışan ulusların, daima hür ve güçlü kalacağını duyurandır. Ve bu ikaz ve ihbarı hepimizin gözleri önündedir, gençliğe hitabesindedir.

Türk gençliği bu hitabeyi anlamak ve unutmamak zorundadır. Çünkü büyük söylevin özeti durumundaki bu hitabe, hem gaflet ve cehaleti örnekleyen bir kara haberci ve hem de yaşanacak kötü ve sancılı dönemlerde çıkış yolunu gösteren bir umut rehberidir. 

Gençlik emanete sahip çıkmak, durmamak, çalışmak, yılmamak, araştırmak, öğrenmek, kanmamak, aldanmamak zorundadır. Çünkü duran uluslar geçilmeye, aldanan uluslar yok olmaya, aklı kenara koyan uluslar köhneleşmeye mahkumdur. Bağımsızlık, milli birlik ve beka ulusların en kıymetli hazinesidir. Bu hazineyi elde tutmak güçtür. Lakin muhtaç olunan güç mevcuttur ve ecdadın şehit kanıyla şereflenmiş damarlardaki asil kanlardadır.

Mustafa Kemal Atatürk İçimizde ölmeyen bir fikir ve umut olarak yaşadıkça ufuklar bir kez daha kararmayacak, Cumhuriyet payidar kalacak, ezanlar susmayacak ve Türklüğün yükselmesinde sınır olmayacaktır. Bu yüzden Onu tanımak ve, anlamak, Onun eseri bu güzel vatanda nefes alan herkese vicdani bir borçtur. Site olarak gaye ve arzumuz bu anlayışın egemen olmasında az da olsa rol oynayabilmektir. 

 Atatürk İçimizde

“Fertler ölür, millet yaşar. İnşallah Türk milleti ebediyete kadar yaşayacaktır.” (30 Mart 1919, Boğazlıyan Kaymakamı Milli Şehit Kemal Bey)

ATATÜRKÜN GENÇLİĞE HİTABESİGENÇLİĞİN ATAYA CEVABI

Büyük nutuk” Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı (ayet), hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü güçlükler önünde, belki amaçlara tamamen eremediğimizi, fakat asla ödün vermediğimizi, akıl ve bilimi rehber edindiğimizi onaylayacaklardır. Zaman hızla dönüyor, milletlerin, toplumların, bireylerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur. Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar.”

BUNLARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR ;

 

Bütün ümidim gençliktedir

Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıkların arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır gene gelir, verimli sonuçları kalpleri doldurur. 1937

Ataturkicimizde.com

Sayfayı yazdırın Sayfayı yazdırın