15 Aralık 2014 Pazartesi

Yahudilikte ve Eski Şeriatlerde Rükû ve Namaz Var mıydı?.


Peygamberimiz dışında diğer peygamberlerimizin de namaz kıldıkları ifade edilmektedir. 
Diğer dinlerde de namaz ibadeti var mıydı?
Hz. Âdem'den (a.s.) Peygamber Efendimize (a.s.m.) gelinceye kadar bütün peygamberlerin tebliğ etmiş oldukları iman esasları birdir. Bu husus, peygamberlerin tebliğ ettikleri bütün hak dinlerin ortak bir hususiyetidir. Hiç bir peygamber iman esaslarını değiştirmediği gibi, ona her hangi bir ilâve de yapmamıştır. Hz. Adem (as) insanları nelere inanmaya çağırmışsa, son peygamber Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselam da ümmetini o esaslara iman etmeye davet etmiştir.


İlâhî dinler arasında iman esasları hususunda hiçbir fark olmadığı gibi, bilhassa temel ibadetler hususunda da fark bulunmamaktadır.

İşte dinin direği mesabesinde olan namaz da bütün peygamberlere ve onların ümmetlerine farz kılınmış bir ibadettir. Fark, sadece vakitlerde ve rekât sayısındadır. Bize ise, sevap bakımından elli vakte denk, beş vakit olarak farz kılındı.

Namazın geçmiş ümmetlere de emredildiği hususu bizzat Kur'an-ı Kerîm'de ifade edilmektedir. Meselâ, bir âyeti kerimede Hz. İbrahim (as)’in devamlı namaz kıldığı ve neslinin de namaza devam etmelerini istediği şöyle haber verilir:

"Yâ Rabbi, beni ve benim neslimden olanları namaz da devamlı kıl. Ey Rabbimiz, duamı kabul buyur." (İbrahim, 14/40)
Hz. Musa (as) da namazla emrolunmuştu. Mâide Sûresinin 12. âyeti kerimesinde İsrailoğullanndan namaz kılmaları hususunda kesin söz alındığı ifade edilir.

Hz. Şuayb (as) da çok namaz kılardı. Hatta bu sebeple kendisine hakaret edilmek istenmişti. Bu da Kur'an-ı Kerîm'de şöyle beyan buyurulur:
"Onlar dediler ki: 'Ey Şuayb, atalarımızın taptıklarını terk edip mallarımız hakkında dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor?" (Hûd, 11/87)
Yine Kur'an-ı Kerîm'de Hz. Ishak ve Yakub'un, Hz. Zekeriya'nın, Hz. İsa’nın (aleyhimüsselam) namaz kıldıkları bildirilmektedir.

Diğer taraftan oruç ve zekât da sadece Peygamberimizin (asm) ümmetine mahsus ibadetler değildir. Nitekim, Kur'an-ı Kerîm'de bu ibadetlerin diğer ümmetlere de farz kılınmış olduğu bildirilmektedir. Meselâ, Bakara sûresinin 183. âyetinde mealen şöyle buyurulur:
"Ey imân edenler! Oruç, sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Tâ ki, günahtan sakınıp takvaya eresiniz."
Evet, namaz, oruç, zekât ve daha birçok ibadetler diğer peygamberlerin şeriatlarında da vardı. Fakat zamanla Yahudi ve Hristiyanlar bu ibadetleri terk ettiler veya değiştirdiler. O halde, "Müslümanlar namazı Yahudilerden almışlar." demek yerine, "Cenâb-ı Hak namazı Yahudilere ve diğer ümmetlere de emretmiştir." demek daha doğrudur.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...

Sorularla İslamiyet

Yahudilikte ve Eski Şeriatlerde

 Rükû ve Namaz Var mıydı?.

Yahudilikte ve Eski Şeriatlerde Rükû ve Namaz Var mıydı 

Yahudilikte ve Eski Şeriatlerde Rükû ve Namaz Var mıydı?   "Namazı ikame edin (tam kılın), zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin." (2/Bakara, 43) Bu âyetteki hükümler, dolayısıyla mü'minlere emredilen, ilk plânda ise İsrâil oğulları muhâtap alınan emirlerdir. Bilindiği gibi Bakara suresi, 40. âyetten itibaren Benî İsrâil'e hitap edilmektedir. Bu âyetlerdeki emir ve yasaklar tüm müslümanlara emredilmekle birlikte;  ilk plânda yahudilere emredilip yasaklanmaktadır. O yüzden namaz kılmak, zekât vermek, cemaate devam etmek; hakkı gizlemekten ve hakkı bâtıl ile bulamaktan men etmek gibi emir ve yasaklar, İsrâiloğullarına hitap etmekle beraber, hükmü sadece onlara mahsus değildir. . "Sebebin hususî oluşu, hükmün genel oluşuna engel olmaz. İslâm şeriatinde de bu emir ve yasaklar vardır. "Siz de bunlara iman ve itaat edin" denilmiş olmaktadır.  Burada aklımıza şu soru gelebilir: Yahudilerde ve eski şeriatlerde namaz gibi bir ibadet var mıdır? Şimdiki yahudiler ve hıristiyanlar, namaz kılmadıkları için, bazı insanlar, eski ümmetlere ve peygamberlere namazı emredilmediğini zannederler. Bu zan yanlıştır. Zekât gibi, namaz da bütün peygamberlere ve dolayısıyla eski ümmetlere emredilmiştir; eski şeriatlerin tümünde namaz vardır: "Ey Meryem! Rabbine ibâdet et; secdeye kapan. Rükû edenlerle beraber sen de rükû et." (3/Âl-i İmran, 43) "Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahalli ve emin/güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrahim ve İsmail'e: 'Tavaf edenler, itikâf yapanlar (ibadete kapananlar), rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun' diye emretmiştik." (2/Bakara, 125)  "Ona (İbrahim'e), İshak'ı ve fazladan bir bağış olmak üzere Ya'kub'u lutfettik; her birini sâlih insanlar yaptık. Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendileri-ne hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi." (21/Enbiyâ, 72-73) "Çocuk (Hz. İsa) şöyle dedi: 'Ben Allah'ın kuluyum. O bana Kitab'ı verdi ve beni peygam-ber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübârek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti." (19/Meryem, 30-31) "Kitap'ta İsmail'i de an. Gerçekten o, sözüne sâdıktı, rasül ve nebî idi. Halkına namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbi nezdinde de hoşnutluk kazanmış bir kimse idi." (19/Meryem, 54-55) "İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrâil (Ya'kub)'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı. Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar, nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler." (19/Meryem, 58-59) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion