26 Ocak 2021 Salı

ÖMER HAYYAM ŞİİRLERİ

 332.

Bin bir tuzak kurarsın yolum üstüne

Adım atma yakalarım dersin bir de

Bir zerre var mı dünyada yönetmediğin

Neden asi dersin kendi yürüttüğüne?

333.

Bu dünya sırrını söylemez kimseye;

Bin Mahmud' u bin Ayaz' ı serdi yere;

Şarap iç, dünyaya gelinmez iki kez:

Bir kez giden bir daha gelmez geriye.

334.

Bu dünyaya gelip gitmemizin kazancı nerde?

Ömrümüzün umut ipliği ne oldu, nerde?

Bu feleğin çemberinde nice temiz canlar

Yandı kül oldular, hani dumanları, nerde?

335.

Bilmem, Tanrım, beni yaratırken neydi

niyetin,

Bana cenneti mi, cehennemi mi nasip ettin;

Bir kadeh, bir güzel, bir çalgı bir de yeşil

çimen

Bunlar benim olsun, veresiye cennet de

senin.

336.

Feleğin atı eğerlenip dizginlediği gün

Göklerin yıldızlarla donatıldığı gün 

Bize bu nasibi verdi kader divanı

Biz yoktuk kusur paylarımız dağıldığı gün.

337.

Oruç tutup namaz kılmağa kalktım geçende

Dedim belki öyle ererim dileklerime

Yazık ki bir kuru yelle bozuldu abdestim

Bir damla şarapla da orucum gitti güme.

338.

Bak, Saki, yüreğim arındı bütün kaygılardan

Gitti o kükreyen aslanlar, bomboş şimdi

orman

Gece yıldız saçarken göklerin şarap kasesi

Benim kadeh boş günümü gün edeceğim

zaman.

339.

Senden benden önce kadın erkek niceleri

Şenlendirip süslediler dünya denen yeri

Senin tenin de toprağa karışacak yarın

Senden beslenecek nice insan bedenleri.

340.

Gönlünü hoş tut, sonu gelmez kaygıların

Gök kubbede çatışması bitmez yıldızların

Senin toprağa karışacak bedenlerinse

Tuğla olacak sarayına başkalarının.

341.

Tanrı evrenin canı, evrense tek bir beden

Melekler bu bedenin duyuları hep birden

Yerde gökte canlı, cansız ne varsa birer uzuv:

Budur Tanrı birliği, boştur başka her söylenen 

342.

Kader defterimi yeniden yazabilseydim

Kendime gönlümce bir hayat seçerdim;

Bütün dertleri siler atardım dünyamızdan

Sevinçten göklere uçardı düşüncelerim.

343.

Şu senin benim dediğimiz toprak neyimizdir

Birkaç günlük cennetimiz cehennemizdir

Bugün su içtiğin şu testi toprak olunca

Mezarına atılır belki bir gün, kim bilir.

344.

İki günde bir somun geçiyorsa eline

Soğuk suyu da olursa bir kırık testide

Niçin kendinden kötüsüne kul olur insan,

Ne diye girer kendi gibisinin hizmetine?

345.

Bu varlık denizi nerden gelmiş bilen yok;

Öyle bir inci ki bu büyük sır delen yok;

Herkes aklına eseni söylemiş durmuş,

İşin kaynağına giden yolu bulan yok.

346.

Oğul, dünyamızı aydınlatan şarabı sun;

Sevinç gülümüze ay ışığı gibi vursun;

Sular gibi akar gider gençliğin ateşi,

Bir uykudur o senin uyanık mutluluğun. 

347.

Dilerim ölünce şarapla yıkanayım

Şarap şiirleriyle talkınlanayım

Mahşer günü arayan olursa beni

Meyhanenin önündeki topraktayım.

348.

Senden benden önce de vardı bu gün bu

gece

Felek dönüp durmadaydı hep bu gördüğünce

Usulca bas toprağa, çünkü bastığın yer

Bir güzelin gözbebeğiydi beş on yıl önce.

349.

Yaşamanı akla uydurman gerekir,

Ama bilmezsin akla uygun olan nedir;

Bereket eli çabuktur Zaman Usta' nın,

Başına vura vura sana da öğretir.

350.

Gül mevsimi çimendeyiz su kıyısında

Birkaç nur yüzlü güzel de var aramızda

Şarap sun çünkü sabah erken içenlere

Ne mescit gerekir ne kilise dünyada.


351.

Tanrı gönlünce yaratır da her şeyi

Neden ölüme mahkum eder hepsini?

Yaptığı güzelse neden kırar atar

Çirkinse suçu kim kime yüklemeli?

352.

Ezel avcısı bir yem koydu oltasına

Bir canlı avladı Adem dedi adına 

İyi kötü ne varsa yapan kendisiyken

Tutar suçu yükler kendinden başkasına.

353.

Bu dünyada nedir payıma düşen, hiç

Nedir ömrümün kazancı felekten, hiç

Bir sevinç mumuyum sönüversem hiçim

Bir kadehim kırılsam ne kalır benden hiç.

354.

O yakut dudakları kızıl kızıl yanan nerde?

O güzelim kokusu cana can katan nerde?

Müslümanlara şarap haram edilmiştir derler

İçmene bak, haram işlemeyen müslüman

nerde?

355.

Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben;

Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.

Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,

Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden.

356.

Sonsuz çemberinde bu dipsiz evrenin

Gönül hoşluğuyla iç, geçmeden devrin

Ecel şarabın sunulunca da ah etme:

Sıran gelince içmezlik edemezsin.

357.

İç, şarap iç, Mahmut olmak budur;

Çalgı dinle, Davut olmak budur;

Geçmişi, geleceği düşünme

Gününü gün et, yaşamak budur. 

358.

Bu ömür kervanı bir tuhaf gelir gider

Kazancın, yaşamasını bildiğin günler;

Saki, bırak şu yarını düşünenleri

Geçti gidiyor gece, geçmeden şarap ver.

359.

Kimileri laf dünyasında şişinip durmuş;

Kimi güzel ardında koşturmuş;

Perdeler inince anlar her biri, ey Gerçek,

Senden ne uzak, ne uzak yollara vurmuş.

360.

Gönlünce de dönse, bu dünyanın sonu ne?

Okunup bitse de ömür destanının, sonu ne?

Yüz yıl dilediğince yaşadın diyelim,

Bir yüz yıl daha yaşasaydın, sonu ne?

361.

Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende

Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?

Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim

Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.

362.

Kendi çarkını döndürmeye bak döndükçe

dünya;

Keyfinin tahtına çık kadehle dudak dudağa;

Tanrının umrunda mı senin günahın sevabın:

Sen kendi muradını kendi güzelinde ara.

363.

Madem ki sevincin adı kaldı yalnız

Ham şarabı en olgun dost saymalıyız 

Keyfin el çekmeğe kalkmasın kadehten

Kadehtir şimdi artık tek tutanağımız.

364.

Kalk, kalk, yeter uyuduğun, saki!

Boş kadehim dolsun, dolsun, saki;

Er geç testi olmadan kafa tasım,

Sen testiden bana şarap sun, saki!

365.

Bu kubbe altındaki bin bir belayı gör;

Dostlar gideli boşalan dünyayı gör;

Tek soluk yitirme kendini bilmeden;

Bırak yarını, dünü, yaşadığın anı gör.

366.

Hayat evini sağlam kurmak istersen,

Günlerini gamsız geçirmek istersen,

Işıl ışıl şaraptan sakın el çekme,

Her gününün tadına varmak istersen.

367.

Gül der ki yüzüm yüzlerden güzelken

Ezer suyumu çıkarırlar bilmem neden.

Bülbül de şöyle der ona sanki içinden:

Bir yıl dert çekmeden var mı bir gün sevinen?

368.

Menekşe mor boyalar sürerken gömleğine,

Seher yeli el atarken gülün eteğine,

Aklı olan gümüş bedenli sevgilisiyle

İçer şarabı, döker kadehi yüreğine. 

369.

Boştur dünya saki ve şarap olmayınca,

Irak neylerinin sesi duyulmayınca;

Nesi var nesi yok bu dünyanın bana sor:

Boştur geçen ömrün kadehin dolmayınca.

370.

Kaygılar tasalar sarmasın içini;

Olumsuz düşlere kaptırma kendini;

Ayrılma yarin ve çimenin koynundan

Kara toprak koynuna almadan seni.

371.

Olanların olacağı belliydi çoktan;

İyiyi kötüyü yazmış kaderi yazan;

Ta baştan gereği düşünülmüş her şeyin:

Neden boşuna uğraşır, dertlenir insan?

372.

Madem ben kervansarayda kalıcı değilim,

Şarapsız güzelsiz yaşamak hatadır derim

Dünya muhdes mi kadim mi diye tartışmak

boş:

Ben gittikten sonra ha muhdes olmuş ha

kadim!

373.

Meyhane rintlerinin sergerdesi benim;

Yersiz sözlerle günaha giren benim;

Gecesini kızıl şaraba kurban eden

Ciğerinin kanıyla dua eden benim. 

374.

Dünyada olan biteni ben de görmedeyim;

Haksızlıkları hep baş köşelerde görmedeyim;

Fesuphanallah! Nereye bakarsam bakayım

Kendi mutsuzluğumu her yerde görmedeyim.

375.

Bize şarap ve sevgili, size cami kilise;

Sizler cennetliksiniz, cehennemliğiz bizlerse;

Kader böyleymiş neylersin, kimsenin suçu

yok:

Kim ne karışır ezel nakkaşının işine?

376.

Gülün yüzünde çiy incisi nevruzun ne hos!

Yeşillikte gönül aydınlatan yüzün ne hoş!

Dün geçti gitti, hoş değil ondan söz etmemiz:

Hoş tut gönlün, anma dünü, bak bugün ne

hoş.

377.

Benim varlığım senin yaptığın bir nakış;

Türlü garip renklerini hep senden almış;

Kendimi düzeltmeğe nasıl varsın elim:

Senden güzelini yapmak bana mı kalmış!

378.

Yetmiş iki ayrı millet, bir o kadar da din!

Tek kaygısı seni sevmek benim milletimin;

Kafirlik müslümanlık neymiş, sevap günah

ne?

Maksat sensin, araya dolambaçlar girmesin.

379.

Feleğin çarkı döner, ne tuz bilir ne ekmek 

Balık gibi çıplak kor gider bizi felek

Kadınların çıplakları giydiren çıkrığı

Feleğin çarkından daha yararlı demek.

380.

Kalk oyna, ayakların ellerimize uysun

Biz içerken o mavi gözler süzülsün

Yirmi yaşında şarap içmenin tadı yok

Altmışından sonra içeceksin ki değsin

381.

Bu fakir köşede şarap ve çalgı yeter bize

Rahmet umudu, azap korkusu bizim nemize?

Canı, başı sarığı rehine verip vermişiz

Hava, toprak, su ve ateş uğramaz semtimize.

382.

Zahide hurilerle dolu cennet hoş gelir

Onun bana üzümün suyu daha hoş gelir

Onun cenneti veresiye benimki peşin

Ne var ki uzaktan davulun sesi hoş gelir.

383.

Şarap beden gücüdür, can gücüdür bana;

Çözülmedik ne sırları çözdürür bana;

İstemem dünyayı ahreti şarap varken:

Bir damlası iki dünyadan yeğdir bana.

384.

Bülbül ötmeğe başlayınca bahçemizde; 

Bir lale gibi açsın şarap elimizde;

Elde kadehle öldü diyecekler bir gün,

Ko desin cahil herifler, ne umrumuzda.

385.

O bilginler ki evrenin özetidirler;

Düşüncelerinin atı göklerde gezer;

İş kavramaya gelince Senin özünü

Şaşkınlıktan Felek gibi başları döner.

386.

Baharlar yazlar geçer sonbahar gelir;

Ömrümün yaprakları dökülür bir bir;

Şarap iç, gam yeme, bak ne demiş bilge:

Dünya dertleri zehir, şarap panzehir.

387.

Güzelim can çıkıp gidince bedenimizde

Birkaç kerpiç olacak mezarımızı örten;

Gün gelecek, mezar yapmak için başkasına

Kerpiç dökecekler kalacak toprakla bizden.

388.

Aşıklar meclisinde yer bulmuşuz birlikte;

Dünyanın dertlerinde kurtulmuşuz birlikte;

İçip birer kadeh bu sevincin şarabından

Özgürlüğe ermiş, sarhoş olmuşuz birlikte. 

389.

Akılla bir konuşmam oldu dün gece;

Sana soracaklarım var, dedim;

Sen ki her bilginin temelisin,

Bana yol göstermelisin.

Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?

Birkaç yıl daha katlan, dedi.

Nedir; dedim bu yaşamak?

Bir düş, dedi; birkaç görüntü.

Evi barkı olmak nedir? dedim;

Biraz keyfetmek için

Yıllar yılı dert çekmek, dedi.

Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;

Kurt, köpek, çakal, makal, dedi.

Ne dersin bu adamlara, dedim;

Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.

Benim bu deli gönlüm, dedim;

Ne zaman akıllanacak?

Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.

Hayyam' ın bu sözlerine ne dersin, dedim;

Dizmiş alt alta sözleri,

Hoşbeş etmiş derim, dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion