4 Temmuz 2021 Pazar

Hz.nuh Ve Nuh Oğulları

 Hz.Nuh ve Nuh Oğulları

7. September 2013 um 15:24

Genelde, insan tarihinin 10,000 sene önce biten son buzul çağın gerilemesiyle başladığı inanılır, tabii burada taş devrinden başlayan yükselişten söz ediyoruz. Atlantis’in olması gerektiği çağda dünyanın büyükkısmı buzlarla örtülü olmalıydı. Bu buzlar hemen hemen Kanada’nın ve Kuzey Avrupa’nın çoğunukapladığı gibi Güney Amerika’nın bazı kısımlarını örtüyordu. Demek oluyor ki, dünyanın etrafında ince birkuşak uygarlığı barındıracak durumdaydı. Aslında dünyanın şimdiki durumu bundan iyi olmakla beraberyine de, onun yuvarlak oluşu ideal iklim açısından güneşi bazı yerleri fazla, bazı yerleri az ısıtmaya veaydınlatmaya yol açıyor. Ancak, buzul çağı ile ilgili bilmediğimiz birçok şey vardır. Buzul çağların nedenolduklarını bilim adamları saptayamamıştır. Bir takım hipotezler ortaya atılmıştır. Güneşte periyodik olarakısı gücün azaldığı veya güneş sistemi zaman zaman soğuk alanlara girdiği ortaya atılmıştır. Ayrıca son buzul çağında tropik iklimlerin bitki ve hayvan çeşitlerinin bulunması iklim kuşaklarının yer değiştirdiğitezini güçlendiriyor.Bilindiği gibi İbranilerin kutsal kitapları arkeoloji ve tarih açısından genelde oldukça güvenilir kaynaklaroldukları saptanmıştır. Ancak kronolojik kayıtlar daha eski çağlara indikçe güvenilirliği de aynı orandaazalmaktadır. Dünyanın Tevrat’ta belirtildiği gibi 6000 yıl önce yaratılmadığı ve en az dört buçuk milyaryıllık ömrü olduğu artık herkes tarafından biliniyor. Oysa, 1654 yılında, Ussher adında bir İrlandalıBaşpiskopos, Tevrat’taki verilere dayanarak yaratılışın M.Ö. 4004 yılında, 26 Ekim sabahı, saat dokuzda başladığını iddia etmişti. Bazı metin ve hadislere dayanarak, dünyanın yaratılış süresi olan 6 günü, her günü1,000 veya 50,000 yıl ile çarpsak yinede alınan netice tatminkar değildir. O halde, eski İbrani metinlerininKuran’da belirtildiği gibi tahrifata uğradığı kanısına varmak mümkündür. Oysa, mecazi açıdan, Kuran’dada belirtildiği gibi, Yaratılışın sürdüğü 6 günün, aslında farklı anlama geldiği, ilerdeki bölümlerde elealınacaktır. “Gün” denildiği zaman belirli bir devreyi (bir siklüsü) tamamlayan bir süre düşünüldüğü ortayaçıkıyor. Kutsal kitaplarda bu bazen 1000 yıl olarak ifade edilmektedir (“Tanrının nezrinde bir gün bin yılgibidir”), 6 gün için daha farklı yaklaşımlar da söz konusu. Bu konuyu kapsamlı olarak “Siklüsler” adlı bölümde ele alınacağız.Aynı şekilde, Atlantoloji açısındanda, Nuh tufanı M.Ö. 2500 veya 3000 değilde, M.Ö. 10.000 civarındaolması mümkündür. Bu tarihlerde, büyük olasılıkla, önce açıkladığımız gibi dev bir asteroid’in yeryüzü ileçarpışması, ya dünyanın yörüngesini güneşe daha yakın getirmişti, veya eksenini değiştirerek yine buzulalanları yaratıp eski buzul alanın erimesine yol açmıştır. Böylece, kutuplarda yer değişme iklim değişliklerede yol açması gerekir. Kutuplarda buzların altında bulunan ormanları, aksi taktirde nasıl açıklarız. İlginçtirki, gerek Enok’un kitabında gerek Herodotus’ un Mısır rahiplerinden duyduklarında ve nice eski kayıtta böyle bir eksen değişikliği olduğu açıklanıyor. Mısırlı rahiplerin Herodotus’a anlattıklarına göre Güneş birzaman batıdan doğuyormuş ve doğuda batıyormuş ve dünya birkaç kez eksen değiştirmiş.Çarpışma yerinin büyük olasılıkla Atlas Okyanusunda, belki de Meksika körfezinde olması okyanusdakikara parçaları volkanik patlamalar eşliğinde denizin dibine sürükledi. Amerika kıtasında incelemeler oranın belirsiz bir geçmişte, büyük bir meteor yağmuruna tutulduğun göstermiştir. Aynı şekilde Büyük Okyanusta bir zamanlar böyle bir meteor yağmuruna maruz kalmıştır. Gökten gelen felaketin sonucunda Atlantis kıtası batmıştı, bazı dağ tepeleri de okyanus ortasında adalar olarak kalmıştır. Bir taraftan kara parçalarıçökerken, başka kara parçaları yükselmeye başlamıştı, bunların arasında And dağları, Cordilleras dağları,Himalayalar, Pamir dağları ve Kafkas dağlarını sayabiliriz. Hayvan sürüleri, doğa örtüleri ve insanlar topluolarak öldüler. İnsanların uygarlık anıtları yeryüzünden silindi.

O halde, insan tarihin dünya geçmişi açısından bu kadar kısa bir süre önce başlamasına şaşmamak gerekir.İnsanlar her şeyi yeniden başlamaları gerekirdi. Bu öykünün doğru olmadığını savunanlar, Platon’un belirttiği tarihten çok sonra yazı ve uygarlığın geliştiğini belirtiyorlar. Ancak mevcut arkeolojik bulgularadayanarak M.Ö. 8-9 bin yıl önce Konya yakınlarında Çatalhöyük’te gelişmiş şehircilik olduğunu gösteriyor(1). Yazının nispeten yakın tarihte gelişmesi, onun bir felaket öncesi uygarlıkta bulunmaması anlamınagelmez. Yaşlı Mısırlı rahip bilginin yazının unutulması konusunda verdiği açıklamalar bu konudayeterlidir. Arkeolojik buluntular, uygarlık gereçlerini, bilim ve sanatları gittikçe daha geri bir tarihe atıyor.Binlerce yıl önceki bu felaketten bir kaç insanın kurtuluşu, tarih boyunca unutulmayan bir öykünün konusuolmuştur. Daha önce belirttiğimiz gibi, bu öykü dünyanın her tarafında korunmaktaydı. Şüphesiz, bununsonucu olarak diğer felaketlerde olduğu gibi, bir çok hayvanların nesli tükenmişti. Bilimsel bir varsayımagöre, bu devirde (11 bin sene önce) 40 milyon hayvan aniden öldü. Nuh peygamberin bu devirde yaşadığı varsayımına dayanarak onun bu felakete hazırlıklı olduğu belirtiliyor. Gemisinde ailesi ile birlikte hayvan neslinin seçkin çeşitlerini de almış. Büyük olasılıkla, odevirde bol çeşitleri olan vahşi ve dev cüsseli hayvanlar yerine evcil hayvanların felaketten kurtulmaları, vegelecekte insan yararına nesillerini devam etmeleri öngörülmüştü. Ayrıca, Kutsal metinlerde açıkca belirtilmediği halde, tarıma elverişli bitkilerin ve meyve ağaçların filizleri de taşındığını kabul edebiliriz. bukonuda bazı belirtiler vardır.Ancak, dünyanın her tarafında yaygın olan tufan mitoslara dayanarak, öyle sanıyoruz ki, dünyanın çeşitliyerlerinde başka kurtulanlar da vardı. Onlar, “ikinci Adem” olarak değerlendirilen Nuh’tan farklı olarakhazırlıklı değillerdi. Kurtulmaları genelde şans eseriydi. Bu kurtulanlar arasında Ad soyundan olanlar davardı, dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan “Adem öncesi” ve tanrı soyundan aşılanmamış, aborijin ırklar davardı. Bu yüzden Nuhoğulları ve Ad’lar ırklarının “saflığını” korumak için türlü yöntemler aldılar, ve tarih boyunca görülen ve çeşitli kutsal kitapta yazılan (aborijin) yerlilerle ilişki yasağı sürdürüldü. Ancak, buuygulanma doğal olarak pek başarılı değildi.1947 yıllında, Ölü Denize yakın Kumran mağrasında bulunan rulo yazıtlar, İbrani kutsal edebiyatın en eskiörneklerini oluşturuyor. Bulunan bir yazıta göre Hz. Nuh farklı bir fiziğe sahipti. Öyle ki, babası Lamekonun kendi oğlu olduğunu karısı Bartenoş’un yemin ve ısrarlarına rağmen inanmamıştı. Hz. Nuh’un“Bakıcılar, Kutsal Olanlar veya devler” in soyundan gelmediğini ancak “meleklerden her şeyi öğrenen” büyükbabası Enok (Hz. İdris)’a danıştıktan sonra inanmıştı (2).Kumran’da bulunan bu yazıtların Hz. İsa’dan yüz sene önce yazıldığı dikkate alınırsa onların değerianlaşılır. Her ne kadar Enok’un kitabı San Augustin tarafından belirtiildği gibi kadimliğinden dolayıtahrifata uğramışsa da, Kumran yazıtları ile ilginç benzerlikleri vardır. Orada Hz. Nuh ile ilgili şunlarıyazılıyor: “Bir süre sonra, oğlum Mathusala, oğlu Lamek için bir eş aldı. O ondan hamile oldu ve bir çoçukdoğurdu. O çocuğun etti kar gibi beyaz ve gül gibi kırmızıydı, saçları yün gibi beyaz ve uzun, gözlerigüzeldi. Gözlerini açtığı zaman evi güneş gibi aydınlat ı… Ve babası Lamek ondan korktu ve koşarakMathusala’ya gitti ve şöyle konuştu, Ben başka çocuklara benzemeyen bir oğul doğurdum. O insan değilgibi, fakat gökyüzü meleklerinin çocuklarına benziyor. O bizden farklı bir yapıda ve hiç bir şekilde bize benzemiyor … Ve şimdi, babam sana gerçeği öğrenmek için atamız Enok’a gitmeni yalvarırım, çünküonun yurdu meleklerledir” (Enok’un kitabı 105/1-6). O halde, eski kayıtlar tufanla silinen eski dünyadan, Nuh ve soyu yeni bir insan prototipi olarak kurtulduğunu belirtiyor. Bu soyun eski Kızılderili ademoğullarıve melez dev ırk yerine beyaz ırk olduğu görülmektedir.

Daha önce belirtimiz gibi, Blavatsky’e göre Atlantisliler dördüncü kök ırka mensuptu, üçüncü kök ırk’taLemuryalılar’dı (Mulular), her bir ırk bir felaketle yok olduğu gibi, kurtulanlar, bir sonraki ırkın atalarınıoluşturup yeni bir ırk oluşturmuşlar. Bizim de beşinci kök ırktan olduğumuz söylenir ve altıncı kök ırkoluşmaktadır.Tevrat’ta göre, Nuh’un gemisi Ararat dağında demirlendi. Her ne kadar bu bize olasılık dışı gibi gelse, jeolojik kanıtlar o bölgenin bir zaman su altında olduğunu gösteriyor. Civarda bol miktarda deniz fosillerive tuz kristalleri vardır. Van göllünün tuzlu olduğu ve deniz balıkları bulunduğu bilinir. Bunun dışındaArarat’ın tepesinde doğru veya yanlış gemi kalıntıları bulunduğu söylenir. Zaman zaman, bu parçalarincelenmek üzere indirilmişti (3). Bu konuda ilginç iddialar var, çeşitli belgeler ve fotoğrafları içerenkitaplar yazıldı. Keşif heyetlerinin araştırmaları düzenlendi.Bu iddiaların gerçek olup olmadığını bilmiyoruz, ancak kutsal kitaplardaki her öykünün arkasında birgerçek payı vardır. Nuh’un üç oğlu Yafes, Ham ve Sam’dan bütün ırkların türediği inanılır. Yafes’ten“beyaz” ırk, Sam’den Araplar ve İbraniler dahil olmak üzere Sami ırkı, ve Ham’dan Kuzey Afrikalılartürediği yazılır. Tevrat’ta bu üç oğlun soylarını ayrıntılı olarak açıklıyor. Bu soy isimleri aslında bir çoğuAnadolu’da olmak üzere bir çok kavim ve halkların isimlerinden başka bir şey değildir.Bu konuda birinci asırda yazılan Flavius Josephus’un İbraniler tarihi ayrıntılı bilgi veriyor (4). Josephus bukonuda şöyle yazıyor, “Nuh’un oğulları üçtü, tufandan yüz sene önce doğan Sam, Yafes ve Ham,[Tufan'dan sonra] dağlardan vadilere ilk inip ev kuranlardandı. Tufanı anımsayarak alçak arazilereinmekten büyük korku duyanları da ikna ederek önderlik yaptılar (1-4-1)”. Onlar biliyorlardı ki yaşlıMısırlı rahibin belirttiği gibi bir tufan olduğu zaman, dağlarda yaşayanlar kurtulur ve vadi ve ovalardayaşayanlar silinirdi. İlginçtir ki, Orta-Amerika kızılderilileri, gelen ilk beyaz adamlara, piramitlerintufandan korunmak, yükseklere tırmanmak maksadıyla yapıldığını söylemişlerdi.Josephus’un tarihi, Tekvin’deki verilere dayanarak Nuhoğulları için şöyle yazıyor: “Nuh’un torunlarıanısına kurdukları devletlere kendi isimlerini verilmiştir. Yafes’in yedi oğullu vardı, onlar ilk başlardaToros ve Amanus (Klikya) dağlarında yerleştiler, sonra Asya’ya doğru Tanais nehrine kadar, ve bir koluAvrupa’da Kadiz [İspanyada Cebelültarık'ın ağızında ve Atlas Okyanus kıyısında bir şehir]‘a kadar yol aldıve daha önce başkaları bulunmayan ülkelerde yerleşerek, kendi adlarını verdiler. Yafes’in oğlu GomerGrekler’in Galata [Ankara çevresinde bir Kelt Devleti, ayrıca Fransa'da aynı halk Gal'ler] dedikleri fakat ozamanlar onlar Gomerliler olarak bilinirdi. Magog, Magogitleri kurdu, onlara Grekler İskitler derlerdi.Yavan ve Madai’a gelince, Madai’dan Madianlar geldi. Onlara’da Grekler Medes [İranlı bir kavim]derlerdi. Oysa, Yavan’dan İyonyalılar ve bütün Yunanlılar gelmiştir. Thobel, Thobelitleri kurdu, onlardanda bütün İberler gelir. Mosocheniler Mosoch tarafından kuruldu onlara şimdi Kapadokyalılar (Göreme, Nevşehir) denilir. Halen onlarda eski adlarını gösteren Mazaca (Kayseri) şehri vardır. Anlayana bu gösterirki, bütün devlet bir zaman o ismi taşırdı. Thiras aynı zamanda hükmettiği halklara Thiraslılar derdi, ancakGrekler onların adlarını Trakyalılar olarak değiştirdiler. Yafes’in soyundan ilk yerlileri olan devletleri adediçoktur. Gomer’in üç oğlundan Aschanax, Aschanakslılar gelmişdir, artık onlara Grekler tarafından Rhegin[Güney İtlaya'da]‘ler denilir. Aynı şekilde Riphath’da Riphalılar Paphlagonlar [Anadolu'da Karadenizkıyısında yaşayan bir topluluk] ismi türedi. Grekler’in Frigler (Batı Anadolu’da bir devlet) dedikleriThrugramma’dan türeyen Thrugrammalılar’dı. Yavan’ın üç oğullundan Elissa, Eliselilere adını verdi,onlara şimdi Aioller (Batı Anadulu’da) denir. Tharslar’dan Tarsus ismi alındı, ki bu Klikya’nın eski adıydı.Bunun belirtisi şöyledir, onların en kayde değer şehirlerin ismi Tarsus’dur bu adda theta yerine Tau harfinideğiştirmek suretiyle elde edilmiştir. Cethimus, Cethima adasını almıştır, ona şimdi Kıbrıs denilir. Bunedenle İbraniler adalara ve deniz kıyılara Cethima derler. Kıbrıs’ta bir şehir eski adını belirtisikorumuştur, o da Grekler tarafından Citius denilir, fakat yerliler tarafından Cithim denilir…”

“Ham’ın çoçukları Suriye, Amanus ve Libanus dağlarına kadar yayıldılar… Chus’tan Habeşliler geldi.Halen’de günümüzde onlara kendileri ve başkaları tarafından Kuşit’ler denilir. Mestre ismi halen Mısır’daoturanlara Mestre’liler olarak korunmuştur. Phut Libya’nın ilk yerlisiydi… Grek coğrafya’cılar oradakinehrin ve yerin ismi Phut’tan değiştiğini kaydetmişlerdir. Şimdeki ismini Mesraim’in oğullarından biri olanLybyos’tan almıştır… Sabas, Sabileri kurmuştur…”“Sam, Nuhu’un üçüncü oğullunun beş oğullu olmuştur. Onlar Fırat nehrinden Hint Okyanusa kadar olan bölge’de yerleştiler. Elam Pers’lerin (İran) atası olan Elamlıları kurdu. Ashur Nineve şehrinde oturdu vehalkına Assuriler dedi…Arphaxad, şimdi Keldani’ler denilen Arphaksadlılar’ı kurdu. Aram, şimdeSuriyeliler fakat önceden Aramiler denilen topluluğu kurdu. Laud, şimdi Lidyalılar (Batı Anadolu’da) fakatönce’den Lauditler olarak bilinen devleti kurdu. Aram’ın dört oğulundan Uz Teachonitis ve Şam’ıkurdu…Uz Ermenistan’ı kurdu… (1-6)”. Josephus bundan sonra Arphaxad’ın soy kütüğün inceleyerekHaz. İbrahim’e kadar getiriyor. Bilindiği gibi kutsal kitaplara göre, Haz. İbrahim’in bir oğullundanİbraniler, diğer oğulundan Araplar türemişti.Kayıtlara göre, Atlantisliler Nuh yönetiminde bir dağa yerleştiler. Bu dağ Tekvin’e göre Ararat dağı, Kuranve Suryani Tekvin’ine göre Cudi dağı ve diğer tradisyonlarda farklı dağlardı. Unutmamak gerekir ki olayçok eskidir ve kulaktan ağza geçerken ve yazıtlar kopyalanırken insanlar sürekli bildiği ve onlara yakınolan yerlerin isimlerini yerleştirmeye yönelirlerdi. Atlantis felaketinden diğer kurtulanlar dağlık bölgelerdeyerleştiler. Kafkas dağları, Pireneler ve Atlas dağlar onların odaklandığı yerler olduğu kanısındayız. Buradayerleşmiş olan Kafkasyalılar, Basklar ve Berberler aynı soydan geldiği anlaşılıyor.Ararat dağına yakın olan Kafkas dağları büyük göçlerin başladığı bir yerdir. “Beyaz” ırka Batıda kokazik(kafkasyalı) denilmesi oldukça anlamlıdır. Ömer Büyükata’nın değerli çalışmaları (5) bu konuyu ayrıntılı bir şekilde aydınlatıyor. Ona göre Apas kelimesi ve Yafes (Japhet) ile aynıdır, hatta Bask ve Pelask aynıkelimenin zamanla değişmeye uğramasından kaynaklanıyor. Toponymy (bölge ve yer isimleri)’e dayanarakBüyükata bu göç yerleri belirtiyor. Pelasklar, Akdenizin Grek öncesi yerlileri idi ve Yunan kültürünü büyük çapta etkilemişlerdi. Dünyanın en kadim dillerinden birine sahip olan Basklar, Atlas dağlarındayaşayan Berberler ile akrabalıkları vardır. Cohane’e göre Berber, İber kelimesinden kaynaklanıyor(İber-İber). Aynı şekilde, Britanya (İnglitere) ve Breton (Batı Fransa) aynı kelime kökenindendir(Britler), ve çokeski çağlarda megalit (büyük taş) inşatlar yapan gelişmiş bir İberik akımın kalıntıları İnglitere, Batı Fransa,İrlanda gibi Atlas Okyanus sahili ülkelerde görmek mümkündür (6). Son bulgulara göre bunlarınsanıldığından daha eski oldukları ortaya çıkmıştır.Sekiz senelik bir araştırma sonucu kitabını yazan Cohane, toponomi’e dayanarak dünyayı saran bir kadimkültür kalıntısı konusunda ilginç neticelere varmıştır. Birbirinden yakın neticelerine varan Büyükata veCohane’nin çalışmaları şaşılacak benzerlikler arz ediyor. Ancak, ne yazık ki Batı edebiyatı, Kafkasyakonusunu ihmal etmektedir. Roma çağında Kafkasya İmparatorluğa bağlı bir eyaletti, adıda aynıİspanya’nın antik adı gibi “İberia”dı. Kafkasyalıların eski adı Adigeler’di. Başka bir değişle, Ad’lardı.Atlas Okyanusun sahilinde yerleşmiş olan Baskların dilleri Orta-Amerika’da Maya diline çok yakın bir benzerliği vardır. Bask efsanelerine göre ataları mağaralarda saklanarak felaketten kurtulmuşlar. Basklarıneski bir adeti Kızılderili uygarlıklarındaki gibi 20′lerle saymaktı. Bu adet halen Fransızların 80 rakamı 4adet 20 ile dille getirmeleri şeklinde kalmıştır. Baskların “jai alai” ismindeki top oyunları Mayaların “pok-a-tok” oyunlarına benzer. Kan grupları da diğer Avrupalılardan farklıdır (rh negatif ve AB ve O grubuağırlıklıdır). Baskların M.Ö. 10,000 sene Avrupa’yı batıdan istila eden Kro-Magnonların bir kalıntısı oldukları inanılır.Kro-Magnonların beyin kapasiteleri (1600cc) bugünkü insanlardan (1400cc) daha büyüktü. Bu günküinsanlardan daha iri ve boyludular (182-195 cm.) (7). Bu insanların belki en son türleri Kanarya adalarında bir zamanlar yaşayan Guançlardı, soylarını İspanyollar tamamen tüketildi. Guançlarda ölülerinimumyalama gibi birçok kadim gelenekleri mevcuttu ve değik fiziksel özelliklere sahip oldukları söylenir.Aynı şekilde Peru ve Paskalya adalarında yaşayan “Uru” lar yakın zamanda yerliler tarafından tamamenöldürüldü. Bu ada halkları günümüzün insanlarına göre iri ve boyludular.Atlas Okyanusun Batı sahilleri şu anda Keltler adında sonradan gelme halklarla çevrilidir. Bunlarİskoçyalılar, İrlandalılar, Galler, Cornwallılar ve Bretonlardır. Konuştukları diller Kafkas dillerine benzerlik gösterir. Onların binlerce sene evvel Kafkasya’dan göç ettiklerine dair efsaneleri vardır. AtlasOkyanusuna geldikleri zaman kendilerine benzeyen İberlerle hemen kaynaşmışlardı. Keltlerin izleriniAnadolu’da da bulmak mümkündür, bir zamanlar Ankara yakınlarında bir Galata devleti vardı (8).İskoçların çaldığı tulumun (bagpipes) ve Bretonlar’ın çaldığı biniou’a benzeri müzik aleti, Basklar’da veKaradeniz sahilinde Kafkas soyundan olan Laz’larda tulum halen çalınır.Amerika kıtasından gelen tarım ürünler çoktur. Yüzlerce bitki arasında patates, domates, çilek, salatalıkgibi ürünler beyaz adam gelmeden evvel Amerika’da, çoğu And dağlarında yetişiyordu. Soframızakurduğumuz sebze ürünlerin yarısı Amerika’ların keşfine borçluyuz. Gerçekten Amerikan uygarlıklarınsofraları gelen İspanyollara nispeten daha zengin olduğu saptanmıştır. Bu ürünlerin birçoğunun vahşiçeşitlerin bulunmaması onların çok kadim çağlardan yetiştirilip geliştirdiğini gösterir. Avustralya gibiAtlantis İmparatorluğun ağından uzak olan ülkelerde tarımsal ürünlerin yoksunluğu Darwin’in de dikkatiniçekmişti.Donnelly’e göre bu ürünlerin kaynağı Atlantis’ti ve o, bu ürünlerin gelişmesi gerektiği on binlerce yıllıkevrimin orada gerçekleştiği kanısında. Yeni dünyayı bir kenara bırakıp eski dünyada tarım ürünlerinyayıldığı başka bir bölgede de görüyoruz. Edmond de Molin’i aktaran Ömer Büyükata, “Gerçekten; meyveağaçları, dünyanın bu mümtaz derecede çeşitli meyve türlerine rastlanılmaz … Sicilya’ dan daha mutluolan Kolkhide (Batı Kafkasya) eski bolluğundan bugün hiçbir şey kaybetmemiştir … Burada en çok gözeçarpan şey meyve ağaçları arazisi olmasıdır. Hatta Kandül ve başka bitki bilginlerine göre Kolkhide, meyveağaçların anavatanıdır. Onların kanılarına göre elma, armut, erik, kiraz, dut, kiraz badem ağaçları,frenküzümü, bağ, turp ve birçok sebze çeşitleri hep buradan, bu vadilerden etrafa yayılmış bulunduğu gibi, bu ürünler en ilkel ve en çok kendi kendine yetişir bir halde yalnız burada bulunurlar…”(9). Bir varsayımagöre tufandan kurtulan bir gemi, insanoğullunun evcilleştirdiği hayvanları ve tarım için elverişli bitki veağaç türlerini bu bölgeye yakın bir yere taşıdı, bu gemiye Nuh’un gemisi denilirdi.Türkçe’nin kızılderili dillerle benzerlikleri bilinir, bu konuda bazı araştırmalar vardır. Atlantoloji ve Mukonusu işleyenler arasında ile ilgili özellikle Haluk Cemil Tanju’nun “Orta-Asya GöçlerindeTurunçderililer” (10) ve Kazım Mirşan’ın anlaşılması zor “Akınış Mekaniği, Altı Yarıq Tiğin” (11)kitapları ilginçtir. Ayrıca Dr. Hamit Zübeyir Koşay birkaç yıl Basklar arasında bulunduktan sonra Türkçeve Baskça arasında bir bağ kurmuştur (12). Diller kısa sürelerde büyük değişikliklere uğradığı için binlercesene evvelki durumu için bir şey söylemek zor. Norveç’li Thor Heyerdahl yaptığı araştırmalarında haklı bir ün kazanmıştır. “Kon-Tiki” (13), “Aku Aku”ve “Polenesya’ya Deniz Yolları” adlı eserlerinde anlatılan, Peru’dan Paskalya adalarına ilkel bir denizsalında yaptığı yolculukta, eskiden böyle bir yolculuğun olasılığını kanıtlamıştı. Onun gerek arkeolojik,dilbilimi ve mitolojik araştırmaları eski çağlarda beyaz adam anlamına gelen “Urukehu” adında bir halkınPeru uygarlığını yaratıklarını, ancak melezler ve oranın yerlileri tarafından kovulduktan veya bilinmeyen bir sebepten dolayı göç ettiklerinde, Paskalya adalarına yerleştiklerini belirtmişti. Urukehular sonradanPaskalya ve Hawaii adalarında aynı akibete uğradıktan sonra nesli yok olmuştu. Yeni Zelanda da aynışekilde Urewera ülkesinin dağlarında bir zamanlar Turehu adında beyaz bir ırk varmış. Bu ırklar Anddağlarında Titicaca gölü civarında yaşayan ve muhtemelen Uruguay’a ismini veren “Uru”larla aynıoldukları inanılyor. Heyerdahl’a göre Urukehuların boyları iki metre civarlarında olup, genelde kızıl saçlıve bazen sarışındılar. Gerek Peru’da gerek de Paskalya adasında yapılan mezar kazıları bu tezleridoğrulayan cesetler bulundu. Ayrıca Paskalya adasındaki dev heykellerin kafa üstleri kırmızıya boyanıyordu. Paskalaya adalarında on yedinci asırda çıkan bir ayaklanmada yerliler “uzun kulaklılar”denilen bu halkı yok ettiler. Kurtulan tek bir “uzun kulaklı” soyunu sürdü, ve Thor Hyderdahl bazıları kızılsaçlı olan ve önceden Avrupalı sandığı torunları ile geçirdiği ilginç anıları kitaplarında aktarmıştır. Bukavimin adı kulaklarını uzatmak için uyguladıkları bir deformasyon yönteminden ileri geliyordu ve uzunkulak kültü, Uzak Doğu’da, özellikle Kamboçya’daki esrarengiz Anghor medeniyetine Buda heykellerindegörülmektedir. Paskalya adalarında bulunan yazıt örneklerindeki harf karakterleri Sümer yazıtları ile hemenhemen aynı oldukları gözetilmiştir. Bu çok ilginç bir olaydır, arkeologlar her zaman ki gibiaçıklayamadıkları olaylar karşısında sessizliklerini korumaktadırlar.Ergenekon efsanesine göre ilk Türkler demirciydi. Sarp dağlarla çevrili bir arazide bulunuyorlardı. Dağlarıeriterek ve delerek bu doğal hapisten kurtulmuşlardı, ki bu yüksek bir teknoloji anımsatıyor. Çin kayıtlarınagöre eski Göktürkler (Tükmenler) genelde kızıl kestane saçlı ve bazen sarışındı, gözleri yeşil veya maviydi.İran’daki Türkmenlerde de aynı şey söz konusu. Kullandıkları runik görünüşlü alfabe de düşündürücüdür.Yine de, bu konuda demode ve şoven ırkçı tezleri yeniden hortlatmak amacınca değiliz, bu görüşlerimizetamamen ters düşer. Diğer topluluklar gibi Türkler çok karışmıştır, özellikle Anadolu ve Trakya Türkleri.Günümüzün insanı her yerde melezdir, ancak kadim çağlarda insanlar bu denli karışmamışlardı.Türk adının kökeni Urukehu veya Turehularla bir olabilir mi? James Bailey’nin araştırmalarına göredünyanın muhtelif yerlerinde demir mağaraları bulunur. Karbon 14 testlere göre Güney Afrika’da birmağara M.Ö. 41.250 senesinde işleniyordu. Bailey’e göre binlerce yıl önce Tunç çağı denizci madencilikfirmaları dünya’nın çeşitli yerlerinde demir ve başka madenler için kazı yapıyorlardı ve mağaraduvarlarında “şirketlerinin logolarını” bırakıyorlardı. Bunların arasında gamalı haç (svastika), haç, güneşsembolü, çifte balta, helezon ve paralel iki dalga en yaygın olanlar arasındaydı. Türklerin ilk ataları Ural-Altay dağlarında kadim ve kayıp uygarlığın madencilik kolonisi olabilir mi? Felaket geldiğinde ondankurtulanlar arasında olup, yeni yurtları Orta Asya’da yayılmış olabilirler mi? Yoksa, Yafes oğullarının birkolları mı idiler? Tanrıçaları “Turan” olan ve Troya’dan (Truva, Tür-va ?) Etrurya’ya (İtlaya/Tyrhenia) göçettikleri söylenen ve şehirleri Tarkon tarafından kurulan Etrüskler (E-türk ?) ve ile bir bağlantıları varmıydı?Bir denizci halkı olan Etrüsklerin Anadolu’dan geldiklerini ve Lidya’dan giden bir koloni olduklarıHerodotus tarafından kaydedildiği halde, günümüzde bu ihtiyatla karşılanır. Her ne kadar Lidyalıların baştanrıları Tarku adına taşıyorsa, Halikarnaslı Diyonysos iki toplumun arasındaki farkları işaret etmişti.Heykel ve resimlerindeki çekik gözlü moğul-kokazoid figürler, at, şavaş ve güreş motifleri bir Türk kökentezine yol açmıştı, ancak bunu kanıtlayacak ciddi delil olmadığı gibi, dilleri de henüz çözülememiştir.Ayrıca Türklerin kökeni en az Etrüsklerin kökeni kadar çözülmemiştir. Elli yıl önceye kadar, Batı’daTürklere belirli bir hüviyet tanınırken ve Sümeroloji ile ilgili kitapların çoğunda Sümerlerin Turan asıllıolduğunu yazarken, günümüzde Türklerin adeta kökleri olmadığı yolundaki görüşler yaygındır. Ancak, bundan alınmamak gerekir, çünkü varsayımcılığa karşı olan bu akım, diğer toplumları da aynı işleme tabi tutuyor.

Bir iddiaya göre Lidyalıların bir kolu İtalyaya giderken, diğer bir kolu Klikya’ya (Güney Doğu Anadolu)giderek Toroslara ve Tarsus şehrine adlarını vermişler, onlara Trakheiotlar denilirdi ve adları Trakyalılara benzerlik arz eder. Diğer bir kolu da İspanya’ya giderek Tartessus (Eski Ahit’te Tarşiş) ismini vermiş,ancak Tartessus’un çok eski olduğu, kökenleri taş devrine uzandığı anlaşılıyor.Her ne kadar İtalya’da Turin ve Torino gibi bir sürü ilginç şehir isimi varsa ve Roma ve Romulus efsanesi,Asena efsanesine şaşılacak benzerliği varsa. Tabii ki, şüpheli bir yöntem olan toponymy’e (yer isimleri)dayanarak ve şoven duygulara kapılarak böyle bir sonuca varmak, bu konuda spekülatif bir varsayımı ilerisürmekten öteye gitmez. Daha somut sonuçlara varmak uzmanların işidir. Ama bazı ilginç bağlantılara işaret etmekten kendimizi alıkoyamıyoruz.

Örneğin, İsviçre’de Zurih kentinin eski adı Turikon idi ve civarında ona benzer yer adları da varmış.Donelly şöyle yazıyor “Strabo (M.Ö. 63 – M.S. 21) Turduli ve Turdetaniler konusunda şöyle diyor “Bütünİberler arasında en bilgili bunlardır; onlar yazı sanatı kullanıyorlar; eski tarih anılarını kaydeden kitaplarıvar, ayrıca altı bin senelik bir geçmişleri olduğunu iddia ettikleri şiir ve şiir olarak yazılmış kanunları var”.Ayrıca, eski Mısır kayıtlarına göre, Anadolu sahil halkları denizciydi ve korsanlık yaparlardı. OnlaraTukrianlar denilirdi. Altı topluluğun birliğinden oluşmuş bu halklar Ramses III ile savaşmışlardı vearalarında Tokhariler ve Thekerler de vardı. Onlarla Lübnan’ın kadim ve esrarengiz şehri Tyre ile bağlantıkuranlar var. Gerek Tyre, gerekse de Tartessus denizcilerin barındığı liman şehirleriydi.Sahara Çölünde yaşayan Tuaregler de Atlantis ile bağlantıları olduğu varsayılmıştır. Peter Kolosimo“Timeless Earth” kitabında şöyle yazıyor “Comte de Charencey (1832-1916) `Histoire l*gendaire de la Nouvelle-Espagne’adlı kitabında “Berber, Tamaçek (Tuareglerin dili), Euzkara (Baskların dili) ve kadimGal dilinde bazı sözler kesinlikle Kuzey ve Güney Amerikadaki Kızılderili dillerine akrabalığı vardır” (14).Vahşi çöl hayatına dönüşmüş, kendine özgü katı kuralları olan ve pek konuşmayan Tuargeler’in çok eskiFinike kökenli yazıları ve alfabeleri vardır. Erkeklerin yüzlerini örttüğü ve asillerin daima mavi giydikleri bu toplum, bir zamanlar çölün hakimleriydi. Bir zamanlar Sahara Çölünde büyük bir göl vardı, Libya’daçok eski, esrarengiz şehir kalıntılarının duvar resimleri o zamanın zengin bitki örtüsüne ve hayvançeşitlerine şahittir.Tevrat’ta göre Kral Nemrud, Babil kulesini inşa etmesinden önce insanlar tek bir dil konuşurmuş ancakonun yıkımı ile birden herkes farklı bir dilde konuşmaya başlamış ve birbirini anlamamaya başlamıştır.Batıda konuşulan diller genelde üç büyük gruba ayrılır: Hint-Avrupalı diller grubu, Sami diller grubu veUral-Altay / Finno-Ugarik, Turan diller grubu. Bazı dil bilimciler (diffusionist) bütün dillerin ortak birdilden geldiği kanısındalar, ancak bu tez halen tartışmalı olmakla beraber pek rağbet görmez.Kaynakça:(1) Anadolu’nun Öyküsü, İskender Ohri, Millliyet Yayınları, İstanbul, 1983(2) The Dead Sea Scrolls in English, G. Vermes, Penguin, Middlesex, 1962, (s. 215)(3) In Search of Noah’s Ark, Balsiger and Seller, 1976, Sun Classic, Los Angeles, 1976(4) The Atiquities of the Jews, The Wars of the Jews, Flavius Josephus, William Clowers and Sons,London(5) Aphaz Mitolojisi Anaç mı? B. Ömer Büyükata, Sabri Ander, İstanbul, 1971, Kafkas Kaynaklarına Göreİlk Yaratılışlar-İlk İnsanlık-Kafkas Gerçekleri, B. Ömer Büyükata, Yarış Matbaası, İstanbul, Cilt I 1985,Cilt II 1986(6) The Key, John Philip Gohane, Fontana, Glasgow, 1969, 1975

(7) Atlantis, from Legend to Discovery, Andrew Tomas, Sphere, London, 1972, 1974(8) Galat’lar, Fernand Lequenne, çev. Suzan Albek, TTKB, Ankara, 1979(9) Abaz Mitoloji Anaç Mı? (12) [s. 38-39)(10) Orta-Asya Göçlerinde Turunçderililer, Haluk Cemil Tanju, İstanbul Matbaacılık(11) Akınış Mekaniği, Altı Yarıq Tiğin, Kazım Mirşan, MMB Yayını, Ankara, 1978(12) Makaleler ve İncelemeler, Dr. Phil Hamit Zübeyir Koşay, Ayyıldlz Matbaası, Ankara, 1974(13) The Kon Tiki Expedition, Thor Heyerdahl, çev. F.H. Lyon, George Allen and Unwin Ltd., London,1950, Aku Aku, Thor Heyerdahl, George Allen and Unwin Ltd., London, 1958, American Indians in thePacific, Thor Heyerdahl, George Allen and Unwin Ltd., London 1952, Sea Routes to Polynesia, ThorHeyerdahl, George Allen and Unwin Ltd., London, 1968.(14) Timeless Earth, Peter Kolosimo, Garnstone Press, London, 1973

Emine Yılmaz, Nurettin Demir, “14. Yüzyılda Eski Anadolu TürkçesineÇevrilmi ş Bir Kısas-ı Enbiya Metninde Nuh Peygamber Öyküsü”, NuhKitabı, Ed. E. Gürsoy-Naskali, Kitabevi: İ stanbul, s. 145-160. 14. Yüzyılda Eski Anadolu Türkçesine Çevrilmi ş Bir Kısas-ı Enbiya Metninde Nuh Peygamber Öyküsü Prof. Dr. Emine Yılmaz, Hacettepe ÜniversitesiProf. Dr. Nurettin Demir, Hacettepe Üniversitesi Giri ş Bilindi ğ i gibi Kısas-ı Enbiya, kutsal kitaplardaki peygamberlerinya ş amları, dini önderlerin mücadeleleri, Tanrı dü ş manlarınıncezalandırılması gibi konularda dini, efsanevi bilgi içeren eserlerin ortakadıdır. İ lk örnekleri önce Arap sonra Fars edebiyatında görülen Kısas-ıenbiya metinlerinin en bilinenlerinden biri Sa’lebi’nin Kitabu ‘Ara’isi’l-mecalis fi Kısasi’l-enbiya ’ adlı eseridir.Sa’lebi’nin farklı Türk dillerine de ğ i ş ik tarihlerde çevrilmi ş olaneserinin Eski Anadolu Türkçesine yapılmı ş çevirileri de bulunmaktadır.Bu çevirilerden biri y ayına hazırlamı ş oldu ğ umuz 954 sayfalık Türk DilKurumu nüshasıdır (bk. Yılmaz, Demir, Küçük baskıda). Bu nüsha,Sa’lebi’den Eski Anadolu Türkçesine çevrilmiş metinler içinde Marmaranüshasından sonraki en geni ş metindir ve büyük olasılıkla en eskisidir.Türkçeye, 14. yüzyılda Aydıno ğ ulları döneminde çevrilmi ş tir. Çeviriyiyapan ve ço ğ altanla ilgili bilgi yoktur.Yazma, yaratılı ş öncesinden ba ş lar ve Kısasi’l-Enbiya ’larınço ğ unda oldu ğ u gibi Hz. Muhammed’le biter. Yazmayla ilgili ayrıntılıbilgi için Yılmaz ve Demir 2009a, 2009b ve 2010’a bakılabilir.Çok hacimli olan yazmada, di ğ er öyküler gibi Nuh peygamberöyküsü de farklı varyantlar içerir. Nuh peygamberin öyküsününanlatıldı ğ ı, yazmada 14 sayfa tutan bölümde (100-114 arası), farklınaklediciler tarafından farklı biçimlerde anlatılmı ş olan ayrıntılara da yerverilir. Kısas-ı enbiya ’daki Nuh öyküsü a ş a ğ ıda, Türkiye Türkçesiyle,varyantlardan arındırılarak öyküdeki zaman akı ş ına göre özetlenmi ş tir.Daha sonra öykünün tamamı çeviri yazıyla verilmi ş tir. Nuh Öyküsünün Türkiye Türkçesine Aktarımı (özet) İ nsano ğ lu iki gruba ayrılmı ş tı. Ş is o ğ lanları da ğ da, Kabil o ğ lanlarıovada yerle ş mi ş ti. Da ğ da ya ş ayanların kadınları çirkin erkekleri güzel, ovada ya ş ayanların erkekleri çirkin kadınları güzeldi. Ş eytanınkı ş kırtmasıyla da ğ daki erkeklerin bir kısmı ovaya indi ve ovadaki güzelkadınlarla fesat i ş i ş lediler.Adem peygamberin vasiyetine göre Ş is o ğ ularının Kabil o ğ ullarısoyundan olanlarla evlenmesi yasaktı. Buna ra ğ men zamanla da ğ dakierkeklerin hepsi ovaya iner, Kabil o ğ lanlarının kadınları onları evlerinealır ve fesat i ş i ş lerler. Kabil soyu ço ğ alır ve yeryüzünde fesat artar.

Bunun üzerine Tanrı, Kabil oğlanlarına ve Şis oğlanlarının bir kısmına Nuh peygamberi gönderir. Bu sırada elli yaşında olan Nuh, tam 950 sene Kabil oğlanlarını Tanrı yoluna çevirmeye çalışır, ama başaramaz. Nuh,sonunda onlara beddua eder. Tanrı Nuh’un bedduasını kabul ederekNuh’tan bir gemi yapmasını ister.Gemi yapmasını bilmeyen Nuh, Tanrının yol göstermesiyle öncebir sac ağacı diker. Tam kırk yıl ağacın büyümesini bekler. Bu aradaTanrının iste ğ iyle Kabil o ğ ullarının kadınları kısır olur ve hiç çocukdo ğ maz. A ğ aç büyüyünce Cebrail, Nuh peygambere gemi yapmasınıö ğ retir. Gemi tamamlanınca, Tanrı, Nuh peygambere, her türlü canlıdanerkekli di ş ili iki taneyi gemiye almasını buyurur. Tufan ba ş layınca Nuhher canlıdan iki ş er tane gemiye yükletir. Bu sırada ş eytan da e ş e ğ inkuyru ğ una yapı ş arak gemiye girer. Gemi üç katlıdır. Nuh, geminin ilkkatına yırtıcıları, evcil hayvanları ve ku ş ları, ikinci katına küçükhayvanları koyar. Kendisi, e ş i ve üç o ğ lu Sam, Ham ve Yafis ile e ş leri deüçüncü kata yerle ş ir. 
1 Nuh, gemide, erkeklerle dişiler arasında ilişkiyi yasaklar. Ancak oğlu Ham bu yasağa uymaz. Nuh bunun üzerine Ham’ın soyunu lanetler.
Ham’ın soyu kara olur. Öyküye göre bütün zenciler ve karalar Ham soyundan gelir.
Tufan başladıktan 40 gün sonra gemi su üzerinde hareket eder.
Nuh’un oğlu Kenan, babasıyla dargın olduğu için gemiye binmemiştir.
Kenan, babasına, da ğ a çıkarak bo ğ ulmaktan kurtulaca ğ ını söyler ama bu sırada bir dalga babayla o ğ ulun arasına girer, Kenan hemen ölür.Gemi altı ay boyunca bütün yeryüzünü dola ş ır. Kabe’ninbulundu ğ u yere gelince bir hafta etrafında dola ş arak tavaf eder. Tanrı Kabe evini gö ğ e yükselterek tufandan korur. 
Gemi sonunda Cudi dağına gelir ve orada durur. 
Tanrı, Cudi da ğ ını suya batmaktan korur.Bu arada yeryüzündeki bütün canlılar yok olmu ş tur. Gemi dı ş ındasa ğ kalan tek insan Uc bin Unuk’tur. Uc bin Unuk o kadar uzun boyludurki bulutu sıkıp suyunu içer ve balı ğ ı denizden çıkarıp, eliyle güne ş e tutup 1 Yani gemide yer alan insano ğ lu sayısı sekizdir; ancak hikayede bu rakamın farklı anlatıcılarca 72, 78 ve 80 olarak nakledildi ğ i debelirtilir. pi ş irerek yer. 
O da Nuh’un gemisine binmek ister ama Nuh, Tanrınınböyle bir buyru ğ u olmadı ğ ını söyleyerek kabul etmez. Su bütün da ğ larıbastı ğ ı halde Uc bin Unuk’un dizlerine bile çıkmaz. Gemi Cudi da ğ ındadurunca, Tanrı yere ve gö ğ e sularını çekmeyi buyurur. Su çekilir, selsuyundan geriye bugünkü denizler kalır.Öyküye göre, İ sa peygamberin havarileri İ sa’dan, Nuh’un gemisinigörmü ş birini diriltmelerini isterler. İ sa bunun üzerine Nuh’un o ğ lu Sam’ıdiriltir. İ sa, Sam’dan Nuh’un gemisini anlatmasını ister. Sam ş unlarıanlatır: “Geminin uzunlu ğ u iki yüz ar ş ın, eni altı yüz ar ş ındı. Üç katlıydı.Birinde yılkılar, birinde ku ş lar ve birinde insanlar bulunmaktaydı.Gemide tezek ve pislik ço ğ alınca Nuh filin kuyru ğ unu sıvazladı veerkekli di ş ili domuz dü ş tü. Bunlar gemideki pisli ğ i yedi. Fareler ço ğ alıncaNuh, arslanın iki gözünün arasına vurdu ve arslanın burnundan vea ğ zından erkekli di ş ili kedi çıktı. Kediler fareleri yedi.” İ sa, Sam’a, Nuh’un, yeryüzünün tümüyle suya battı ğ ını neredenanladı ğ ını sorar. Sam ş öyle cevap verir: “Nuh, haber getirsin diye öncekargayı gönderdi, ama karga bir çürümü ş gövde gördü ve onu yemekleme ş gul oldu. Bunun üzerine Nuh ona korkaklık bedduasında bulundu vekarga korkak oldu, bu yüzden evlere yakla ş maz. Sonra Nuh bir güvercingönderdi. Güvercin burnuyla bir zeytin yapra ğ ı ve aya ğ ıyla balçık getirdi.Nuh ona dua etti ve güvende olmasını diledi. Güvercin bu yüzden evlereyakla ş ır, boynundaki ye ş il halka da bundandır.” Sam bunları anlattıktansonra İ sa’nın sözüyle yine toprak olur.Nuh ve yanındakiler gemiye bindiklerinde Recep ayının onugeçmi ş ti ve gemiden indiklerinde Muharremin onuncu günüydü. Buyüzden o güne a ş ure dendi. A ş ure , Arapçada onuncu demektir. Nuh veyanındakiler gemide toplam altı ay kalmı ş lardır. Gemiden çıkıncaBakarada buca ğ ında bir köy yaptılar. Bu köye seksen ki ş i köyü anlamında Karyetü Semaniye denildi. O seksen ki ş i Nuh’a iman edenlerdi.Nuh, tufandan sonra 350 yıl daha ya ş adı ve ölmeden önceyeryüzünü üç o ğ luna payla ş tırdı. Yazıçevrimli Metin (100-114. sayfalar arası) 100tanrı ta  ala eyitdi ve’tlu  aleyhim nebee nuhin [10/71] el-ayete ya  ni yaMuhammed Nuh habarın bulara söylegil (7) ve okıgıl ve ol Nuh binLemke bin Mütevi ş ilih bin Ahnuh bin Yarid bin Mehlayil bin Anu ş ibnüKaynan (8) bin Ş ist ibni Adem  as dur ve Nuhun anası Kaynu ş idi Berakilkızı pes tanrı ta  ala Nuhı Kabil (9) oglanlarına viribidi ve Ş is oglanlarınundahı bir nicesine İ bnü  Abbas eyitdi adem oglanları iki bölük olmı ş ıdı(10) bir bölügi yazılarda yirlenmi ş idi ve bir bölügi tagda ve ol tagkavmınun erenleri görklü ve  avratları çirkinidi ve yazı (11) kavmınun  avratları görklü ve erenleri çirkin idi iblis  aleyhi’l-la  ne bir görklü yigitsuretile ol yazı (12) kavmından bir ere geldi kulluga yara ş dı kullukideriken düdük gibi bir nesne eyledi çaldı bir ün çıkdı kim ademiler (13)hiç anun gibi ün i ş itmedügidi pes ol yörede i ş idildi dirilüp ol üni i ş idüpbayram idinürlerdi  avratlar bezenüp (14) erlere kar ş u çıkup ve erenleriylekarı ş up oynarlarıdı pes tag kavmından bir er yazıya indi buların (15)bayramına iri ş di bularun  avratları görklüligin gördi pes girü taga çıkdı veol kavma habar kıldı pes tag kavmı101(1) ovaya bularunıla karı ş dılar pes  avratlar erile karı ş up fesad ve yavuz i ş i ş lediler nitekim tanrı eyitdi ve la teberracne (2) teberruce’l-cahiliyyeti’l-ula (33/33) İ bnü  Abbas eyitdi Adem  as vasiyyet eylemi ş idi Ş is oglanlarıKabil (3) oglanları soyından evlenmeye ve Ş it oglanları Ademün tabutınbir yazıda koyup üstine divar yapmı ş larıdı Kabil (4) oglanlarından kimseol tabuta yakın gelmesedi ve ana Ş is oglanları gelüp yardım dileyüpistigfar (5) kılurlardı pes Ş it oglanlarından yüz görklü yigit tagdan indilergörelüm atamuz karda ş ı Kabil oglanları (6) neyler ve nite-durur kaçanindiler  avratlar kar ş u çıkup buları aldılar ve evlerine girüp bunca zamaneglendiler kaçan (7) bular eglendi yüz yigit dahı eyitdiler i ş bukarda ş larumuz ne eglendi varalum görelüm kaçan ol yigitler yine (8)tagdan indi  avratlar kar ş u çıkup anları dahı eve alup fesada me ş guloldılar çün böyle oldı (9) Şis oglanları kamu tagdan indiler ve Kabilsoyından  avratlar ve karışup fesad kıldılar pes Kabil soyı (10) çogaldıhatta kim yir toldı ve fesad çogaldı pes tanrı ta  ala Nuh peygambarıbulara viribidi ve Nuh  as (11) elli ya ş ındayıdı pes bularun içinde binyıldan elli eksük yıl tamam eglendi buları tanrıya (12) kıgırdı tanrı  azabından buları korkutdı ve tanrı cevrin bulara söyledi nitekim tanrıhabar virdi kale rabbi inni da  avtu (13) kavmi leylen ve neharen [71/5] felem yezidhum du  a  i illa firaran [71/6] Nuh eyitdi ya rabbi bayık ben kavmumı dün gün (14) sana kıgırdum pes benüm du  am ve benkıgırdugum bulara arturmadı illa kaçmak ve yüz döndürmek Zahhak (15)rivayet kıldı İ bnü  Abbasdan kim Nuh  as a ol kadar ururlarıdı kim keçesarup102(1) evinde bıragurlarıdı görürlerdi kim ölmi ş bir sa  atdan sonra çıkardı veyine halkı tanrıya kıgır[ur]-(2)-dı kim ol halkun imanından nevmiz oldı vekimse iman getürmedügin bayık bildi pes ol kavumdan bir er (3) geldi birgiçi oglı arkasında ve  asasına söykenüp durdı ve eyitdi iy ogul geysakıngıl kim i ş bu koca seni (4) aldamaya ol oglan eyitdi iy ata beni yirekogıl ve  asanı elüme virgil pes  asasın ol oglancugun (5) eline virdi oglan  asa alup Nuhdın yana yöridi pes Nuh eyitdi ya rabbi kullarun banane i ş ledügin görürsin (6) eger kullarunda hacetün varısa bulara togrı yolıgöstergil eger dilegün benden ayrugısa bana katlanmak (7) ve döyümlikvirgil ta gendü hükmün ve dilegün i ş leyince pes tanrı ta  ala vahiy kıldıkim ennehu len yu  mine min kavmike (8) illa men kad amene [XI/36] ya  ni ş ol birkaç kim iman getürdi andan ayrugı iman getüresi ve sanainanası degül pes (9) tanrı ta  ala Nuhı ol kavm iman getürmegindennevmiz kıldı ve habar virdi kim ol kavumdan ata bilinde ve ana (10)karnında hiç mü  min kalmadı pes böyle bilicek Nuh du  a kıldı eyitdi yarabbi rabbi la tezer  ale’l-arzi mine’l-( 11)- kafirine deyyaren [71/26] ya  niiy çalabum kafirlerden yir yüzinde deyyar komagıl pes tanrı ta  ala anundu  asın müstecab (12) kıldı ve buyurdı kim gemi eylegil hatta kim kelam-ı mecid içinde eyitdi ve-sna  i’l-fulke bi-a  yunina ve vahyina [11/37] pes(13) Nuh eyitdi ya rabbi gemi ne-durur tanrı eyitdi agaçdan evdür kim suüstinde yörür ta kim bana  asi olanları (14) gark eyleyem ve yir yüzinbularun murdarından arıdam Nuh eyitdi ya rabbi su kanı tanrı eyitdi benneye kim dilerisem (15) kadirem eyitdi ya rabbi agaç kanı eyitdi agaçdikgil kim bitsün pes Nuh sac agacın dikdi103(1) ve kırk yıl anun üzere geçdi Nuh hiç bularun içün eyü du  a kılmadıpes tanrı ta  ala bularun  avratları (2) rahmın kısır kıldı kim hiç  ayaldogmadı kaçan ol agaç tamam irdi tanrı buyurdı kim ol agacı kesdi (3)kurıtdı ve tahtalar eyledi andan eyitdi ya rabbi nite eyleyeyin tanrı [eyitdi]üç suretile eylegil ba ş ın bidnus (4) ba ş ı gibi ve gögsi ku ş gögsi gibi vekuyrugı bidnus kuyrugı gibi yokaru egri kılgıl ve üç tabaka kılgıl (5) vekapuların iki yanından kılgıl uzunın seksen ar ş un ve inin elli ar ş un veyüksekligin otuz ar ş un (6) kılgıl ve ar ş un didügi kol uzunınca-dururandan tanrı ta  ala cebra  ili viribidi kim Nuha gemi yapmak ögretdi (7) pesNuh agaçlar kesüp ve demür mihlar eyleyüp ve gemi aletin dir ş ürüpi ş leridi ve ol kavm anun (8) katından geçerlerdi ve eydürlerdi i ş bu delüagaçdan ev eyledi su üstinden yörümek içün diyüp (9) gülerlerdi nitekimtanrı ve kullema merra  aleyhi meleun min kavmihi sahiru minhu [11/38]ya  ni nice bölük kavm kim andan geçerdi anı masharaya (10) dutarlardıNuh eydürdi in tesharu minna feinna nesharu minkum kema tesharune [XI/38] ya  ni siz beni masharaya dutarsız (11) ben dahı sizi masharayadutam göresiz ve  azab gelüp rusvay olıcak tiz bilesiz andan tanrı ta  alavahiy (12) kıldı Nuh[a] kim gemi i ş in tiz dut kim bana  asi olanlaragazabum katı oldı pes Nuh yonıcılar (13) kiriye dutdı ve oglanları Sam veHam ve Yafis bile gemi yonardı pes geminün uzının altı yüz altmı ş (14)ar ş un kıldı ve inin üç yüz otuz ar ş un ve yüksekligin otuz üç ar ş un kıldı ve bu İ bnü (15)  Abbas kavlıdur Zahhak rivayeti içinde pes gemi tamameyledi içinde[n] ta ş ından ziftledi104(1) sıvadı ve demür mihıla berkitdi nitekim eyitdi ve hamelnahu  ala zatielvahin ve dusurin [LIV/13] ve tanrı ana zift bınarı (2) akıdı virdi kimkaynayu çıkardı hatta kim anunıla gemi tamam sıvadı kaçan gemi i ş indenfarig oldı (3) tanrı vahiy kıldı kim cümle dürlü canavardan iki iki irkeklüdi ş ilü ol gemiye yükletgil ta kim südi (4) kesilmeye pes tanrı ta  aladenizden kurudan tagdan yazıdan canavarlar ana viribidi ve tanrı ta  alatennur kaynadugın (5) Nuha ni ş an kıldı ve eyitdi kaçan göresin kimtennurdan kaynayu su çıka gemiye bingil ve senünile bilendeki (6) kavmve canavarları dahı yükletgil nitekim eyitdi hatta iza ca  e emrunavefare’t-tennuru [11/40] ya  ni kaçan (7) bizüm  azabumuz gelse ve tufanolup tennur kaynasa gemiye bingil ve canavarlardan iki iki yükletgilamma  alimler ihtilaf (8) kılmı ş dur kaçan tennur kaynaya didügi ne-durur  Ali raziya’l-lahu  anhu eyitdi ya  ni kaçan irte dogsa ve subh nurlansa (9) İ bnü  Abbas eyitdi ya  ni kaçan yir yüzinden su çıksa ve  Arab yir yüzinetennur dir Katade eyitdi tennur didügi cümle (10) yir yüzinde bir yüksekve görklü yirdür Hasan eyitdi tennur didüginden murad ş ol tennurdur kim(11) etmek bi ş ürürler ve ol bir demür tennur idi ve ol Havvanun idi ta kimmiras kalu kalu Nuha degdi pes (12) Nuha eydildi kaçan görsen ol demürtennur kaynar gemiye bingil pes ol tennur kaynadı Nuhun  avratı (13) anıbildi pes Nuha habar eyledi ihtilaf kılmı ş lardur kim ol tennur ne yirdeyidiMücahid eyitdi (14) ol Kufede idi Suddi rivayet kıldı Ş a  biden kim andiçiben eyitdi ol tennur Kufedeyidi (15) ve eyitdi kim Nuh gemiyi Kufemescidi içinde eyledi ve ol tennur Gitde kapusınun sag yanındayıdı105(1) kaçan Nuh  as anı gördi kim kaynar pes  azab indügin bildi cümlehayvanı iki iki gemiye yükletdi (2) nitekim tanrı buyurdı kulna-hmil fihamin kullin zevceyni-sneyni [XI/40] İ bnü  Abbas eyitdi tanrı ta  ala kırk (3)gün dün yagmur viribidi pes geyikler ve ku ş lar Nuha geldi yagmurdankaçup pes Nuh cümle canavarlardan iki (4) iki yükletdi evvel gemiyebırakdugı karıncayıdı ve son yükletdügi i ş ek idi kaçan hımar gögsinedegin (5) gemiye bindi iblis anun kuyrugına yapı ş dı pes kıçı çökdi gemiyegirmedi pes Nuh eyitdi girgil pes (6) hımar kalkıdı yine girmedi Nuheyitdi yanılup ve unıdup kim girgil 2 eger ş eytan senünleyise dahı kaçan(7) böyle dise iblis ol hımarun kuyrugın kodı pes ol gemiye giricek bile 2 Yazmada görgil. girdi pes Nuh eyitdi iy (8) tanrı dü ş manı seni bunda kim givürdi ol eyitdisen eyitmedün mi kim gir eger ş eytan bileyise dahı Nuh eyitdi (9) çıkgıliy tanrı dü ş manı ol eyitdi çıkmazvan ve beni bile götürsen gerek Malikbin Süleyman-ı Heravi eyitdi (10) yılanıla  akreb Nuha geldiler veeyitdiler bizi dahı götürgil Nuh eyitdi siz iki ziyan ve belaya sebebsiz sizi(11) gemiye koymazvan ol iki eyitdiler bizi götürgil ve biz payendanolavuz her kim senün adunı okırısa biz ana ziyan (12) degürmeyevüz pesher kim yılandan ve  akrebden korkup eydürse kim selamun  ala nuhin fi’l-  alemin [37/79] inna ( 13 ) kezalike neczi’l-muhsinine [37/80] yılan ve  akreb ana ziyan kılmaya habar virdi bana (14) Ebu  Abdu’l-lah Hüseyinbin Muhammed ol eyitdi hadis (15) kıldı bana İ brahim106(1) bin Halid ol eyitdi hadis kıldı bana Rebbah ol eyitdi hadis kıldı bana  Abdu’l-hamidi Vahab (2) bin Münebbihden kim kaçan tanrı ta  ala Nuhabuyurdı kim her canavardan iki iki gemiye yüklede Nuh eyitdi ya rabbiarslanıla (3) sıgır ve çetükile bile gögercin nite dutam tanrı eyitdi anlarunarasına dü ş manlık kim bırakdı eyitdi ya rabbi (4) sen bırakdun tanrı eyitdigirü ben barı ş ık bıragam kim birbirine ziyan degmeye pes yırtıcıları veyılkıları ve ku ş ları evvelki (5) tabakada kodı tanrı ta  ala arslana ısıtmaviribidi gendü nefsine me ş gul oldı yılkılar (6) kayısı kalmadı pes andanötürü eydildi ş i  r ve ma’l-kelbu mahmumen ve intale  umrehu  alainnema’l-( 7)- humma  ala’l-esedi’l-verdi u ş ak canavarları ikinci tabakayakoydı gendü ve bilesindeki adem oglanı yokarugı (8) tabakaya girdi vekarıncayı dahı gendüyile yokarugı tabakada kodı ş efkat eyledi kimsebasmasun (9) didi ol geminün kavmı kim tanrıyı zikir eyledi ve ve ehlekeilla men sebeka  aleyhi’l-kavlu [11/40] didi ve ol kim (10) Nuha eyitdi olkaçdı ve kimleridi  alimler ihtilaf kılmı ş dur Katade eyitdi gemide Nuhvarıdı (11) ve  avratı ve üç oglı ve Sam ve Ham ve Yafis ve bularun  avratları pes kamusı sekiz gi ş iyidi (12) pes Ham gemi içinde  avratınayakın geldi Nuh du  a kıldı kim tanrı anun dölin soyın kara kıldı (13) pescümle zengiler ve karalar andan kaldı Kelbi eyitdi Nuh  as buyurdımadam kim gemide olalar (14) hiç irkek di ş iye yakın varmasun pes itbuyruk sıdı birbirine katıldı Nuh du  a kıldı (15) allahumme’c  alhu  usran ya  ni iy Bar-ı Huzaya anun dölemegin dü ş varlık birle kılgıl didi A  me ş 107(1) eyitdi ol gemideki yidi gi ş iyidi Nuhıdı ve üç oglı ve üç gelini İ bnü İ shak eyitdi  avratlarından artuk (2) on gi ş iyidi Nuh ve üç oglı ve dahı altıgi ş i kim Nuha iman getürmi ş leridi ve bularun  avratları (3) Mukatil eyitdiyitmi ş iki gi ş iyidi ve Nuh  avratı ve üç oglı ve üç gelini pes kamu yitmi ş (4) sekiz gi ş iyidi İ bnü  Abbas eyitdi ol gemideki tamam seksen gi ş iyidi bularun birisi Hüm idi (5) ve Nuh  as Ademün tabutın dahı gemiye koydıve erile  avrat arasına anı divar (6) ve perde eyledi kaçan Nuh  as gemiyebindi ve iman getürenleri dahı bile aldı ve ol ab (7) ayı içindeyidi süryandilince pes yidinci yir altındagı ulu denizün bınarları deprendi pes yir (8)üstine su çıkdı ve gökden yagmur indi dulkuklar agzından iner gibinitekim tanrı eyitdi fe-fetahna (9) ebvabe’s-sema  i bima  in munhemirin [54/11] ve feccerne’l-arza  uyunen fe’l-teka’l-ma  u  ala emrin kad kudira [54/12] ya  ni gökler (10) kapusın açduk dökündü suyıla ve yirlerdebınarlar akıtduk ta su birbirine kavu ş dı ya  ni gök suyı yir (11) suyınakavu ş dı pes gökden indi ve yirden çıkdı hatta kim çokaldı deniz gibi oldısulara destur (12) olup ve gökden yagmur yagmaya ba ş ladugından ta sugemiyi götürince kırk gün geçdi kaçan kırk gün düni (13) güni yagdı pessu gemiyi götürdi ve Nuhun oglı Ken  an atasından yüz döndürmi ş idigemiye binmedi pes Nuh (14) ayrılmak vaktında ana kıgırdı kim iy oglumbizümile bile gemiye girgil ve kafirlerden olmagıl nitekim eyitdi (15) yabuneyye-rkeb ma  ana ve la tekun ma  a’l-kafirine [XI/42] Ken  an eyitditaglara çıkam beni sudan ve gark olmakdan108(1) saklaya Nuh eyitdi la  asıme’l-yevme min emri’l-lahi illa men rahime [2/43] ya  ni tanrı emrinden bu gün kimse (2) kurtulmaz meger tanrıesirgedügi pes Nuhıla anun arasına bir mevc girdi ve Ken  an andak gark(3) oldı pes sular çokaldı ve taglar üstine çıkdı İ bnü  Abbas eyitdi su ş olkadar yükseldi (4) kim yir yüzindeki yüksek tag üstinde on bi ş ar ş unıdı  Ayi ş e rivayet kıldı peygambar-(5)-dan kim tanrı ol vaktın eger kimseyiesirgeyesimi ş se oglan anasın esirgeyedi ve ol eyle-(6)-dür kim bir  avratoglancugın katı severidi ve garkdan korkup anı aldı tag üstine çıkdı (7)gördi kim su irdi pes otururken oglın götürdi örü durdı kaçan su ol  avratun bogazına çıkdı (8) pes iki eli birle oglanı yokaru götürdi hattakim ikisi bile gark oldı eger tanrı esirgerimi ş se (9) oglan anasın esirgeyedididügi oldı andan ol gemi yöridi yir yüzin cümle altı ay içinde (10) gezdita kim Ka  be haremine geldi Zahhak eyitdi kaçan Nuh  as dilerdi kimgemi yöride (11) eydürdi bi-smi’l-lahi mecraha [XI/41] pes gemi yörürdekaçan durmak dilese eydürdi bi-smi’l-lahi mursaha [11/41] (12) pes gemidururdı nitekim eyitdi bi-smi’l-lahi mecraha ve mursaha inne rabbilegafurun rahimun [XI/41] kaçan Ka  be (13) yirine geldi bir hafta anunyöresinde tavaf kılup çevrüldi tanrı ta  ala ol evi kim (14) Adempeygambar ana hac kılurıdı garkdan saklayup göge götürdi ol ev beytu’l-ma  mur-durur (15) ve cebra  il  as hacere’l-esvedi Ebi Kubeys tagındagizledi kaçan yidi gün109 (1) tamam Ka  be haremin tavaf kıldı pes yöridi ta kim Cudiye irdi ve olMevsıl yirinde bir tag-(12)-durur pes anda karar kıldı Mücahid eyitditaglar kamu burunlandı ve uzandı su irmesün (3) diyü pes on bi ş ar ş unyokaru cümle tagdan su geçdi ve Cudi tagı alçaklık eyledi (4) tanrı emrineboyun virdi pes gark olmadı ve gemi dahı anda karar dutdı nitekim eyitdi ve’stevet (5)  ala’l-cudiyyi [XI/44] İ bnü  Abbas eyitdi Cudi tagında gemikarar kıldı yir yüzinde nekim canlu varısa (6) kamu helak oldı dünyaiçinde hiç canlu kalmadı illa Nuh ve anun birle gemideki (7) ve dahı Hucbin  Unuk kaldı nitekim tanrı eyitdi ve kile bu  den li’l-kavmi’  -  alimine [XI/44] İ bnü  Abbas (8) eyitdi  Uc bin  Unuk ş öyle uzundı kim bulıdısıkardı suyın içerdi ve balıgı deniz içinden çıkarup eli (9) birle güne ş gözine dutup bi ş ürürdi andan yiridi pes ol Nuha eyitdi beni gemiyebindürgil Nuh (10) eyitdi gitgil iy tanrı dü ş manı kim bana buyurmadı pescümle tagları su basdı  Ucun dizine (11) çıkmadı kaçan gemi Cuditagında durdı tanrı eyitdi ya arzu-bla  i ma  eki (11/44) (12) ya  ni iy yirsuyını sorgıl ve iy gök suyun çekgil pes su gitdi ve eksildi (13) i ş budenizler gökden inen tufan suyından kaldı rivayet kıldı  Ali bin Zeyd bin(14) Cud  an Yusuf bin Mihrandan İ bnü  Abbasdan kim eyitdi havariler İ saya eyitdiler (15) bir ölü diri kılsan kim ol Nuh gemisin görmi ş olsapes İ sa anları aldı bir üyük katına110(1) vardı pes andan bir avuç toprak aldı eyitdi bilür misiz i ş bu nedüreyitdiler tanrı bile ve tanrınun (2) peygambarı bile pes İ sa eyitdi i ş buüyük Nuh oglı Samun topragıdur pes  asayıla ol (3) depecügi urdı veeyitdi durgıl tanrı desturıyıla ş olok sa  at ba ş ından topragı silke duru (4)geldi sakalı agarmı ş ıdı İ sa eyitdi öldügünde sakalun ak mıdı eyitdiyigidiken öldüm velikin (5) ş imdi kim diri oldum kıyamet kopdı sandumanun korkusından agardum pes İ sa eyitdi bize Nuh (6) gemisindensöylegil Sam eyitdi anun uzını bin iki yüz ar ş unıdı ve anun ini altı yüzar ş unıdı (7) ve ol üç tabakayıdı bir tabakada yılkılar ve birisinde ku ş lar vebirisinde ademiler dururdı kaçan (8) gemi içinde ters ve tezek çokaldıtanrı ta  ala Nuha vahiy kıldı kim filin kuyrugın sıgagıl pes (9) filünkuyrugın sıgadı irkeklü di ş ilü hınzir dü ş di pes tersi ve çirki yidi (10) arıtdıkaçan gemi içinde sıçan çogaldı ve geminün iplerin kesmege ba ş ladı tanrıNuha vahiy (11) kıldı kim arslanun iki gözi arasına urgıl pes Nuh urdıarslanun burnından irkeklü di ş ilü (12) çetük çıkdı sıçan kırmaga yüz dutdıandan İ sa  as Sama eyitdi yir yüzi cümle (13) gark oldugın Nuh nite bildiSam eyitdi kargayı viribidi kim habar getüre karga vardı murdar (14)gevde buldı yimege me ş gul oldı pes Nuh ana korkaklık du  a kıldı andanötürü (15) sak oldı ve evlere yakı ş maz andan Nuh gögercin viribidi ş oloksa  at vardı burnıla 111(1) bir zeytun yapragın ve ayagıla balçık getürdi pes Nuh bildi kim kamuiller gark olmı ş pes Nuh (2) ana iminlik du  asın kıldı ş undan ötürü evlereyakı ş dı ve imin oldı ve ol ya ş ıl tavk kim (3) anun boynındandur olsebebden oldı andan havariler İ saya eyitdiler Sam bizümile gelse ava (4)varsavuz bize keleci idi virse pes İ sa eyitdi ol gi ş i kim rızkı dükenmi ş dürsize nite uysun (5) andan İ sa eyitdi  ud biizni’l-lahi ya  ni girü dön tanrıdesturıla pes ş olok sa  at Sam girü (6) toprak oldı tarih ehli ulular eyitditanrı ta  ala tufan viribidükde Nuh  ömrinden altı (7) yüz yıl geçmi ş idi veab ayınun on üç güni geçmi ş di amma Adem  as yire indükden (8) sonraiki bin yıl dahı iki yüz elli altı yıl tamam olıcak tufan oldı ve Nuhkavmıyıla gemiye (9) bindükde recebün onı geçmi ş di ve muharremünonuncı güni içinde gemiden çıkdılar pes andan ötürü ol güne (10)  a ş uradindi ve  a ş ura  arab dilince onuncı dimek olur ve gemi içinde tamam altıay mukim (11) oldılar kaçan Nuh ol kavmıla gemiden selamat çıkdılar pesNuh tanrıya ş ükür idüben oruc dutdı (12) ve gendü bilesindeki ademilereve canavarlara buyurdı pes kamusı ol gün oruc dutdı ve eyitmi ş lerdür kim(13) ol kavmun suya çok bakmakdan gözler[i] 3 kararmı ş ve hıyre olmı ş dıpes Nuh  a ş ura güni içinde (14) gemiden çıkdılar sürme dürtinmekbuyurdı habar virdi bize Ebu  Ömer bin Ebi’l-Furati ol eyitdi (15) hadiskıldı bana  Abdu’l-lah bin Muhammed bin Ya  kub ol eyitdi hadis kıldıbana  Abdu’s-samed112(1) İ bnü Fazl ol eyitdi hadis kıldı bana Muhammed bin  Abdu’l-MelikMervezi ol eyitdi hadis kıldı bana (2) Muhammed bin  alt Huveylidden  Abdu’r-rahmandan Zahhakden İ bni  Abbasdan kim eyitdi peygambar  as (3) eyitdi her kim  a ş ura güni sürme dürtünürse hergiz gözi agrımayaeyitmi ş lerdür kaçan Nuh bilesindeki (4) kavmıla gemiden çıkdı Cezireyirinde Bakarada bucagında yir dutdı ve andan köy yapdı ve ol köyeKaryetü (5) S  emaniyne didiler ya  ni seksen gi ş i köyi anunçun kim olseksen gi ş i kim Nuha iman getürmi ş idi (6) her birisi bir tam yapmı ş ıdıandan tanrı Nuha vahiy kıldı kim ayruk yir yüzine tufan inesi degül-durur(7) ebeda ve Nuh tufandan sonra üç yüz dahı elli ya ş adı pes Nuhun  ömribinden elli eksük (8) yıl idi andan tanrı anun canın kabz eyledi ayruk  alimlerün kavlı bu-durur ve hem tevrit içinde dahı (9) böyledür  Avn binEbi Ş eddad eyitdi Nuh tufandan sonra binden elli yıl eksük ya ş adı (10) olüç yüz elliden artuk kim tufandan ilerü kavm içinde ya ş amı ş ıdı pes bu 3 Yazmada gizler . kavl üzerine (11) Nuhun cümle  ömri bin üç yüz yıl-durur rivayet kılındıkim kaçan Nuh ölüme hazır oldı (12) eyitdiler i ş bu uzun  ömrüni niteegledün eyitdi bir ev gibi kim iki kapusı var bir kapudan girdüm ve biri-(13)-sinden öte çıkdum pes kaçan ölüme hazır oldı oglı Sama vasiyyeteyledi ve Sam (14) tufandan ön Nuhun toksan sekiz ya ş ı içinde dogmı ş ıdıpes Nuh Sama eyitdi iy ogul (15) iki nesne sana vasiyyet kılurın ve ikinesneden seni andan113(1) yıgarın biri tanrıya ş irk getürmek ve biri tekebbürlik her gi ş inün kimgönlinde hardal danesince ş irk (2) ya tekebbürligi ola ol gi ş i hergizuçmaga girmeye ve amma ol iki kim i ş legil diyü vasiyyet kılurın (3) ol-durur kim ben la ilahe illa’l-lahu dimegi ve subhana’l-lahi dimegi çokgördüm tanrıya ula ş durur (4) imdi vasiyyet olsun la ilahe illa’l-lahu çokdigil kim eger la ilahe illa’l-lahu dimek terazunun (5) bir ayasına urulsave yidi gök ve yidi yir içindekiyile bir ayasına konsa la ilahe illa’l-lahu agır gele (6) ve dahı vasiyyet olsun kim subhana’l-lahi çok digil 4 kimhalkun du  ası ol-durur ve anı dimegile (7) rızklanurlarfaslu fi hasayis nuh  aleyhi’s-selam bu fasl Nuh (8)  as un i ş lerin ve hassaların beyan kılur ve ol on bi ş hasletdür ve evvel oldur kim (9) anun adına ayruk peygambaryogıdı ve ana Nuh anunıçun dindi kim nevha kılup gendü nefsiyiçün çok(10) aglardı ve ş eri  at peygambarlarınun evvelkisi olıdı ve evvel tanrıyakıgıran ve evvel ş irkden yıgan (11) olıdı ve evvel ana  asi olup anundu  asıla  azab gördi ve cümle yir yüzinün halkı anun (12) helak oldıeydilmi ş dür kim tanrı ta  ala tufandan sonra ana vahiy kıldı kim benhalkumı yaratdum (13) ve bana ta  at kılmaga buyurdum bular  asi oldılarve benüm gazabuma müstehak oldılar pes  asi (14) olanlar yazıgıyla  asiolmayana dahı  azab virdüm ve adem oglanı yazugından ötürü cümlemahluk (15) bile helak kıldum pes gendüzüme and içdüm kim ayrukbenden sonra halkuma bunun gibi  azab114(1) eylemeyem velikin dünyayı kullarum arasında devlet yirin kılamnekim eyü yavuz dünyada i ş leyeler benüm katuma dir-(2)-genicekcezasın virem ve dahı cümle peygambarlardan  ömri uzunıdı vepeygambarlarun ulusıyıdı ve mürsel-(3)-lerün ş eyhiyidi ve anun kerametigendü nefsindeyidi anunçun kim bin ya ş ı içinde hiç di ş i dü ş medi (4) vekuvvatı eksilmedi ve hiç peygambar ümmetini ol kıgırdugı gibi kıgırmadıve ol dünin günin (5) a ş ikare ve ugurlayın dine kıgırdı ve hiç peygambar 4 Yazmada degül. ümmetinden ol gördügi  azab gibi urulmak (6) ve sögülmek ve cefa veincinmek görmedi nitekim tanrı eyitdi ve kavme nuhin min kablu innehum (7) kanu kavmen fasikine [LI/46] ve dahı kavl içinde ve vahy içindeMuhammedi Mustafanun ikincisiydi (8) nitekim eyitdi ve iz ahaznamine’n-nebiyyine misakahum ve minke ve min nuhin [XXXIII/7] dahıeyitdi inna evhayna (9) ileyke kema evhayna ila nuhin [IV/163] ve evvelyirden Muhammedden sonra ol kopa ve dahı bir haslet ol-(10)-dur kimtanrı ana gemi virdi ve gemi pi ş esin ana ögretdi ve su üstinde anı yörütdive ana ş ükürlü kulum (11) didi nitekim Kur  an içinde eyitdi innehu kane  abden ş ekuran [XVII/3] dahı anı selamıla ve berekatıla (12) agırladınitekim eyitdi ya nuhuhbit bi-selamin minna ve berekatin  aleyke ve  alaumemin mimmen me  ake [11/48] ya  ni (13) ya Nuh gemiden ingilselamat[lı]gıla selam ve berekat sana ve senün bilendeki ümmete olsun(14) Muhammed bin Ka  bu Kurati eyitdi ol seksen gi ş i soyından takıyamete degin nice mü  min er ve  avrat (15) gelürse cümle ol selam altına girdi ve dahı tanrı ta  ala anun zürriyetin kıyamete degin eksimedi115(1) baki kıldı nitekim eyitdi ve cealna zurriyyetehu humu’l-bahine [37/77] rivayet kıldı Hasan Sümre bin Cündübden kim (2) ol eyitdipeygambar  as eyitdi Nuhun oglı üçidi Sam ve Ham ve Yafis amma Sam(3) Arab ve Faris ve Rum atasıdur ve Ham karalar atasıdur ve YafisMogol ve Yecuc ve Mecuc atası-(4)-dur  Ata eyitdi Nuh dua kıldı Hamkim anun oglanlarınun saçı kulaklarından geçmeye ve anun oglanları (5)Sam ve Yafis oglanlarına kul ola pes kaçan Nuh ve anun zürriyetigemiden çıkdı Nuh yir yüzin cümle (6) üç oglına üle ş dürdi pes yirünortasın Sama virdi pes Beyte’l-Mukaddis ve Nil ve Furat (7) ve Dicle veSeyhun ve Ceyhun ve dahı kamu anun içindeki ve ol Kaysundan ta Nilünma ş rı-(8)-kdag[ı] ucına degin ve cenub yili kopdugı yirden ta ş imal yiliçıkdugı yire degin ve Ham[a] Nilin magrıbdagı (9) yanına degin ve cenubyili kopdugı yirden ta Seyhundan dabur yili çıkdugı yire degin ve Yafise Kaysundan (10) virdi ve anun ardın ta saba yili çıkdugı araya deginnitekim eyitdi ve cealna zurriyyetehu humu’l-bahine [37/77] (11) veterekna aleyhi fi’l-ahirine [37/78] selamun  ala nuhin fi’l-  alemine [37/79] inna kezalike neczi’l-muhsinine [37/80] innehu (12) min  ibadina’l-mu  minine [37/81] Kaynakça Yılmaz, Emine, Nurettin Demir (2009a). “Sa Ǿ lebi’nin Kitabu Ǿ ara ǿ isi’l-mecalis fi Kısasi’l-enbiya ’sının Anadolu Sahasında Yapılmı ş Çevirileri”. Journal of Turkish Studies. Volume 33/II. Festschrift in Honor of Cem Dilçin. Guest ed. Zehra Toska. Harvard University,s. 357-370.Yılmaz, Emine, Nurettin Demir (2009b), “Kısas-ı Enbiya’dan EskiAnadolu Türkçesinin Söz Varlı ğ ına Katkılar I”, Festschrift toCommemorate the 80th Anniversary of Prof. Dr. Talat Tekin’s Birth , s. 495-517, Editör Emine Yılmaz, Süer Eker, N. Demir,International Journal of Central Asian Studies, Volume 13, Korea.Yılmaz, Emine, Nurettin Demir (2010), “Kısas-ı Enbiya’dan Eski A nadolu Türkçesinin Sözvarlı ğ ına Katkılar II”, Studies on theTurkic World. Festschrift in Honour of Stanisław Stachowski edited by E. Ma ń czak-Wohlfeld and B. Podolak, Kraków 2010:215–226Yılmaz, Emine, Nurettin Demir, Murat Küçük (baskıda), Kısas-ı Enbiya,Türk Dil Kurumu Nüshası, Metin, Sözlük-Dizin, Notlar, TDK:Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion