28 Mart 2021 Pazar

EMEVİLER DÖNEMİ SİYASİ İÇERİKLİ ŞİİR

 EMEVİLER DÖNEMİ SİYASİ İÇERİKLİ ŞİİR 

Political Thematic Poetry in Umayyad Period Eyüp SEVİNÇ

Özet İslam dünyasında İlk Halife Hz. Ebu Bekir in halife seçiminden itibaren başlayan ilk fırkalaşma bir müddet sonra yerini vahdete bırakmıştır. Üçüncü Halife Hz. Osman ın katledilmesi ile büyük fitneler baş göstermiş ve özellikle Hz. Ali ve Hz. Muaviye çatışmasının ardından Ali şiası, Muaviye şiası, Zübeyriler ve Hariciler olmak üzere dört farklı siyasi mezhep ortaya çıkmıştır. Her mezhep kendi tarafını öven ve karşı tarafı yeren bir takım faaliyetler içerisine girmişlerdir. Bu çalışmada öncelikle Emevi dönemi siyasi gruplar hakkında kısa bilgiler verilmiş ve her grubun meşhur bir şairi ve birkaç beyitlik şiiri örnek olarak verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mezhep, Emeviler, Şiir, Siyasi şiir Abstract The first grouping in the Islamic world after the election o f the first Caliph Abu Bakr soon after gave its place to unity. Great riots appeared with the slaughter o f the third Caliph Othman and especially after the conflict o f Ali and Muawiyah four different politic sects including the shia o f Ali, the shia o f Muawiyah, Zubayris and Kharijites emerged. When Zubayris are included to the politic sects mentioned, the number increases to four. In this study, primarily short information about the politic sects in period o f Umayyad is given and a famous poet o f each group and some verses o f his poems with politic content are exemplified. Key words: Sect, Umayyad, Poetry, Politicial poetry Emeviler Döneminde Siyasi ve Sosyal Yapı Emevi devletinin köklerini cahiliye dönemine kadar götürmek mümkündür. Cahiliye döneminde, Kureyş kabilesinin iki önemli kolu olan Haşim oğulları ve Ümeyye oğulları sürekli rekabet halindeydiler. Mekke nin yönetim ve idaresini birlikte yürüten bu kabileler, panayır zamanlarında A raştırm a G örevlisi, B ingöl Ü niversitesi, İlahiyat Fakültesi, Tem el İslam B ilim leri B ölüm ü, A rap D ili ve B elagatı A nabilim D alı 167

Eyüp SEVİNÇ, Emeviler Dönemi Siyasi İçerikli Şiir Mekke ye gelen hacıların konaklama, yeme ve içme görevlerini de paylaşıyorlardı. Bu iki kabile, idari ve mali açıdan Mekke yi yönettikleri için, Araplar nezdinde önemli bir konuma sahiplerdi. Hz. Muhammed e peygamberlik vazifesi geldikten sonra ise, Haşim oğulları daha önemli bir konuma erişti. Ümeyye oğulları ise, Hz. Peygamberin vefatına kadar hep Haşim oğullarının gölgesinde kaldı. Emeviler devletinin kurucusu Muâviye b. Ebi Süfyan, Bi set ten beş yıl önce Mekke de doğdu. Mekke nin fethi gününde, babası, kardeşi Yezid ve annesi Hind ile birlikte Müslüman oldu. O sırada 25 yaşında bulunuyordu.2 Muaviye, Hz. Ebu Bekir zamanında ( ) Suriye üzerine gönderilen dört ordudan birinin başına getirilen ağabeyi Yezid in ordusunda ona yardımcı olarak gönderilmişti. Bu görevi sırasında Ürdün sahil şehirlerinin fethinde büyük başarılar sağladı. 17 (638) yılında Ürdün ve civarına idareci olarak tayin edildi. Bir yıl sonra Yezid in veba dan ölümü üzerine Hz. Ömer tarafından Dımeşk valiliğine getirildi. Hz. Osman zamanında 24 (645) yılında Suriye umumi valisi oldu. Hz. Osman ın şehit edilmesine kadar (35/656) Suriye valiliğini yürüttü.34 Muâviye, Hz. Osman ın şehit edilmesini, Hz. Ali ye karşı bir delil olarak ileri sürmüş, onun isyancıları yakalayıp cezalandırmadığı için de Hz. Ali ye biat etmemiştir. Bu konuyla ilgili Corci Zeydan şunları söylemektedir. Emeviler, Şam valisi M u â v iy e nin başkanlığı altında, Hz. Osman ın şehadeti olayının halifelik makamının ele geçirm ek için bir bahane saydılar. 4 Muâviye, Hz. Osman ın yakın akrabası olarak hukuken onun kanını dava etme hakkına sahip olduğunu söyledi ve bunu gerçekleştirmek şartıyla Şam halkından biat aldı.5 Hz. Ali Cemel savaşında galip geldikten sonra Muâviye yi kendisine biat etmeye çağırmıştır ama Muâviye Hz. Osman ın katilerinin kendisine teslim edilmediği ileri sürerek biat etmeye yaklaşmadığı gibi, şûra tarafından yeni bir valinin seçilmesini de teklif etti. Herhangi bir anlaşmaya varamayan bu iki insan, Sıffin savaşında karşı karşıya geldiler. Savaş Hz. Ali nin lehine sona ermek üzere iken, savaşın hezimetle biteceğini gören Amr b. As, Kur an sayfalarını mızrak uçlarına takılarak ve bu anlaşmazlığın hakemlere bırakılmasını ileri sürerek savaşın seyrini değiştirdi.6 Bu gelişmeler de Hz. Ali nin ordusunda görüş ayrılıklarına ve ordunun parçalanmasına sebep oldu. Bunun neticesinde de Muâviye mağlup olmaktan kurtuldu. 2 H. İbrahim H asan, İslam Tarihi, ter. İsm ail Y iğit, Sadreddin G üm üş, K ayıhan Yay, İstanbul 2011, I, s İsm ail Yiğit, E m e v ile r D İA, X I, s, Corci Zeydan, İslam Uygarlıkları Tarihi, İletişim yay. İstanbul 2012, II, s K enan D em irayak, A ra p E debiyat Tarihi-III, E m eviler D önem i, B asın Y ayın M at. Erzurum 2012, s Sabri H izm etli, İslam Tarihi, A. Ü. İ. F. Y ayınları, A nkara 1991, s

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 4/ Cilt: 4 / Sayı:8/ Güz 2014 Muâviye, Hz. Ali şehit edildikten sonra ve Hz. Hasan ın, dünyayı terk etme arzusu, Kufelilere güvenmemesi7 gibi bazı sebeplerden dolayı kendisine hilafeti bırakmasıyla birlikte kendi otoritesini sağlamlaştırmış oldu. Böylece Emevi devleti fiilen kurulmuş oldu. Ülkenin birlik ve beraberliğine yönelen Muâviye, kendi hâkimiyetini Arap dâhileri olarak bilinen Ziyad b. Ebih, Muğire b. Şu be gibi insanlar sayesinde sağladı. Muâviye, içeride hâkimiyetini tesis ettikten sonra fetihlere yöneldi. Fetihlerde başarılar elde eden İslam kuvvetleri 49/669 yılında da ilk İstanbul kuşatmasını gerçekleştirdi. Muâviye nin 60/680 yılında vefatından sonra oğlu Yezid (60-64/ ) halife olarak yönetime geldi. Yezid in halifeliği, halkın büyük çoğunluğu tarafından benimsenmiştir. Ama Hz. Hüseyin ve Hz. Abdullah b. Zübeyr, Yezid in halifeliğini kabul etmemişlerdir. Yezid in halifelik dönemi kısa sürmesine rağmen, İslam tarihinde önemli bir yeri olan ve Müslümanları derinden etkileyen Kerbela hadisesinin meydana geldiği bir dönem olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. Yezid in vefatından sonra, Emevi devleti Mervan b. Hakem in soyundan gelen insanlarla yönetilmiştir. Emevi devleti İslamiyet in yayılmasına ve devletin gelişmesine önemli katkıda bulunmuştur. Emevi lerin fetih politikaları sayesinde, İslam tarihine önemli katkıları olan Türklerin ve Berberilerin İslam ile tanışmaları sağlanmış oldu. Emeviler, İslamiyet in Avrupa da duyulması için gayret ve çaba göstermişlerdir. Bütün bu olumlu katkılara rağmen, Emevi devletinin çoğulcu bir devlet anlayışından ziyade, kan bağı ile birbirine bağlı sosyal bir sınıftan oluşan Arap hâkimiyetine bağlı bir anlayışı benimsemesi,8 dışlayıcı politikaları, hilafeti saltanata dönüştürmeleri, Harici, Şia ve Hz. Abdullah b. Zübeyr in isyanları, Mevâlî lerin Abbasilerler işbirliği yapmaları gibi nedenler Emevi devletinin parçalanıp yıkılmasına sebep olmuştur. Hulefâ-i Raşidîn döneminin akabinde, miladi yılları arasında hüküm süren ilk İslam hanedanı olan Emevîler, Şam/Dımeşk merkezli bir idareye sahiptiler. Muaviye b. Ebî Süfyân (ö ) halife olduğunda birçok sıkıntı ile karşı karşıya kalmıştı. Merkezi bir sistemin mevcut olmadığından, her tarafta kargaşa ve düzensizlik hâkimdi. İlk halifelerin dayandığı teokratik bağ kaybolmuş ve göçebe anarşisi sebebiyle yeni devlette istikrarsızlığa neden olmuştu. Irkların eşitliği ilkesi terk edilmiş, yerini asil Arap sınıfına dayanan Arap monarşisi almıştı.9 Emevî Devleti, İslam devleti olmaktan çok bir Arap devletiydi. İslam toplumunun Emevîler tarafından Arap, Mevâlî, Köle ve Zimmî şeklinde 7 İb n ü l-esir, E l-k â m ilfi t-tarih tercüm esi, H ikm et N eşriyat, İstanbul 2008, s B ernard Lew is, U ygarlık Tarihinde A raplar, çev. H akkı D ursun Y ıldız, Pegasus Yayınları, İstanbul 2006, s İbrahim U sta, "Arap E debiyatında E şkıya Ş a irle r, T urkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and H istory o f T urkish or Turkic V olum e 9/6 Spring 2014, s

Eyüp SEVİNÇ, Emeviler Dönemi Siyasi İçerikli Şiir sınıflandırılması ve bu sınıflandırmada Arap milliyetçiliğinin ağır basması Emevîlerin çöküşünü hızlandıran temel sorunlardan birisidir. Fethedilen yeni bölgelerde İslâm ı seçen milletler, M e v â lî olarak isimlendirilmiş olup, idarî, siyasî, ekonomik ve sosyal olarak hayatın her alanında ikinci sınıf vatandaş gibi görülmüşlerdir. Arap Müslümanların faydalandığı bir takım haklardan yeterince yararlanamamış olan bu zümre, Sâid b. Cübeyr (ö. 714) gibi ilmi ve takvasına rağmen Sudan asıllı bir mevâlî olması sebebiyle, kendisine verilmiş olan Kûfe kadılığına Araplar tarafından itiraz gelmiştir. Çünkü onlara göre bu makama ancak Arap asıllı olan birisi gelmelidir.10 1 Emeviler Dönemi Siyasi Şiir Şiir, sözlükte şi r bir şeyi inceliklerini kavrayarak bilmek, sezerek vakıf olmak; uyumlu, ölçülü ve ahenkli söz söylemek anlamında masdar; seziş, hissediş, sezgiye dayanan bilgi; duygu ve heyecandan kaynaklanan uyumlu, ölçülü ve âhenkli söz manasında isimdir. Terim anlamı ise, engin his, hayal ve ilham ürünü olup sanatkârane biçimde söylenmiş, vezinli-kafiyeli söz dür.11 Şiir, Arap toplumunun hem tarihi hem de onun sosyo-kültürel kimliğini ortaya çıkaran bir vesikadır. Araplar, sosyal hayatta yaşanan bütün sevinç ve kederleri bir şiir kimliğine büründürerek onlara edebi hüviyet kazandırmışlardır. Sevgiliye karşı duyulan özlem ve hasret şiir ile dile getirildiği gibi, ölen bir insanın verdiği ayrılık acısı da yine şiir ile ifade edilmiştir. Şiir in, Araplar tarafından bu kadar yoğun bir şekilde ele alınmasına rağmen, Arap şiirinin ne zaman başladığı konusun tam bir fikir birliği bulunmamaktadır. Bu konuda farklı düşünce ve fikirler bulunmaktadır. el-câhız Arap şiirinin, İslam dan 150 veya 200 yıl önce başladığını söylemesine rağmen; Ömer Ferruh ise, Arap şiirinin İslam dan en az iki bin yıl önce başladığını ifade etmektedir.12 Eski Arap şiiri, medih, hiciv, mersiye, gazel, vasf (tasvir), fahr, itizâr gibi konulardan oluşmaktadır. Ele alacağımız siyasi şiirin ilk nüvelerini hiciv de bulabiliriz. Çünkü siyasi şiir ile hiciv arasında birçok benzerlikler bulunmaktadır. Ama Emeviler döneminde hilâfet çerçevesinde şekillenen siyasi şiir, hiciv den farklı bir tarz ile karşımıza çıkmaktadır. Emevi Dönemi siyasi şiiri hakkında şunları söylemek mümkündür: Siyasi şiir, Emevilerin himayesinde zirveye çıkmış bir olgudur. Buna ilk vesile, Yezîd in halîfelik makamına tayin edilmesini yâd edip hatırlamak için bir güfte yapması ve bunu halk toplulukları önünde şarkı halinde terennüm 10 İbrahim U sta, a,g,m., s İsm ail D urm uş, Şiir, D İA, X X X V IIn, s K enan Dem irayak, 170

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 4/ Cilt: 4 / Sayı:8/ Güz 2014 etmesinin Miskînu d-dârimî (ö. 89/708) den istemesi olmuştur.13 Siyasi şiir; Herhangi bir grup veya akıma mensup olan şâir in, desteklediği ideolojiyi savunmak üzere inşa ettiği şiirdir.14 Kabileler arası mücadelelerden başka bu dönemde, bir de Emeviler in ve muhaliflerinin oluşturduğu bir edebiyat vardır. Bu edebiyat hem şiir hem nesir olarak büyük bir edebi ürüne sahipti. Bu dönemin siyasi şiiri daha çok Emeviler, Hâriciler, Şiiler, Zübeyriler ve Emevilere karşı ayaklanan diğer grupların şairlerinin ortaya koyduğu şiirden oluşur. Şimdi bunları sırasıyla inceleyelim. A- Emevi taraftarlarında Siyasi Şiir Emevileri destekleyen, onların haklı olduğunu iddia eden bazı şairler vardır. Bu şâirler, Emevi idaresini diğer gruplara karşı savunmuşlardır. Emevileri destekleyen şairlerin, Emeviler in saltanat üzerideki haklarını Kur an ve sünnetten delillerle destekleme yoluna gitmek yerine, bu ailenin İslam toplumunu bir araya getirip bir çatı altında toplayarak istikrarı sağlayan kimseler olduğunu dile getirme yoluna gittikleri görülür.15 Bu şairler, Kur an ve sünnet ten delil ortaya çıkaramadıkları için, kaderci bir anlayışı benimsemişler ve bu şekilde Emeviler in saltanatını meşru göstermeye çalışmışlardır. Bu kaderci anlayışı şöyle ifade etmişlerdir: ' E ğer A llah böyle uygun görm em iş olsaydı ve bu kim selerden daha iyisi olsaydı A llah bunu takdir ederdi. Emevi saltanatını destekleyen en önemli şairler şunlardır. el-ferazdak ve Ka b b. Cu ayl dir. Biz, burada kısaca el-ferazdak tan bahsedeceğiz. el-ferezdak: Künyesi Ebu Firâs Hemmâm b. Gâlib b. Sa aa et-temîmî olan el-ferezdak, hicri 20 (m.641) yılında Basra yakınındaki Kâzıme de varlıklı, kültürlü, cömert ve nüfuzlu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası ona, amcasının da adı olan Hemmâm isminin küçültmeli şekliyle Hümeym diye hitap ederdi. Yüzü veya alt dudağı somuna benzediği için kendisine bu anlama gelen Ferezdak lakabı verilmiş ve bu lakapla tanınmıştır.16 Ferezdak, küçük yaşta şiirle ilgilendi ve şairi bol olan bir yerde yetişmiştir. Güçlü bir şairdir, şiirdeki bu mükemmelliği fasih yani yerleşik Arapların konuştuğu Arapçayla değil de, bedevilerin konuştuğu Arapçayla yakalamıştır. Ferezdak, hiciv de başarılı bir şairdir, hicivlerinde çok sert ve 13 Philip K. Hitti, Siyasi ve K ültürel İslam Tarihi, Çev. Salih Tuğ, M arm ara Ü niversitesi İlahiyat Fakültesi vakfı Y ayınları, İstanbul-2011, s Ö m er Ü nal, E m eviler D evrinde Soysal İçerikli Şiir, Sosyal B ilim ler D ergisi, A tatürk Ü ni 2002, II, s K enan D em irayak, a,g,e, s E b u l Ferec el İsfehânî, E l-ağâni, D arul-kutu l-ilm iyye, B eyrut 1971, X X I-X X II, s. 278; A li Şakir E rgin, F erezd a k D İA, X II, s

Eyüp SEVİNÇ, Emeviler Dönemi Siyasi İçerikli Şiir acımasızdır,17 eleştirdiği insanı yerden yere vurur. Ama fahriye şiirlerinde çok daha başarılıdır.18 Bundan dolayı şiirlerinin büyük çoğunluğunu hiciv ve fahriye teşkil eder. Emevi lerin üç önemli şairlerinden biri olarak kabul edilen Ferezdak, Emevi ailesinden hediyeler aldığı için, onlar hakkında fazlaca methiyeler yazmıştır. Zaten, kendisinin Abdülmelik b. Mervan ı methettiği 125 beyitten oluşan bir gazeli vardır. Ferezdak, Emevi taraftarı bir şair olmakla birlikte hayatının sonlarına doğru Şîa taraftarı bir şair haline gelmiştir. Zeynel Âbidin b. Hüseyin hakkında da Mimiyyât adlı bir şiir kaleme almıştır.19 Ferezdak ın vefatı konusunda farklı rivayetler olmakla birlikte, h.110 (m.728) yılında vefat ettiği kabul edilmektedir. Ferezdak ın Abdülmelik b. Mervan ı methettiği gazelinden birkaç beyit: I4J Ua. Igjfe- Jljjî UjjJ Jljjl jjljja UJâ,J (jjıliîi Jjajl l^j ^kl\ 4.İJİÎLS jjlll ^iâ Dağlar nasıl yeryüzünün direkleri ise Biz de Mervan oğullarını dinimizin direkleri olarak gördük. Sizler (Ey Mervanoğulları), bu din için, insanlar eğer yollarını kaybederlerse Yolu kaybedenlerin kendisiyle doğruya ulaşabileceği kıble konumundasınız.20 Ferezdak, başka şiirinde ise Abdülmelik b. Mervan ın zayıf ve güçsüzlerin yanında olduğunu dile getirmiştir: l^j^âjl (jl^ l^ aüâfr O^lj JC tl>^ ^l^ JiJfaî -j&j < jj ^jj^ ja jjj Jlââ l^j^c l^jic- lâuftî j SSâ (jl ujji < ılüls jjjll j^j Nice zayıf ve güçsüz insanlara yardım ettin Çözülmesi umulmayan nice kördüğümleri çözdün Nice bilekleri kelepçelerden, nice boyunları prangalardan kurtardın Nasıl ki delalete düşen insanlar kıbleye yönelip hidayete eriyorlarsa siz de bu dinin kıblesi gibisiniz.21 Dönemin bir başka şairi olan Ka b b. Cu ayl(ö.86/705) ise; bir Şam lı 17 Ignace Goldziher, K lasik A ra p Literatürü, çev. R ahm i E r-a ziz Y üksel, V adi Y ayınları, A nkara 2012, s A hm et Suphi Furat, A ra p Edebiyatı Tarihi, İstanbul Ü niversitesi Y ayınları, İstanbul 2007, I, s E b u l Ferec el İsfehânî, a,g,e, X X I-X X II, s K enan D em irayak, a,g,e, s Salih Tur, Ahtal, F erezdak ve C e rir in Şiirlerinde M edih ve H iciv, B asılm am ış Y.lisans Tezi, H arran Ü ni, İlahiyat Fak. Tem el İslam B ilim leri, Şanlıurfa 1997, s

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 4/ Cilt: 4 / Sayı:8/ Güz 2014 ve Emevi taraftarı olarak, Şîa nın görüşlerine karşı çıkıp Emevilerin yönetiminden memnuniyetini şu şiirlerinde dile getirmiştir. ljjajls JIjJl JÂÎj JIj*Jl J*»j Sj fl^ji ÜjJSIJ ja jlsu JS I 4^l^aJ JSj ÛjûaJâj lâ Jia l ü j jj* (jjl lljj j ^Jj ; Uüâ : fp jttâ ljj flü ÛjSıj La İJİ ; Ijllâj (jı ^Jj : IJlâj Şam ın Iraklıları sevmediğini, Iraklıların da Şam dan hoşlanmadıklarını, Her iki tarafın birbirinden nefret ettiğini, her ikisinin de bu nefretten doğan her şeyi din olarak kabul ettiğini görüyorum. Onlar bize bir suç isnat edip iftira attıklarında biz de onlara atıyoruz, onların bize verdiği (zarar) kadarını da biz onlara karşılık olarak veriyoruz. Bize dediler ki: Ali bizim önderimizdir, biz de dedik ki: Biz Hind in oğlundan (Muâviye b. Ebî Sufyân dan) razıyız. Bize dediler ki: Ali ye itaat etmeniz gerektiğini düşünüyoruz, biz de dedik ki: Ona itaat etmeyi düşünmüyoruz.22 B- Hâricîlerde Siyasi Şiir Hâricî, kelimesi, çıkmak. İtaatten ayrılıp isyan etmek anlamındaki hurûc kökünden ayrılan, isyan eden manasında bir sıfat olan hâric kelimesine nisbet ekinin ilâve edilmesiyle meydana gelmiş bir olup topluluk ismi için hâriciyye ve havâric kullanılır. Fırkanın adı konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Kendilerine karşı isyan ettikleri yöneticilerle fırkanın muhalifleri Havâric ismini insanlardan, dinden, haktan veya Hz. Ali den uzaklaşan ve yönetime karşı ayaklanarak cemaatten çıkanlar anlamında kullanılmıştır.23 Haricîler in kökeni hakkında iki görüş ileri sürülmektedir. Birinci görüşe göre, menşe tamamen siyasidir, hakemleri kabuk etmeyişlerinde başka sebep aramak yersizdir. İkinci görüşe göre, menşe tamamen dinidir. Tahkîm i reddederken dayanakları kur an dır. Ali ile tefsir konusunda anlaşmazlığa düşmüşler, bu görüş ayrılığı mezhebin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.24 Sıffîn savaşında, Hz. Ali savaşı kazanmak üzereyken bu durumu gören Amr b. As Muaviye ye, askerlerin Kur an sayfalarını mızrak uçlarına takarak havaya kaldırmalarını ve Kur an hükümlerinin hakem olmasını talep etmelerini 22 K enan D em irayak, a,g,e, s E them R uhi Fığlalı, H â ricîler D İA, X V I, s Y aşar K utluay, İslam ve Yahudi m ezhepleri, A nka yayınları, İstanbul 2001, s

Eyüp SEVİNÇ, Emeviler Dönemi Siyasi İçerikli Şiir önermiş ve böylece İslam tarihinde ilk fırka olan Hâricîler doğmuştur. O zaman, Hâricilerin liderliğini yapan Eş as b. Kays, Hz. Ali ye gidip savaşın durdurulması, barışın sağlanmasını ve Allah ın kitabına göre hareket etmesini söylemiştir. Bunları yapmadığı takdirde de kendisini yalnız başına bırakmakla tehdit etmiştir.25 Hz. Ali, ne istediğini öğrenmek üzere Eş as b. Kays ı Muâviye ye gönderir. Muâviye nin taleplerini alan Eş as b. Kays, bu teklifleri değerlendirmek için Temîm oğullarından bir gruba götürür. Grubun içinde bulunan Urve b. Udeyye, Allah tan başka hiç kimsenin hüküm verme yetki yoktur (La hükme illâ lillâh) fikrini ileri sürer. Böylece savaşçılardan bir grup, bu düşüncenin sonucunda savaşın biteceğini ve barışın sağlanacağını düşünerek, Hz. Ali nin ordusunu gizlice terk ederler. Hz. Ali, Hz. Osman, iki hakem, Cemel e katılanlar ile iki hakem hükmünü kabul eden herkesi ve büyük günah işleyenleri tekfir etme ve zalim imama karşı ayaklanma26 fikrini benimseyen Hariciler, Nehrevân da toplandılar. Kendi görüşlerine katılmayan, Hz. Osman ve Hz. Ali ye lanet etmeyen herkesi öldürmeye başladılar. Bu olaylar sonucunda, Hz. Ali bu insanları ikna etmeye çalıştı ama başarılı olamadı. Hz. Ali 38/658 yılında Nehrevân da, Hâricîler yaptığı savaşta bunların büyük çoğunlunu öldürdü.27 Bu savaştan kurtulanlar Umman, Kirman, Sicistan ve Yemen başta olmak üzere İslam İmparatorluğunda çeşitli bölgeler dağılmıştır. Emeviler döneminde, Hâricîler büyük bir tehdit oluşturmuşlar ve Emevi iktidarını yıkmak için teşebbüste bulunmuşlardır. Fakat Emevi valisi olan Haccâc b. Yusuf tarafından gönderilen ordular karşısında tutunamamışlardır ve çoğu ölmüştür. Abbasiler döneminde Hâricîler fazla hareketli olmamakla birlikte Kuzey Afrika bazı isyanlara sahne oldu. Bugün itibariyle İbâdiyye fırkası Basra, Yemen, Hadramut, Tanzanya, Umman, Kuzey Afrika ve Fas ta hala varlığını sürdüren tek Hâricî fırkası olma özelliği taşımaktadır.28 Hâricî şairlerin şiirleri, birkaç konu etrafında şekillenmiştir. Bu konuların temelinde inanca hizmet ve bu inancı savunma vardır. Bu nedenle Hâricî şairlerin, bu şiiri söyleyen şairin şahsiyetini değil, büyük oranda Hâricîlerin inanç sistemlerini yansıttığı, siyasi-dini bir mezhebin edebiyatını temsil ettiği görülür.29 Harici şiirlerinin konularından bir tanesi de, kahramanlıktır. Haricilerin hayatları sürekli mücadele ile ve savaş meydanlarında geçtiği için cesaret, şehit olma arzusu onlarda bir tutku haline 25 M uham m ed E bu Z ehra, M ezhepler Tarihi, çev. Sıbğatullah K aya, Ç elik Y ayınevi, İstanbul 2011, s A bdülkahir el-b ağdadî, M ezhepler A rasındaki Farklar, çev, Ethem R uhi Fığlalı, Türkiye D iyanet V akfı Yay. A nkara 2005, s A hm et E m in, F ecru lisla m, D arul-k utubul-ilm iyye, B eyrut 1971, s K enan D em irayak, a,g,e, s K enan D em irayak, a,g,e, s

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 4/ Cilt: 4 / Sayı:8/ Güz 2014 gelmiştir. Bu tutku ve hasret şiirlerde sık sık dile getirilmiştir. Hâricî şairlerin şiirlerinde önemli bir yer tutan konulardan biri de, ayaklanmaya çağrı dır. Hz. Ali ve Emeviler döneminde mağlup oldukları savaşlar onlar üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Ölüme karşı olan bağlılıkları, dünya hayatına fazla önem vermemeleri, zalim olan yöneticiye karşı ayaklanma ve sünneti ayakta tutma amacı ile şairler ayaklanma temasını büyük bir tutkuyla şiirlerinde yansıtmışlardır. Hâricî şairlerin şiirlerinde önemli yer tutan konulardan diğer bir konu da k u ûd: oturma, savaşa katılm am a hususudur. Hâricî fırkalarının büyük çoğunluğu, özellikle savaşa katılmayanları kâfir olarak kabul eden Ezrakîler fırkası, ka ade adı verilen oturanlar kesiminden nefret etmişler ve her fırsatta bunları eleştirmişlerdir.30 Emeviler döneminde en önemli Hâricî şairler arasında Katan b. el- Fucâ e (ö. 78/697), et-tırımmâh b. Hakîm et-tâ î (ö.100/718), İmrân b. Hıttan (ö. 84/703) sayılabilir. Biz burada kısaca Katan b. el-fucâ e den bahsedeceğiz. Katarî b. el-fucâ e: Büyük bir ihtimalle hicretin ilk on yılından sonra Benî Mâzin in yerleşim yeri olan Katar ın A dan beldesinde doğdu. Asıl adı bilinmemektedir. Katar asıllı olması olması dolayısıyla bu nisbe ile anılmış olması muhtemeldir. İbnü l-kelbî nin belirttiğine göre ise Mâzîn b. Ziyâd b. Yezîd dir. Uzun bir süre Yemen de izini kaybettirip birden bire ortaya çıkması sebebiyle Fücâe (sürpriz) diye anıldığı bilinmektedir. Gençlik dönemini ve hayatının önemli bir bölümünü Basra da geçirdi. Kaynaklarda hatip ve şair olarak zikredilmesine rağmen bilgi ve kültür seviyesiyle ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Hicri 65 (m.684) yılında Nafi b. Ezrak ın görüşlerini benimseyen Katarî, cesareti, metânet ve sabrı sayesinde önemli bir mevkiye gelmiştir. Zübeyr b. Mahzûn un ölümünden sonra Katarî ye biat edildi.31 Emevilere karşı mücadelen eden Katar i, üzerine gönderilen Süfyan b. Ebred el- Kelbi kumandasındaki orduya yenildi ve savaş meydanında öldürüldü. 32 Katarî nin kahramanlık şiirinden birkaç beyit. ^eljj (fjj l^ ^ IJlua û jü l JlLŞVl & ^jjl J0JI Je IJİ^â l jîii glkil j e Ijioâ leu^, Ojl^ Jâj l^j Jjâî Jj fl& lûı JJ ehlâ Jjikll Jjj l^â > y ju fl^ı y J Vj Kahramanlardan korkusundan titremekte olan ruhuma dedim ki 30 K enan D em irayak, a,g,e, s Ö m er Ferrûh, Târîhu l-ed eb i l- A ra b î, D arul İlm iye, B eyrut 1965, I, s M ustafa Öz, K a ta r i b. F ücâe D İA, X X V, s

Eyüp SEVİNÇ, Emeviler Dönemi Siyasi İçerikli Şiir Yazıklar olsun Sana, korkmayacaksın! Çünkü sen, senin için belirlenmiş ecelin vakti dışında bir gün daha bile kalmak istesen, sana itaat edilmeyecek (isteğin yerine getirilmeyecektir). Öyleyse sabret savaş alanında, sabret! Çünkü ebediliği elde etmek öyle kolay değil. (Dünyada) kalıcılık elbisesi öyle saygınlık elbisesi filan da değildir ki (cesurun elinden alınıp dürüldüğü gibi) zelil ve korkağın elinden alınıp düşürülsün! Hâricîlerle birlikte savaşa katılan kadınlardan Ummu Hakîm in, şehit olma arzusuyla yanıp tutuştuğunu şu şiirinde ifade etmektedir. kiaa. (Vahtı Jâ llılj ki^c- j kiaj Jâj Taşımaktan bıktığım bir başım var. Bıktım ona koku sürüp yağlamaktan ve yıkamaktan. Yok mu onun ağırlığını benden alacak bir delikanlı? C- Şiilerde Siyasi Şiir Şîa, Arapçada [ ş y a/ > ıj> ] kökünden gelme bir kelimedir ve yaygın olarak taraftar, yardımcı, fırka anlamlarına gelir. Kur an-ı ker im de muhtelif yerlerde fırka, bölük, topluluk ; taraftar, birine uyan ve yardım eden ve yaymak, yayılmak anlamında kullanılmıştır.33 Terim olarak Ş ia, Resûl-i Erkemin vefatının ardından devlet başkanlığının Hz. Ali ye ve onun evlâdından belli kimselere intikal etmesi gerektiğini savunan grupları ifade eder.34 Hz. Hüseyin in 10 Muharrem 61/ 10 Ekim 681 tarihinde Kerbalâ da şehit edilmesinde sonra bu kelime bir terim olarak Emevilere karşı Hz. Hüseyin in intikamını almak, Hz. Ali ve soyunun haklarını aramak, onun nesline yardım etmek için bir araya gelenleri ve taraf olanları ifade etmeye başlamıştır. Şîa, Hz. Hüseyin in şehâdetinden sonra siyasî bir eğilim olarak temâyüz etmeye başlamıştır. Özellikle 65/684 yılında ortaya çıkan ve Hz. Hüseyin in intikamını almak üzere toplanan, onu davet ettikleri halde yardımsız bıraktıkları için ıstırap duyan ve tevbe eden Kûfe lilerin oluşturduğu Tevvâbîn hareketi, Şîa nın bir terim haline gelişinin ve İslam içinde bir kitleleşme hareketinin başlamasının ilk belirtilerinden biri 33 E them R uhi Fığlalı, G ünüm üz İslam M ezhepleri, İzm ir İlahiyat Y ay., 2008, s M etin Tuncel, Şîa D İA, XXXV1III, s

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 4/ Cilt: 4 / Sayı:8/ Güz 2014 olarak kabul edilir. Şîa nın temel düşünce ve doktrinleri şu üç temel esasa Ğadir Hum, Kırtâs olayı ve Hz. Peygamberin Ben kimin mevlâsı ise, Ali de onun mevlâsıdır. Ey Allah ım, Ali ye dost olana dost ol, Ali ye düşmanlık edene düşman ol hadisine dayandırmaktadırlar.35 Şia edebiyatı şu üç temel üzerine dayanmaktadır. Ehl-i beyt in etrafında toplanmak, hilafet üzerindeki haklarını savunmak ve şehitlerine ağlayıp, onları övmektir. Bu fırkanın en en önemli şairleri şunlardır. Ebu l-esved ed-du elî (ö. 69/688), Eymen b. Hureym el-esedî (ö. 80/700), Kumeyt b. Zeyd el-esedî ve Kuseyyir b. Abdirrahmân (Kuseyyiru Azze, ö.105/723) dir. Şia edebiyatında, hilafetin Hz. Ali nin hakkı olduğu; ancak hilafetin Hz. Ali nin elinden gasp edildiği, Hz. Ali ve ehl-i beyt e karşı duyulan sevgi ve saygı işlenmiştir. Aynı zamanda Şia akidesini oluşturan temel prensipler de işlenmiştir. Şii edebiyatında, İslam tarihinde önemli bir yer tutan Hz. Hüseyin in Kerbela acımasızca şehit edilmesi de konu edinilmiştir. Hz. Hüseyin için mersiyeler yazılmıştır. Kerbela olayının sinelere bıraktığı tarifsiz acı şiirlerle dile getirilmiştir. Şii edebiyatını kısaca şöyle özetleyebiliriz. Şiirlerde samimiyet ve güçlü bir duygu sıcaklığı görülür. Şii şairlerin Ehl-i Beyti her durumda içten duygularla savunduğu, hilâfetin Ehl-i Beyte ait olduğunu samimi sözlerle dile getirdiği görülmektedir. Şiirlerde siyasi unsurlarla dini unsurlar iç içe kullanılmıştır. Şia edebiyatı, dönem için çeşitli konulara ve üsluba sahip yeni bir edebiyat olarak kabul edilir.36 Şii edebiyatının güçlü temsilcilerinden olan el-kumeyt b. Zeyd el- Esedî den kısaca bahsedeceğiz. Kumeyt b. Zeyd el-esedî: Ebü l-müstehil el-kümeyt b. Zeyd b. Huneys el-esedî h.60 (m ) yılında Kûfe de doğdu. Aynı çağda aynı kabileye mensup olan ve aynı adı taşıyan üç şairin sonuncusudur. Çeşitli âlimlerden fıkıh, hadis, ensâb ve eyyâmü l-arab konularında ders aldı. Arap dili ve şiiri üzerine iyi bir eğitim aldı. Kûfe deki yaygın eğilimden etkilenerek bir Şiî-Zeydî olarak yetişti. Emevilere karşı Hz. Peygamber in mensup olduğu Hâşimoğulları nı ve özellikle o sırada hilâfet mücadelesini veren Hz. Hüseyin in torunu Zeyd b. Ali yi destekleyen siyasal içerikli şiirleriyle tanındı. Hz. Hüseyin in kızı Fâtıma tarafından kendisine Şâiru Ehli l-beyt unvanı verilmesinden sonra şöhreti arttı.37 İlk başta Emevi karşıtı olmayan Kümeyt, Yemen asıllı Irak valisi Hâlid el-kasrî nin ehl-i beyt mensup ve taraftarlarına karşı sert bir politika izlemesi ve Zeyd b. Ali yi sıkı bir şekilde takip ettirmesi 35 Y aşar K utluay, a.g.e., s.83-89; M uham m ed E bu Z ehra, a.g.e., s ; K enan D em irayak, a,g,e, s K enan D em irayak, a,g,e, s R ahm i Er, K üm eytel-e sedî D İA, X X V I, s

Eyüp SEVİNÇ, Emeviler Dönemi Siyasi İçerikli Şiir onun Emeviler e ve Yemenliler e karşı kesin bir tavır almasına yol açtı. Bu dönemde yazdığı el-h âşim iyyât ında Emevileri sert bir dille eleştirmiştir. el-kümeyt, şiirinde hilafetin Hz. Ali nin hakkı olduğunu ancak onun elinden gasp edildiğine şöyle işaret etmektedir: AJ (jiajâjji Laj j U ü I [jji!i ali^ lj la pjîji»jls Ujja I jlâ, l^üa jı Û*J l*jll jj ÂjVjJl AJ ijljl IAj *jijj J l^a.jji j J j ı«j*^ j f ta l*j^a j jja. ^Jl l*jj û 12ÜJI ^ i -«jâîj jj*j î^jjâî a ^ jl^â Ijİuaâ (»AJflâ jâi IjCl^l Hz. Peygamer, Hz. Ali yi iyilikle anmayı reddedenleri ve kendisinin onu seçtiğini yaymaktan imtina edenleri kınadığı konuşmasıyla Ali yi (kendisinden sonra halife olarak) seçmiştir. Gadîru Humm denilen yerde bir ağaç altında yaptığı konuşmasında, kendisine itaat edilsin diye Ali nin kendisinden sonra halifeliğe veliaht olduğunu belirtmiştir. Fakat insanlar, Gadîru Humm denilen yerdeki ağacı (bu ağaç altındaki vasiyeti ve verilen sözü yerine getirmeyip) halifeliği kemdi aralarında (önce Ebu Bekir e sonra da Ömer e) devrettiler, ben ise böylesine tehlikeli bir devri hiç görmedim. Ben onlara (Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir e) lanet etmiyorum; fakat onlardan bunu ilk yapan kişi çok kötü bir iş yaptı. Böylece onların adalete en yakın olanları zulme en yakın olanlar haline geldi, (emaneti) en iyi koruyanları da onu kaybedenler oldular. Ve her zaman liderleri ve en güçlüleri olan kimsenin (Hz. Peygamber in) emrini boşa çıkardılar ve doğru yoldan saptılar.38 Eymen b. Hureym el-esedî de, bu şiirinde Haşimoğullarını övmektedir. 2. ** - f IjjâIj f iüji a i f Ij^I-j A jjiaj Aiaj f KoJI iij û\ İ^JİC.» j^ j sjâl&jı İ-Sjl^j i^jj i<yfe. jc, îijıî. ikj ^<j lajâ^lâ ^ j i jj<j Gündüzünüz hak yolunda cihat ve oruç, geceniz ise namaz ve Kur an tilavetinden ibarettir. 38 K enan D em irayak, a,g,e, s

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 4/ Cilt: 4 / Sayı:8/ Güz 2014 (Emevilerden önce Ali döneminde) hilâfet Kur an ın hükmü ve temiz bir yolu takip etmeniz sayesinde gelmiştiniz, işte bu yolla gelip (Emeviler gibi insanlara katı ve zalim davranmadığınız için) başınıza musibetler geldi. Başınıza musibet gelişinin ardından Necd, Mekke, Medine ve el-civa (Yemâme) ağlayıp gözyaşı dökmüştür. Emevilerin sizden koparıp uzaklaştırdıkları her toprağın size ağlaması farz olmuştur.39 D- Zubeyrîlerde Siyasi Şiir Emevi hânedanına karşı isyan eden Abdullah b. Zübeyr aynı zamanda kendi etrafında toplanan ve kendi ismiyle anılan Zübeyrîler grubunun lideridir. Abdullah b. Zübeyr, Kureyş kabilesinin Esed b. Addüluzzâ koluna mensuptur. Babası aşer-i mübeşşere den Zübeyr b. Avvâm, annesi Hz. Ebu Bekir in kızı Esmâ dır. Hicretin ikinci yılı zilkade ayında (Mayıs 624) Medine de doğdu. Muhâcirin Medine de dünyaya gelen ilk çocuğu olması dolayısıyla doğumu büyük bir sevinç uyandırdı ve adı Hz. Peygamber tarafından konuldu.40 Halife Osman, Hz. Ebu Bekir tarafından Mushaf haline getirilen Kur an-ı Kerim in nüshalarını çoğaltmak için kurduğu dört kişilik heyete, kurrâdan olması sebebiyle onu da dâhil etmişti. Abdullah b. Zübeyr, Hz. Osman ın evi kuşatıldığında büyük sahabelerle birlikte halifenin evini savunmaya gayret etmiştir. Hz. Osman ın şehit edilmesinden sonra ise, Hz. Ali ye karşı oluşan muhalefetin en ateşli simalarından biri haline gelmiştir. Muâviye devrinde herhangi bir faaliyete girişmemiş olan Abdullah, Muâviye oğlu Yezîd i veliaht tayin etmek istemesi üzerine Hz. Hüseyin ile birlikte buna karşı çıkmışlardır. Bu durumdan rahatsız olan Muâviye, Abdullah ile Hz. Hüseyin i ikna etmek için Mekke ye gitti. Fakat bu iki insanı ikna edemedi. Abdullah b. Zübeyr, Kerbela faciasından sonra Yezîd e karşı muhalefetin lideri haline geldi, Yezîd in halifeliğini kabul etmemesine rağmen pasif bir direnişte kaldı. Ama bu durumu kabullenemeyen Yezîd, Abdullah üzerine ordularını gönderdi. Fakat Abdullah b. Zübeyr i itaat altına alamadı. Abdullah, Yezîd in vefatının ardından halifeliğini ilan etti. Abdullah, kardeşi Mus ab ın yardımıyla da bütün doğu eyaletlerine hâkim oldu. Fakat Abdülmelik b. Mervan 691 yılında Mus ab a karşı yaptığı savaşı kazanması ve Mus ab ın ölmesi, Abdullah ın otoritesinin zayıflamasına neden oldu. 39 K enan D em irayak, a,g,e, s H akkı D ursun Y avuz, "Abdullah b. Z übeyr b. A v v â m D İA, I, 

Eyüp SEVİNÇ, Emeviler Dönemi Siyasi İçerikli Şiir Abdülmelik, 692 yılında Haccâc b. Yusuf es-sakafî yi 2000 kişilik bir kuvvetle Mekke üzerine gönderdi.41 Üç ay sonra da Haccâc ın istediği Mekke ye taarruz izniyle birlikte 5000 kişilik bir takviye kuvveti Mekke ye geldi. Haccâc, Mekke yi muhasara altına aldı. Altı ay süren muhasara Abdullah b. Zübeyr ve ordusuna büyük sıkıntılar yaşattı. Mekke ye uygulanan ambargo yüzünden kıtlık başladı. Daha fazla bu sıkıntılara katlanamayan Abdullah ın ordusu onu yavaş yavaş terk etmeye başladı. Oğlunun yanında çok az bir kuvvet kaldığını gören Esmâ bint Ebu Bekir, ona gittiği yolun doğru olduğuna inanıyorsa sonuna kadar mücadele etmesini tavsiye etti. Bunun üzerine teslim olmak yerine ölmeyi tercih eden Abdullah b. Zübeyr, bir çıkış hareketi yaparak 73/1 Ekim 692 yılında kahramanca çarpışarak şehit oldu. Zübeyr i edebiyatının temel özeliklerini şu şekilde sıralayabiliriz. Zübeyr i edebiyatı ilk olarak halifeliğin Kureyş hakkı olduğunu; çünkü Hz. Peygamber kureyş soyundandır. Sonra da hilafetin Mudar kabilesinin hakkı olduğunu dile getirir. Mekke de Hz. Peygamber doğduğu için, hilafet merkezine en layık yer Mekke olduğu vurgulanır. Halifeliğe de ez-zubeyr b. el-avvâm ailesinden, Hz. Ömer tercihi nedeniyle Abdullah ın layık olduğu, şiirlerde ön plana çıkmaktadır. Şiirleri hüzün teması içermekle birlikte akıl yürütme ve delil sunma gibi özellikleri bulmak mümkün değildir. Bu hareketin edebi ürünleri, diğer siyasi hareketlerin edebi ürünleri kadar zengin değildir ve daha çok siyasi hicvi arındırır. Bu hareketin en belirgin şairi olan Ubeydullâh b. Kays er-rukeyyât ın şiirleri, daha çok karşı tarafın namusuyla ilgili konuları ele aldığından, bazı tarihçilerce bu şiirler siyasi gazel olarak adlandırılmıştır.42 Ubeydullah b. Kays er-rukeyyât: Yaklaşık h.12 (m. 633) yılında Mekke de doğdu. Anne ve Babası Kureyş kabilesine mensup olup soyu anne tarafından Kusay b. Kilâb da Hz. Peygamber in soyu ile birleşir. Rukayye adında üç ayrı kadına âşık olup onlar için gazeller yazdığından İbn Kays er- Rukayyât lakabıyla tanınır. Gençlik yılları Hz. Ömer ile Hz. Osman dönemlerinde geçti. Daha sonra Kureyş teki hilafet çekişmelerine şahit oldu. Bu konuda duygularını dile getiren içli mersiyeler söyledi. Zübeyr b. Avvâm taraftarı olan ve Zübeyrîlere derin bağlılığı olan şair Mus ab b. Zübeyr içim birçok methiye ve mersiye nazmetti. İbn Kays şiirlerinde Kureyş i övmüş ve Kureyş li olmakla iftihar etmiştir. Hilâfetin Kureyş in hakkı olduğuna inanan şair, bu konuda bütün Araplar ın eşit olduğunu ileri süren Hâriciler e şiddetle karşı çıkmıştır. 41 B ahriye Ü çok, İslam Tarihi, E m evi-abbasiler, A.Ü. İ.F. Yayınları, A nkara K enan D em irayak, a,g,e, s

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 4/ Cilt: 4 / Sayı:8/ Güz 2014 Arapların geleceğinin Kureyş in kaderine bağlı olduğu fikrini ileri sürmüştür. Yezid in, Hâşimiler ile Zübeyrilere baskı uygulaması, onlara maddi ve manevi olarak zarar vermesi, Hilafetin merkezini Hicaz dan alıp Şam â götürmeleri gibi sebeplerden dolayı halkı Emevilere karşı isyana çağırmıştır. Hilafetin, Kureyş in hakkı olduğunu belirterek Abdullah b. Zübeyr in halife seçilmesini istedi. Hayatının son bölümlerini Abdülazîz b. Mervan himayesinde geçiren İbn Kays, h. 75 ( m. 994) yılında Mısır da vefat etti. Ubeydullah b. kays er-rukeyyât ın, Mus ab b. ez-zübeyr i methettiği şiirinden birkaç tane beyit şöyledir. f 4i.j j c * f 4_J ajjîâ. flîuvi j l ja jjj- flluı flü Jlj ^aiulj ı 1 Cjji j jj_ ja. ıl^ju <'»» -â Jâj j>&l yâ Jljjj çjâ jj l«jl yâjj <jj LâjJi ı ajvi j j i i i^j»j Mus ab, Allah ın yüzünden karanlığın kalkıp gittiği yıldızlarından biridir. Mu ab ın hükümranlığı güç hükümranlığıdır, ne onun hükümranlığında bir zulüm vardır ne de kendisinde kibir vardır. Mus ab Allah korkusuna sahip müttaki biridir, işi Allah korkusu olan kimse de kurtuluşa ermiştir. Allah senin vasıtanla ümmeti bir araya getirmişken ve düşmanların senin köpeklerin karşısında kedi gibi miyavlamışken, hayret ederim o topluluğa ki sende bir eksiklik arar, bu durum bahtsız üstüne bahtsızlıktır.43 SONUÇ Emevi devletinin kurulması ve Emevilerin İslam dünyasına hâkim olması, İslam tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Bu dönem, İslam tarihinde çok ciddi kırılmaların meydana geldiği, asabiyetin tekrar küllerinden doğduğu, huzur ve güven ortamının yerini kargaşaya terk ettiği bir dönemdir. Nitekim Hz. Peygamberin vefatından sonra halifeler, şurayla göreve gelirken bu dönemden itibaren saltanatla iş başına gelmişlerdir. Bu uygulamanın neticesinde liyakat sahibi ve basiretli halifeler yönetime gelemediği için toplumda huzursuzluklar meydana gelmiştir. Zaten, Hz. Osman zamanında ortaya çıkan toplumsal olaylar, bu devirde zirveye ulaşmıştır. Bu toplumsal olayları bastırmak için otoritelerini sonuna kadar kullanan halifeler de toplumda bazı grupların tepkilerini çekmişlerdir. Bu gruplar da kendi haklarını savunmak için o dönemin medyasını yani şiiri kullanmışlardır. Şiir, cahiliye döneminden beri 43 K enan D em irayak, a,g,e, s

Eyüp SEVİNÇ, Emeviler Dönemi Siyasi İçerikli Şiir Arap toplumunun her safhasında var olan bir şeydi. Emeviler döneminde de yöneticilerden rahatsız olan gruplar, tepki ve taleplerini şiir yoluyla dile getirmişlerdir. KAYNAKÇA EL-BAĞDADÎ, Abdülkâhir, Mezhepler Arasındaki Farklar, çev, Ethem Ruhi Fığlalı, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. Ankara DEMİRAYAK, Kenan, Arap Edebiyat Tarihi-III, Emeviler Dönemi, Basın Yayın Mat. Erzurum EBU ZEHRA, Muhammed, Mezhepler Tarihi, çev. Sıbğatullah Kaya, Çelik Yayınevi, İstanbul EMİN, Ahmet, Fecrul İslam, Darul-Kutubu l-ilmiyye, Beyrut FERÛH, Ömer, Târîhu l-edebi l- Arabî, Daru l-ilmiye, Beyrut FIĞLALI, Ethem Ruhi, Günümüz İslam Mezhepleri, İzmir İlahiyat Yay FURAT, A. Subhi, Arap Edebiyatı Tarihi, Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul GOLDZİHER, İgnace, Klasik Arap Literatürü, Vadi Yay., Ankara HASAN, H. İbrahim, İslam Tarihi, ter. İsmail Yiğit, Sadreddin Gümüş, Kayıhan Yay, İstanbul HİTTİ, Philip, K., Siyasal ve Kültürel İslam Tarihi, M.Ü. İlahiyat Fak. Vakfı Yay., İstanbul HİZMETLİ, Sabri, İslam Tarihi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara İBNÜ L-ESİR, El-Kâmil f i t-tarih tercümesi, Hikmet Neşriyat, İstanbul İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ, Türkiye Diyânet Vakfı Yay., İstanbul EL-İSFEHÂNÎ, Ebu l Ferec, El-Ağâni, Daru l-kutubi l-ilmiyye, Beyrut KUTLUAY, Yaşar, İslam ve Yahudi mezhepleri, Anka yayınları, İstanbul LEWİS, Bernard, Uygarlıklar Tarihinde Araplar (Terc: Hakkı Dursun Yıldız), Pegasus Yay., İstanbul USTA, İbrahim, Arap Edebiyatında Eşkıya Şairler, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 9/6 Spring ÜÇOK, Bahriye, İslâm Tarihi, Emevîler-Abbâsîler, A.Ü. İ.F. Yayınları, Ankara ÜNAL, Ömer, Emeviler Devrinde Soysal İçerikli Şiir, Sosyal Bilimler Dergisi, Atatürk Üniversitesi YILDIZ, Hakkı Dursun, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Çağ yayınları, İstanbul ZEYDAN, Corci, İslam Uygarlıkları Tarihi, İletişim yay. İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion