10 Mayıs 2021 Pazartesi

İbn-i Sina Kimdir? İbn-i Sina’nın Eserleri ve Hayatı


 İbn-i Sina Kimdir? İbn-i Sina’nın Eserleri ve Hayatı

Gerçek adı Ebu Ali Hüseyin, çağdaşları Şeyhü’l-reis öğrencileri Reis, Batı dünyasının ise Avicenna adıyla tanıdığı İbn-i Sina, her ne kadar hekim olarak şöhret yapmışsa da matematik, astronomi, fizik, kimya, jeoloji, felsefe, teoloji, şiir ve müzik onun dehasıyla zenginleşmiştir. İbn-i Sina, 980’de Buhara (Özbekistan) yakınındaki Efşene’de doğdu. 10 yaşında Kuran’ı ezberler, ne aritmetik, ne de Arap şiiri onun için zordur. Kuşyar adlı bir doktorun yanında okuduğu tıp kitapları sayesinde tıpta yoğunlaştı. İbn-i Sina on yedi yaşında bir hekim olarak şöhret kazanmış ve elli yedi yıl gibi kısa sayılabilecek bir ömre, birçok bilimsel ve felsefi çalışmanın yanı sıra devlet adamlığını da sığdırmıştır

ibn-i sina

Samani hanedanından Nuh İbn-i Mansur’u tedavi etmiş, bu sayede saray kütüphanesini kullanma hakkına sahip olmuştur. Burada başka disiplinlere ait öğretileri de öğrenme fırsatını yakalamıştı. Aristo ve diğer filozofların teorilerini öğrendi. Aristo’nun metafiziğini, Farabi’nin kitabı sayesinde kavradı. Mansur ölünce, Harezm’e gitti ve Emir Ali’nin doktoru oldu. Gazneli Mahmut, İbn-i Sina’nın kendi emrine girmesini isteyince bunu reddetti. Mahmut’tan korktuğu için farklı bölgelerdeki emirlerin saraylarında çalıştı. Tıpla ilgili 2 önemli kitabı vardır. Bunlardan ilki, kalp ilaçları konusunda yazılmış eczacılık ile ilgili bir eser olan, Kalp İlaçları Risalesi ve Kanun’dur. Bu eserinde önce kalp hakkındaki teorileri ve genel olarak ilaçların özelliklerini ele almış, sonrasında kalp ilaçlarını ele alıp, alfabetik sırayla onların özelliklerini ve hangi kalp rahatsızlığına iyi geldiğini belirtmiştir.

ibn-i sina

Diğeri de İslam dünyasının yanı sıra Avrupa’da da tanınmasını sağlayan El Kanun Fi’t Tıb (Tıbbın Kanunu) isimli eseridir. Yaklaşık altı yüzyıl boyunca Asya ve Avrupa’daki tıp okullarında okutulan bu eser 5 ciltten oluşmaktadır ve Çin, Hint, Mısır’ın geleneksel tıp bilgilerini de içermektedir. Birçok kez Latinceye çevrilen eserin ilk çevirisi XIII. yüzyılda Cremonalı Gerard tarafından yapılmıştır. Eserde kanıta dayalı tıp, deneysel tıp, klinik testler, verimlilik analizi, risk faktörü ve sendroma dayalı hastalık teşhisi gibi konular yer almaktadır. Ayrıca farmakoloji alanında önemli bilgilerde bulunur. Ancak, eserin gözlem ve deneye dayanan ama bir yandan da hurafelerden tam olarak da kurtulamayan özelliği de görülür. 700 küsur ilacın da yer aldığı eser XIX. yüzyıla kadar tıp okullarında el kitabı olarak kullanılmıştır. Leonardo da Vinci’nin de kitabın etkisinde kaldığı söylenir. İbn-i Sina zamanına göre çok derin psikiyatri bilgisine sahipti. O dönemde hastanın psikolojik yönü, hekimlerden çok din adamları tarafından yürütülmekteydi. İbn-i Sina’ya göre ruh ve beden olarak iki cevher bulunmaktadır. Bunların her birinin kendine özgü hastalıkları vardır.

ibn-i sina

  • Hastalıkları muayene ederken, bünyelerine, mizaçlarına, yaşayışlarına, aldıkları gıdalara, yaptıkları beden hareketlerini büyük dikkatle sorar ve dinlerdi.
  • Hasta vücudunu baştan ayağa kadar tetkik eder, karaciğer ve dalağı eli ile yoklar, muhtemelen göğsü dinlerdi. Nabız ve idrarı muayene ederdi.
  • Kanseri, hacmi gittikçe artan ve kökleri civar hücreler içine sokulan, tahrip edici bir ur olarak anlatırdı.
  • Gözün altı bölümden olduğunu iddia etmiş, retinanın görmede olan rolünü bildirmişti. Gözbebeklerinin hareketini açıklamıştı.
  • Beyinde tümör teşekkül edebileceğini belirtmiştir.
  • Yüz felçlerini, mide ülserini çok güzel açıklamıştır.
  • Diyabetin belirtilerini tetkik etmiştir.
  • Sarılığın çeşitlerinin nedenini araştırmıştır.
  • Vebanın yayılmasında sıçanların rolünü sezmiştir.
  • Bazı bulaşıcı hastalıkların plasenta yolu ile geçebileceğine dikkati çekmiştir.
  • Güç doğumlarda iptidai bir forseps kullanılmasını tavsiye etmiştir.
  • Tedavide lavmanlara, buz keselerine, sıcak soğuk su banyolarına, spora ve içilecek memba sularına önem verirdi.

İbn-i Sina matematikte mantık ve öklit geometrisini ünlü matematikçi Abdullah Natili’den, fizik, matematik ve metafiziği kendi kendine öğrenmişti. Matematik kavramları üzerinde duran İbn-i Sina’nın matematik felsefesinin kurucularından biri olduğu söylenebilir.

ibn-i sina

Fizikle ilgili olarak optik, fizyolojik optik ve dinamik konularına ilgi duyan ve bu konudaki klasik bilgileri tartışarak yeni görüşler ileri süren İbni Sina, fizikteki önemli konulardan birisi olan hareketin açıklanmasında, Aristo’nun görüşüne karşı çıkar ve herhangi bir cisim bir engelle karşılaşmıyorsa onun hareketinin sürekli olduğunu söyler. Bu, daha sonra Newton tarafından da aynı şekilde ifade edilen Birinci Newton Yasası’dır.

Kimyada (simya) transmutasyon teorisinin doğruluğunu araştırmış ve reddetmiştir. Çünkü, her maddenin kendine ait özellikleri vardır. Teorisinin doğruluğunu deneysel olarak da göstermiş, saptamış ama onun yerine koyulacak yeni bir önerisi de yoktu. İbn-i Sina astronomide de Aristo’dan farklı düşünmez. Takvim çalışmasına girer, mikrometreyi ve Azimut kadranını (astronomik pusula) bulur, bu da teknolojik gelişmelere katkıda bulunduğunu gösterir.

İbn-i Sina’nın çizimiyle insan anatomisi

İbn-i Sina’nın çizimiyle insan anatomisi

İbn-i Sina felsefeyle de ilgilenmiş. İslam dünyasının önemli filozoflarından biri haline gelmiştir. El-Kindi, El-Farabi ve İbn-i Rüşd ile birlikte dört Aristotelesçi İslam filozofu arasında yer alan İbn-i Sina’ya göre felsefe ilimleri teorik ve pratik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Teorik olanlar yani matematik, doğa bilimi ve metafizik aklı sürekli düşünür bir hale getirerek, ruha düşünme yetisini kazandırır. Pratik felsefe ise teorik düşünme yetisini kişinin karakter özellikleriyle birleştirerek eylemler ile ilişkilendirir. İbn-i Sina Aristo metafiziği ile İslamiyeti kaynaştırmaya çalışmıştır.

İbn-i Sina, 32 yaşındayken Büveyhi Devleti hükümdarı Şemsed Devle’yi ağır bir hastalıktan kurtarır. Bu başarısı onun vezirliğe yükselmesine sebep olur. Aristo felsefesinin yorumu olan önemli eseri Kitab al-Şifa’yı yazmıştı. Koruyucusu Şemsed Devle ölünce yerine geçen oğlunun vezirlik teklifini kabul etmemiş, bu sebepten Funcan Şatosu’na hapsedilmişti. Dört ay zindanda kalır. Asistanı Cürcani tarafından zindandan kaçırılır. İbn-i Sina’nın yüzden fazla eserinin 40’ı tıpla ilgilidir.

ibn-i sina

 

“Ruhum kitaplarda yeni ile eskiyi aramasına ve
Kılı kırk yarmasına rağmen idrak edemedi bir tekini dahi.
Gönlümde binlerce güneş yanarken,
Çözemedim tek bir zerrenin manasını dahi”

İbn-i Sina, anısına kurulan hastane, fakülte ve üniversiteler vardır. Dante, 14. yüzyılda yazdığı ünlü İlahi Komedya oyununda onun adına yer verdi. Paris Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde portresi asılıdır. Ay üzerindeki bir kratere İbn-i Sina Krateri adı verildi. Çeşitli ülkeler, onun anısına madalyon, para, zarf ve pul bastırdı. Son 12 yılını Ebu Cafer’in (Müslüman bilim adamı) yanında geçirdi ve 1037’de öldü.

Kaynak

İbn-i Sina’nın Bilim Tarihindeki Yeri: Kuhn’ca Bir Yaklaşımlaİbn-i Sina Doktorların Doktoru, RONAN, C. A., Bilim Tarihi: Dünya Kültürlerinde Bilimin Tarihi ve Gelişimi, Çev. Eklemeddin İhsanoğlu ve Feza Günergun, Ankara: TÜBİTAK Yayınları, 2003

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion