27 Nisan 2019 Cumartesi

TÜRK EDEBĐYATINDA KIYÂFET-NÂMELER BEŞ SON


182 oamer devrinde şâh olup burc-i aoreb oırânında mâh (v. 6b) olıcaiını vü şerî atınuñ keyfiyyetin bilüp -aloa bildürdi vü Danyâl peyiamber aleyhi s-selâm nücûm a2kamıyla 2ükmidüp didiler ki: Seb â-yı seyyâreden devr-i oamerde beşer cinsinden bir kâmil vücûd gele na6îri gelmiş vü gelecek olmaya. dir, -aber virüp Resûl üñ 4alallâhu aleyhi ve sselem nübüvvetin bildürdiler. Üçünci ilm-i firâset ile nitekim ibadullâhi s-selâm Resûl 2a7retinüñ aleyhi 4-4alâtu ve sselâm Medine ye geldikleri 2inde mübârek cemâllerin müşâhede idecek: Đne vechehu leyse bi-vechin ke88âb 296 deyüp bu ilm sebebiyle teş-î4 itdi. Bu teş-î4 sebebiyle 5elâletden ferâiat vü teberru idüp Đslâm a geldi. Vaotâ ki ba 7ı fu7alânuñ kelâmı tamâm oldıysa mao4ûd-i a4lîye şürû iderüz. Bilgil ki cümle edille-i na9liyyeden ba 7ısı bunlardur ki 8ikrolınur. Oalallâhu Te âlâ (v.7a) fi-sûretü l 2icr an: 297 إ ن ف ي ذ ل ك لا ي ات لل م ت و سم ي ن Oâle Oatâde: Ey li l-mu tebirin ve oâle Đbn-i Zeyd: Ey li l-mütefekirin ve oâle E5- $ehhâo: Ey li n-na6îrin fi-semeti d-daleti ale l-murâdi ve hümü l-oâifûn ve 9âlallâhu te âlâ fi 4-sûreti Mu2ammed: 298 ف ل ع ر ف ت ه م ب س يم اه م Ey bî a3ari vücûhihüm ve le-ya rifenehüm el an oable taiyiri 4uverihim fî-lahni l-oavli. Ey fi l-me-arici el-fa6ihim fi-mu-a+âbatihim leke ve oâle te âla fi-sûreti Feth: ه م س يم ا 299 ف ي و ج وه ه م من أ ث ر ال سج و د Ey alâmetihim oable min safveti l vechi bi ke3reti teheccüdi ve oîle hiye işrâou vücûhihim külluhu mine t- teysiri ve oâle l-nebîyin aleyhi s-selâm El-müminu yan6uru bi- nûrillâhi te âla ve oâle n-nebiyyü aleyhi s-selâm, El-bereketü fi-+ûvâli ümmetin ve l- i6âmi ve l- 2ikmet fi vasâti ümmeti ve l-fitnetü ve l- adâvetü fi oa4ari ümmeti ve oâle aleyhi s-selâm (v. 296 Tercümesi: Onun yüzü yalancı yüzü değildir. 297 Hicr/75 (Bunda görebilenler için nice ayetler, ibretler vardır.) 298 Muhammet /30 ( Sen onları yüzlerinden tanırdın.) 299 Feth/ 29 (Yüzlerinde ise secdelerin izlerinden nişanları vardır.) 181

183 7b) Külli eşkurin mel unün. 300 Ya nî Oılı ziyâde oızıl olan mel undur. Ammâ mey-gûn oıl oıllaruñ en eyüsüdür. Ve oâle 4â2ibü l-hidaye ine idde a er-racülanî nesebü veledin me an 3ebete nesebuhu min humâ ma nahu i8a-2amâlet ala-mülkehuma ve oâle Şafi î rahime2ullâh yerciu ile l-oavli l-oafeti li-enne i3bâtü n-nesebi min şa-4eynî me a ilmina ene l-velede layahluou min ma eynî müte 66irin ta alimnâ bi-şübhi ve oadserra Resûlullâh 4alallâhu aleyhi ve selem bi-oavlü l-oaifin fi Usamete li l-enne küffâre kânu yu+i nune fi nesebi Usemate ve kane oavlü l- oaifin muoa++e an li-+a nîhim inteha kelâmü l-hidâye oâle şey- ekmelü l-milleti ve dîni ve innema oayyîdü l-mu4anefi ve bi-8alike ey bi l-oavli i8a 2amelet ala mülkihima liennehu i8a kane l- 2amlü ala mülki a2edühuma nikâ2en 3üme iştereyha hüve ve a-iru fehiye ümmü veledin lehu li l-enne nasibuhu minha 4ara ümmi veledin lehu ve istiladu la-yetecezza fe3ebeten (v. 8a) fe-yesbütu fi na4ibi şerikihi i7â ve oâle eş-şafi î yerce u ila oavli oafettin inteha. 301 Bu mesele-i menkûlede Đmâm Şâfi î ha7retleri rahmetullâh ilm-i 9ıyâfete 9ail olup anuñ ehline rûcu -i i-tiyâr idiler vü hem kendüleriñ da-i ilm-i 9ıyâfetde 9udretleri vü 9uvvetleri nihâyet mertebede imiş. Rivâyet olınur ki ba 7ı seferlerinde bir şa24üñ -ânesine mihmân olup şa24ıñ kıyâfeti iâyet de tüylü olup ammâ Đmâm a eyü oonaolıo itmüş. Đmâm ha7retleri şa24ıñ sûret-i kıyâfetde ma8mûn görüp siret-i 7iyâfetde memdû2 bildüiüne eyü teş2i4 idemedüm 4anup tamâm-ı melûl olmuşlar. Çünki rı2let ider olmuşlar. Ol kişi ne -arc itdiyse 7a fın yazup Đmâm a sunup -arc +aleb itmiş. Fi l-2al Đmâm uñ melûlâtı zâil olmuş. 300 Tercümesi: Katade dedi ki: Ey ibret alanlar. Đbni Zeyd dedi ki: Ey düşünenler. Dehhak dedi ki: Ey delîl güsterenler. Simalara bakanlar bunlar da kaiflerdir. Allâh u Te âla Muhammet suresinde buyurdu ki: Yüzlerindeki değişikliği onların sözlerindeki yanılgıdan öncetanırsın. Yani seninle konuşmalarında, kelimeleri telafuzlarından onların yalan söylediklerini anlarsın. Allâh u Te âla Feth suresinde şöyle buyuruyor: Ya nî çok teheccüdden dolayı yüzlerindeki beraklık alâmetleri ve denildi ki onların yüzündeki parlaklık kolaylıkla anlaşılır. Yine Peygamber Efendimiz buyurur ki: Bereket ümmetimin baş tarafında, azamet ve hikmet orta döneminde, fitne ve düşmanlık ise son döneminde vardur. Tekrar Efendimiz buyurdu: Tüm kumrallar melu ndur. 301 Tercümesi: Hidayet sâhibi dedi ki: Bir çocuğun nesebi konusunda biri idiada bulunursa Đmam Şafi (ra) bir kaife gidilmesi gerektiğini söyler. Çünkü bizim ilmimize göre bu şahsiyetin nesebinin kanıtlanabilmesi için kaife başvurulmalıdır. Çünkü çocuk sadece iki sudan oluşmaz ve bu durum da şüphe yaratır. Kafirler Peygamber Efendimizin nesebi hakkında ileri geri konuşmaya başlamış ve bunun üzerine Peygamber Efendimiz kaife başvurmuş, kaifin onun nesebi hakkında dediklerile yapılan iftiralara son bir nokta koydu. Bu durum Peygamber Efendimizi sevindirmiştir. Şeyh şöyle buyurdu: En mükemmel millet ve din müsanifin yazdığıdır. Bir çocuk üzerinde iki kişi hak iddia ederse kadının doğurduğu çocuk gayr-i meşru demektir. Bu şekilde doğan çocuk, annesini ümmü veled yapar. Đslâm da Câhilye devrinde var olan asil insânlardan soy isteme adeti yoktur ve çocuğun babasında da ortaklık olmaz. Đmam Şafi, bu tür durumlarda kaife gidilmesi gerektiğini söylemiştir. 182

184 A42âbı te acüb idüp 4ormuşlar ki, melâlet vaotinde şâdlık vü şâdlıo vaotinde melâlet nedendür? (v. 8b) Buyurmuşlar ki firâsetde bu şa24uñ şeklinden bana bir şübhe 2â4ıl olmuşdu. Çünkü şübhem zâîl oldı. Melâletim dâ-ı zâîl oldı. Beyt: Selefden bunuñ em3âllerü ayıt Olunmuşdur ki bî-2addi nihâyet Oâle l- A şa fi me atebetin min teva udihi bi l-i7râri bihi fen6ür ilâ kefey esrârehe hel ente in evatteni +â iri. Ya nî A şa ya ki şu arâ-yı Arab uñ fü4a2âsındandur. Rahimehullâh bir kimse saña benüm 7ararum dege düyü va ad eylemişdi. A şa ol kimseye itâb idüp bu beyti didi. Ma na-yı beyt şöyle dimekdür ki: Sen benüm a yâma da-ı a yâmuñ esrârına anda olan -a+lara na6âr eyle. Sen baña 7arar idem deyü va ad eyleseñ eyleyemezsün. Zîrâ benüm a yâmda devlet vü şecâ at 2a++ı vardur. dimek olur. Pes bu menoûlâtdan ma lûm oldı ki bu ilm-i firâset 2a9 ilmdür. (v. 9a) Buna +a n idüp inkâr iden ehl-i bida tdendür. Ammâ bu ilmüñ 2aooında delîl-i a9lîyenüñ nihâyeti yo9dur. Her birin ale t-taf5îl 8ikretmge bu risâle mu2temel olmaduiı ecelden ba 7ısını alî-yi sebîlü l- i-ti4âr 8ikretdük ki dimişlerdür. Andaki delîl besyârest vü meşeti nümûne-i enbârest Vü bir delîl-i a9lî budur ki: insânuñ +abi âtı biribirine meyl û teoarüb itmek üzerinedür. Hiçbiri, biriyle i-tilâ+dan münfekk olmazlar. Zîrâ laf6-ı insân insdendür, bu nâsa insân didiler. Birbiriyle me nûs oldıolarından ötüri: Rubâ î: Mal-oaviyyu ev 7a îfina iınâ Ve lâ-bûde li s-sehmi min rişin En-nâsu ve bi n-nâsî felâ tenefered Fekün e-â hezmin ve tefyiş 302 302 Tercümesi: Kuvvet ve fakirlik zenginlik değildir. Elbette zenginlikten pay almak gerekir. Đnsanlar insânlarla yaşar. Hayâtta yalnız kalma, her zamân galibiyetin kardeşi ol ve onu yay. 183

185 Vü hem ma lûmdur ki âdeminüñ ma âşı masla-âtı da-ı ebnâ-yı 2abs ile mu-âlata vü mu amele oalmayınca müyesser olmaz. (v. 9b) Beñlerüñ vü sâyir a yânüñ da-ı elbetde mü4â2ibleri olmayınca olmaz. /a7reti Outbe l-outb Seyyid Ali Hemedânî ra2metu l-bârî 6âhirü l-mülûk adlu kitablarında buyurmuşlardur ki gök gözlü ince eñeklü 4açı çoo kişiden ef îden 2azer ider gibi 2azer itmek gerekdür. Bunuñ gibi yaramaz kimesneler bu 4ıfatludan iayrı 4ıfat eylediii muta44ıfdur. )u4û4a şimdiki zamânuñ âdeminde 4ada9ât vü emânet vü -ayr azdur vü -ıyânet u mekr u 2ile vü 2ased u şerr çoodur. Pes her kişiye elya9 u ehemm belki evceb ü elzem oldur ki ilm-i firâseti vü oıyâfeti bilüp bu ilm sebebiyle eyüyü yaramazdan faro ide. Beyt: Oad ilmü min 8ikri 8âlike d-delîl Enne menâfi e ha8â ilmü l-celîl Bir delîl-i aoli da-i budur ki: /ayvânâtüñ eyüsüne vü kötüsüne 4ıfat-ı ma24u4e ile tecrübe idüp istidlâl iderler. /attâ anlar içün (v. 10a) esb-nâmeler yazup dimişlerdür ki fulân 4ıfat ile mutta4ıf olan at yüirekdür vü fulân 4ıfat ile mutta4ıf olan at yüirekdür deyü cemî a2vâlin beyân itmişlerdür ve dogânlar içün da-i bâz-nâmeler yazup cemî i 4ıfatınuñ a2vâlin anda derc itmişlerdür. Çünki Bârî-i Te âlâ bahâyimüñ a7asından eyüsüne vü tüylüsüne delâlet ider. Alâmetler -alo idicek insân -od cemî i 2ayvânâtuñ eşrefidür. Vü cemî i 2ayvânât insân içün ma-lûodur. Zîrâ /a9 sübhâne vü te âlâ: Vela9ad keremnâ beni Âdem. 303 deyü buyurmuşdur. Öyle insânuñ 6âhir a 7âsında eyüsine vü yaramazına delâlet ider. Nesneler -alo itmek bi-tarîo-i ûlâ imdi bu ilm-i oıyâfet ü firâset da-ı insân-nâme olmuşdur. Ammâ bu ilm-i firâsetüñ ehline te3hî4-i a 7âda iala+ itmeden i-tiyât vâcîbdür. Me3elâ bir kimsenüñ ana u7vu eyüligüne delâlet itse bir u7vu (v. 10b) yaramazluiına 2ükmi iâlibe virüp eyü deyü 2ükmitmek gerek vü dâ-ı ehl-i firâsete şol kimsenüñ 4ûretinden 303 Tercümesi: Biz insânoğluna ikramda bulunduk. 184

186 4ıfatına istidlâl âsân olur ki fı+rât-ı cibilli vü +ıynât-ı a4lî üzerine oalıb tebdîl-i a-lâ9 itmiş ola; ammâ şunlar ki mertebelerüñ terbiyetiyle mürebbî ü nâ4i2lerüñ na4i2âtiyle mütena44ı2 olup a-lâ9-ı 8emîmesin a-lâ9-ı 2amîdeye tebdîl itmiş ola. Ol a4l kimsenüñ 4ûretinden 4ıfatına istidlâl-ı müte asirdür. 6âhirü l- Mülûk de 304 Eflâ+ûn dan rivâyet olındı ki kendü 4ûretinüñ tasvîrini şâkîrdlerüne virüp Hind 2akîmlerine göndermiş, 2ükemâ-yı Hind nice 8emâyim-i ev4âf ile ol tasvîri tevsîf itmişler. Gelüp Eflâ+ûn a -aber virdükde Eflâ+ûn, in4âf idüp dimiş ki: Đlm-i firâsetde mâhirler vü kâmîller imiş. Her 4ıfât ki dimişler, anıñ mev4ûf-i ademiligin 2ikmet vü riyâ7et ile me8mûmeyi ma2mûdîye tebdîl itdüm. (v. 11a) Fe ûlâ ike l-le8îne yubeddüli llâhi seyyi âtihim 2esenâtin. 305 Eger tebdîl-i a-lâ9 mümkün degil imişse enbiyânuñ, evliyânuñ da veti vü bî ati kâsid vü fâsid olurdı. Belki Our ân da bu tebdil içün nazîl olmuşdur. Beyt: Murâd ez nüzûl-i Our ân ta24îl-i siret-i -ûb Ne tertîl-i sûver ki der mu4â2if mektûb 306 Ammâ tertîb vü nasî2at şol kimseye te 3îr ider ki cevherinde oâbilîyyet ola vü şol kimsenüñ a4lı bed vü cevheri nâ-oâbil ola. Cem â lem -aloı mürebbîli olursa terbiyet oabûl itmez vü ol kimseye tebdîl-i a2lâ9 itmekde müyesser olmaz. Belki anuñ mürebbîsi zamânedür ki dürlü dürlü rî- vü inâ çeker vü şedâîd görür. Ulular dimişlerdür: Men lem yu eddebehu lebvân eddebehu l-mülevân. 307 mülevândan murad leyl u nehârdür. Ya nî bir kimse ki babası vü anası edebilmeye anı zamâna dâhî zamânuñ şedâîdi edebilir. Şi r: Çü buved e4l-i cevher oabîl Terbiyyet ra deru e3er başed Hiç 4ayoal-i niku nedared kerd Âhini ra ki bed gevher başed 308 304 Seyyid Ali Hemedani inin kıyâfet ilmine dair olan eseridir. 305 Tercümesi: Đşte onlar o kimselerdir ki Allâh günahlarını iyiliğe çevirmiştir. 306 Tercümesi: Kuran ın nüzul olmasının amacı iyi ahlakın elde edilmesidir. Yoksa nüzuldaki amaç sayfalarda yazılı olanların okunması değildir. 307 Tercümesi: Kim anne ve babasına edepli davranmazsa zamân onu terbiye eder. 308 Tercümesi: Cevherin aslı uygun olursa onu terbiye etmek mümkün olur. Cevheri kötü olan bir demiri hiç parlatmak mümkün mü? 185

187 Bir Delîl-i Aoli Dâ-î Budur Ki: (v. 11b) Bu ilmüñ u4ûlü müsteniddür. Đlm-i +abi iye vü fürû -i muoarrerdür. Tecrübe itmek ile öyle ilm-i +abîyyet gibi oldı. Bilâ-faro her +a n ki bu fende 8ikrolınur. Ol +a n bi- aynihi ilm-i +ıbba da müteveccihdür. Bir Deli-i Aoli Dâ-î Budur Ki: Bu ilm iki oısım üzerinedür. Bir oısım budur ki, alâmet-i cismânîyyesine diooat-i na6ar ile na6ar itmezsizin oalbde bir -â+ır 2a4ıl ola. Bu kimse fulân 4ıfat iledür vü ol kimse fulân 4ıfat iledür deyü buña 4ebeb oldur ki nüfûs-i natıoanuñ cevâhiri bil-0a9i9a mu-telifdür. Ba 7ısında nûrânîyyet vü tecelli vü ala yik-i cismâniyyeden. Bu d-i nihâyet mertebede olur. Ba 7ısında buna mu-alif olur. Nitekim nefs-i iuyûbuñ ma rifetine vaot-ı nevmîde oadir olırdu. Kezalik şol nefsdeki nûrânîyyet vü sâflıo iâlib ola. (v. 12a) /âl-i yaoazada da-i ol muiayyebâ+uñ ma rifetine oadir olup ouvvet-i nefsâniyyenüñ oudsiyeti vü 4efâsı müote7âsıyla fulân kimse fulân 4ıfat iledür deyü 2ükmider. Bu ferâset-i enbiyâ vü kibâr-ı evliyadur. Meşâyi- ı4+ılâ2ında buna -avâ+ır dirler. Bu oısımda bunda ba23olmaz. Oısm-ı &anî A2vâl-i 6âhire ile ahla9-ı bâ+ınîye istidlâl itmekdür. Bu ilm ya9înîdür; ammâ fürû -i 6annîdür. Bu ilmüñ 4â2ibi a2vâl-i 6âhirenüñ tecrübede mü9te7âsı ne ise görüp a2vâl-ı bâ+ına üzerine 2ükmider. Đlm-i firâsetden bu 9ısm ba23 ü ta lîm vü ta allüm cârî olınur. Batlamyûs aydür : Ba 7ı sûfiyeden bu iki oısmuñ faroın sû âl itdüm. Cevâbında didi ki: Beyt: E6-6annü yehsulu bi-taoalübü l- oalb fi l-emârât Ve l-firâset ya2a4ilu bi t-tecelli nuri Rabü s-semâvât 309 309 Tercümesi: Zan kalbin çevrilmesiyle emarelerde hasıl olur. Firâset semavat rabbinin nuru ile teceli olur. 186

188 Şol kimsedeki nûr-i rû2 oaviyy ola ki ol me8kûrdur. Allâhu te âlanuñ (v.12b) Ve nefa2etü fihi min rû2î didüiü oulunda ol kimsede bu firâset da-ı oaviyy olur vü şol kimsede nûr-i rû2 7a îf ola firâset dâ-ı 7a îf olır MAOÂLE-Đ &ÂLĐ& E+râf-ı âlemde olan şehrüñ ehlinüñ a-lâ9ı vü ev4âfı beyânındadur. Xî, Nûn, Mîm Sîn didiler ki: Cemî şehrlerüñ ehlinüñ a2lâ9ı vü +abâyî i biribirine mu-âlifdür. Hiçbir şehr bulmazsın ki anuñ ehlinüñ a-lâ9ı vü tabayi i â-ir şehrüñ ehlinüñ a-lâ9ına vü +abâyi ine muiayîr vü mu-âlif olmaya. Evvel Ehl-i Mı4ır dur: Mı4r ehlinde iaflet çoo fehm u idrâk u iayret vü bu-l azdur. Dûn-i himmet vü rîş--anddur. Dilleri ile virürler, dillerinde olmayanı vü gördüklerini 2ikâyet idicilerdür. \arâr vü fayda fikritmezsizin vü 2a9i9atine mu++ali olmazsizin Va llâhu â lem. Đkinci Ehl-i Berber dür Berber ehli a9îl u dânâ vü fe4î2lerdür; ammâ iıl6et u 2ır4 u bu-l u ki8b u mâli (v.13a) sevüp ziyâde 2ıf6 itmek nihayet mertebede şânlarına lâzımdur. Mekr u 2île azdur vü nisâlarınuñ mu2abbeti vü lu+fü iâlibdür. Üçüncü Ehl-i Şâm dür: Şâm ehlinde iaflet u kibr u mizâc u la+ife ziyâdedür, vefâ azdur vü kerem u sa-âvet çoodur; ammâ yerinde itmezler. Bâ+ınları -ayra mu+î vü münoaddur. Ammâ 6âhirleri ana mu-âlifdür. Dördüncü Ehl-i /icâz dür /icâz ehlinde oynamao vü lâ+ife itmek vü şevo u ta ş u fesâd vü +am u fesâ2at u idrâk vü iodâm u kerem u vefâ çoodur vü dişisinüñ şahveti iâlibdür, erkeklerine meyl u mu2abbeti ziyâdedür vü bir kelâm-ı tîz fehm idüp 2ıf6 iderler. 187

189 Beşincisi Ehl-i Rum dur: Rum ehlinde tekebbürlük u şöhret u bu-l vü vefâ u şevo vü şeca ât vü mâla man4ıb meyl u mu2abbet çoo, ke4ret-i ekl ü şürba vü iılzet-i +ab şânlarına lâzımdur. Ammâ fehmleri vü idrâkları iâyetle -ûbdur vü nisâlarınuñ şehvetleri ( v. 13b) iâlibdür. Altıncı Ehl-i Ira9 dür: Irâo ehlinde mekkâr vü ba-îl vü ehl-i -ud a vü mütekebbür u müte a6im vü rîş--and u bî-vefâdür. A9ıl u 8ekâvet ü idrâk vü bir şeyi tîz fehmitmek 8atlarına lâzımdur. Vü dişisinüñ şehvet +âlib u meyl iâlibdür. Yedinci Ehl-i Hind dür: Hind ehlinde iaflet ü şecâ at ü -ıyanet vü zâhîren ki8b u uirılıo vü vefâsızlık vü 4abırsızlıo vü şevo ziyâdedür. Vü 9ıllet-i ekl u şürb vü ışo u ışoda meşaoatlü vü za2metlü emri ih-tiyâr itmek şânlarına lâzımdur. /ikâyet olındu ki, ehl-i Hind den ba 7ısı bir câriyeye aşıo olup ittifâoen 310 câriyeye bunuñ şehirden göçüp bir â-ir şehre intioâl lâzım geldi. Câriyeyi gönderdi. Çıoup 2in-i vedâ da girye vü zârlıo geldi. Ammâ bunuñ bir gözinde eşk revân olup vü birinden hiçbir +amla inmedi. Sen benüm 2âbibüme firâo gününde ailamaduñ (v. 14a) deyü ol ailamayan gözine intioâm idüp seksen dört yıl yummadı, hiç açmadı. Vü bu rubai anuñ 2aooında nazmitdi: Rubai : Beket aynî adâvettün dem â Ve a-iri bi l-bekâi bu-leti aleynâ Fe aoıbetü l-leti ba-iletî aleynâ Bi-enna iam 7uha yevmi l-teoeynâ 311 310 Bu sözcüğün yazımı yanlış yazılmış olup tarafımızca doğru yazım metne yazılmıştır. Metinde bu kelime şöyleyazılmıştır: 311 Tercümesi: Ayrılık gününde gözin biri çok ağladı, biri de ağlamakta cimrilik etti. Cimrilik edeni ben de sevgiliye kavuşma gününe kadar kapatarak cezalandırdım. 188

190 Sekizinci Ehl-i %în dür: Mekr u 2ased u nifâo vü -abâ3et vü bî-vefâlıo çoodur. Aol u 8ekâvet u idrâk ziyâdedür vü 4ınâ at-ı cüziyye mahîrler vü kâmillerdür vü her emri a2kâm şânlarına lâzımdür. Vü 9or9a9lı9 u yinciklig nihayet mertebededür. Xokuzıncı Ehl-i Yemen dür: Yemen ehlinde iaflet u ooroaolıo vü emre i+a at vü 4ıdk u selâmet 4adr u 7a af-ı nefs vü emânete u şevo vü iaribe mu2abbet ziyâdedür. Onuncı Ehl-i /abeş dür: /abeş ehli din-dâr u vefâ-dâr u emin olırlar. Ammâ fehmleri vü idrâkları az, iafletleri çoo (v. 14b) vü +ab leri ialî6dür. Ömürleri iâyetle oasîrdür. /atta dirler ki iâyet çoo yaşayanı oıro yıl yaşar. On Birinci Ehl-i Nûbe dür: Nûbe ehlinde lehv u lu b vü bu-l vü -ıyânet vü şevo u yinciklik vü yaramaz niyyet ziyâdedür. Đzzet azdür vü şânlarına hiç mu-âlefet yoodur. Her ne olursa mu+î ler vü münoâdlardur. On Đkinci Ehl-i Sevâ2ildür: Sevâ2il ehli emin u vefâdâr vü 8eki u aoîl olur. Ammâ iayretleri vü şehvetler iâyetde az vü añlamaları tîz 2af6ları iâyetde geç olur vü 4uretler lâiar u 7a îf olur. On Üçünci Ehl-i Mairib dür: Mairib ehlinde bu-l vü yaramaz añlamao vü iıl6et-i +ab nihâyet mertebededür. Vü her emrüñ 2u4ûlünde sa y ü ihtimâm vü fe4â2at ü 2ıf6 ziyâdedür. Ammâ a9ılları nâoısdur. 189

191 On Dördünci Oavm-i Maşrıo: Maşrıo oavminde a9l u 8ekâvet, kibr u bu-l u tedbir (v. 15a) ü ta4arruf u siyâset ziyâdedür. Ammâ himmetleri âli vü tîzlikdür anlaruñ hâli vü 2amâoat olmazlar -âli. On Beşinci (alo-ı Yûnân dur: Yûnân -aloında ilm u 2ilm u a9l u idrâk vü 8ekâvet ü fehm ziyâdedür. Ammâ mütekebîrlerdür. Va llâhu â lem mao4ûd-i a4liyeye bu ma9âlenüñ 8ikrinüñ fuydası binihâyetdür, ehl-i ba4îreden olana ma-fi vü pûşide degildür. Ol ecelden taodîm olındı. MAOÂLE-Đ RABĐ A Racülüñ ahla9ı vü ev4âfı ile 8ikri beyânındadur El-Racilü l-mekkâr: Ehl-i mekr u ehl-i 2ile racülüñ alâmetlerinde ittifâo idüp didiler ki: Gözleri gök ya pîrûze renginde ola yâ-ûd siyâh ya gök ya 4arı noo+a ola, ya kedi gözine müşâbih ola. Bulanıo vü oarışıo olma9da 2atta bebegine da na6ar olundu9da bölük bölük bir yerde cem olunmuş gibi gözi vü oulaoları küçicek ola vü başda küçicek leke oarîb olup binisi yeri alçao vü ana cânibleri- ki (v. 15b) boynuz yerleridür- içerü girmiş ola vü 4acı mey renginde vü boynu iâyet de oı4a olup öñügi yoiun vü büyük ola vü rûyunuñ rengi ya oatı oara ya yaşıl ya 4âfî 4arı ya 9alay renginde ya alçı renginde ya 4arı ola, siyâha mâyil ya 9ızıl ola. Beyâ7a mâyil alnı yumru olma9 şar+ıyla ya yüzü lâiar olup tırş-rûy ola vü âvâzı bülend u şedîd u me-ârici ba îd ola ya âvâzında iûne u enîn ola ya 7a îf u 3akîl ola ya boiazından kesik kesik çı9a vü ar9ası egri olup omuzları, başı sivri ola vü 9olları vü parma9ları iâyetde oı4a olup âyaları küçicek vü dırna9ları yassı ola vü bilinden aşaiısı vü uylu9ları ince vü lâiar vü aya9ları küçicek ola. Ya-ûd aya9ları barmaoları başında artu9 ola. Bir kimsede bu ev4âfuñ küllîsi ya ek3eri bulınsa sen anı mekkâr u 2asûd u ehl-i -ud a vü yaramaz niyetlüdür deyü 2ükmeyle. 190

192 Er- Racülü z-zânî (v. 16a) Zânâ ehli olan racülüñ ev4âfında ittifâo idüp didiler ki: Gözleri şehla ola, ya ao olup bero urucı vü yaldırıcı ola. Ya sürmelenmiş ola ya iâyetde küçicek ola ya büyük olup kirpikleri dipleri yufoa ola. Ya 7a îf olup yaşı aoıcı ola vü başınıñ derisi munoabz olup bir yere cem olmış ola vü yüzi nûrlı vü bero urıcı ola. Ya sâfî 9ızıl ya beyâ7a mâyil ola vü âvâzı 7a îf olup gunnesi vü enini vü nefs-i âlî ola vü oarnı büyük olup 9ılı çoo ola vü gögsi düz yassı ola vü çuour vü yumrı olmaya vü oolları oı4a olup ayaları yoiun vü barmaoları uzun ola vü belinde aşaiası vü uyluoları lâiar olup uzun ola incikleri egri olup siñirleri çoo ola. Her kimsedeki bu emârâtüñ küllisi ya ek3eri bulınsa (v. 16.b) ol kimse zânî vü nîsâya mu2abbet vü nikâ2a râiib u cimâ a +âlib vü oaviyy vü iâlibdür deyü 2ükmoluna. Er-Racülü z- \a îfü l-oalb Oalbi 7a îf vü kendü 8elîl olan racülüñ 4ıfatında ittifâo idüp didiler ki: Başı küçicek vü boynu ince vü uzun vü süst olup yumuş ola ya nî mu2kem olup +oirı durmaya. Gâh bir +ârafa meylede gâh bir +ârafa vü rûyunuñ rengi siyâh vü gendüm-gûn ya 4âfî beyâ7 ya 9ılı renginde ya alçı renginde ola. Âvâzı 7a îf vü kelâmı 7a îf ola. Ammâ -iddet ile söyleye. Ya âvâzı kuş âvâzına müşabih ola. Teni arıo vü 7a îf boyu uzun ola vü 4açı yumuşa9, 9arnı küçicek vü yumuşa9 ola uylu9ları 9ı4a vü nâ2îf vü aya9ları küçicek vü lâ+if vü toynaoları yumuşa9 vü 7a îf ola vü aya9larınuñ baş barma9larıyla yanlarında barma9ları bitmiş ola ya aya9larınüñ barma9ları başdan artu9 ola. Her kimsede (v. 17a) bu alâmetlerüñ ek3eri bulınsa ol kimsenüñ nefsi 8elîl vü kalbi 7a îf vü ooroaodur. Er-Racülü f-feylesof Nefesi nefîs vü mizâcı mu tedil, aolı vü fehmi vü tedbiri güzel kimsenüñ alâmetlerinde ittifâo idüp didiler ki: Oâmet +oirı vü orta boylu ola vü sâîr a7â-yı cüziyesi itidâl üzerine olup kendü bünyesinde münâsib ola. Ne iâyet etlü ne iâyet arıo ola vü 9ılı ne 191

193 iâyet çoo vü ne iâyet az ne iâyet siyâh vü ne iâyet 9ızıl ola. Belki vasa+ ola vü gözleri şehlâ olup ru+ûbeti çoo ola; ammâ o ru+ûbet aoıcı olmaya vü na6ârından dâîmâ di2o vü sürûr eglene ne iâyetde büyük ne iâyet de küçicek vü ne ziyâde çuour vü ne ziyâde yumrı vü oabaoları ne iâyet etlü vü ne iâyet arıo vü beyâ7 ne ziyâde çoo vü ne ziyâde az. /areketi ne iâyet seri vü ne iâyet ba+î ola vü 2areketi zamânında aşaiıya vü yuoarıya ziyâde münoâlib (v. 17b) olup aiı çoo görünmeye. Belki bu 8ikrolan ev4âfda evsa+ u a2sen olup berrâo ola vü yüzinüñ rengi beyâ7 ola. Oızıla mâyil ya gendüm-gûn ola vü yüzünde me2abet vü vaoâr ü sürûr eglene vü dâîmâ tebessüm idici ola. Vü vu7 ü miodârı mu tedil ola ne iâyet degirmi ne iâyet sobı vü aizı ne iâyet büyük vü ne iâyet küçük vü +u+aoları ne iâyet yufoa vü ne iâyet ializ vü dişleri ne ziyâde arı vü ne ziyâde ufao vü ne ziyâde 4ıo vü ne ziyâde seyrek ola. Belki vasa+ ola. Oaşları uzun olup oulaoları, cânibleri ince vü yüksek vü oulaoları mu tedil vü lâ+if olup küçük ola vü dili lâ+if olup 2areketi seri ola vü 4aoalı degirmi olup ya mürabba şekil olup ibtidâ aiarması ırsiyyetden ola vü başı ne iâyet büyük vü ne iâyet küçük ola. Belki vasa+ olup büyüklüge mâyil olup degirmi ola ( v. 18a) vü boynu ne iâyet uzun vü ne oı4a ola. Belki vasa+ olup yoiun ola vü üñügi küçük vü gögsü gîñ ola. Vü elleri lâ+if olup barmaoları uzun ola vü araları açıo vü dırnaoları ao ola, oızıla mâyil ola. Her kimsede bu alâmetüñ ek3eri bulınsa ol kimsenüñ nefesi nefîs vü a9l-ı tedbîri güzel vü 8ihni pâk u +ab ı lâ+if vü mizâcı mu tedildür. Er-Racülü l-(ayre ddîn He: Oalbi selim vü nefsi emin abîd u zâhid olan kimsenüñ emâretinde ittifâo idüp didiler ki: Başı büyük vü degirmi olup iki +arafında çuourlar ola vü alnı etli vü degirmi ola vü oulaoları dik dura yitmeye vü yüzi etli olup şişmiş olmaya. Gözlerinde ru+ûbet olup na6ârında sürûr vü 4afâ eglene vü rûyunuñ rengi beyâ7 ola 9ızıla mâyil gendüm-gûn ya siyâh ola. Oızıla mâyil 2ayâsı vü 2icâbı iâlib ola. Oarnı vü gögsü +aşra çıomış (v. 18b) ola ne iâyet lâiar ne 192

194 iâyet semiz ola. Belki vasa+ ola vü âvâzı ince vü alçao ola vü barmaoları lâ+if olup uzun ola. Bir kimsede bu emâretiñ küllisi vü ya ek3eri bulınsa ol kimsenüñ -ayrına vü 4alâ2lına vü dînine vü Đslâm ına kalbiniñ kinden vü kibirden selâmetliiine 2ükmoluna. Va llâh u a lem bi8atü 4-4üdûr. El- Racülü l-şücâ He Şeci vü oaviyy ü muoaddem vü bahâdür olan kimsenüñ 4ıfatında ittifâo idüp didiler ki: 9ılı iâyetde iri u oaviyy u -aşîn ola vü oameti +oirı olup bairı ya44ı ola vü kemikleri oatı vü iri olup eñleri yüvik ola. Eti ne iâyet oatı vü ne iâyet yumuşao ola belki vasa+ olup mu tedil ola vü alnı düz olup çuouri olmaya ammâ +amârları çoo ola. Oaşları iâyet uzun ola vü yüzünüñ rengi 9ızıl ya beyâ7 ya gendüm-gûn oızıla mâyil ola. Gögsünde vü omzunda 9ılı çoo ola (v. 19a) vü kini vü ia7abı iâyet çoo ola vü baldırınuñ iç yüzünde et çoo olup aşaia 4ar9mış ola vü etinde vü derisinde yübûset ziyâde ola. Her kimsede bu 4ıfatıñ küllisi ya ek3eri bulınsa ol kimse oaviyy ü 3âbitü n-nefs vü şecî dür. Er-Racülü c-cebbân Mîm, sad: Kalbi 7a îf vü kendi ooroao vü yavaş olan kimsenüñ alâmetleründe didiler ki: Oılı yumuşa9 vü oâmeti egri vü rûyunuñ rengi ya 4âfî 4arı ola ya ao ola. %arıya mâyil vü gözleri 7â if olup na6ârında 7â iflio eglene vü baldırınuñ iç yüzünde et az olup yuoaruya çekilmiş ola vü elleri vü ayaoları la+if u na2îf u 7â îf ola. Bir kimesnede bu alâmetlerüñ küllisi ya ek3eri bulınsa ol kimse ooroaodur. Beyt: Bulınsa bu alâmetler bir âdemde olur tırsân Sen andan erlik ummaiıl kim oldur e7 af insân (v. 19b) 193

195 Er-Râcülü l-venih Mîm, %ad: Bi-2ayâ vü bi-idrâk olan racülüñ ev4âfında didiler ki gözleri pîrûze renginde olup oabaoları oalıñ vü kendüsi iâyet açıo vü yelercin olup 2areketi seri ola vü yüzi degirmi ya üç +araflı olup rengi 4âfî 9ızıl ya beyâ7a mâyil 9ızıl ola vü boyu oı4a olup azaçıo öñine eiri ola. Vü 2areketi seri vü oanı çoo vü kelâmı oatı ola vü öñügünde vü yanaiında oılı az ola. Bir kimesnede bu ev4âfıñ küllisi ya ek3eri bulınsa ol kimse bi-2ayâdür. Er-Racülü l-gâlizü t- Xab Mîm, %ad: Xabî -i gâli6 vü kendü -abî3 olan racülüñ ev4afında didiler ki: Rengi iâyet beyâ7 ye gendüm-gûn ola ya yüzi iâyetde degirmi olup yañaolarınuñ vü oulaolarınuñ vü boynunuñ vü ayaolarınuñ eti çoo ola vü alnı degirmi +ob gibi ola. Vü 4aoalı vü oarnı iâyet büyük olup barmaoları oı4a ola vü incioleri uzun ola. Bir kimesnede (v. 20a) bu ev4âfüñ küllisi ya ek3eri bulınsa ol kimsenüñ +abî i iâli6 u -aşîndür. Er-Racülü l- /arî4 Sîn, Nûn: /arî4 u +amâ -kâr olan racülüñ emârâtında didiler ki: Oılları oı4a ola uzamâya, yüzünüñ rengi kül renginde oulaoları büyük olup başınuñ biynisi yeri açıo olup iki cânibleri -ki +uluñlardur- içerüye girmiş ola boynu 4ai cânibine bir miodâr egilmiş ola. Bir kimsede bu emârâtıñ küllisi ya ek3eri bulınsa ol kimse 2arî4 vü +amâ -kârdur. Her zamân da +amâ ı sebebiyle belâ dâmından kurtulmaz. Beyt li-mü elifihi: Kimde ola ayn-ı +amâ 9urtulmaz asla iu44adan Kime kim Oâf oanâ at oldı câ-şâdân odur. Digerle +amâ biliñ ki üç 2arfdür üçü bile mücevvefdür Ki her kim ola +amâ ol kimse mu-afefdür, mücevvefdür. 194

196 Er-Riclü l-keselân Sîn, Nûn: Kâhîl u tembel kimsenüñ alâmetlerinde didiler ki: Gözleri büyük vü yaldır içi ola. (v. 20b) yâ-ûd keçi gözine müşabîh gök vü büyük olup aoı çoo ola vü alnı büyük vü yüzi etli ola. Kimde ki bu alâmetler ola ol kimse kâhîl ü tembel u a2maodur. Er-Racülü l-oalîlü l-ke3irü t-xişe: Sîn: Aolı az vü yincikligi çoo kimesnenüñ ev4âfında dediler ki: Başı küçicek vü oulaoları büyük vü degirmi olup eñsesi cânibine çeoilmiş ola eñeki vü boynu uzun +amarları aşikâre ola. Vü rûyunuñ rengi 9ızıl olup yüzünüñ ucu ince vü uzun ola. Bedeni ıssı olup oâmeti uzun vü 2areketi seri ola. Omuzları ince ola. Bir kimesnede bu 4ıfatlaruñ küllisi veya ek3eri bulınsa ol kimsenüñ aolı az vü -ıffeti ia7abı çoodur. Er-Racülü l- Kelîlü f- Fehm Xı, Sîn: Fehmi vü idrâki kelîl kimsenüñ emârâtında didiler ki: Ar9asında vü 9arnında 9ıl çoo ola vü gözi gök olup aoı çoo ola. Keçi gözi gibi rengi 4âfî beyâ7 alçı renginde ola. Ya gen-düm-gûn ola, (v. 21a) siyâha mâyil yüzünüñ uci büyük vü kendü büyük vü +olu vü yoiun vü oulaolı ola. Âvâzı ince vü güzel vü ayaoları etli vü 2areketi giç ola. Bir kimesnede bu emâretlerüñ ek3eri bulınsa ol kimesne bî-idrâk vü bî-temeyyüzdür. MAOÂLE-Đ (AMiSE /ayvanâtüñ a-la9ı beyânındadur Der ki: %uretlerinden vü şekillerinden vü fâ allerinden vü -ulolarından tecrübe ile bulup ahz itmişlerdür. Ta kim buna oıyâs ile nâsuñ 6âhir a2vâli, a2vâli ma lûm ola. Xı, Nûn, Sîn oolları üzerine bu ma9âle beş oısımdur. Kısm-ı Evvel- Va2şi can-verler beyânındadur Xı, Nun, Sîn ittifâo idüp didiler ki: 195

197 Esed: Ya nî arslan. Se-i vü alî-himmet vü ehl-i kerem vü ehl-i 4abırdur vü ouvvetde vü şecâ atde nihâyet mertebededür vü 2ile vü -ud â ehlidür. /ilmi ile vü ia7âbı ile muta44ıf ammâ ia7âbı 2ilmine iâlibdür. Nemir: Ya nî kaplân. Himmet vü ouvvet ıssıdur. /amlesi tîz vü tekebbürlügü ziyâde, fa-rlenicidür. (v. 21b) Nefsinde olanı saolayup ketm idici vü iâyetle 2ased vü kin idicidür vü ek3er 2ayvânâta iâlibdür. Dübb: Ya nî ayu. Şerir u bî-idrâk vü bî-vefâ vü -abî4dür. (avfı vü 2ilesi ziyâdedür. Vel2a4ıl ayuda eyü -ulolardan 4abır vardur sâyir a2lâ9ı yaramazdur. )ınzır: Alçao vü -or nefslidür vü öñigilik vü iazabı vü 2ased idüp bir nesne oonulmao vü oynaşmao ziyâdedür. Vü cûmerddür vü erkegle 312 va+i sevicidür. Risâle-i Ta-vif de gelmişdür ki erkege va+i hayvânâtuñ üç nev inde 4adr olır biri insân biri -ınzîr yüzi biri 2imârdür. Ammâ her insândan ki ol fâ al 4adr ola. Ol 0a9i9atde insân degildür. Zîrâ insân olan, 2imâr -ınzîr 4ıfatıyla mute44ef olmaz. Beyt: Lâyıo olmaz mü min u müslim geçinen kimseye (ûk-i -ad ile livâ+ada olur müşterek 8i b: Ya nî bozourt. @âlim u bî-vefâ vü +amâ -kâr (v. 22a) vü uirı vü müttehimdür. Ammâ ouvveti vü iodâmı vü cür eti ziyâdedür. Fehd: Ya nî pars. (od-bin ya nî kendüyi göricidür. Şerri az vü 2iddet-i nefsi vü ia7âbı çoodur. Fa-rlenmek vü kendü nefsini -or vü 8elîl eylemek vü çoo uyumao şânına lâzımdur vü va2şidür. Ammâ nev ân ünsi dâ-î vardur. Kelb: Nefsi alçak u bahîl u 2arî4 vü +amâ -kâr vü bî-2ayâdur. Ammâ oanâ at vü 4abr vü vefâ vü 4â2ibine nisbet idüp yardım itmek vü bir nesnenüñ 2u4ûlünde sa y idüp çalışmak vü üşenmek vü iaribe bu 7 itmek vü efrât-ı şehvet şânına lâzımdur. 312 Asıl metinde bu sözcük erinle şeklinde yazılmış olup tarafımızca bu kelime kullanılmıştır. 196

198 &a leb: Ya nî dilki. Şerir u bî- vefâ vü 8elîl u ehl-i mekr u ehl-i 2iledür. Ammâ iâfleti dâ-î riyâdür vü iâyetle âdemden oaçar u hiçbir +ariole âdeme yaoışmao yoodur. Oırd: Ya nî maymun. (abî3 vü cahîl vü zâni vü ehl-i ia7âbdur vü iıybeti vü mesâviyi vü cimâ ı iâyetde sever (v. 22b) vü her ne görse 2ikâyat ider. Sinnevr: Ya nî kedi. (ırcı iâlibdür. Oorouci vü ooroudıcıdur vü öiünici vü ululanıcıdur vü sevici vü âdemi sevicidür. 7ab : Ourdun bir 4ınıfıdur. Gündüz onda yatup hiç +aşra çıomaz ammâ gice tenhâ bulduiu şikâr ider vü maoberde taze defnolmuş meytleri çıoarup yir. En+âo dimek ile meşhûrdur. Iâyetile a2mâo u iâfil u -abi3dür. Kendü evinde 8elîl vü iurbetde şecî olur. Kelbe mu-alifdür. Zîrâ kelb şeci vü iurbetde 8elîldür; ammâ ouvveti iâyetde çoo vü aldanması ziyâde âsândür. /atta dirler ki evinde yaturken bunda yoo diyerek girerler siñrin delüb ib +akarlar imiş. Be2şûr: Bu 8ikrolunan iki 4ınıf ourdun +oian ourda zebân-ı Arab da be2şûr dirler. (abî3 vü şerir vü 2âyindür, -adi ası vü 2ileleri çoodur. Cüre ti vü iodâmı vü âdemden oaçması ziyâdedür. Erneb: Ya nî +avşan. Lâ+if vü bî-şerrdür. Açlıia vü 4usuzluia (v. 23a) iâyetde 4abredici vü ziyâde ooroucu vü ögünicidür iayrı canâvârlara mu-âlifdür vü 2ay7 görmekde. Ounfuz: Ya nî kirbi. Mütekebbir vü cahîl vü şerir vü aciz vü -abî3dür. Sincâb: Lâ+if vü 8eki, fahirlenici vü ögünicidür. Oısm-ı Sânî Adem ile me nûs olmuş cân-verler beyânındadur Cemel: Ya nî deve. Cahîl vü iâfil vü bî-iayret vü kin dutucudur. Ammâ ouvvetli vü perhîzkâr vü 2alim vü kerim vü bî-2ile aşıo olup eşin sevici vü iâyetle 4usuzluia 4abredicidür. Efelâ yen6urune ile l-ibli keyfe -iloat tevsirinde Ka5ı Bey7evi Rahmetü l-bari ider /a9 Te ala devede niçe menâfi -alo itmiştir ki ol iayrı 2ayvanâtda yoodur. Evvel budur ki boynın 197

199 uzun -alo itmişdür ki yük için çöker vü yük ile oaloar. ikinci budur ki her otu vü her dikeni yir, beslemek âsândur. Üçünci budur ki on gün mütevâliyen dâ-î artuo 4usuzluia 4abrider. Dördünci budur ki bir oilan yetse ona +âbî olur, mu-âlefet itmez. (v. 23b) Feres: Ya nî at. Lâ+if vü oaviyydür vü idrâkda iayr-i 2ayvânlarda iâlibdür. /atta şer2-i ta2oîo de aydür ferese feres didiler. Zîrâ feres, firâsetdendür. Bunuñ da firâseti vü idrâk-ı iayr-ı 2ayvânlardan artuo oldıiundan ötüri feres didiler vü ululanıcı vü kendün görici vü şenlik idüp sevici vü 4açın sevici vü 4abredicidür. Bagl: Ya nî oatır. (ab3 u ca0îl u 2ayin u şerir u bî-2ayâ vü 6âlimdür. Ammâ iâyetle ouvvetli vü sevinici vü gâh menûs olup vü gâh oaçıcıdur. Ra2at olıcao nesnedür. Ammâ ka3îrü labe3dür ya nî yaramaz nesnesi çoodur. /imâr: A2ma9 vü ca2îl vü -or u 2akîr vü bî-2ayâdur. Xab i ializ vü kendü 3aoîl vü 2ayâsı 7a if vü belâya vü meşaooâte vü a8âba 4abredici erkege va+i sevici vü önüşüci ammâ 2imâr va2şî ögünici vü kin dutuci vü gönülüci vü bî-vefâ vü -ain vü ca2îl vü ehl-i şevo vü ehl-i iayret. Ba9ara: Ya nî sıiır. Ca2îl vü a2mao ( v. 24a) vü mütekebbir vü +abi i iali6 vü yemege içmeie 2ârî4 u melûl u ma2zûndur; ammâ iâyetle ouvvetlidür. Câmûs: Müdrik u 8eki vü se-i u şeci dür vü perhîz-kâr vü ouvvetli vü iayretli vü alihimmetdür ammâ iâyet ile mütekebbir vü kin dutucudur vü iaribe buiz idici vü tîzlik idicidür. Fil: Nefsi a6îm vü +abi i iali6 vü -abi3 vü -ayîn vü fesâd vü 6ulmü sevici vü kin dutucu önişici vü ehl-i vaoârdur. 7ân: Ya nî ooyun. Lâ+if vü kerim vü insâna mu+î vü münoâddur. Mu2abbet vü hemma2bûbdur. Cân-verlaruñ -ayırlusı vü merhametlüsidür. Ammâ iâfil u ca2îldür. Ma z: Ya nî keçi. Müdrik u 8ekidür. Ammâ hiloâti iaflet üzerinedür. Bî-2ayâdür vü -abî3 vü uirı vü cemâ a +âlib vü raiibdür. 198

200 Iazal: Ya nî geyik. Iâfil u bî-şerdür vü ma2bûb u nefsi -âfif vü lâ+ifdür. Mehâ: Vahşi sıiırdur ya nî yaban sıiırı. Yalanuzlıo sever, adamı dâ-î sever, göricek meylider ammâ yana gelmez. Merhâmet ehli vü -ayrlı cân-verdür. (v. 24b) Oısm-ı &elî3 /ayvân-ı Mâî %uda olan cân-verlerüñ beyânındadur Timsâ-: Maoaddem u -ayin vü uiri vü bî-vefâ vü bî-2ayâ vü 2amlesi tîz vü 2areketi seri vü 2îlesi vü şenligi vü şâdlıiı çoodur. Iayrı 2ayvânlara mu-âlifdür. Üst çenesin oynatmaoda zîrâ cemi 2ayvânât alt çenesin mu-ârikdür vü ol üst çenesin. Sere+ân: Ya nî yengeç. Oaviyy vü -abî3 vü kin idici vü iâyetle 2azer idicidür. Semek: Ya nî balıo. Bî-idrâk u bî-şer vü iâyetle oaçıcı vü nefsi lâ+if vü etinde tamâm-ı lâ+if vü +arâvet vardur. Ammâ iâyetle mu7ırdür. Oars: Bir nev -i cân-verdür. Balıia müşâbih iâyetde maoaddem vü cüre tli olur. Ammâ bîvefâ vü bî-2ayâdur. Oısm-i Rabi Oanadı olan cân-verlerüñ beyânındadur. Bâz: Ouvveti var, bî-vefâ vü 6âlim vü -od-bîn ya nî kendüyi görici vü tekebbürlenici vü ögünici vü sükût sevici vü iâyet ırâodan bir şeyi göricidür. (v. 25a) %aoîr: Ya nî çaoır. Müdrio vü ouvvet-i bâ3iresi ziyâdedür. Bir şeyi ırâodan görür. Ammâ bîvefâdur. Nasr: Ya nî kerkes. Kendü oaviyy 2ilesi 7a îf vü nefsi denî ya nî alçao vü bî-idrâk vü bîazardur. Ya nî kimseyi incidmez. vü iâyetde çoo yaşayıcıdur. Beyt: Yaşar kerkes kim âzâr oldıiu için Xoian +urmaz zîyân-kâr oldıiu için 199

201 Ra-m: Bir nev i alaca ouşdur. Kerkese beñzer. Nefsi alçao, şerri az, melâleti vü hüznü çoo vü yalunuzluo sevicidür. Zai: Ya nî oaria. Müdrîk u 8eki vü şerir u uirıdur. Iurâbaü l-beyn: Ya nî alaca oarga. Müdrîk u 2ile-bâz vü uirı vü iâyetile insândan oaçıcı vü işidilmedik nesneleri 2ikâyet idici vü şerri sevicidür. Ammâ ehl-i 4abrdur. Ao aoe: Ya nî saosaian. Müdrîk vü şerir vü uirıdur vü iâyetde evlâdın sevicidür vü ehl-i 4abrdur. Đvvez: Ya nî yabân oa7ı. Cür etli vü iodâmlı vü oudretinden nesneler ihtiyâr idici ehl-i 6ulm vü ehl-i oatldür. Bî--âb ya nî uyumayıcıdur. Đnsândan ziyâde oaçıcıdur. (v. 25b) Ba++ ++: Ya nî evlerde sâkî olan kaz +ab i iâli6 vü nefsi alçao vü 2ilesi 7a îf aldanması âsân vü yürümekde za2met çekicidür. Dik: Ya nî -oros. Cûmerd vü ehl-i 4abr vü ehl-i iayret vü ehl-i şevodür. Fahrlenici vü ooroucı vü uyumayıcı vü ululuo sevicidür. Kürkî: Ya nî +urna. Oaviyy câ2il, bî-idrâkdur. Paklık sevici tehevvür idici ya nî 7aralı yere fikrsiz tizlik idüp kendün bıraoıcıdur. Hüdhüd: Ehl-i iaflet u ehl-i -ayrdur. Şerri sevmez. Paklık sevici vü ırâodan bir şey görücidür. #a+â: Ya nî baiırtlao. Ouvvetli vü idrâkli, ırâodan bir şeyi göricidür vü açlıia 4abridicidür vü ooroucu âdemden ziyâde oaçıcıdur. /emâm: Ya nî gögercin. Ögünici vü adamı sevici vü bî-şerdür. #umru: Nefsi lâ+if vü aşoı vü muhabbeti iâlibdür. Bülbül: Nefsi lâ+if, idrâki vü 8ekâveti vü aşoı vü mu2abbeti iâlib vü ziyâde pâklık sevici vü 2ikâyet idicidür. Xavûs: Kendin görici vü övünici vü tekebbürlenici vü ooroucu vü şevo idici (v. 26a) vü ziyâde aşo olucı +ab ı mütellevin vü nefsi 7a îfdür. 200

202 U4fûr: Ya nî serçe. Bî-2ayâ vü bî-idrâk, ehl-i şevo vü ehl-i fe4âd vü aldanıcı vü tehevvür idici ya nî bir 7arârlı yire tîzlik idüp kendin bıraoıcıdur. Zenbûr: Ya nî 4arı arı. Şerîr u 6âlim vü evinde -or u 8elîl ü yabândur. Ziyâde bî-2ayâ vü bîidrâkdur. Ne2l: Ya nî bal arısı. /arîs u +amâ -kâr vü ba-îldür. Ammâ kesb idici vü iâyetle kesbden çalışıcıdur. 8übâb: Ya nî siñek. Bî-2ayâ vü ziyâde önişici vü tehevvür idici nefsi alçao vü kendü -abî3dür. Oısm-ı (amis Hevâmm beyânındadur. /ıyye: Ya nî yılan. Ehl-i şer vü ehl-i 6ulm vü ehl-i iaflet vü -abî3dür. Ammâ iâyetde oorouci vü tîz döniçidür. Aoreb: Ehl-i şer vü ehl-i 6ulm, bî-idrâk, -abî3dür vü muzî-yi bi +-+ab dür. Sâyir hayvânâta iki nesnede mu-âlifdür. Bir budur ki, gözi olmaz, biri dâ-î budur ki velâdet-i ma hûdesi olmaz. Iayri 2ayvânlar gibi belki 9udret-i 0a9 ile va9î olmuş ki (v. 26b) velâdet zamânı oluca9 analarınuñ yüreklerin yabup vü 9arınlarun yırtup +aşra gelürler imiş. Nemîs: %ı2â2-ı Mu-târ da aydür nemîs bir 9urdcagızdur. Oı4acuo enli 9urı at pâresine müşabih Mı4ır arzında olur. Ejdehâyı öldürür. Iâyetde şecî vü 2ile-kâr vü uiri vü ehl-i şevodür. Neml: Ya nî 9arınca. )arîs vü ba2îl vü şerîr vü şecî vü 9atl vü cebr idici. Kendü 7a îf himmet-i alî vü i9dâmı vü 0ilesi vü ittifâ9ı ziyâdedür. Cerâd: Ya nî çekirge. Ouvvetli vü cüre tli, kendin görici vü 9atlidici, nefsi 9atı vü telf idici mev7i -i cân-verdür. 201

203 MAOÂLE-Đ SADESE Mizâca vü bedene müta alıo kelâmat-ı câmi beyânındadur. El-levvn: Mîm %ad Didiler ki: Âdemüñ rengi beyâ7 olma9 ya 9alay renginde olma9 ya alıçı renginde olma9 mizâcüñ sovuoluiuna dâlldür. %âfî 9ızıl ya beyâ7a mâyil 9ızıl ya gendümgûn olma9 mizâcüñ 2arâretine dâlldür. Beyâ7 renk ki ince vü 4âfî 9ızıl renge 9arışmış ola. (v. 27a) mizâcüñ itidâline dâlldür. Eger 9ızıllı9 artu9 vü 4âfîlık az olursa 9anuñ iâlebesine dâlldür vü eger 9ızıllı9 eksik olursa 9an 9ılletine dâlldür. Eger 9ızıllı9 hiç olmayup alçı renginde olursa 9anuñ vü uruñ 9ılletine vü baliâmuñ iâlebesine dâlldür. Eger beyâ7 ya yaşıl rengiyle ma-lû+ olup 9alay renginde olursa 4afrânuñ vü 9anuñ 9ılletine vü sevdânuñ vü baliâmuñ iâlebesine dâlldür. Eger gendüm-gûn 4aru renkle ma-lû+ olursa mizâcüñ iâyet 2arâretlüsidür. Eger gendüm-gûn yeşil renkle ma-lû+ olursa 2arâreti az vü sevdâya iâyet mâyil mizâcdür. Eger beyâ7a mâyil 4aru olursa -astalı9dan 9al9mış ya bedeninden çoo oan aomış âdam renginde iâyetde 9anuñ 9ılletine dâlldür. Eger 4aru vü yaşıl vü 9ül rengi 9arışmış olsa ol beden bedenlerün iâyet şerlüsüdür. Mizâc cihetinden vü cigerinden vü +alâ9ından mera7 û za2met -âlî olmaz. Vel2a4ıl 4ı--atı az olur. (v. 27b) El-lems: Beden ıssı olma9 mizâcüñ 2arâretine dâlldür. Beden 4ovuo olma9 mizâcüñ bürudetine dâlldür. Beden yumuşa9 olma9 mizâcüñ ru+ûbetine dâlldür. Beden 9atı olma9 mizâcüñ yübûsetine dâlldür. Eger beden ıssı vü yumuşao olursa mizâcüñ 2arâretine vü ru+ûbetine dâlldür. Eger ıssı vü 9atı olursa mizâcüñ 2arâretine vü yübûsetine dâlldür. Eger beden 4ovuo olup yumuşa9 olursa mizâcüñ 4ovu9luiuna vü ru+ûbetine dâlldür. Eger beden 4ovuo vü 9atı olursa mizâcüñ sovu9luiuna vü yübûsetine dâlldür. Ammâ 4ovuo vü 9atı olma9 az va9î olur. 202

204 El-Ef al: Xabi atuñ fi lleri iştihâ vü 2a7m vü nab7dür vü dâ-ı bunlaruñ em3âl ne varsa eger bunlar 9aviyy vü seri olursa mizâcüñ 2arâreti iâlibdür. Eger 7a îf vü batî olursa bürûdeti iâlibdür. Nefsin fi lleri 8ekâvet vü sözde hareketde tîzlik vü sur at üzerine olma9 vü şecâ at vü i9dâm vü dâ-ı bunlaruñ (v. 28a) em3âl ne varsa bunlar mizâcıñ 2arâretine dâlldür. Bunlaruñ mu-âlifleri olmao bürudetine dâlldür. EL-EŞYÂĐ L-LETĐ TEBEREDE ANĐ L-BEDEN El-Beden: Şol şeyler ki bedenden âşikâre olur bol vü iâyet oıl vü derdür vü dâ-î bunlara beñzer ne varsa oıl çoo vü siyâh vü iri vü yoiun vü 9ıvırcı9 mizâcüñ 2arâretine dâlldür vü der ooomao mizâcüñ harâretine dâlldür vü çoo olma9 ru+ûbetine vü az olup 9o9ma9 yübûsetine dâlldür. Bol renkli olup 9o9ma9 vü iâyet dâ-î 9uru olup az olma9 mizâcüñ 2arâretine dâlldür vü bunlara mu-âlif olma9 bürûdetine dâlldür. Alâmetü l-bedenü l- Mu tedil: /arâretde vü bürudetde vü yübûsetde itidâl üzerine olan bedeniñ alâmetleri oldur ki levni beyâ7 ola oızıla mâyil vü bedeni 4ovuo olmaia vü iâyetde ıssı dâ-î olmaia belki 2arâreti ru+ûbetine iâlib ola vü eti ne iâyet yumuşao vü ne iâyet oatı ola vü 9ılı ne yoiun vü ne ince vü ne 9ara ne 9ızıl ne 9ıvırcu9 (v. 28b) ne uzunca ola. Xamarları ne +ar olup gizli ola vü ne gîñ olup âşkâre ola vü âvâzı ne bülend vü ne alçao ola vü 2areketi ne tîz ne giç ola. Bu umurlarda vasâ+ ola +abi at-ı fi llerinde vü nefs-i fi llerinde 8ikrolundu ki adâlet üzerine ola. Alâmetü l-bedenü l- /ârr: /arâreti iâlib olan kimsenüñ alâmeti oldur ki büyümesi iâyetde tîz ola vü bedeni ıssı olup nâ2îf ola vü +amarları âşikâre olup 2arekâtı tîz ola vü uyousı az vü 9ılı iâyetde oara vü oıvırcuo olup çoo ola, levni gündüm-gûn vü kendüsi mütehevvir vü tiz ola. 203

205 Alametü l-bedenü l Bârid Bürudet üzerine olan bedenüñ alâmeti oldur ki bedeni 4ovuo vü şehveti 7a îf olup cimâ ı az ola vü uyousu çoo ola. vel2asıl beden-i -ârda 8ikrolunan alâmetlere mu-âlif ola. Alâmetü l-bedenü r-ra+b Ru+ûbeti iâlib olan bedenüñ alâmetleri oldur ki eti vü siñirleri iâyetde yumuşao vü süst vü 7a îf vü gevşek olup (v. 29a) kemikleri vü eñleri vü +amârları gizli ola. Eti vü derisinde ouvvet vü isti2kâm olmaduiından ötüri za2mete vü belâya meşaooâte doymayup - or ola vü -ulou vü -ûyu iâyetde yaramaz ola. Alâmetü l-bedenü l-yâbis Yübûseti iâlib olan bedenüñ alâmeti oldur ki gövdesi iâyetde oatı vü na2îf olup ouvveti çoo ola vü derisi dâhî çoo vü mu2kem ola kemikleri vü eñleri âşikâre olup 9ılı çoo vü za2mete vü meşaooâte 4abridici ola. Alâmetü l-/arrü l-yâbîs Harâretle yübûset cemi olan bedenüñ alâmeti oldur ki 9ılı iâyetde siyâh vü kendü arıo vü derisi oalıñ vü -aşin vü siñirleri oaviyy u mu2kem vü kemikleri vü eñleri âşikâre vü bedeni ıssı vü uyousu az vü nab7ı vü 2areketi vü şecâ ati vü iodâmı çoo vü tîz ola. Alâmetü l-bedenü l- Bâridü r Ra+b Bürudet vü ru+ubet cem olan bedenüñ alâmeti oldur ki gövdesi ıssı vü oılı uzun vü +amarları +ar vü kemiklerinüñ eñleri gizli vü yaiı (v. 29b) vü uy9usu vü kâhilligi vü süstlügi çoo vü 2arekâtı giç ola ammâ beden-i yâbis-i bârid vü beden-i 2ar-ı râ+b bu ikisi mürekkebdür. Müfredâtdan ki anlaruñ her birinüñ mustâoil alâmetleri 8ikrolunmuşdur ki anlardan mürekkeb olanlar da oıyâs ile ma lûm olunduiına binâen burada alâmetleri 8ikrolınmadı. Đnnallâhe Âlîmün /akîm. 204

206 MAOÂLE-Đ SEB A Đnsânüñ başında cev-cevâri2i vü a7a-yı cüzîyesi delâlet itdügi nesnenüñ ma rifetindedür ki her u7vuñ keyfiyeti ne 4ıfata delîldür vü her bir u7uv bir fa4ılla mübeyyin oılınmışdur. El-Fa4lü l-evvel Fi-Er-Rü ûs: Ya nî başlar beyânındadur Xı, Sîn: Büyük baş ammâ ifrâ+ıyla büyük olmasa himmet-i âlîye vü güzel fehme vü inoiyâda delîldür. Ammâ 4acınıñ iâfleti iâlib olur. Đfrâ+ıyla büyük baş eblehlige vü ı7+ırâba delîldür. Küçicek baş -ıffete ya nî 4acınuñ yinicikligine vü başınuñ kücücklügi miodârınca a9lınuñ dâ-î eksikligine (v. 30a) delîldür. Ya nî baş ne oadar küçicek olsa ol oadar aolı dâî eksik olur. Nûn: Küçicek baş tehevvüre delîldür. Meger ki bedenine münâsib ola dâhî ru+ûbet çooluiuna vü şekl güzelligine delîldür. Nûn Mîm %ad: Başuñ derisi münoabı7 olup bir yere cem olma9 9ıllet-i 2ayâya delîldür. Đme r-re s ya nî beyni yeri çu9ur olma9 2ır4a delîldür Ayın Tehevvüre vü nasa mu-alefete delîldür boynınuñ yerleri çuour olmao -abâ3ete vü abe3e delîldür. Nûn: Baş sobî olmao yaramaz niyyete 2amâ9ate delîldür. Başuñ eñseden cânibi çoo olup eñsede bir sürü kemik olma9 aola vü cevdet-+ab e delîldür. Ammâ mu tedil vü memdû0 ola. Başuñ emâratı 2ükemânuñ ittifâoı biriyle va7 ı mi9dârı mu tedil olup büyüklüge mâyilrak vü kendü bünyesine münâsib olup müstedirü ş-şekl ola ki ne bir ki ennehû bir +obdur vü alnı üzerinde iki cânibinde bile birer barmao miodârı oıl bitmiş yir olup ana cânibinden içerüye (v. 30b) girmiş ola vü alnı eñseden azacuo büyük ola eñsede bir sürü kemik ola vü eñse çuour olmamao şar+ıyla bu mi3lü baş aola vü fehme vü fikr-i 4â2î2e vü 4âli2 amâle vü 4âli2 düşe vü ziyâde 2ıf6a bir şeyi tîz añlamaia vü tîz añmaia delîldür. 205

207 El-Fa4lü s- Sani Fi ş-şu ur: Ya nî baş 9ılları vü beden 9ılları beyânındadur. Mîm, %ad: Oatı vü iri vü 9ı4a saç 2ır4a vü yaramazlıia vü 9or9a9lıia delîldür. Nûn: Sözde âcizliie delîldür. Xı, Nûn, Sîn: %ı9 vü uzun sac iılze+e vü yaramaz añlamaia delîldür. Behâyim 9ılına müşabih oldıiundan ötüri yumuşa9 sac 9or9a9lıia vü mekre vü kin dutmaia vü 2asede delîldür. Mu tedil saç 4ıfatlaruñ itidâline delîldür. Mîm, %ad: Siyâh 9ıl menfâ at sevmege delîldür. Đfrâ+ıyla 9ızıl 9ıl 2ır4a vü yaramazlıia vü yaramâz añlamâia delîldür. Xı, Nûn, Ayn: Yatmayup duran 9ıl ki dökülüci da-ı ola delîlige vü a2ma9lıia vü oarışıolıia delîldür. Mîm, Sîn, Sad: Şecâ ate delîldür. Boz 9ıl ki kettân (v. 31a) renginde ola ziyâde tehevvür 2ayr âzlıiına delîldür. Oarında oıl çoo olmao şevoe delîldür, ya2ûd añlamâo eksik olmaia delîldür. Omuzlarda 9ıl çoo olmao, boyunda oıl çoo olma9 9uvvete vü şiddete vü cüre te vü kibre delîldür. Arslana müşabih oldıiundan ötüri kirpik çoo olma9 bahâdırlıia vü a9la delîldür. Ayn: Aroada vü ayaolarda oıl çoo olma9 şehvete delîldür. Tekeye müşabih oldıiundan ötüri. He: ittifâo itdiler ki oıllarıñ memdû0 ki ol aol u -ayra vü Cevdet-+ab a delîldür oldur ki çooluoda azlıoda oaralıoda oızıllıoda uzunluoda oı4alıoda yoiunluoda incelikde vasa+ ola v va llâhu A lem. El-Fa4lü s &âli3 Fi l-cebân Ya nî alınlar beyânındadur. Yassı giñ alın ki urûo vü ai4ân olmaya cenk vü -u4ûmet sevmege vü dü8ensizliie delîldür. Nûn, Mîm, %ad: Kücük alın nâdânlıia vü -ısssete delîldür. Büyük alın kâhillige delîldür. Alın yol yol olmao lâf (v. 31b) urup ögünmege vü Cevdet-+ab a delîldür. Alın oasîr ya âlî olma9 şecâ ate vü edebsizlige delîldür. Ayn: Alın +olu olmao tehevvüre delîldür. Mîm, %ad: Xamarı çoo olan alın cüre te vü iodâm itmege delîldür. Alın buruşmao, başdan yüzüne inince ia7aba vü iu44aya delîldür. Ayn: Alın buruşmao oulaodan oulaia varınca zîreklige delîldür. Orta alın itidâle delîldür. 206

208 El-Fa4lü r- Rabi Fi l-/evacib Ya nî 9aşlar beyânındadur. Oaşuñ oılı ço9 olmao iu44aya vü kelâmı redd-i fâsid olmaia delîldür. Nûn, Mîm, Sad: Uzun oaş oulao +arafına çekilmiş ola, kibre vü lâf urup ögünmege -u4û4a ki burnundan cânibe aşaiıya mâyil olup oulaodan cânibi yuoaruya mâyil olsa Nûn: Kemer 9aş şevo vü alçaolıia delîldür. Çatıo oaş ülfete vü mu2abbete vü hu7ûra vü oyun vü temâşâ sevmege delîldür. Açıo vü ince oaş, güşâde vü -andân (v. 32a) vü şâdmân olmaia delîldür. Oaşuñ burundan cânibi ince olmao -u4ûmete vü fitne 9oparıcılıia delîldür. He Đttifâ9 itdiler ki 9aşlarıñ ma2mûdi ki ol +ab -ı celîle vü va4f-ı cemîle delîldür. oldur ki va7 güzel olup her cihet vasa+ ola vü hem burundan cânibe yüksek ola. El-Fa4lü l- (amis Fi l-u yûn Ya nî Gözler Beyânındadur. Mîm, %ad: Yıldırayıcı büyük göz kâhillige vü zenne mu2abbete delîldür. Çuour göz - aba3ete delîldür. Maymun gözine müşâbih oldıiundan ötüri küçicek gök vü ditreyici vü yıldırayıcı göz 2île vü bî-2ayâlıia vü avretlere mu2abbete delîldür. Küçicek +umalıç göz ki yengeç gözine müşâbih ola câhillige avretlere mâyil olmaia delîldür. Mîm, %ad: Göz tîz tîz 2areket itmek vü 2iddete na6âr itmek mekre vü 2ile u -ıyânete vü uirılıia delîldür vü giç 2areket itmek açup yummao mekre u fikr u iu44aya delîldür. Oattı oara göz ooroaolıiı delîldür Zirâ (v. 32b) oaralıo madde-i sevdâviyyedendür. Madde-i sevdâviyyede ooroaolıiı mevcûddur. Mîm, %ad: Oor gibi 9ızıl göz şer 9oparıcılıia vü bahâdırlıia vü i9dâma vü ia7aba vü çoo cimâ itmege delîldür. Gök göz ki 4arıya mâyil ola ze aferân gibi çoo yaramaz 4ıfatlara delîldür. Zirâ göklük kâhillige delâlet ider. %arulıo -avfa ikisinüñ ictimâ ından iâyetde yaramaz 4ıfatlar 2a4ıl olur. Göz bebeginüñ çevresinde noo+alar olmao ol şerre delîldür. Eger göz gök olup e+râfı nootalar olursa -od ne av8ubillâh min-şerrihil iâyetde ehl-i şer olmaia delîldür. Göz 4ıiır gözine müşâbih olup 4ıiır gibi baomao 2amâoate delîldür. Oara 207

209 göz ki altın rengine müşâbih ola, fi l-cümle fettânlıia vü 9an dö9üp adam öldüricilige delîldür. Oatı 9ızıl göz aiır debrenici vü yuoaru 9abaia ba9ıcı ola. %ıiır gözi gibi nâdânlıia vü kibre vü zînâya vü iaflete (v. 33a) delîldür. Nûn, Sîn: oilancıolar gibi ba9an göz 4â2ibiniñ ferah vü şâdlıo vü göveñmek şar+ıyla ömri uzun ruhi oaviyy olmaia delîldür. Şi r: El- aynü l-leti yüşbehu na6rahâ Na6arü 4-4ıbyân fi-na5rahâ Ve ouvvetü r-ru2 ve ke3retü l ferh Hiye delîlü l- ömr bila ter2 313 Avretler gözine müşâbih olup dâhî anlar gibi baoan göz mu-anne3lige vü kibre vü ögünmeklige delîldür keçi gözine müşâbih olan göz iâyet ile ce2le delîldür. büyük +omalıc göz a2mâo olup ba 7 mürüvvete âdemilik olmaia delîldür. E+râfı çoo olub 2areket büyük göz yaramaz 4ıfatlara delîldür. Mîm, %ad Xı: göz ki yıldırayıcı vü ditreyici ola şerre delîldür. Eger küçicek olursa şerri ziyâde olur. Eger büyük olursa şerri az 2amaoâti ziyâde olur. Mîm, %ad, Mîm, Xı: Pîrûze gibi ziyâde yaşıl göz şerre vü -ıyânete delîldür. Tîz tîz açılup yumulan göz şu lesi vü yıldıramsı vü 2areketi ziyâde olmao (v. 33b) şar+ıyla ya-ûd sürme çekecek yer sürmelenmiş gibi siyâh olmao şar+ıyla delîlige delîldür. Mîm Gök göz ki aoa mâyil ola 9or9a9lıia delîldür. Zîrâ beyâ7 iâlib-i baliâma dâlldür. Baliâm da -avfıñ mucibidür. Nûn: od rengine müşâbih olan göz bî-2ayâlıga delîldür. Kelbler gözine müşâbih oldıiundan ötüri 4aru ile yâşil ortasında mütevassı+ olan göz ooroaolıia delîldür. Nûri çoo olup bero uran göz şevoe delîldür. küçicek göz ki kirpiklerüin +oouşdurian ola, -ulo aldırmaia vü yaramaz 4ıfata delâlet ider. Bir göz kör olmao şomluia delâlet ider. 313 Tercümesi: Öyle bir göz ki onun bakışlarına benziyor ve çocuğun bakışları gibi bakıyor. O göz ki ruh kuvveti ve rahatlığın çokluğuyla bakıyor. Bu, bakanın uzun bir ömür yaşadığının göstergesidir. 208

210 Ha8â mektub fi t-tevrât tis a -a4alin mevcûdin fi t-tis ati-ricalin 314 El--abi3u fi leş ar 315, el-lecâcetü fi l-a2vâl 316 ve l-şomu fi l- aver 317 ve 2amâoatu fi s-semîn 318 ve l-oıyaseti fi l-oûseç 319 ve şey+ânetü fi l-a2deb 320 ve l-6arifetü fi l- oa4ir 321 ve l-iafletü fi +-+avil 322 ve tekebbürü fi l-avrec 323 (v. 34a) vü şol göz ki şerm u 2icâb ma2allinden iayri ma2alde yere baoa cemî -i ev4âf-ı 8emîme anda mevcûddur, dirsek kâ8ib olmayasın zîrâ tecrübe olunmuşdur ki eger yere baoan kimsenüñ yaramaz fâ al işledükçe terk it deyü a7asın bu disek terk itmege kabiliyet yoodur. Oara göz ammâ iki oatı oara olmaya a9la vü zîreklige delîldür. şahlâ gözlerüñ iyisüdür. %â2ibinden in amdan vü i2sândan iayri nesne 4adrolmaz kendü 2âline ooyacao bilgil ki a7â-yı cüziyyeden her u7v-i a-ilâ-yı 2amîdîyye vü 8emîmeye delâlet ider. Ammâ elüñ delâlet(i) cümlesinden ziyâdedür. Đnşallâhu r-ra2man taf4îl üzerine 8ikrolınur vü gözüñ ev4âf-ı delâletinden yüzüñ delâleti ziyâde oldıiuna üç vech beyân itmişlerdür. Vech-i Evvel Budur Ki: Kemâlât-ı -ûbluia vü noosân ziştlige delâlet ider. Şek yoodur ki (v. 34b) ma2ll-i 2üsn vü oub2 yüzdür. Oalan a 7ânıñ 2üsnüne vü oub2una ziyâde iltifât itmez. Vech-i Sânî Budur Ki: Bir kişi utansa ya ia7aba gelse ya sevinse ya melûl olsa yüzde bir 2âlet 2a4ıl olur ki oalan a 7âda olmaz. 314 Tercümesi: Bu mektup dokuz adamın dokuz hasleti hakında Tevrat ta geçmektedir. 315 kılın kirliliği 316 inatçının halleri 317 körün şom sözlülüğü 318 şişmanın ahmaklığı 319 kösenin uyanıklığı 320 kamburun neşesi 321 kısa boylunun zerafeti 322 uzunun gafleti 323 topalın tekebbür 209

211 Vech-i &alî3 Budur Ki: Đnsânüñ ulu güzel(liği) aoıl u fehm vü fikr u 2ıf6dur vü bunlaruñ ma deni dimâgdur. Zîrâ baş hevâsüñ vü fikrüñ savma asıdur pes yüzüñ delâleti elden iayri a 7âdan evceh vü efdâlldür. Va llâh u alem 2aoioâtü külli l-eşyâ Beyt: Hak a77e u cele daned ta2oîo oamu eşya Ger 6âhir ger pinhân ger mürde vü ger i2yâ El-Fa4lü s- Sadis Fi l- Ednân Ya nî oulaolar beyânındadur Đfrâ+ıla büyük oulao ki başa münâsib ola çoo miodârdan -âric ola, 2amâoate vü ki8be vü yaramaz fehme vü himmete delîldür. Sîn, Xı: Oulao büyük olup (v. 35a) hem oalıñ olmao 2ır4a vü himmet azlıiına delîldür. Oulao küçük olmao fehme vü şerre bî-vefâlıia delîldür. Sîn, Xı, Nûn: Büyük, yufoa oulao ce2le vü zinâya delîldür. (u4û4a ki delügünde oıl bitici ola eiilmiş vü yatmış 7a îf oulao iaflete vü kâhîlliie vü ki8be delâlet ider. Degirmi oulao başa yapışmış ola. Ziyâde yinciklige vü 2u7ûra delîldür. Nûn: Oıllı oulao uzun ömre vü cehle delîldür vü uzun oldıiundan ötüridür ki oıl bitmeye sebeb da-ı oldur ce2li 2imâr oulaiına müşâbih oldıiundan ötüridür. Şi r: Eş-şa ru fi l-ü6ni müşa rün bi +-+ulü l- ömri Ve l cehlü l-le8i leyse yezuli fi l- ömri Ve +ulü l- ömri li-stilayi l-leyse ale l-mizâc Ve lüzumü l-ce2li li-şübhe bi l-2imâri l-mu2tac 324 324 Tercümesi: Kulaktaki saç yaşın uzun oldığunun delîlidir. Cehalet ise ömrü uzatmz. Ömrün uzunluğu da mizâcın güzelliğine etki etmez. Cehaletin gerekliliği de eşeğin gerekliği kadar önemlidir. 210

212 Đttifâo itdilir ki oulaolaruñ mergûbi oldur ki vü va7 ı güzel olup başuñ (v. 35b) mıodârına münâsib olup büyüklükde vü kücüklükde vü yufoalıoda vü oalıñlıoda vü sar9ma9da vü yapışma9da vasa+ olup vü yumuşa9ları küçicek ola. El-Fa4lü s Sâbi Fi l Unûf: Ya nî burunlaruñ beyânındadur Mîm, %ad: Yoiun vü +olu bir burun a9lı vü fehmi az olmaia vü kelâmâtda acîz olmaia delîldür. Xı, Nûn: Burun uzun vü uci ince olmao ahmaolıia vü şerirlige vü yinciklige delîldür. Delükleri giñ burun 2asede vü sür at-i ia7aba delîldür. Delükleri +ar burun insâniyet çooluiuna delîldür. Nûn: Burun yay gibi olmao şecâ ate vü 2îleye vü tîzlige delîldür. Egri burun -ulo yaramazlıiına delîldür. Ayn: Oı4a burun uirulıia delîldür. Burnuñ siñiri alın ile beraber olsa mekre vü şerre delîldür. Uci ince vü kendü yay gibi burun sözde oaviyy olmaia vü şecâ ate vü -u4ûmete vü nâsa i2tiyâca delîldür burun üstü yassı olmao (v. 36a) ahdsızlıia vü iallâşlıia vü 2üsn-i -ulo azlıiına delîldür. Yuoarusı ince vü oanatları +aşra burun cüzice kemâli olup vü on ol oadar ögünmege vü lâf urmaia delîldür. Vü eger bir kişiniñ burninuñ uci yuoarusuna baosa delâlet ider kim 4âhîb-i mütekebbir bolup -avf-i rây olmaia delîldür. He: Đttifâo idüp didiler ki burunlarun ma2bûbi vü metbu i külliyen 2ayr üzerine dâll olup oldur ki bu 8ikrolan ev4âfda evsâ+ olup sâhîbinüñ vechine vü binisine münâsib ola ve ha8â dânâ terâset-i 2âoioât eşyâra El-Fa4lü s-&âminu Fi l-efvâh Ya nî aiızlar beyânındadur Mîm, %ad: Giñ aiız şecâ ate vü fehme delîldür. Nûn: Küçicek aiız zîreklige vü firâsetlü olmaia vü 2île-kâr olmaia vü yüreksizlige vü iâyetle i2tirâz idicilige delîldür. Orta aiız 4âli2 vü mütedeyyin vü müteşerri olup insâniyeti ziyâde olmaia delîldür. Mîm, %ad: Oalıñ +u+ao a2maolıia vü +abi at yoiunluiuna delîldür. Yoiun +u+ao fehme vü +ab ın 211

213 le+âfetine delîldür. Mîm, %ad +u+ao rengin olmao 2ı4ede vü yaramâz -ûya vü imânsızlıia delîldür. Oızıl +u+ao +atluluga vü eyülüge delîldür. Ayn: aiız içerü olup +u+aolar müsâvi olup +aşra olmao sevülmek yâ-ûd +u+aolarun ikisi bile içerüsüne küçük olmao şecâ ate delîldür. Ayn, Be: Yuoaru +u+ao aşaiı +u+aiuñ üzerine çıomao fehme vü idrâke delîldür. Alt +u+ao üst +u+aiuñ üzerine çıomao 2asede vü kin tutmaia vü oalbin oasâvetine, yaramaz fehme delîldür. Mîm, %ad: \a îf vü -orde 4ıo diş ki arası açıo ola 7a îf bedene vü oıllet-i ömre delîldür. )orde 4ıo diş yalancılıia vü nisyân çooluiuna delîldür. Arı vü uzun diş şerre vü fitneye delîldür. Nûn: Mu-telif diş ooroaolıia vü adam incidici olmaia delîldür. Orta diş ki arası açuo ola, gerçek söylemege (v. 37a) vü -ayra delîldür. Egri diş mekre vü 2ileye delîldür. El- Fa4lü t- Tasi Fi l-vücûh Ya nî yüzlerüñ beyânındadur. Sîn: Etlü yüz kâhillige vü câhillige, yanaolar etlü olmao +abi at yoiunluiuna Mîm, Sîn, Ayn: Yüz arıo vü 7a îf olmao fehme vü himmete vü her emrüñ 2u4ûlünde ihtimâm itmege vü 2ır4a delîldür. Oatı degirmi yüz hamâ9ata vü ce2le delîldür. Eger etlü olup degirmi olursa ziyâde yaramazlıia delîldür. Ayn, Xı: Yüz büyük olup baş küçük olmao şevoe vü yinciklige delîldür. He: yüz mü3elle3 olmao cüre te vü şerre delîldür. Yüz uzun olup baş vü gözler küçicek olup +uluñları vü +amarları şişmiş olmao 2amâ9ata vü cehle vü 2ayâsızlıia delîldür. Ziyâde küçük yüz yıncıklıga vü -orluia vü delülüge delîldür. Xamarlar vü +uluñları şişmiş olmao ziyâde ia7aba delîldür. Mîm, %ad: oaoıian yüzlülük iu44aya delîldür. (v. 38b) sar--oş yüzlülük fâsıoa delîldür. Utanır yüzlülük 2ayâya delîldür. Iam-gîn yüzlülük melûl vü ma2zûn olmaia delîldür. Ooroar yüzlülük taovaya delîldür. Ayn: Bir kimsenüñ ki yüzü degirmi rengi iâyetde 4âfî ao ya oara olup yanaoları etlü olsa ol kimse câhil u a2mao vü -ulou vü fehmi yaramaz kimsedür. 212

214 El- Fa4lü l Aşiru Fi l-esvât Ya nî âvâzlar beyânındadur. Mîm, %ad : Yoiun âvâz ki bülend ola şecâ ate delîldür. Alçao âvâz ki yoiun ola aol çooluiuna delîldür. Âvâz ince olup kelâmı tîz tîz söylemek cehle vü iveciklige vü yinciklige vü tekebbürlüge vü tîz fehme delîldür. Yüce âvâzla tîz söylemek ivmege vü yaramaz -ûya vü ia7aba delîldür. Ayn: Âvâzı yoiun olup kelâmâtı aciz olmao cehle vü +abi at yoiunluiuna delîldür. Iunne vü enîn olan âvaz 2asûdlige delîldür. Đnce (v. 38a) güzel âvâz 2amâ9ata vü yinciklige vü aol eksikligine delîldür. Nûn: Saoil âvâz oarnına raibet idüp yemek içmek sevmege delîldür. Secân El-Le8i La-Ya lemü l-iaybe Đllâhu El-Fa4lü l-a2edi Aşara Fi 5-$ı2k Ya nî gülmek beyânındadur. Mîm, %ad: Çoo gülmek fehm azlıiına vü cehle vü iu44asızlıia vü mu-âlefete vü kimsenüñ işine râzı olmamaia delîldür, az gülmek a9la vü fikre vü fehm çooluiuna vü iam u iu44aya delîldür vü hem 4efâ2ete delîldür. Bir kimse güldügi vaotde öksürmek arı7 olsa ol kimse bî-2ayâdür. Kimse güldügi vaotde nefes üzerine iâlib olsa ol kimse mecnûndur vü câhildür. Mîm, %ad: Bir kimse güldügi vaoitde elin bedenüne ursa ol kimsenüñ a9lı eksik vü ahla9ı beddür. Nûn: Gülmek vaotinde yüz oızarmao aol u 2ayâya delîldür. Gülmek vaotinde na ra urup çaiırmao 2amâoata vü iaflete dâlldür. Va llâhu a lem (v. 38b) el-esrârü ve l-i lân El-Fa4lü 3 -&ani &ani - Aşara Fi l-enfâs Ya nî nefesler beyânındadur. Mîm, %ad: Uzun nefes yaramaz himmete delîldür. Yüce âlî nefes yaramaz fi llere fikridüp da-ı vücûda getirmege delîldür. 7a îf nefes aoıl u 8ekâvet az olmaia delîldür. Orta nefes memdû2 vü ma2mûddur; ammâ ia7ab vaotinde degil va llâhu a lem. 213

215 El- Fa4lü 3 &âli3i Aşara Fi l-elvân Ya nî renkler beyânındadur. Mîm, %ad: Renk siyâh olup bulunmak iamâ vü ia7aba vü ooroaolıia vü fehmi vü - ulou yaramaz olmaia delîldür. Siyâh renk vü yâşıla mâyil renk oaçan 4â2ibinüñ bedenine oıl az olsa yaramaz -uloa vü fehm azlıiına delîldür. Nûn: Oızıl nûrlı vü şevolü renk ziyâde iu44aya delîldür. Beyâ7a mâyil kızıl renk iodâma vü cüre te vü şevoe vü -ıffete delîldür. Od yalıñı gibi renk aceleye vü delîlüge delîldür götüri bedenüñ rengi kızıl olmao yaramaz -uloa delîldür. Siyâh ile ma-lû+ 4aru renk (v. 39a) ia7aba vü nefsine her ne arı7 olursa söylemege delîldür. Mîm, %ad: Alın oızıl olmao yüzüñ iayrısı olmamao şarâb u mestlige delîldür. Beyâ7a mâyil oızıl renk gözi gök vü alnı yumru olmao şar+ıyla şerre vefâsızlıga vü fısk u fücûra dâlldür. Oalay rengine müşabih renk -abâ3ete vü -ıyânete delîldür. Alçı rengine müşabih renk, bî-2ayâ vü bed-fehme delîldür. Oarışıo renk 4â2ibinüñ -astalıiına yaoın olup iam u iu44sı çoo olmaia delîldür. El-Fa4lü r- Rabi Fi l-hayât Ya nî 4aoallar beyânındadur Mîm, %ad: Degirmi oılı güzel 4aoal fehme vü +abi at güzelligine dâlldür. 4aoal enli dört kûşeli gibi olmao fâyideye vü a9la dâlldür. Iâyet oılı az olmao şerre vü cüre te delîldür. Iâyet uzun olmao oıllete vü a9la vü cehle delîldür. Oâle el-necefi acibtü r-racüli aoilü l-+avîli llihyeti ve oilu külemâ +alü l-lihye 325 (v. 39b) Azacuo uzun olmao 2amâoata vü yaramaz niyete delîldür. Nûn: saoal uzun vü perâkende olmao yaramaz fikre vü aol eksikligine delîldür. %aoal teke 4aoalına müşâbih olmao 2amâoata vü cehle dâlldür. Ayn: A9la vü fehme vü cevdet-+ab a dâll ola. %aoaluñ emâreti oldur ki ne iâyet çoo ne iayet sıo ne iâyet az 325 Tercümesi: Bir Necefi dedi ki: Olgun ve uzun sakallı adama hayran kaldım ve derler ki sakal uzarsa akıl kısa olur. 214

216 ola, belki vasa+ olup çooluia +avîl oluna iâyet arı7 ola belki +olu bir oab7adan azacuo ortao ola. Oılı oıvırcıo ola va llâhu a lem ve a2kâm. El-Fa4lü l- (âmis Fi l -A nao Ya nî boyunlar beyânındadur. Mîm, %ad: Yoiun boyun neşâte u şenlik u ouvvete vü ziyâde ia7aba delîldür. Đnce boyun nefsi 7a îf vü kendü 8elîl olmaia delîldür. Sîn: Oı4a boyun mekre vü -abâ3ete delîldür. Eger oı4a olup +olu yoiun olursa ia7aba vü şerre delîldür. Đnce uzun boyun ooroaolıia vü kin tutmaia vü 2asede delîldür. Eger boyun ince (v. 40a) vü uzun olup baş küçicek olsa 2amâoata vü ooroaolıia delîldür vü feryâd idiciligi her murdâ aceleye vü yarmazlıia vü ki8be delîldür. Mîm, %ad: Yüzi güzel olmaia delîldür. Ayn: Kibre vü fikirlenmege delîldür. Sîn: Boynunuñ +amârları âşikâre olup öñügi şişmiş olmao ia7aba vü kin dutmaia vü cehâlete dâlldür. Boyun yoiun olup +amârları yoiun olmao oıllet-i fehme delîldür. Boyun süst olup kâh bir +arafa egilüp kâh bir +arafa egilmek bedenüñ vü nefsüñ 7a îfligüne delîldür. Boyun daima 4ai cânibine egri olmao 2ır4a delîldür. Va llâhu sübhânehu ve te âla ilemu 2aoioatü külli l-eşyâi MAOAL-Đ &ÂMĐNE Đnsânuñ elden iayrı a7âsınuñ alâmetleri beyânındadur. Bu da-ı bir niçe fa4ldur: Fa4lü l Evvel Fi 4-%adr Ya nî gögüs beyânındadur Mîm, %ad: Gögüs büyük olup memeleri etlü olmao kâhil vü a2mao olmaia delîldür. Gögüs çıoıo olmao şâdlıia (v. 40b) vü bî-2ayâ vü sa-t-rûy olmaolıia delîldür. @îrek olup vasa+ü l hâl olmaia delîldür. Sîn: Dûn-himmet olup mübâşeret itdügi işi başına çıomaia delîldür. Gögüs ne etlü vü ne uzun vü ne arıo belki vasa+ olup arıolıia mâyil olmao ma rifete 215

217 vü hilme vü 4âbirlige vü ihsâna vü insâniyete vü cevdet-+ab a delîldür. Küçicek oarın âkla vü fehme vü firâsete delîldür. Büyük oarın nikâ2 çooluiuna delîldür. Fa4lü 3-&ânî Fi 6-@ahr Ya nî aroa beyânındadur. Mîm, %ad: Yassı aroa ouvvete vü ia7aba delîldür. Ayn:Tekebbürlüge delîldür. Aroa egri olmao yaramaz -ûya delîldür. Sîn: Fikre vü 8îreklige delîldür. Aroa +oirı olmao -ulo eyülügüne delîldür. Aroa ince olmao âol eyülügüne dâlldür. Eger +oirı olup ince olursa yâ-ûd egri olup ince olursa iâyet eyülüge dâlldür. Aroa çıouo olmao şatârete vü mu52iklige vü şâdlıia delîldür. Fa4lü s- &âlî3 Fi l-miyân Ya nî bil beyânındadur. Mîm, %ad, Sîn: Bil ince vü 7a îf olmao nefs 7a îf olmaia dâlldür. Ayn: Bil ince olup gögsünden cânibi yassı vü oı4a ayaodan cânibi uzun olmao iâyet ouvvetlü vü yüregen olmaia delîldür. Mîm, %ad: Eger bilüñ eñleri mu tedil olsa nefsüñ ouvvetine delâlet ider. Eger bilüñ eñleri mu tedil olmasa nefsüñ 7a fına delîldür. Fa4lü r- Rabi Fi z-zirâ Ya nî ool beyânındadur. Mîm, %ad: Eger ool uzun olsa atâya vü kibre vü man4ıb sevgüsine delâlet ider. Ooluñ aşaiası ince vü basusi yoiun olmao ouvvete dâlldür. Sîn, Mîm, Ayn, Nûn: Cehl-i mürekkeb ile câhil olmaia delîldür. Ooluñ aşaiası vü yuoarusı yoiun olmao kabiliyete vü yüreklü olmaia delîldür. Eger ooluñ aşaiası vü yuoarusı biribirine muvâfıo olup ince olursa ziyâde oabiliyete, ma rifete vü sa-âvete delîldür. Uzun barmao ki, toirı ola fehm tîzligine vü sa-âvetine delîldür. Eger uzun vü etsüz olup (v. 41b) ardına oayoı olsa olmaz yire el urmaia 216

218 vü lâf urmaia vü edna nesne çoo eylemege vü az sözi çoo eylemege delîldür. Ayn: Barmao etlü olup +oirı olmao 2amâoata delîldür. Barmao oı4a vü etlü olup incelikde vü yoiunluoda vasa+ olmao ba 7ı sa-âvete vü insâniyete vü 2alîm olmaia delâlet ider vü eger oı4a olup ucları ince olursa ba 7 sa-âvete delîldür. Mîm, %ad: Ba 7 2amâoata delîldür vü eger uzunluoda vü oı4alıoda vü yoiunluoda incelikde vü etlülükde vü aruoluoda vasa+ olsa 8ekâvete vü sa-âvete vü ouvvete vü devlete vü cürre +-+ab e dâlldür. Ayn: Oı4a barmao güdenlige delîldür. Aya uzun, barmao oı4a olmao -ıssete delîldür vü âya oı4a, barmao uzun olmao 8îreklige vü saâvete delîldür. Mîm, %ad: Delülüge delîldür. Eger âya barmaia, barmao âyaya münâsib ola fikre vü firâsete vü muvânesete vü hilme vü kalbüñ merhâmetine (v. 42a) delîldür. Barmao uzun ya oı4a olup uci kendüden yoiun olsa ziyâde 2ır4a vü 2amâoata vü ba 7 ademîliie dâlldür. Âya müdevver olmao ilme vü 2ilme vü 4abırsuz olup 2adden tecâvüz eylemesine delâlet ider. Eger söbülüge mâyil olsa adle vü in4âfa vü sa-âvete vü fikre delâlet ider. Mîm, %ad, Ayn: Barmao -ûrde ardına egri olsa ba 7 kemâlete vü lâfa vü abe3 yere sa-âvete delâlet ider. Mîm, %ad: Dırnao yufoa vü söbülüge mâyil olsa leffâflıia vü ba 7 kemâlete vü 2asede delîldür. Eger oalıñ vü söbü olsa cehle dâlldür. Eger dırnao oalıñ u müdevver olursa ilme vü kemâlâta delîldür. Dırnao ao vü oalıñ olmao mübâreklige delîldür. Beyt: Elüñ a2vâlinüñ bâkîsini siz görün anda Ki eşkâl eyledük biz oalan a2vâlini bilesin anda Kim anlar 8ikrolunmamıştır bunda FA%LÜ S (AMĐSÜ FĐ @-@EKER Ya nî 8eker beyânındadur Mîm, %ad, Nûn, Ayn: @eker ince uzun olup (v. 42b) +oirı olmao le+âfete, a9la vü oıllet-i cimâ a delîldür. Ayn, 6eker yoiun vü uzun olmao 2in-i cimâ da iâyetle le88ete vü 217

219 2emâoate vü cehle delîldür. /imâr ile müşâbih oldıiundan ötüri vü eger oı4a olup yoiun olursa şehvet-perestlige vü iaflete vü a9la vü lâf urup özünüñ ayubuna mü++ali olmaia vü mu ânidlige delîldür. Eger oı4a olup ince olsa iâyet 8eki vü ehl-i in4âf olmasına dâlldür. Mîm, %ad: inad olmayup iyilük +ab ından vü teşni inden oaçıcı olmaia vü ziyâde cimâ olmaia delîldür. (âyesi vâsi olup yumurdası büyük olsa bî-2ayâlıia delîldür vü yumurdası küçürek olmao a9la vü 2ilme delîldür. Eger 6âhir oabı vâsi olup içi da-ı vâsi olsa 2amâoata vü kâhillige vü ba 7 ma rifete delîldür. Eger vasa+ü l-2al olsa eyü -ûlara delîldür. FA%LÜ S-SADĐSE FĐ R-RĐCL Ya nî ayao beyânındadur. Mîm, Dal, Ayn: Ayao ziyâde büyük olmao ouvvete vü a9la (v. 43a) delîldür. Ayao ziyâde küçicek olmao şâdlıia delâlet ider. Ayao vü topuo siñirleri etlü vü oatı olmao fehm yatluluiuna delâlet ider. Ayao vü topuo siñirleri olmao ouvvete delîldür. Ökce yoiun olmao ouvvete delîldür. Büyük barmao orta barmaodan oı4a olmao ma rifete vü ia7abı tîz gelüp gitmesine de delîldür. Sîn, Nûn, Ayn, Mîm: Baş barmaiın başı müdevver olmao dırnaiınuñ -âlî +arafı alçak vü barmaolar +arafı cânibi yüksek olmao 8ekâvete vü sa-âvete vü ia7abı az olup tîz gelüp giç gitmesüne vü fikre vü ba 7 mekre u 2ileye delâlet ider. Eger bunuñ aosi olursa bu-le delîldür. Baş barmaodan küçicek barmaia varınca birbirinden aşialıiı üzerine olursa sa-âvete vü oalbi 4âfî olmaia vü ehl-i in4âf olmaia delâlet ider, 8eki olmaia delâlet ider. FA%LÜ S-SEBA FĐ L-OAD Ya nî boy beyânındadur Mîm, %ad: Boy uzun olmao (v. 43b) şâdlıia vü mübâreklige delîldür. Ammâ iafletden -âlî olmaz. Oı4a boy düşmenliie vü fitneye vü kîne vü adâvete vü yaramaz 4ıfata delîldür. Iâyet lâiar olmao ba 7 8ekâvete vü 7a fa delîldür. Iâyet etlü olmao ziyâde 218

220 2amâoata delîldür. Ammâ Đmam Muhammed rahimehullâh etlü vü hem 8eki imiş lâkin böyle olmao nâdirdür. Lâ-2ükmü n-nâdir. Oalü l Đmam Şâfî rahimehullâhu mâ-râyetü seminen 8ekiyen ilâ Muhammed bin el-/asanü ş-şeybâni orta boy hikemyete vü 8îreklige vü bâ+ın 4ıfatlaruñ itidâline delîldür. MAOÂLE-Đ TÂSĐ E Elde olan emârât u 2u+û+ beyânındadur Bilgil ki sâir a7ânuñ 4ıfat-ı 2amidiye vü 8emîmeye delâletleründen keffüñ delâlet-i ef4a2 vü ev7ah oldıiı ecelden el içün müstâoil bir ma9âle 8ikridüp tafsîl üzerine şekiller ile - u+û+uñ vü sâir cüziyâtüñ a2vâlin beyân oıldıo ammâ elüñ ev4âfa delâlet sâir a7âdan ziyâde oldıiuna (v 44a) sebeb böyle buyurdular ki ibâdet vü cennât u 2ayır vü cihet-i mâ aş elsiz olmaz her u7vuñ ele ihtiyâcı vardur vü göz sâir a7â her gâh ki göre +urmaz ammâ /ao te ala gözüñ müna6ırı oılmıştır ta kim Âdemoiulları elde olan emârâtı görüp 4ıfat-ı ma8mûme-yi ma2mûdiyeye tebdîl itsün içün vü da-ı birbirinüñ elün görüb yaramaz 4ıfatlü kişilerden i2tirâ4 itsünler içün elde alâmetler çoo eyledi. Biñ eli bir yere cem eylesüñ birindeki 2a+lar birine beñzemez. Zîrâ her bir kişi bir dürlü ev4âf vü a2vâl ile muta44ıfdur. Evvel zamânda oul vü cariye alur olsalar elin görürler idi. %ıfat-ı 2amide ile muta44ıf ise alurlar idi, degilse idi almazlar idi. Şimdik Zamânda: Şimdiki zamânda da-ı ol zamâne taolîd idüp görürler ammâ a4lı bilmezler /ak süb2ana vü te âla yedi kevâkeb-i seyâre cemi i ma-lûoa vü insânuñ iki yüz oıro sekiz ya da-ı artuo ya da-ı (v. 44b) eksük i-tilâf üzerine a7âsına müyeser oılmıştır ki âdem vücûda geldügi -inde kevâkeb-i seyyârenüñ a2vâllerine yüzden bulunursa ana göre a7âlarınuñ a2vâlleri olur. Ammâ 2in-i velâdetde kevâkebin a2vâlin mailub olmayup kevkebi oanoı kevkebdür bilinmezse a7âsınuñ a2vâllerinden kevkebi oanoıdur bilinür. (u4û4a ki bu eldeki -a+lardan ammâ bu keffüñ a2vâli vü eşkâli 0a9i9atde bu bir risâledür. Bu kitabdan degildür. Lâkin bilinmesi lâzım vü lâ-büd oldıiu eclden bu kitaba il2âo idüp bir ma9âle 219

221 oılduo vü bu ma9âle da-ı bir muoaddime, altı bâb üzerine tertib itdük. Nitekim a4ıl risâlede öyleydi: Mukaddime: Elüñ ao4amuñ vü el 2a+larınuñ adları beyânındadur Bâbü l-evvel: Elüñ nişânların vü a0kâmların bildürür. Babü s-&ani: Cimâ -a+larınuñ delâletlerin bildürür. Babü s- &ali3: Ömr -a+ınuñ delâletlerün bildürür. Babü r- Rabi : Baş -a+ınuñ delâletün bidürür. Babü l-(ams: Âdemuñ +âli in ya nî elünde olan -a+lardan yılduzunı bidürür. Babü s- Sadis: Cüziyât-ı delâletlerin bir nice sırlar bildürür ki ehli oatında ma lûmdur. MUKADDĐME: Bilgil ki baş barmao yüksekdür, yüksek kevkebe ya nî Zu-al e nisbet itmişdür. Buña elif barmao deyü ad virmişlerdür vü yanındaiı ki şâhâdet barmaodur Müşteri nüñ 2ükmündedür Be barmao deyü ad virmişlerdür vü bunuñ yanındaiı ki orta barmaodur. Meri- iñ 2ükmündedür Cim barmao deyü ad virmişlerdür vü yanındaiı ki Arabca ana bin4ır dirler şimşek 2ükmündedür. Dal barmao deyü ad virmişlerdür vü yanındaiı ki serçe barmaodur Zühre nîñ 2ükmündedür. He barmao deyü ad virmişlerdür vü avucunuñ a-irindeki küçürek -a+ ki ool +arafında yaña oolı arouru kesmişdür. Iayın, Elif, Ye, Te: -a++ı deyü ad virmişlerdür. (v. 45b) Elif, Be barmao aralıiından iki -a+ çıkar. Birisi Iayın, Elif, Ye, Te -a++ı +arafından yana varur. Bu -a++a yürek vü ömr -a++ı deyü ad virmişdür vü birisi He barmaodan yaña varır. Baş 2a++ı deyü ad virmişdür. Ool +arafından yañdan üçünci bir -a+ 220

222 çıoar. Bir +arafı baş -a++ına vü bir +arafı ömr -a++ına ulaşup bunlaruñla mü3elle3 şekil bailarlar. Aña iıdâ -a++ı deyü ad virmişlerdür vü ömr 2a++ı indüii zâviyeye Mîm deyü ad virmişlerdür. Ömr vü iıdâ -a+ları indügi zâviyeye Lâm deyü ad virmişlerdür. He barmaiın dibinden bir büyük -a+ biter. Be barmaiın +arafından yana varır. Cimâ -a++ı deyü ad virmişlerdür vü cimâ -a++ı vü -a++ ++-ı Mîm, Lâm aralıgına elin mürabbâ deyü ad virmişlerdür. Iıdâ -a++ınuñ uzunluiuna olan +arafı U+arid 2ükmündedür vü ömr -a++ınuñ 4ai yanındaiı sa+ı2 Oâmer 2ükmündedür. Bu şekilden ma lûm olınur ki 8ikrolunan taf4îl ile beyân vü şer2 oılınur ol şekil budur: 221

223 222

224 (v. 46b) ammâ bilgil ki eger -at ma nîdâr ola vü kemmiyyetde da-ı büyük ola. Eczâları mutta4ıl ola. 2a++uñ delâleti ziyâde oaviyy olur vü bunlaruñ aksi bunlaruñ 2ükmünüñ aksidür vü da-ı erlerüñ 2ükmü ek3er 4ai elinden bilinür vü avretlerüñ ek3er 4ol elinden bilinür vü bilgil ki ellerüñ 2ükmün itdügün vaotde mizâc kendü 2alinde olmao şar+dur ki kişi oaoımış vü sevinmiş vü çoo 2arekât itmiş vü ellerüñ keyfiyyeti nesne dutmao ile taiyîr olmuş olmaya vü da-ı elleri mu tedil havada görmek gerek şar+ iledür. Ziyâde 4ovu9 vü ıssı olmaya nitekim nab7 görmek de bunlar şar+dur. Vü da-ı her 2ükm ma2kûmun aleyhüñ i tibarına göre ola ya nî iolimine vü iıdâlarına vü âdetlerine vü milletlerine vü -ı4ımlarına göre ola. me3elâ bir Yahûdî bir +ali de +oisa ki ol +ali 4ultân vü vezîr olmaia delâlet itse ol 4ultân vü vezîr olur dimek yoodur. Zîrâ Yahûdî +âifesinden a2kâm-ı nücûmda sultân vü vezîr (v. 47a) olmao yoodur. A2vâlleri ednâ olmao üzredür. Zîrâ görmez misin ki her milletüñ mustâoil kendülerden begleri vü vezîri olur ammâ bu +âifede olmaz. Bu taodîrce dimek gerek ki 4ultânlar vü vezîrler ile mü4â2ib ola ta kim Yahûdîler i tibârına göre kendülere 4ultân vü vezîr na6arî gibi olur. Vü da-i bir /abeşi 2ükmünde görsen ki çoo yaşamaia delâlet var. Ol çoo yaşaya dimek yoodur. Ammâ iolimine göre ek3eriye oıro yıl yaşarlar. Ol dahı oıro yıl yaşaya dimek gerek. BÂBÜ L- EVVEL Elin nişânların delâletin bildirir. Elüñ a2kâmların ile bilgil ki eller oollar ile ol oadar uzun olsa ki -a++ı adem +oirı +urıcak elleri dizlerine yaoın yetişeyor ki ouvvetine vü yürekligine vü cûmerdligine vü izzetine vü nefs eyülügüne vü fi l-cümle a2lâ9-ı 2asenaya delâlet ider. Eger oolları oı4a olsaydı bunuñ 4â2ibi iaviacı vü ooroaodur ki Risto Xales Kitab-ı Firâset de 8ikritmişdür. /akîm(v. 47b) Zârî, oolları oı4a olan kimsenüñ nefsüñ inceligüne vü iştahâsın 2â4ıl itmesine oaviyy oldıiuna delîldür, dimiş. Eger kolları uyluiuñ yarısına dek yetişse yaramaz nesne i-tiyâr idüp kimesne ile olmaduiuna delâlet ider vü 2ükemâ dimişlerdür, oaçan bir kişi 223

225 ellerün ege yanlarına +oirı uzatsa eger göbeginden elinüñ Cîm barmaiınuñ baş +arafı uzun gelse göbeginden ayaiınuñ orta barmaiından uirı olmaia delâlet ider. Nâs ortasında 5arb-ı me3eldür. Uirıya eli uzun dirler göbeginden ayaiı +arafı cânibinden eli +arafı cânibi uzun olmaodan kinâyetdür. Eger bir kişi âdeti ola yürüdügü vaotde avucun yumup oolun 4alla 4alla yürümeo işleri tîz ü mecd vü şîr-merd oldıiuna delîldür. Eger bir kimesnenüñ bir nesneye yapuşduiı vü vaotde eli ditrese oaoıduiu vaotde tîzceo sâkin olmasına delîldür. Nâdir El- Hind ayıtdı: Oaçan elleri açıldıiı vaotda (v. 48a) Be, Cîm barmaoları mutta4ıl olsa aralıiında aydınlıo görünmese oocalıiında darlıia hu7ûrla ola. Cîm, Dal barmaolarıñ aralıiında mutta4ıl olup aydınlıo görünmeye ömr-i a2irinde dirliii 2uzûrla ola. Eger oaçan kim barmaolaruñ küllîsi mutâbıo olup ara yerlerinde aydınlıo görünmeye dâîm eyülükde olup vü -oşluoda ola. Eger barmao başları oatı yoiun olup etlü ola vü avucı arıo etsüz ola ömri za2metle vü emek ile geçdügüne delâlet ider. Eger barmaoları ardına oayoı olup araları ferce olsa dervîş olup âdemlara mu2tâc ola aña delîldür. Eger eller büyüklügi gövdeye münâsib olup vü hem ba 7 eczâları ba 7ına muvafıo vü münâsib ola. Xabi atuñ -ûylaruñ la+ifliiine vü -oşluiuna delîldür vü eger aksi olsa yaramazlıiına delîldür. Eger eller bedene göre oatı büyük olup gövdesi ince olsa mizâc 2arâretine vü çoo söylegen (v. 48b) oldıiuna delîldür. Câlînûs /akîm aydür ki: Bairun büyüklügüne delîldür. Eger eller oı4a olsa vü barmaolar da-ı oatı oı4a olsa ellere göre fitne vü uiri oldıiuna delâlet ider. Eger oatı oı4a olsalar kendü a7âlarına göre ouvvetlü vü ba24de 8îrek olmaia delâlet ider. Eger avretlerün kefleri oı4a olsa fercleri dar olur. Oilanı za2metle +oiururlar. Zîrâ ana ol mev7u uñ giñligi miodârı ol miodâr orta barmaiuñ ikinci fa4lından Iayın, Elif, Ye, Te fa4lına varınca ikisinüñ giñligi beraberdur vü ayanuñ uzunluiu aña ol oadardur. Eger avuc uzun olup barmaolar yoiun vü oı4a olsa delülüğe ki vü kâhillige vü iayretsüzlüge delâlet ider. Eger barmaolar vü avuclar uzun olup yoiun olsa güdenligi baliamî mizâca vü ya baliamî mizâc -ûyli olmaia delâlet ider. Eger 224

226 avuclar vü barmaolar uzun olup biribirine münâsib olıcak sanâ atlar 8îrek (v. 49a) olmasına delîldür. Eger barmaolaruñ ta2rîk itme âdeti olsa mu-âlif vü yaramaz fikirler itdügüne delâlet ider. ĐKĐNCĐ BÂB Cimâ Sîn Lam -a+larınuñ delâletlerün bildirür. Eger cimâ -a++ınuñ rengi kızıl vü mutta4ıl büyük olsa cimâ a7âlarunuñ -oşluiuna vü eyü hûlara delâlet ider. Cimâ -a++ı vü baş -a++ları yürek -a++ı ile mutta4ıl olsa -atta bunlaruñ içinden mü3elle3 gibi olsa bunuñ 4a2ibi ol oadar mu-â+araya oorouya dûş gele ki kendünden peşimân olup ne olaydı +oimayaydım deyü dir. Eger bu -a+ budaolardan -âli olup Be barmaiuñ dibine dek varmaya na4ibsiz vü mâlsız vü yüz -arâ7ata 326 uiramaia delâlet ider. Eger me8kûr 2a+, Be barmaiuñ dibine dek vara vü anda mu2kemlene vü avucunda ol bir +arafdan ber8 budaolarına Elif dibini gözetler sâ adetlü vü devletlü vü cûmerd âdem olmaia delâlet ider. Eger bir -a++uñ ayaiı vü budaoları baş (v. 49b) -a++ına varsalar yalancı vü aldayıcı vü âdemlerüñ yüzüne gülüp ammâ ardlarınca vesâvisin edici olmaia delîldür. Eger bu -a+ ömr -a++ıyla mutta4ıl olsa anlardan zâviye 2âdi3 olsa vü baş -a++ı eksik olsa tîzcek başı kesilmeie ya-ûd bir büyük yarası olmaia delîldür. Eger bu -a+ baş -a++ını gözetse ölüm oorousuna gele ammâ gerü -alâ4 bula. Eger bu -a++uñ uzunluiu Be barmaiuñ ortasına dek yaylara varsa esirgememeie vü çoo oaoımaia delâlet ider. /u4û4â ki -a+ 9ızıl ola Be barmaiuñ dibinden yana vara izzet vü mertebe bilüp mâl 2â4ıl itmesüne vü edeblü olmasına vü iorârından çıomaduiına delîldür. Eger bu -a++uñ ucı orta barmaiuñ altına varsa oat â iaviasuz, melâletsüz olmaya, eger bu -a+ orta barmaiuñ dibine vara delîldür ki anuñ dirligi eksilmeye. Fikirsüz ya nî /ao süb2ânehu ve te âla 4anmaduiu yerde rızoı vere. (v. 50a) vü avretler ile zindegânesi olmaia, eger bu -a++uñ ucı hemân orta barmaia dek vara ömri mu-âtaralu vü za2metlüdür. Eger bu -a++uñ ucı Be 326 Bu sözcük metinde 2erâ2at şeklinde yazılmıştır. 225

227 barmaia varmaia oarîb ola za2metler çeküp vü edeblü olmaia delîldür. Eger bu -a++uñ ucı ya bir budaiı Be Cîm barmaiuñ aralıiında tamâm çıosa is2âlden 2elâo olıcaiına vü yükli avret toiurmao üzerinde 2elâo olıcaiına delîldür. /u4û4â ki bu -a+ büyük vü oızıl ola ammâ -a+, %ad, Lâm ba 7 kimselerde mevcûd olup vü ba 7ında ma dûm olmao âdemüñ a2vâlleri mu-talif oldıiu sebebdendür. Eger bu -a+ ne oadar büyük vü rengi mu tedîl olup mutta4ıl ola ol oadar bairuñ mi îdenüñ -oşluiuna vü fera2 olmaiına delâlet ider. Eger bu -a++uñ rengi şefâf olmaya vü eczâları olmaya mi îdenüñ yâ-ûd bairuñ 7a îfligine delâlet ider. Eger bu -a++uñ üzerinde yâ-ûd yanunda küçicek nootacıolar buluna +ab iyetüñ (v. 50b) oabı7lıiına, uirılara delâlet ider. Eger bu -a+ ayanuñ miodârınca bir iayr -a+ kesse mi îdeden 2â4ıl olur, -astalıolara delâlet ider. Eger bu -a+ ömür -a++ınuñ yanında ziyâde oızıl ola mi îdeden 2â4ıl olur, baş airısına delâlet ider. Eger baş -a++ınuñ yanında oızıl olursa gögüs za2metlerine delâlet ider. ÜÇÜNCĐ BÂB Ömr 2a++ınuñ delâletlerin bildirür. Nefs-i 2ayvâniyyeye müte aliodür. Bu beyânda ömrüñ müddeti vü ömürde vaoi olan emrâ7lar beyân olınur. Ömrüñ uzunluiu vü oısalıiı ömür -a++ınuñ uzunluiuna vü oı4alıiına göredür vü ömr -a++ınuñ ibtîdâsı Mîm +arafındandur. Risto Xales Kitab-ı /ayvânât da dimişdür. Âdemüñ elinde üç -a+ vardur. Büyük olsalar ömr uzunluiuna delâlet ider. Ömürde vaoi olan marâ7lara bu vechle delâlet ider ki bu -a++ı ne oadar 2a+lar aroaru keserse ol -a+lar oadar -astalıoları vaoi ola. (v. 51a) Aşaiada mersüm olan şekillerde ma lûmdur. Mîm, Sîn 2a++ı Iayın, Elif, Ye, Te -a++ına erse bu kişinüñ ömr-i ioliminde vü adetlerinde iâyet çoo yaşamış oadar yaşaya. Eger ömür -a++ını keser 2a+lar Mîm +arafına yaoın ise ya nî bu -a++ın ibtidâsına yaoın ise ol oadar +oiduiu 327 vaote marâ7 yaoın vaoi ola 327 Bu sözcük metinde +oirıiı şeklinde yazılmıştır. 226

228 ya nî Mîm +arafına oatı yaoın ola ziyâde küçicek oilanken -asta ola. Eger Sîn +arafına yaoın ise pîrliginde -asta ola eger Mîm, Sîn ortasında ola, orta yaşında iken 0asta ola vü buna oıyâs idesen. Eger keser -a+ ne oadar Mîm, Sîn 2a++ını zâviye-i oâyimiyye yaoın oatı eylese ol oadar -astalıiı ziyâde ola 2a++-ı zâviye-i oâyimiyye üzerine olsa ölüm mu-â+ırasıdur. Eger keser -a+ ne oadar büyük, uzun ola -astalıiuñ da-ı ol oadar uzunluii vü ouvveti ola. Ammâ marâ7uñ sebebi keser -a++uñ gelduii vü bitdüii yerden ma lûm olur. Eger ömr -a++ınuñ yoiunlıiı (v. 51b) baş -a++ından +arafa yaoın olsa müteiâyır na4î2atlüdür. Eger bu -a+ baş - a++ı +arafından yana bulınsa vü anda yoiunluiı Sîn +arafından yaña olan yoiunlıiından artuo ola, her kişiyle dost olup eyü nasî2atler virür kişi olmaia delâlet ider. Eger Sîn +arafından yaña buncılayın budaoları olsa dervîş olup oavllerinde yalan sözler söylemeie delîldür. Eger Mîm +arfından buncılayın budaoları bitse 4â2ib-i mâl vü 4â2ib-i izzet olmaia delîldür. Eger bu -a+ ne oadar Mîm +arafından yañadan incelse ol oadar a9luñ 8îrekligine delâletdür. Eger bu -a++uñ Sîn +arafından yañadan olan oızıllıiı Mîm +arafından yañadan olan oızıllıiından artuo olursa kimsneyi esirgemediiine delâlet ider. Eger bu Mîm - a++ı +arafından yaña budaoları bitse fikirleri yâ-ûd na4i2âtları müteiayır oldıiuna delâlet ider. Eger bu 2a+lardan mü3elle3 Mîm, Lâm, Sîn içinde bunuñ gibi budaolar bitse Mîm, Lâm -a++uñ +oounsa eyülükleri (v. 52a) ola yaramazlıiından 4oñra eger bu -a++uñ başında üç küçürek -a+lar bitse ki birbiriyle mutta4ıl olsa bu şekilde cüzâm olacaiına delâlet ider. Eger ömür -a++ınıñ yanında Iayın, Elif, Ye, Te yaoın buncılayın bir şekil bulınsa bir gözi fâsid ola. Eger iki bulınsa iki gözi fâsid ola. Eger me8kûr ömr -a++ından bir oızıl -a+ bitse vü He barmaia yaoın varsa mu-â+ara yarası olmaia delâlet ider. Eger ömr - a++ını bir geçerek -a+ kesse ool +oirusuna gider. Büyük mu-â+araya uiramaia delîldür. Eger bu -a+ Mîm, Lâm 2a++ı toounduiu yerden bir -a+ çıosa vü Mîm, Lâm -a++ına irse vü aşiaya baoar olsa delîldür ki kendirden ya oodan yarası olsa gerekdür. Eger Mîm noo+aya yaoın iki - 227

229 a++lar ömr 2a++ınuñ sai yanına uzunluiuna olsalar delîldür ki kendü +abî i ölümi olmaya, eger ömr -a++ınuñ 4ol yanında olsa +ab i (v. 52b) ölümi oldıiuna delâlet ider. DÖRDÜNCĐ BÂB Baş -a++ınuñ delâletin bildirür ki ouvve-yi nefsâniyyeye müte aliodür. Eger Mîm, Lâm -a++ı +oirı ola 8ihnüñ vü dimâiuñ vü mizâcüñ -oşluiuna vü eyü -ûlara delâlet ider. Eger bu -a+ Iayın, Elif, Ye, Te -a++ınuñ yaoın varsa her nesnede eksükligine delîldür. Eger Iayın, Elif, Ye, Te -a++ına baş -a++ı oluşsa yaramaz nasibe delâlet ider. Eger bu -a+ uzun olup vü barmaolar dibine yaoın bite ouvvete vü ömr uzunluiuna delâlet ider. Eger 9atı oı4a olsa yaramaz -ûya delâlet ider. Eger bu -a+ ol 9adar 9ısa ola ki orta barma9 mu9âbelesinde dükene ilerü varmaya 9atı yigit iken ecel yetişe. /u4û4â ki orta barmaiuñ ortasına +oirı dükene -âç gibi ola. Eger bu -a++uñ ucunda iki küçicek -a+lar yapışmış ola demürden gövdesinde yara olmaia delâlet ider. Eger bu 2a+ egri olup vü pâre pâre (v. 53a) olmuş ola uirılıga vü 9a9ıganlıiına delâlet ider. BEŞĐNCĐ BÂB Âdemüñ yılduzı +oiduiu sa atden bilinmese mizâcından vü a2vâlinden vü firâsetinden vü ellerün -a+larından vü iştâo itdügü nesnelerden bilünür ammâ el ân elleründe bilünenü 8ikridelüm evvel kim yılduzı Zu2âl dür. Ellerüñ nişânı büyükdür vü orta barmaoda artuo 2a+lar vardur. /û4u4â ki elüñ ortalıiından ya nî Iayn, Elif, Ye, Te sa+2ından bir ucundan geçer. Cîm barmaia dek gelür. Ol kim yılduzı Müşteri dür Be barmaoda çoo -a+lar budaolarından bir barmaiuñ dibine dek varalar. Ol kim yılduzi Meri- dür baş vü ömr -a+ları +oirıdur vü renkleri oaviyydür vü ol kim yılduzı Şems dür. Dal barmaiuñ dibinde çoo incerek -a+lar vardur vü ol kim yılduzı Zühre dür Zühre yeründe çoo -a+lar vardur vü ol kim yılduzı U+ârid dür, U+ârid yerinde çoo -a+lar vardur vü ol kim yılduzı (v. 53b) Oâmer dür elinüñ murabba ında buncılayın nişân bulunur vü Oâmer yerinde -a+lar vardur vü ol 228

230 -a+larından iayrı mes+ûr olan alâmetler ile insânuñ kevkebleri ma lûmdur yalñuz el -a+ları ile bilmeklik müte a88irdur. Şübheden -âli degüldür ammâ bu bâbuñ evvelünden 8ikrolunan nesne ilm-i +ıbda vü ilm-i 2ikmetde vü ilm-i a2kâmda ma lümdür. Anuñ içün bunda 8ikrolunmadı ki tatvîl-i kelâm lâzım gelür. Me8kûrlarun şekili budur tammet: ( v. 54a) 229

231 230

232 ALTINCI BÂB (v. 54b) Cüziyât delâletlerüñ vü bir nice sırlar bildürür ki, ehli oatında meşhûrdur. Đmdi bu sırrı belki oaçan He barmao uzunluiu Dal barmaiuñ evvel fa4lına yetişmez ise 2aram-zâdedür. Sebebi budur ki Zühre nüñ Cimâ te3iri vardur. He barmao Zühre 2ükmündedür. Çünki cimâ 2elâlden olmasa nâoı4 olur bu me3ele tecrübe nice kere olunmuşdur. Eger barmaiuñ evvel fa4lında olan -a++-ı cemi yüzük gibi çevrilirse yâ-ûd evvel 2a++uñ üzerine buncılayın nişân olursa asılacaodur. Eger me8kûr şekiller tamâm olmaodan az eksik olursa emin olduiına delîldür. Ya nî asılmaia yaoın ola; ammâ bi l-fi l olmaya. Eger barmaiuñ fa4lına yaoın buncılayın nişân varsa anasıyla vü oız oarındaşıyla zinâ itdügüne delâlet ider. Eger Elif, Be barmaiuñ arasında ömr -a++ı ourbuna Oamer mev7u cânibine aşaiasına ool +arafına bir -a+ olursa iûlâm-pâre oldıiuna (v. 55a) delâlet ider. (u4û4a ki oızıl ola Ba+lamyûs aydür: Eger bu -a+ Gayın, Elif Ye, Te -a++ına varsa cemi -i ömrüñde mâlı olmaya. Eger evvelinde bu -a+ eksik olsa mâlı ömr-i evvelinde eksik ola. Eger sonunda eksik olursa pîrliginde mâlı eksik ola. Fi l-cümle bu -a++a göre oıyâs idesün vü da-ı ilm-i firâsetle meşhûr delâletler bulmuşlardur ki iki oaşuñ arasında oıllar bitse iûlâm-pârelige vü yâ-ûd avretler ile zinâ itdügüne delâlet ider. (u4û4a ki gövdesi oatı oıllı olmaya Tanrı nuñ acayib 2ikmetlerindür. Kişi buñun gibi 2arâm cimâ başlaya tîzcek delâletleri 6âhir olmaia başlar. Zîrâ ki bu nesneler +abi atı mu-âlif oalur. Ba+lamyus 328 aydür: Bunlaruñ gibilere ilm-i a2kâmdan 2ükmitmek yoodur. Zîrâ ana yılduzlar mün aos olmuşdur. Xabi atler adetlerinden -âric olmuşlardur. Eger bilmek dilerseñ bir kimsenüñ avretleri vü oilancuolarına oadar ola Zühre yerinde mersüm (v. 55b) olan -a+lardan ma lûm olur. Na6âr idesün eger He barmaiuñ dibinden elüñ soñ cânibi +arafından geçerek -a+lar elüñ uzunluiuna iner olsa ol oadar oilancuklara delâlet ider. Eger ol 2a+lar elüñ +oirusuna oatı +oiru olursa erkek oilancıolara 328 MS. II. yüzyılda Đskenderya da doğmuş ve orada yetişmiş Hıristiyanlığın önemli bilginlerindendir. Düşünceleri, Ortaçağ Hıristiyanlık düşüncesini şekillendirmiş ve paplık tarafından kabul görülmüştür. Astroloji konusunda ortaya attığı görüşlerinin tartışılması dahi kilise tarafından yasaklanmıştır. Ona göre Dünya gökyüzünün merkezinde bulunur ve Güneşle diğer gezegenler onun etrafında döner. 231

233 delâlet ider. Eger eirirek dek olursa oız oilancuolara delâlet ider. (a+lar adedince adedleri olur mümkündür ki 9an9ısı ön +oiduiu bilinür. Dal barmao +arafından olan -a++-ı evvel +oiar mertebe ile +oiarlar. (a+laruñ mertebesinden +oirılıiından vü eirilüiünden evvel vü soñra erkek vü dişi olanları belâsuz oilancuolarun oanoısı diri olur vü oanoısı ouvvet olur. Belâsız eger -a++ı münoât ola fevt olur vü münoât olmaya fevt olmaz. Vü oilancuolaruñ oanoısınuñ ömri çoo vü uzun olur oanoısınuñ az olur bilesün. Eger -a++ı uzun ola ömri uzun olur, eger -a++ı oı4a ola ömri oı4a (v. 56a) olur. He barmaiuñ dibinden Dal barmaiıñ yassılıiına ne oadar -a+ keserse ol oadar avret ala. Ömri â-irine dek eger bir -a+ keserse bir avret ala. Đki -a+ keserse iki avret ala aña göre oıyâs idesün. Eger avret 2a+ları barmaiuñ yassılıiına +oirı olursa oız oilan olmaia delâlet ider. Eger eiri olsa +ul avret olup yâ-ûd kız oilan diyup aldıiı kız oilan çıomaduiuna delâlet ider. Eger biri birinden -a+lar ırao olsa sonra alacaiı avretı çoo zamân 4oñra almaia delâlet ider. /â4l-ı kelâm budur ki -a+laruñ mesâfesi oadar olur. avretler almaiuñ zamânı müddetleri eger avret -a++ı oızıl olsa aorâbasından almaia delâlet ider. Eger oilancuolar -a+ları inüp avretler -a++ına ulaşsalar ol avretden ol oadar oilancuolar +oiurmaia delâlet ider. Eger oilancuolar -a+ları inüp avret -a++una ulaşmaz ise ol erüñ ol avretden oili oızı (57 A) almaia avretüñ -a++ı uzun olsa yaşlu, büyük avret olamaia delâlet ider. Eger avretuñ -a++ı oı4a ola kiçi başlu avret oldıiuna delâlet ider. /â4ılı kelâm avretüñ büyüklügü vü kiçiligi -a++ına göre olur. Eger bu 8ikrolunan -a+lar avret ellerinde olayor vü taf4îl üzre varacaoları erlerüñ adularına vü a2vâllerine delâlet ider ki erlere göre bunlar da-ı oıyâs oluna. Eger avretüñ 8ikroluna -a+lardan iayrı elüñ +aşrasından yana -a+lar olsa oahbe olmaia vü oynaşlarunuñ adedlerine delâlet ider. Eger dilerseñ belâsız er oilan iken mi olunur yâ-ûd orta yaşında iken mi olunur, yâ-ûd pîr iken mi olunur? Eger erde avret -a++ı He barmaiın dibine oatı yaoın olsa oilan iken olunur. Eger da-ı ırâo olsa orta yaşında olunur. Eger da-ı ırâo olsa pîr iken oluna. /â4l-ı kelâm -a++ınuñ bu dına vü ourbuna 232

234 göre ölüne. Eger Iayın, Elif, Ye, Te 2a++ına (v. 57a) yaoın ömr -a++ınuñ 4ai yanında mevâ7ı -a+ olsa iurbetde fevt olup mevlidinde vefât itmeyeceiine delâlet ider. Eger ömri -a++ınuñ 4ol yanında ömür -a++ına mevâ7ı -a+ bulınsa ki Iayın, Elif, Ye, Te -a++ına yaoın yerde +abi i ölüm olmasına delâlet ider vü ba 7 2ükemâ ayıtdular ki eger Iayın, Elif, Ye, Te -a++ı yanında elüñ yassılıiına dört mevâ7ı 2a+lar olsa ömri evvelinde eyülükler görüp mâlı olmaia delâlet ider vü eger bu -a+lar Iayın, Elif, Ye, Te -a++ına ırâo olsalar ol oadar yaşına göre mâlı ola. Eger me8kûr -a+lar Elif barmaia yaoın olsalar malı vü rızoı pîr iken çok olmaia delalet ider. Eger me8kur -a+lar Elif barmao ile Iayın, Elif, Ye, Te -a++ınuñ ortasında olsa orta yaşındayken mâlı vü rızoı olmaia delâlet ider. Bunuñ üzerine oıyâs olunan Oamer 2ükmitdüiü yerde aşaia şekilde mersüm ola nişanlardan birisi bulınsa kendü avretlerüñ ooyub (v. 57b) 2arâm avretlere zinâ idüp yaramaz fikirler itmeie delâlet ider. Eger U+ârid yerinde aşaia şekilde mersüm olan nişânlardan birisi bulınsa aiır -astalıolara böireklerüñ yeline vü yâ-ûd öksürüie delâlet ider. Eger Meri- yerinde aşaia şekilde mersüm olan nişânlardan birisi bulınsa müteiayır 2âllere vü -astalıolara uiraduiına delâlet ider. Eger yerinde aşaia şekilde mersüm olan nişânlardan birsi bulunursa tîz tîz oaoımaolıia delâlet ider vü da-ı her nesnelerde kâmîl oldıiuna delâlet ider. Me8kûrlaruñ tasvîri budur: 233

235 234

236 (v. 58b) Eger Müşteri yerinde mersüm olan nişânelerden birisi bulınsa çoo rızıolar oazana ammâ teşvîşleri vü dervîşligi ola. Eger Zühre yerinde mersüm olan nişânlardan birisi bulınsa söylemesinde aiır deprenür ammâ ehl-i fikr vü cevabında kâmildür vü 4âli2leri vü âlimleri ziyâde sevüp vü mu-teli+ olmasına delîldür. Eger mü3elle3 içinde bu 8ikrolan nişanlardan bulınsa yaramaz -ûlı kişi olup vü cûmerd olmasına delâlet ider vü ba de belki zeviyelerüñ a2kâmın 8ikridelüm. Eger ki Mîm zâviye Be, Cîm barmaolaruñ arasına +oirı olsa gönli miskin olup vü 2arâm oazanmaia ziyâde cehd itmesine delâlet ider. Eger bu zâviye Be barmaiuñ ortasına +ogrı olup zâviye câdde da-ı olsa zihni zîrek olup vü sa âdetüne delâlet ider. Eger Mîm, Sîn, Ye, Mîm, Lâm 2a+larından zâviye 2âdi3 olmasa ya nî biribirine +okınmayalar aralıoları (v. 59b) 6ahîr ola. Kendüyi büyük görür vü esirgemez vü eyülük bilmez vü oısoanıcı vü yalancı vü iammâz ola. /a4ıl-ı kelâm murdâr -ûlu vü akıbeti 2ayır olmaz kişiye delâlet ider. Eger 8ikrolan 2a+laruñ aralıoları oatı ziyâde yaoın olmaia mutta4ıl gibi olsa ammâ 2aoîoatte mutta4ıl olmasa mu-âtıraya uiramaia yâ-ûd demürden yarası olmaia delâlet ider. Eger bu -a+lar arasında iayrı -a+ zâviyenüñ dibinde çıoup gerü egilüp Mîm, Sîn 2a++a +oounup aşaia baoar ise aiudan yâ-ûd bir 5arbdan 329 helak olmasına delâlet ider. Eger Mîm zâviyesünüñ üstüne gelen -a+ 4ai +arafından arası açılup gene egilüp oavuşmaia yaoın olup varup Mîm zâviyesünüñ altında oavuşsa delîldür ki etdügi -arclara peşimân ola. Eger mü3elle3 içinde Mîm yanında buncılayın nişân olursa bir alçao avretden mirâ3 degmege delâlet ider. Eger me8kûr yerde buncılayın (v. 59a) nişân olup 9ızıl olursa bir yıl tamâm -asta olmasına delâlet ider. Eger Sîn de zâviye-i oâime 6âhîr olup 9ızıl ola göklük vü 2arâret-i iariziyenüñ vü kaviyylerüñ -oşluiuna delâlet ider. Eger me8kûr zâviye olsa 2arâmî kişi olmaia delâlet ider. Eger zâviye müteferrice olsa bunuñ aosidür. Eger bu zâviye olmasa âdemiligi vü insâniyeti olmayup mütteiayrü l-2âl oldıiuna delâlet ider. Eger zâviyede buncılayın nişân avretde olsa 2amlî erkek oldıiuna delâlet 329 Metinde bu sözcük debür şeklinde yazılmıştır. 235

237 ider. Eger me8kûr câdde ise fitnelige delîldür. Eger me8kûr müteferrice ise a2mâo olup insâniyeti olmaduguna delîldür. Eger zâviye olmasa mi îde vü ba 7 za fına delîldür. Eger me8kûrede buncılayın nişân olsa yatludur, eger elüñ murabba ında -âç gibi olursa mütedeyyin vü müteşerri kimse olup dünyâ terkin i-tiyâr eyleyüp vü 2u7ûrsuz vü şeygönülli kişi olup izzetli olmasına delîldür. (v. 60a) Eger me8kûr hâç egri olup vü -oş nişânlanmış olmasa yatludur. Eger barmaiında mü3elle3 bulınsa gâh eyülük gâh yatluluo gele. Eger iki mü3elle3 olsalar ki birinüñ 2a++ı birisinüñ üzerine ola, eyü olmaia delâlet ider. Eger üç olursa yatludur, eger dört olursa eyüdür. Eğer me8kûrede yılduz gibi buncılayın nişân olup 9ızıl ola adilligine vü eminligine delâlet ider. Eger darlıia gelse tekrar devletlü ola vü avretleri çoo sever ola. Anlardan saoınmao gerekdür. Eğer dâîre gibi olursa ulûmda kâmîl oldıiuna vü eyü -ûya delâlet ider. Eger elüñ murabba ında mü3elle3 ki zâviye câdde olup Mîm, Lâm 2a++uñ ortasında vâoi ola büyük düşmânları oldıiuna delâlet ider. Eger me8kûrede Cîm, He aralıiı muoâbelesinde -âç olsa seferler çeküp vü za2metler görmeye delâlet ider. Eger ana -a+lar Elif barmaiuñ dibinden (v. 60b) çıoup ömr 2a++ını keserler ise uzun seferler çeküp vü çoo vilâyetler görmege delâlet ider. Eger Oamer 2ükmi yerinde bir yılduz şekli olsa buncılayın yerinde buncılayın bir nişân olsa sevinüp ferâh olmaia delâlet ider. Eger Oamer 2ükmi 4â2ib-i izzet vü hürmet olmaia delâlet ider. Eger Oamer 2ükmi yerinde ömr 2a++ı yanında buncılayın şekil 2âdi3 ola Cîm aoabince gelicek marâ7lara delâlet ider. Eger cimâ 2a++ından bir budao bitüp Cîm barmaiuñ dibine dek gelse çoo nesnelerde çalışup ziyâde za2metler çekmege delâlet ider. Eger Cîm barmao dibinden iki oı4acuo yoiun 2a+lar olsa işi eri ma4la2at başarduiuna delâlet ider. Eger me8kûr olan 2a+lar birisiyle kesilse emek çeküp vü za2metler görmege delâlet ider. Eger Cîm barmaiuñ üçünci böiümi dibinden avuc küçürek -a+lar bitüp aşaiasına ineler gögsinde ya baiırsaolarda verem olmaia delâlet ider. Eger Dal barmaiüñ dibinden (v. 61a) ana +oirı -a+lar bitüp elüñ uzunluiuna giderler ki bu gelmiş yâ-ûd kesilmiş olmayalar, a9luñ 8îrekligine vü ilm-i 236

238 daoayıoa mütâlla a idüp ince fikirler idüp vü çoo ulumlar bilmeye vaoit olur. Çoo söyler vaot olur, çoo söylemez kişi oldıiuna delâlet ider. Eger me8kûr iki -a+lar kesilmiş olsalar me8kûrlaruñ -ilâfı olmaia delâlet ider. Eger U+arid yerinde aşaiadan yuoaru vü elüñ murabba ına varınca egri şekil çıomış yâd kimesneler ile dost olmaia delâlet ider. Eger U+arid yerinde buncılayın şekil olsa düşmânlar ana iâlib olmaia delâlet ider. Eger U+ârid yerinden küçürek vü oarışmış 2a+lar olsa oilan-gîn +abi atlu vü terbiyelü olmaia delîldür. Eger 8ikrolan 2a+lar Gayın, Elif, Ye, Te 2a++ına yakın yerde olsalar bârid vü baliamî mizâc olup +abi atuñ leyynini (yumuşaklık) oldıiuna delâlet ider. Eger U+ârid yerinde buncılayın şekil olsa ileri varup (v. 61b) eyü mertebelü ulu kimesne olmaia delâlet ider. Eger Elif barmaiuñ evvelki fa4lına yaoın yerde bir 2a+ yüzük tamâm barmaiı çevresi boiulmaia yâ-ûd a4ılmaia delâlet ider. Eger me8kûr 2a+ mezbûr barmaiı çevirse 4ularda muâ+araya uirayup büyük belâ ile geru -alâ4 olmaia delâlet ider. Eger barmaiuñ evvelki fa4lı üstünde bunuñ gibi şekil olsa ziyâde yaramazdur. Eger dırnao yanında buncılayın nişân olsa a4ılmaia yâ-ûd boiulmaia delâlet ider. Eger Elif barmaiuñ evvelki fa4luñ üstünde buncılayın nişânı olsa oız oarındaşına 7arar itmege delâlet ider. Eger Elif barmaiuñ evvelki fa4lı üstünde yılduz gibi olsa efrâ+ıyla cimâ olmasına delâlet ider. Me8kûrlaruñ tasviri budur: Temmet. 237

239 238

240 (v. 62b) Eger Müşteri yerinde +oirı -a+lar elüñ uzunluiuna iner ise ne oadar barmaiuñ dibine yaoın olup çoo olsalar ol oadar ziyâde mâlları vü izzetlü vü mertebeleri de eyülükleri olup 4â2ib-i -ayr olmaia delâlet ider. Ammâ şartı budur ki bu -a++ı iayrı -a+ kesmeye bu -a+ bükülmüş olmaya, eger me8kûr -a++ı iayrı -a+ kesmiş vü yâ-ûd bükülmüş ola. Me8kûrlaruñ -ilâfına delâlet ider vü başında yâ-ûd elünde yara yeri olmaia delâlet ider. Eger her -a+ 9ızıl vü büyük ola gelecege delâlet ider. Vü eger rengi -ayra vü küçürek olsa geçmişe delâlet ider vü ba 7lar dimişlerdür ki: Eger Müşteri yerinde -âç gibi yâhûd mü3elle3 -a+lar bulınsa rengi vü ta4viri ma nîdâr ola izzete vü -ürmete delâlet ider. Eger Müşteri yerinde buncılayın bir nişân olsa bünyesi 7a îf olup vü -areketleri olup za2metlü dirliii olmaia delâlet ider. Eger bir +oirı ince (v. 63a) -a+ elüñ murabba ında eyü renklü He barmaiuñ dibine dek varsa, eger bu -a+ erlerde olsa insâniyeti ölüp 2arâm kişiye delâlet ider. Eger avretlerde olsa ululuia yâ-ûd eyülüge delâlet ider vü eger bu -a+ egri vü yoiun olsa erlerde cûmerdlige vü avretlerde cimâ sevmege delâlet ider. Eger Zühre yerinde 2a+lar olsa kimi küçürek kimi orta olsa +oirı olmayup mühmellere mu2abbet idüp vü 2arâm oabul idüp cimâ ziyâde iştihâsı olmaia delâlet ider. Eger me8kûr -a+lar +oirı olsa izzetli ba-ta delâlet ider. Eğer He barmao dibinde Zühre yerinde egri 9ızıl -a+lar olsa yalancı olup vü uirı olmaia delâlet ider. Egri vü 9ızıl -a+lar elüñ murabba ında vü Zühre yerin geleler ammâ barmaiuñ dibine varmayalar oollarda vü ellerde yara olmaia delâlet ider. Eger He barmaiuñ dibinde nısf-ı dâîre olup (v. 63 b) ortaya baoa mertebenüñ eyülükle mu-telif oldıiunda delâlet ider. Ammâ aşia baoa mertebe eksilmege vü müteiayr olmaia delâlet ider. Eger Iayın, Elif, Ye, Te 2a++ı +oirı vü mutta4ıl olup rengi da-ı ma nîdâr olup yuoarı +arafa mâyil ola 2u4û4â ki budaolar +oirı olup egilmiş olmaia devletlülerde olsa mâlı dâîm olup vü ziyâde olmaia delîldür vü yoosullarda olsa eyülüge delâlet ider. Eğer Iayın, Elif, Ye, Te 2a++ından biri +ogrı mutta4ıl bir 2a+ çıoup Mîm, L#am 2a++a varsa ömr-i evvelinde darlıia +âr vü za2metlü olup soñra a-iri 2u7ûr üzerine olup -ayr olmasına delâlet ider. Eger me8kûr -a+ orta barmaia varsa 239

241 her ne iş işlese rast gelüp +âli i sa îd olmaia delâlet ider. Eger me8kûr -a+ orta barmaia degmeye ma şûoası oldıiuna delâlet ider. Eger me8kûr -a+ Be barmaia varsa uzao (v. 64a) seferlere gitmege delâlet ider. Eger me8kûr -a+ He yâ-ûd Dal barmaia yaoın varsa iâyetde büyük nasib olmaia delâlet ider. Eger me8kûr -a+ mutta4ıl olup eyü renklü olup Elif barmaiuñ dibine yâ-ûd ömr 2a++ınuñ yanına çıkarsa iâyetde oatı vü lâtîf ola. Eger Gayın, Elif, Ye, Te 2a++ınuñ üstünde avretllerde ömr -a++ına yakın üç ya dört ya da-ı ziyâde yılduzlar gibi olsa iammâz vü yaramaz ere varup sonra gine ourtulmaia delîldür. Eger ooluñ ortasından bir -a+ çıosa Iayın, Elif, Ye, Te sa+2ı giçe U+ârid 2ükmü yerinde +ura kendüsi dostlarına 4adaoat idüp dostları buña 4adaoat vü âdemîlik itmedügüne delâlet ider. Eger me8kûr -a+ ooluñ dibinden çıoup egri vü a4ılsız ola oul olup kendü i-tiyârında olmaduiuna delâlet ider. Eger cimâ 2a++ınuñ ucunda buncılayın bir -a+ bite ki barmaolaruñ +aşrasından +arafından bite barmaolarına (v. 64b) yana baoa -ısmını öldürdügüne delâlet ider. Eger ooluñ ortasından bir -a+ çıoup Iayın, Elif, Ye, Te sa+2ını giçe bir yerde olmayup çoo yerlerde misâfir olup seyyâh oldıiuna delîldür. Eger me8kûr -a++ı giçüp ömr 2a++ına vü yâ-ûd baş 2a++ına +okunsa def aten vafir rızo elüne gire, eger me8kûr -a+ Oamer 2ükmi yerinde varsa deñiz seferün idüp varduii yerde mütemekkin olup maosûdı tamâm olmasına delîldür. Eger Iayın, Elif, Ye, Te üstünde 2âc olursa eyü nasib elüne görmeye delâlet ider. Eger Iayın, Elif, Ye, Te 2a++ınuñ bir -a+ çıoup orta barmaia varsa +abi ât-ı sevdâyî olup ziyâde cûmerd olmasına delîldür. Eger Zühre yerinde mü3elle3 yâ-ûd mürabba olsa iâyetde -âli eyü ola. Eger U+ârid yerinde yılduz olsa avretlere mâyil 2â4ıl itmesine delîldür. (v. 65a) Eger Be, Cîm barmaoları arasından bir -a+ çıoup yay şekli gibi egilüp Be barmaiınuñ dibine varsa başında yara olup yâ-ûd ölecegine delîldür. Eger Be, Cîm barmaolaruñ arasında bir -a+ çıksa He barmaiuñ dibine ma2bûs oldıiuna delâlet ider. Eger Cîm barmaiuñ dibinden ya nî Merri- 2ükmi yerinden nı4f dâîre gibi bir -a+ olsa ki yuoaruya baoar ola, zindâna girmesine 240

242 delâlet ider. Eger Zühre yerinde me8kûr -a+ gibi olsa ki uirı oldıiuna delâlet ider. Eger elde oıl az olsa avret +abi âtlü olup müteiayrü l-2âl olmasuna delîldür. Eger ellerde oıl olmasa yaramaz -ûlara vü büyüklenmeye vü aoılsuzluia delâlet ider. Eger oıluñ kemmiyyeti vü rengi vü yoiunlıiı vü egriligi vü toirılıiı itidâl üzerine olsa eyü -ûylara delîldür. Risto+ales Kitâb-ı Nefs de dimişdür ki dırnaolaruñ a2vâllerinden a9luñ 8îrekligi vü gûdenligi (v. 65b) ma lûm olur. Eger dırnaolar ince vü la+îf olsa yâ-ûd 9ızılra9 olup uzun olsa akluñ vü -ûylaruñ -oşluiuna delâlet ider. Eger dırnaolarun ziyâde oı4a olsa âdeme oarışmayup -atırnâk kimesne olmaia delâlet ider. /ükemâdan ba 7ıları dimişlerdür ki eger dırnao üzerinde uvacuo aoca aoca noo+acıolar olsa ol miodâr dostlaru olup berekâtlar bulmaia vü 2alk oatında noo+alar oadar libâsları olup yâ-ûd -alodan ol oadar fâyda bulmaia delâlet ider. Eger dırnao üzerinde uvacuo oara noo+alar olsa ol oadar düşmânlaru olup vü yeni ziyânları olmaia delâlet ider. @ikrolan a2vâl, me8kûr şekillerden ma lûmdur. Temmetü bi- avnillâhi meliki l- vahhâb HÂ8Â TA)LÎ%U MÂ-6ÎDE FĐ L-KĐTÂB VÜ TA/OÎO-Đ MÂ-@ĐKRĐ FÎ KÜLLĐ L-BÂB 330 (v. 66a) Dimişler imti2ân ile 2akîmân /evâ44-ı âdemîden niçe bürhân Kim ol 4ûretle bilünür 4ıfatı Hem ol sîretle olur va4f-ı 8âtı Teşebbühde dimişdür ehl-i ma oûl Bu cism-i âdeme 4anduo-i ma oûl 330 Tercümesi: Bu her bâbını açıkladıgım kitaptan kurtuluşumdur. 241

243 5 Kişi bilmez ne var ma2lûo içinde Nitekim örtülü 4anduo içinde Şu kimse kim kesirü l- imti2ândür Bilâ-şek âdem ile -âsdandur Na6ar oılsan kişinüñ 2ilyetine Hemân-dem vaoıf olur siretine Şular kim imti2ânlar eylemişler (v. 66b) Bu sözi aña göre söylemişler Der-Beyân-ı Ev4âf-ı Đnsân Ber Aovâl-i /akimân-ı Yunân 10 Ben-i Âdem den bir nice 4ıfat var. Kim oldur -iloât-i ma2bub-i mu-târ Nedir ol va4f oulao tut beyâna Kişi kim oâmeti ola miyâna Ne aila6 ne raoio ola şikemde Hem anuñ gibi ola +u+aoda femde Hem ola mu tâdil başında a6mi Eti yumşao ola vü ai-ı cismi 242

244 Veli cisminde anuñ aolıiı bil Ola oızıla ya 4aruya mâyil (v. 67a) 15 Ne oatı uzun ola saçı bî-2ad Ne iñen oı4a ola şöyle ki ca d Ne 4ulbünde ne verkinde eti anuñ Coi olmaia didi ehl-i beyânuñ Xavîl (ü) hem daoîo ola benânı Açui ola ayâsı bil beyânı Xabi âtda dimişlerdür e+ıbbâ Ne 4uirâvî mizâc ola ne sevdâ Baoıcao görüne yüzünde behçet Nişânı şâdi a3âr-ı meserret 20 Kelâmı az ola vü 4amtı vâfir @ekiyyü t-+ab ola pâk -â+ır Bu -iloâtlü olandur -ayrü l-insân (v. 68a) Bulursuñ bir anuñ bigi kimse iy cân Elünden ooyma etegin emânet Đderseñ anuñıla eyle 4o2bet 243

245 Der-Beyân-ı Çeşm-Hâ-yı Merdümân Ber Aovâl-i /akimân-ı Yunân Gel işitgil kelâm-ı 8ü l-fünûnî Ki gök gözdür dimiş erdi l- uyuni 25 Şol kim aşkar ola ezra9ü l- ayn Şürûr ehlidür hem 4â2ibü l-şeyn Dimişler şol beşer çün ehl-i Yunân Siyâh çeşm olsa olur mer -i cebân %abî baoışlı kimse göresen çün $ı2ûku l-vech ola vü olur ömri uzun 331 Eger ola ba+îyyü l-ayn-ı insân Didiler 4â2ibü l- mekr olur iy cân Şol insân kim ola ol ma z gözlü Oatı câhil olur men2ûs u bed--û 30 A6imü l- ayn olan hem çeşm-i lerzân Olur ol bî-2ayâ vü merd--avvân Bahâdırdür kim olsa ayn-ı a2mar Dâhî dirler gelür ol kişiden şerr Der-Beyân-ı Mubehâ-yı Merdümân Ber-Güfte-hâ-yı Ehl-i Yunân 331 Bu dizenin ölçüye uyabilmesi için şu şekilde olmalıdır: $ı2ûku l-vech ola ol ömri uzun 244

246 Raoioü ş-şa r olan insân mevcûd %alâ2 ehli ola hem 4â2ib-i cûd /aşin saçlu olan hem i2sânü ş-şa r Şeca ât ehli olur 4â2ibü l--ayr (v. 68b) 35 Saçı iâyetde delim 332 olan âdem Dimâiı barid olur fı+natı kem Kesirü ş-şa r olan cisminde serde Olur cebân ol kimse beşerde Şunuñ kim 4adr u bâ+ınında ola oıl Delâlet 9ıllet-i fehme dürür bil Kebirü 8-8e9an olanadur delâlet Oalîlü l- a9l olanı neng u cüre t Ialî6ü l-2acib olan kimsenüñ hem Çoi olur ol kişide 2üznile hemm 40 Şunuñ kim oaşları iâyet siyâhdür Na6arda ne dırâz u ne kütâhdür (v. 69a) Didiler ki 8îrek u şâ+ır ola ol Her işde 2âzıo u 2a7ır ola ol 332 Bu sözcük metinde dellîn şeklinde yazılmışsa da doğrusu aktardığımız gibidir. 245

247 Der-Beyân-ı Cebân-ı Đnsân Ber Aovâl-i /akîmân-ı Yûnân Dimişler alnı büyük olan insân Olur ol kimsene iâyetde keslân Kimüñ kem ola peşîmânîsi a4iar Anı câhil evlâdur merd-i a2bar 45 Şunuñ kim münbasi+ ola cebini Ki ya nî olmaya alnında çini Anuñ gibi kişi olur me-â4ım Güzâf u lâf olur aovâl dâîm )ilâfı olsa olur merd-i hâ8ıo Fehîm u zîrek u oavlinde 4âdıo (v. 69b) Der-Beyân-ı Anuf-i Ademiyân Ber Aovâl-i /akîmân-ı Yûnân Şunuñ kim yufoa ola +arf-ı enfi Mu-â4ım ola insânuñ o 4ınfı 50 Şu kim burnı delügi ola vasi Olur şerir--ı4âm u hem murâfi Miyân enf olan kimsene beşerde Fehîm u ehl-i aol ola siyerde 246

248 Der-Beyân-ı Efvâh u A nâo-ı Merdümân Ber Güfte-hâ-yı /ükemâ-yı Yûnân Küşâde-leb olan hem vâsi ü l-fehm Bahâdır olur anuñ gibi adem (v. 70a) Xutaiı aile6 olan bil mu2aoao Ialî6ü +-+ab olur merd-i a2mao 55 Dimişlerdür oasîrü l- uno-i insân (abi3 olur da2i mekkâr u fettân Şol insân kim ola a+velü l- uno %abur olur vü lakin 3eyü l--ulo Xavîlü l- uno olan a4iaru n-nâs Didiler a2ma9 olur ol 4ıfat-nâs Ialî6ü l- uno olandur 4â2ibü l-cehl Hem olur ol kimesne iâlibü l ekl Ne uzun ne oı4a boyunlu insân &ioa u 4âdıo olur dirler iy cân 60 Hem olur ehl-i a9l u ehl-i tedbir (v. 70b) Mevddet ıssı 333 vü 4â2ibü l--ayır 333 Bu sözcük asıl metinde assı şeklinde geçmiştir. Metnin anlamına güre ıssı olmalıdır. 247

249 Der-Beyân-ı Ru s vü Ba 7 A 7â-yı Đnsân Ber Aovâl-i /ükemâ-ı Yûnân Başı büyük ola vü ooli kütâh Olur şerîr u hem mecnûn-i güm-râh Oaba oulaolu kimse ola câ0îl Da-ı -âfı6 oladur ba 7 oâbîl Oulaiı küçicek olan olur a2ma9 Da-ı dirler olur ol merd-i esrao 65 Şu kimse kim ola +avîl zirâ i Uzatsa dizine irişe bâ i Şecâ at ıssı 4â2ib-i keremdür Mürüvvet kâni vü ehl-i himemdür (v. 71a) Elüñ barmai uzun olmao beiâyet Đder ol şiddet-i cehle delâlet Dimişlerdür ialî6ü l-bâ+na her gâh Olur dirler hemişe 4â2ib-i câh Kebirü l-verek olanadur delâlet Kim olur ol kişi ehl-i şecâ at 70 A6imü r-rükbe olan kimse dirler Delir olur da-ı ehl-i dilâver 248

250 Ialî6ü s-sâo olan kimsene iy şeh Dimişlerdür olur ol kişi ebleh Ayaiı etlü olan nesl-i Âdem Meger ol seyyîü l-fehm olısar hem Şu kim ola ayaiı -urde anuñ Mizâh ola işi ol dil-rübânuñ (v. 71b) Uzun boylu kimesne olur a2mao Hem orta boylu olur a-yerü l-2ao 75 Oı4a boylu olur fettân u ayyâr Fu7ûlî vü -abî3 u merd-i mekkâr Kimüñ kim ola levni baosañ iy yâr Oızıl 4aru lahîbü n-nâr gîr-dâr Didi va4fında anuñ ehl-i ma oûl Acûl u merdüm-i dîvânedür ol Raoîoü l-2amra olan kimesne hem /ayâ ehli olur dirler ol âdem Şu kimse kim sana oldıoda +udaşı Oızara beñzi ya gözden gele yaşı (v. 72a) 80 Ya seni göricek ide tebessüm Mu2ibüñdür senüñ bilgil ol merdüm 249

251 Şu kimse kim anuñ levnî oaradur Yamân olmaoda -uyi müntehâdür Meger 2üsn ehlinedür 4â2ib-i fâf Güzldür otuz altı dürlü ev4âf Bulınsa bu 4ıfatlaruñ anda tamâmet Melîhü 8-8at olur ol kimes iâyet Ki ya nî ai gerekdür dört naoışı Teni sâoi gözi aiı vü dişi 85 Oara olmao gerekdür dört resmi Benüm neyyiresi vü oaşı çeşmi Gerek dördi oızıl biri yañaiı Ayâsı içi dili vü +udaiı (v. 72b) Degirmi olmao gerekdür dört zeyni Başı unoı +apuiu sâ ideyni Refio olsa gerekdür dört mev7i Oaşı enfi +udaiı vü e4âb ı Uzun olmao gerekdür dördi â 6em Boyu boynu oaşıyla kirbigi hem 250

252 90 Kiçi olmao gerekdür dört nişânı Đki ayaiı vü enfi, dehânı Gerek vâsi ola dört yerde cismi Cebîni, vereki, gögsi, iki çeşmi Gerekdür dört yerde boyu naizı Oulaiu ooltuiu burni vü aizı (v. 73a) Güzeli -ûb ider dirler göz alı Güzeli -ulo oılınc ider güzeli Bilenler 2üsn ilmini 4â2i2i Bu resme va4f itmişler melihi 95 Gör imdi 2ikmeti -allâo-ı levnî Aceb nesne yaratmışdur bu 2üsni Te alaallâh Te âla oudret eli Ne zibâ -alo itmiş bu cemâli Mürekkeb nuruyla -a+â+-ı oudret Yazıpdür a2sen-i taovîme 4ûret Beyt /a9 azze u cellâ-dâned ta2oio oamu eşyâ Ger 6âhir u ger bâ+ın (u) ger mürde (vü) ger ihyâ (v. 73b) 251

253 Ha8a a-irü ma-tercümetihi ve cem atihi min-risâleti l- firâset bi-lisâni t-türki ba de mu+alati ve diraseti 2ine küntü fi--i7meti d-düstûri l-kebir ve l-muşiri l-2atir ve mür+abitan ile l-fu5ili l- alimi ve reisü l- ulâmai l- âlemi seyyidi z-zamân ve müftiy-i cihân ani Kemal Paşa-zâde selemehullâhu fi d-dünyâ ve l-a-ireti. Fi-şehrü l-şabane el-le6i huve şehri membai ş-şefâ at fi seneti 3emani ve 3elâ3ine ve tis imiete mine s-sinin ve s-sa at temmet. 334 Bu âlem 2aloınuñ ilmine bi l-nisbe Ki bir 4a2râ-yı a 6imde bir dâne-yi -urde 334 Tercümesi: Bu kitap büyük rehber, hatırlı insan, alemin alimlerinin reisi, zamânın efendisi, cihan müftüsü Kemal Paşa-zâde ye hizmet ettiğim zamân mütaala ve çalışmalardan sonra derlediğim ve Türkçe yazdığım firâset risâlesinin sonudur. Allâh onu dünyada ve ahrette korusun. Bu eseri bütün şefaatlerin kaynağı olan şaban ayında sene hicri 938 de (miladi Mart- Nisan 1532) yazdım. 252

254 Sonuç Kıyâfet ilmi firâset ilmi içinde yer alan ve nispeten firâset ilmine göre daha dar bir anlam içeren bir ilim olup insanların vücut yapılarından yola çıkarak kişilikleri ve talihleri hakkında bilgi vermeyi amaçlar. Bunu yaparken de insanların zahirinden yola çıkarak batını hakkında bilgi verdiğini, yani insanların dış yapılarından yola çıkarak kişilikleri hakkında tahminlerde bulunmaktadır. Çok eski zamanlardan beri insanlar arasında yaygın olarak kullanılan bu ilim, başlangıçta belli bir sistemden yoksunken Yunan alimleri tarafından sistemli bir hale getirilmiş ve geliştirilmiştir. Yunan alimlerince geliştirilen bu ilmin tercüme faaliyetleriyle Araplara geçtiğini ve Arap alimlerinin bu ilmi kendi kültürel unsurlarıyla birleştirerek ona yeni bir kimlik verdiğini aktarmıştık. Yunan alimleri insanların beden yapılarından yola çıkarak ruhsal bozuklukları tedavi etmeyi amaçlarken, Đslâm alimleri böyle bir maksat gütmemiş, her uzuvdan yola çıkarak kişilik tahlillerine gitmiş ve böylece beden yapısıyla ahlâk arasında bir bağ kurmaya çalışmıştır. Đslâm dönemine bu ilim yasaklanmamış, Peygamber Efendimizin bizzat bu ilme başvurması ilme bir meşruluk katmış, birçok kıyâfet-nâme yazarı Peygamber in bu eylemini kendine dayanak kabul ederek bu ilmin hak bir ilim olduğunu ispatlama yoluna gitmiştir. Ayrıca bu ilimle uğraşanlar, Kur an daki bazı ayetleri, Peygamber Efendimizin bazı hadislerini de bu ilmin hak olduğuna bunları delil olarak göstermektedir. Türkler, Đslâm ı kabul ettikten sonra Đslâm ilim ve sanatlarının bütün alanlarıyla meşgul olmuş ve çok sayıda sanatçı ve alim yetiştirmiştir. Bu ilmi Arap ve Fars sanatçılardan tercüme yoluyla alan Türk sanatçıları, bu alanda oldukça fazla eser kaleme almıştır. Đlk örnekleri XV. yüzyılda görülen kıyâfet-nâmeler, XVI. yüzyıldan sonra oldukça yaygınlık kazanmış ve çok sayıda müellif bu alanda eser vermiştir. XVI. yüzyılda kaleme alınan eserlerin içinde yer alan Sivrihisârî nin kıyâfet-nâmesi, bu alanda yazılan eserler içinde farklı bir yere sahiptir. Muhammed bin Ebi Bekir bin Ebu Talib El-En4ari ed-dımışkî den tercüme olan bu eser, yazarın esere yaptığı eklemelerle telif bir nitelik kazanmıştır. Sivrihisârî nin eseri o döneme kadar yazılan eserlerden farklı bir özellik taşımaktadır. Bu eser, günümüzde kullanılan tarza yakın bir tarzla kaleme alınmış, yazar çok sayıda müellifin eserinden yaralanarak bunlara sembolik harfler vermiş ve böylece yaptığı alıntıları bu harflerle göstermiştir. Zira yazılan bütün kıyâfet-nâmeler tek bir görüşe göre hükümler verirken Sivrihisârî, çok sayıda yazarın hükümlerini değerlendirerek bilimsel denecek bir eser 253

255 meydana getirmiştir. Ayrıca eser, diğer kıyâfet-nâmelerin ele almadığı konuları da ele almış, hayvanların ahlâkı ve milletlerin genel karakteri üzerinde de durmuştur. Eserin sonunda yer alan ilm-i hutût la ilgili bölümü de diğer kıyâfet-nâmelerde görülmeyen bir özelliktir. Genel olarak hacimsiz olan bu eserlerin edebi yönü oldukça zayıf olup edebi bakımdan pek değer taşımaz. Bununla beraber dönemin toplumsal yaşamını, insana bakış açısını, toplumun değer yargılarını taşımasından dolayı kültür tarihi bakımından değerleri oldukça fazladır. Kıyâfet-nâmelerdeki bütün hükümler, birbirine yakın olup sadece bazı yazarların bazı uzuvlar hakkında verdiği hükümlerin yorum farkından ya da bilgi yetersizliğinden birbirinden farklı olduğu görülmektedir. Ayrıca bazı kıyâfet-nâmelerde ele alınan uzuvlar, başka kıyâfet-nâmelerde yer almadığı, bazıları sadece insanı anlatmakla yetinirken bazılarının insan dışındaki varlıklara da değindiği ve bunların ahlâklarını anlattığı da görülmektedir. Son dönemlere kadar etkisi devam eden bu ilim tıp, psikoloji, resim, eğitim, sinema, edebiyat gibi hayatın ve ilmin bir çok alanına nüfuz etmiş, yüzlerce yıl halk arasında yaşamıştır. Özellikle bu ilim, Doğu da nesep belirleme, iz takip etme, yargılama hukukunda suçluyu tespit etme, devlet dairelerine memur alma, kul ve cariye satın almada etkili olmuştur. Bununla beraber insanların dış yapıları her zaman içi dünyaları hakkında gerçekçi bilgiler vermediğinden deforme tiplerin toplum tarafından dışlanmalarına, uğursuz sayılmalarına ve becerikli oldukları halde haksızlıklara uğramalarına sebep olmuştur. Batı da ise durum daha vahim bir hal almış, deforme tipler toplum tarafından tamamen dışlanarak bunların suçlu olduğuna inanılmış ve bunların birçoğu şeytan, cadı suçlamalarıyla ateşlerde yakılmıştır. Bu ilmi kendine bir nebze referans kabul eden aşırı ırkçı görüşler, kendi dışındaki herkesi yok sayarak felaketlere sebep olmuşlar. Kısaca diyebiliriz ki ilm-i kıyâfet, bir zamanlar toplumun temel ihtiyaçlarından ortaya çıkmış ve toplumun temel kıstaslarını, güzellik anlayışını, inançlarını ve insana bakış açışsını yansıtmış bir ilimdir. Eski dönemlerde uzun bir zaman toplumsal yaşamı etkilemiş, birçok alanda kullanılarak insanı tanıma amacına hizmet ederek bazı konularda isabetli hükümlerin verilmesini sağlarken bazı hükümlerinde ise bazı insanların mağdur edilip sosyal yaşamın dışına itilmesine neden olmuştur. Bilimsel gelişmeler bu ilmin hükümlerini çürütmüş; yapılan araştırmalar, her uzun boylu insanın aptal, kısaların ise hilekar, deforme tiplerin suçlu olmadığını, her insanın çok kötü yanlarının olduğu gibi güzel yanlarının olduğu ve eğitimle insanların olumsuz özelliklerinin giderilebileceğini göstermiştir. Bununla beraber insan sağlığıyla beden yapısı arasında ilişki konusunda yapılan tahminlerin isabetli olduğu, yapılan araştırmalar uzun boylu ve dar göğüs kafesine sahip kişilerin tüberküloza daha çok yakalandığı, sarı benzin hastalık belirtisi olduğunu göstermektedir. Günümüzde artık eski 254

256 işlevini ve geçerliliğini yitirmiş olsa da bu ilmin insan anlayışı ve verdiği hükümler resim, edebiyat, sinema, tıp, eğitim gibi birçok alanda varlık göstermektedir. Sinema ve romanlarda kötü tipinin aşırı çirkin ve deforme olması, iyi tiplerin ise yüz hatlarının güzel ve masumiyet bildirmesi bu etkinin delilidir. Bu ilmi değerlendirirken onu tamamen inkar etmek doğru olmadığı gibi bütün hükümleri olduğu gibi kabul etmek de doğru değildir. Dönemin şartlarından, ihtiyaçlarından ve anlayışından ortaya çıktığı için bu ilmi, kullanıldığı zamanın şartlarına göre ele almak ve insanları değerlendirirken onları kişiliklerine göre değerlendirmek en doğru yaklaşım olacaktır. 255

257 -A- Abîd: Kulluk eden, ibadet eden Acûl: Çok acele eden Açui: Açık Adl: Doğruluk Aile6: Çok kaba Ahbar: Đyilik A2kâm: Emirler, hükümler A2lâ9-ı 2asene: Güzel huylar A2lâo-ı bâ+ınî: Görünmeyen, gizli ahlak A2vâl: Durumlar, haller A2vâl-i 6âhirî: Görünen, açık olan haller A-lâ9-ı 2amîde: Övülecek huylar A-lâ9-ı 8emîme: Kötü huylar A-yer: Fazla iyi olan A-yerü l-2ao: Çok iyi olan Allâh, Çok iyi olan doğruluk Aña: ona, onu, onun için, ondan dolayı Aovâl: Sözler, lakırdılar Arıo: Zayıf, cılız Arouru: Eğri, yan, üstü, ters, yanlamasına Artuo: Fazla Âsân: Kolay A3âr-ı meserret: Sevinç izleri A4iar: Daha, pek, en küçük A4iaru n-nâs: Küçük insanlar Aşikâre: Açık, belirgin olan. Aşkar: Kızıl, kula SÖZLÜK A+vel: Uzunluk, boy Avâz: Ses Aver: Bir gözü kör olan, tek gözlü Avrec: Kör, a ma. Avret: Avrat, kadın Ayâ: Avuç içi Ayn-ı a2mâr: Kızıl göz Ayyâr: Hilekar, dolandırıcı A 7â: Organlar, uzuvlar A 7â-yı cüz iyye: Küçük organlar A6im: Büyük, yüce A6imü r-rükbe: Büyük diz kapağı -B- Ba id: Irak, uzak Barid: Soğuk Ba4ır: Görme görüş Bâ+ın: Gizli, görünmeyen, içsel Ba+î: Yavaş, ağır Ba+îyyü l-ayn-ı insân: Hareketi yavaş göz Batn: Karın Ba 7: Bazı Bed: Kötü Bed-fehme:Kötü anlayışlı Bed--û: Kötü huylu Beiâyet: Çok aşırı, çok fazla Behcet: Sevinç, güleryüzlülük, şirinlik Benân: Parmaklar Ben-i Âdem: Âdemoğulları Bero: Şimşek Ber8: Ziraat, ekin 256

258 Beşer: insan Beyn: Ara, aralık Bî at: Bağlılık bildirmek Bî-2ad: Hadsiz, sınırsız Bî-2ayâ: Utanmaz Bigi: Gibi Bî-idrâk: Anlaışsız Bilâ-şek: Şüphesiz Bin4ır: Yüzük parmağı Bî-temeyyüz: Farksız, Bi-vefâ: Vefasız Böirek: Böbrek Bu d: Uzaklık Bu-l: Cimrilik Buncılayın: Bunun gibi Burc-i aoreb: Akrep burcu Bülend: Yüksek, tok -C- -Ç- Ca d: Kıvırcık Câdde: Geniş Cânib: Taraf, yön Cebân: Korkak Cemâl: Yüz Cevâhir: Cevherler, özler Cimâ : Çiftleşme, cinsel ilişki Cism-i âdeme: Đnsan bedeni Cûmerd: Cömert Cür et: Cesaret Cüzâm: Bir tür hastalık Çeşm: Göz Çeşm-hâ: Gözler -D- $arb-ı me3el: Atasözü Daoayıo: Đnce ve anlaşılması güç, dikkat gerektiren şey Daoîo: Đnce, ufak, nazik, duyulmaz Dânâ: Bilen, bilgili Degirmi: Yuvarlak Delim: Çok, fazla Demür: Demir $ıhuk: Çok gülen kişi Dı2o: Gülme $ıhukü l-vech: Güler yüzlü Dırâz: Uzun Dırnao : Tırnak Dilâver: Yürekli, cesur Diğerle: Diğerleriyle Dil-rübâ: Gönül kapan, gönül alan Dimâi: Akıl, şuur Divâne: Deli, çıldırmış, mecnun Du a-gûy: Dua eden Dûn-i himmet: Gayretin alçağı Dübb:: Ayı Düken-: Tüken- Dükene: Tükene -E- Ebleh: Pek akılsı, avanak Ecil: sebep Eczâ: Parçalar, bölümler Edile: Deliller Edille-i na9liyye: Vahiye dayalı deliller 257

259 Ednâ: Alçak, aşağlık Edük: Çizme Ef al: Đşler, fiiller, ameller Ef î: Yılan Ehemm:Çok mühim Ehl-i beyân: Belagat ilmini öğretenler Ehl-i dilâver: Yürekli kişiler Ehl-i himem: Gayretli kimseler Ehl-i ma oûl: Makul insanlar Ehl-i tedbir : Tedbirli insanlar Ehl-i -ud a: Hilekar, aldatıcı kimseler Ek3eri:Çoğu kez Elya9: Çok layık, liyakatli, çok yakışır Elzem: Çok lazım, lüzumlu Em3âl: Örnekler Emârât: Alametler, nişanlar, deliller Eñ: Ek, büküm yeri, renk, beniz rengi Eñek: Yanak Enf: Burun Enîn: Đnilti, inleme Erdi l- uyuni: Öfkeli gözler Erlik: Erkeklik Esed:: Aslan Esrik: Sarhoş, meczup Esrâr: Sırlar Eşk: Gözyaşı Eşref: En şerefli E+ıbbâ: Doktorlar, hekimler Ev4âf: Vasıflar Evceb: Pek lüzumlu, pek gerekli Evsa+: Bir şeyin ortası Eyü: Đyi E7 af: Çok zayıf, dermansız Ezra9ü l- ayn: Mavi göz -F- Fa4ıl: Bölüm Fa-rlenici: Övünücü Fâsid: Kötü, fena Fem: Ağız Feres: At Ferc:Aralık, yarık, çatlak Ferâiat: Fe4î2: Geniş, açık Fettân: Fitne ve fesada teşvik eden, fenalık yapan Fevt: Kaybetme, elden çıkarma Fı+rât-ı cibilli:yaratılıştan gelen huy, mizac Fıtnât: Zeka Fi l-cümle: Nihayette, sonunda Firâo: Ayrılık Fu7alâ: Faziletliler, erdemli kimseler Fu7ûlî: Boş, işe yaramaz Fulân: Filan Fu4a2â: Güzel, düzgün konuşan kimse Fürû :Dal. budak Fürû -i muoarrer: Kararlaştırılmış dallar -G- Iallaş: Kalleş, edepsiz Iala+: Yanlış, yanılma Ialî6: Kaba, kalın Ialî6ü +-+ab : Kaba kişilikli, yaratılışlı Iali6ü l-2acib:kalın kaş Ialî6ü s-sâo : Kalın baldır 258

260 Iavia: Kavga Ialî6ü l-bâ+n: Kaba Karın Iâyrı: Başka Gendüm-gûn: Buğday benizli Gîñ:Geniş Gîr-dâr: Meşguliyet, iş, adet, tarz, yürüyüş Girye: Ağlama Götüri: Bütün Iu44a: Keder, kaygı, tasa Iûlâm-pâre: Köle parçası Iune: Renk Iune gök: Mavi Güfte-hâ: Sözler Güm-râh: Yolunu şaşırmış, doğru yoldan ayrılmış Güzâf : Beyhude, boş, anlamsız -H- (ayrü l-insân: Đnsanların hayırlısı (abâ3et: Kötülük, alçaklık (abi3: Kötü, alçak /abeşi: Habeşli Hâcib: Kapıcı, perdeci, Kaş /âdi4: Oluşmak, meydana gelmek (âfı6: Saklayan, Kur an ı ezberleyen /akîmân: Hekimler 2aooaniyyet: Hakka riayet etmek )alâ4: Kurtulmak (âli: Boş /âl-i yaoaza: Uyanıklık halinde /amâoat: Ahmaklık Hârib: Kaçan, firar eden /â4ıl olmak: Meydana gelen (aşîn: Katı, sert /azer: Sakınmak /âzıo:đşinin ehli, usta Hem-fa7ıl: Aynı erdeme sahip Hemândem: O anda, o zamanda Hemm: Gam, keder Hevamm: Böcek, haşere /eve44-ı âdemîden: Yokluk arzusu (ınzîr: Domuz (ı4ım: Akraba (ısset: Cimrilik /icâb: Utanma /in: Vakit /in-i vedâ : Veda zamanı (iloât-i ma2bub-i yaratılış (iloâtlü: Tabiatlı (or: Değersiz, bayağı, adi (û: Huy (ûb: Güzel /urûf-i mermûze: Remizli, işâretli harfler (urûf-i teheccî: Heceli harfler /u4ûl: Üreme, çoğalma, çıkma )u4û4a: Başkaca, ayrıca (u4ûl-i nisbe: Ölçülü çoğalma (u+û+: Çizgiler, yazılar, hatlar /ükemâ: Hakimler, alimler, bilginler 259

261 Irâo:Uzak Isı: Sıcak Issı: Sahip Işo: Aşk -I- Kâmil: Olgun Oamer: Ay Oâmet:Boy Kâni: Kinayeli söz Oanoı: Hangi -Đ- Đdrâk: Anlayış, akıl erdirme Đ2sân: Đyilik etme Đ2tirâz: sakınma Đodâm: Gayretle ve sürekli çalışma Đlm-i daoayıo: Anlaşılması güç ilim Đhtimâm: Elemden, kederden uyuyamam Đlhâm-ı ilahi: Đlahi ilham Đnâ: Zahmete uğram Đñen: Çok, ziyade Đ3are: Tozu havaya kaldırma Đrsiyyet: Kalıtım Đstidlâl: Delil ile anlam Đvecik: Acele, çabuk Đy: Ey -K- Oabao: Kapak Oâbîl: Soy, sınıf, kabul eden, yetenekli Oaçan: Her zaman Kâhîl: Olgun, erişkin, gayretsiz Oâif: Đlm-i kıyafetle uğraşan Oalîlü l- a9l: Eksik akılı Oarîb: Yakın Oasîr: Çok kısa Oatı: Sıkı, sert Oavl: Lakırdı, söz Oaykı: Sarkık, meyilli Oa7iyye-ı müselleme: Yardımcı teorem Kebirü 8-8e9an: Büyük çene Kebirü l-verek: Büyük kalça kemiği Keff: Avuç içi Kelâm: Söz Kelîl: Az, çok olmayan Kem: Az, eksik Kemmiyyet: Nicelik Kerâmet: Velilerin lüzum anında gösterdikleri olağanüstü hal Kesir: Çok olan Kesirü l- imti2ân: Sınavların çoğu Kesirü ş-şa r: Çok kıl Oasîrü l- uno: Uzun boyun Keslân: Aptal Kesvet: Đç sıkıntısı Keşf: Gizli bir şeyi bulma Kevkeb: Yıldız Keyfiyyet: Nitelik Kezalik: Keza, bu da öyle 260

262 Oıllet: Azlık Oıllet-i ekl:yiyecek azlığı Oıllet-i fehm: Anlayış eksikliği Oırân: iki şeyin birleşmesi Kırd: Maymun Kibâr: Büyük Kiçi: Küçük Kiçilik: Küçüklük Ki7b: Yalan Kubh: Çirkinlik Oudret: Güç, kuvvet Oulûb: Kalpler Ouvve: Kuvvet Ouvvet-i bâ4ır: Görme gücü Küllî: Tümü, hepsi Küşâde: Acık Küşâde-leb: Acık dudak Kütah: Kısa Kütüb-i müddevine: Bir araya getirilmiş kitaplar -L- Lâ-büdd: Lazım, gerekli Lahîb: Acık yol Lâiar: Arık, zayıf, cılız Leb: Dudak Lehv: Oyun, eğlence, fayda Levn: Renk Leyl u nehâr: Gece-gündüz Leyyin: Yumuşak Livâ+a: Homoseksüellik Lu b: Oyun, eğlence Lûiât: Sözlük -M- Ma dûm: Yok olan, mevcut olmayan Mairib: Batı Ma-fi: Gizli, saklı Ma-lûo: Yaratık, Ma-lût: Karıştırılmış Mao4ûd-i a4lîye: Asıl maksat Maosim: Taksim olunmuş, paylaşılmış Ma oul: Akla uygun Ma lul: Đlletli, hastalıklı Ma lûm: Bilinen, belli Ma nî: Mana Ma nidâr: Manalı Man4ıb: Devlet hizmeti, memuriyet Marâ7: Hastalık Ma rifet: Ustalık, hüner, Bilme, bilgi Ma rifet-i beşer: Đnsan bilgisi, ilm-i kıyâfet Ma rifet-i i3r: Đzleri takip etme ilmi Ma rifet-i mâ: Çölde su bulma ilmi Maşrıo: Doğu Ma z: Keçi Ma4la2at: Đş, emir, dirlik, keyfiyet Ma8mûn: Mana, sanatlı söz Mecd: Büyüklük, ululuk Mecnûn: Deli, divane Mecnûn-i güm-râh: Mekkâr: Çok hileci, düzenbaz 261

263 Mekr: Hile düzen Melâlet: Usanma, sıkıntı, hüzün, hasret Melûlât: usanmış, hüzünlenmiş, bıkmış Memdû2: Övülmüş, övülecek Men2ûs: Uğursuz Menkûle: Nakledilmiş, ağızdan ağza aktarılmış Me nûs: Alışılmış, alışık Mer :Gayet korkutucu Merd: Kişi Merd--avvân: Çok hain kimse Merd-i a2bar: Yahudi bilgini, haberci Kimse Merd-i a2mao: Ahmak kimse Merdüm: Đnsan, gözbebeği Merdüm-i divâne: Deli, çılgın Mersüm: Resmedilmiş, çizilmiş Mes+ûr: Satırlanmış, yazılmış Mesele-i menkûle: Meşaoat: Zorluk Mevâ7ı : Yerler, mevziler Mevcûd:Var olan, bulunan Mevlid: Doğum Mev4ûf: Vasfolunmuş, vasıflanmış Mev7u : Konu, bahis konusu Mezbûr: Kitap, cüz, söz, kuvvet Mi îde: Mide Mihmân: Misafir Miyân: Orta, aralık, ortada bulunan Mizâc: Kişilik, huy, karakter Mizâh: Şaka, latife Mubâhât: Günahı sevabı olmayan Mu2abbet: Sevgi mu-afef: Hafifletilmiş Mu2aooao: Doğruluğu belli olmuş Mu-â4ım: Düşman olarak karşılaşanlardan her biri Mu-âtaralu: Tehlikeli Mu2telif: Birbirine uymayan, zıt Mu-târ: Seçilmiş seçilen Mu9âbele: Karşılıklı verme, karşı gelme Mukaddem: Đlerde olan, önce Muote7â: Lazım gelmiş Munoabz: Toplanmış, çekilmiş Murâfi : Mahkemeye getilmiş Mustâoill: Başlı başına Mu tâdil: Orta halde bulunan Mu+î : Đta eden, veren Muta44ı: Kavuşan, bitişen Mu++ali :Öğrenmiş, haber almış Mübe2at: Övünme Mücevvef: Oyuk, içi boş Müdevver: Döndürülmüş, yuvarlak Müna6ır: Münakaşa eden, tartışan Münoâd: Boyun eğen Mürabba : Dört köşe Mürebbî : Terbiye edici Mürüvvet: Mertlik, iyilikseverlik Müsâvi: Eşit, denk, farksız Mü3elle3: Üçleştirilen, üçlü, üç Müstenid: Đstinad eden, dayanan, bir delili olan Müşâbehet: Benzeme, Benzeyiş Müşâhede itmek: Gözlemlemek 262

264 Müte alio: Đlişiği olan, ilgili Mütâba at: Birine tabi olma, uyma Müte a6ım: Büyüklük taslayan Müte a88ır: Üzrü olan, üzürlü Mütekebbür: Büyüklük taslamak Mütena44ı2: Nasihat eden Müteşekkil: Şekillenmiş, meydana gelmiş Müteveccih: Birine karşı iyi düşünen Müttehim: Suçlu görülen, suçlanan Müyesser: Kolaylıkla yapılan Müzeyyen: Süslenmiş -N- Nab7: Atar damar Nâ2îf: Zayıf, arık Nâ4i2: Nasihat eden Na6ar eylemek: Bakmak Na6arî: Đspatlanmamış görüş, teori Nâ-oâbil: Yeteneksiz Nâoıs: Eksik Naolî: Akla ait olmayan, vahiye dayanan Nâs: Đnsan Nâr: Ateş Natıoa: Düşünüp düzgün söz söyleme Nazil olmak: Đnmek Ne6îr: Benzer, eş Nefs-i âlî: Yüce karakter Nemîr: Kaplan Neng: Ayıp, utanma Nesl-i Âdem Nev : Çeşit Nifâo: Bozgunculuk, ikiyüzlülük Nim: Yarım Nisâ: Kadın Nübüvvet: Peygamberlik Nücûm: Yıldız Nüfûs: Ruhlar, canlar -P- Pâk: Temiz, halis, saf Pâk -â+ır: Temiz zihin, fikir, düşünce Pâre pâre: Parça parça Peşîmânî: Pişmanlık Pîrlilik: Yaşlılık Pîrûze: Mavi renkli, değerli bir taş Pûşi: Örtü -R- Racül: Erkekler, belli mevki sahibi olan kimseler Râiib:Đstekli, isteyen, rağbet eden Raoio: Đnce Raoioü ş-şa r: Đnce kıl Râyi2a: Koku Rengin: Renkli, parlak Revân: Akma, can, ruh Rı2let:Göçme, ölme Rif at: Yükseklik, büyük rütbe Risâle: Kısa yazılmış küçük kitap Rîş--and: Bıyık altında gülme, alay etme Rücu : Geri dönme, sözünden cayma Rûcu -i i-tiyâr: Sözünden dönmeyi seçme Rü us: Başlar 263

265 -S- %abî : Çocuk 3âbit: Hareketsiz, ispat edilmiş %abur: Çok sabırlı %adr: Göğüs Sa-âvet: Cömertlik %â2ib-i izzet: Đzzet sahibi %â2ib-i mâl: Mal sahibi %â2ib-i cûd: Cömert kişi %â2ib-i kerem: Kerem sahibi %â2ibü l- mekr: Hileci kimse %â2ibü l--ayr: Hayır sahibi %â2ibü l-cehl: Cahil kimse %â2ibü l-şeyn: utanan kişi, ayıp sahibi %a2î2: Gerçek, doğru Sâîr: Hareket eden, seyreden, başka, diğer %alâ2: Düzelme,iyileşme, iyilik Sao: Baldır %amt: Susma, sükut %anduk: Sandık %anduo-i ma oûl: Akla yatkın sandık Sani: Đkinci %arî2: Açık, belli, aşikar Sârio: Hırsızlık yapan %aru: Sarı Sa+ı2: Bir şeyin dış yüzü Sa y: Çalışma Saye: Gölge, sahip çıkma, koruma Sebil: Yol Selef: Eski insanlar Semiz: Besili, kilolu, sağlıklı Sevâ2il: Kıyılar, sahiller Sevdâ: Kara, aşk Seyyi : Kötü, fena Seyyîü l-fehm: Kötü anlayış Seyyiü l--ulo: Kötü huy %ıfatü l-nâs: Đnsanların sıfatları, özellikleri %ıfat-ı ma24u4e: Özel sıfatlar %ınâ at: Sanat %ovu9: Soğuk %ulb: Omurga kemiği &ioa: Güvenilir Sîret: Bir kişinin ahlakı, hali, hal tercümesi Siyer: Hz. Muhammet in hayatını konu alan eserlere verilen isim. Sû âl: Soru Sürûr: Sevinç Süst: Gevşek -Ş- Şa r: Kıl Şâ+ır: Neşeli, keyifli, şen Şâd: Mutlu Şâkîrd: Öğrenci, talebe Şeca ât: Yiğitlilik, yüreklilik Şedâîd: Zahmetli, meşakkatli, zor Şem : Mum Şer2: Açıklama Şerir--ı4âm: Kötü düşmanlık Şiddet-i cehle: Cehaletin şiddeti Şikem: Karın Şîr-Merd: Aslan gibi kişi, aslan yaratılışlı. Şürb: Đçme, içilme Şürûr: Kötülükler, şerler 264

266 -T- Ta allüm: Öğrenme, öğrenilme Xab : Tabiat, huy, yaratılış Xabi ât: Huy, mizaç Taiyîr: Değiştirme, başkalaştırma Xâife: Kavim, kabile, bçlük Taova: Allâh tan korkma Xâli : Doğan Tamâm-ı melûl: Tamamen hüzünlenmek Xamâr: Damar Xamla: Damla Xammâ -kâr: Açgözlülük Xa n: Ayıplama Xaşra: Dışarı, dış taraf Xatluluo: Tatlılık Xavîl: Uzun Xe acüb: Acep etmek, acayibine gitmek Tebdîl: Değiştirme Teberru: Uzaklaşma, yüz çevirme Teoarüb: Đki şeyin birbirine yakın olması Temmet: Bitti, tamam oldu Terbiyet: Besleyip büyütmek, eğitmek Teşebbüh: Benzeme, andırma Teş-î4 itmek: Ne olduğunu anlamak Tetebbu : Araştırma Tevsîf: Kirletmek Tırsân: Çok korkan Tırş-rûy: Ekşi suratlı Xıynat-ı a4lî: Asıl kişilik, karakter Tîz: Çabuk, hızlı Xu+ao: Dudak Xudaş: Dudak Xob: Top Xoirı: Doğru Xoiur-: Doğur- (mak) Xolu: Dolu Toynao: Tırnak Xuluñ: Şakak Turâb: Toprak -U- -Ü- Ulemâ: Alimler Ulum: Đlim Uno: Boyun, gerdan Ummaiıl: Umma Umûr: Đşler, hususlar, emirler Umûr-i 2afîye: Gizli emirler, işler Uruo: Damarlar Uyluo: Kalçadan dize kadar bacak kısmı Üñüg: Boğaz -V- Vâfir: Çok, bol, fazla Vâhy-i rabbâni: Allâh ın buyrukları, vahi Vaoıf: Ayakta duran, bir şeyden haberi olan 265

267 Vaot: Zaman Vaot-ı nevmî: Vâlideyn: Anne ile baba Vâ4ıl: Ulaşan, erişen, kavuşan Va4f: Nitelik, bir kimsenin özellikler Vâsi : Geniş, enli, açık Vâsi ü l-fehm: Geniş düşünmek Vech: Yüz, Veli: Lakın, ama Verek: Kalça kemiği Vesâvisin: Vesvese, kuruntu Vu4ûl: Ulaşma, kavuşma Vu7u : Nefsini alçaltma, hakir görme -Y- Yaoaza: Uyanıklık Ya9înî: Şüphe edilmeyen bilgiler Yaldır: Parlayan, parlak Yatlu: Kötü Yatluluo: Kötülük, fenalık Yılduz: Yıldız Yoğun: Katı, kalın, şişman Yumru: Yuvarlak Yumuş: Yumuşak Yuvık: Parçalanmış, ufalmış Yübûset: Kuruluk Yüirek: Hızlı giden, çok koşan -Z- Zâhid: Aşırı sofu, kaba sofu Zâhîren: Görünüşte, göründüğü gibi Zâil: Sona eren, sonu olmayan Zannî: Zanna ait olan, zanla ilgili Zâr: Ağlayan, inleyen Zat: Kendi, öz, kişi Zâviye: Köşe @ekan: Çene, çene çukuru Zekâvet: Zeyreklik, zekilik, çabuk anlama @ekiyyü t-+ab : Zeki tabiatlı, yaratılışlı Zerd: Sarı Zindegâne: Dirlik, canlılık Zirâ i: Ziraata ait olan Ziyâde: Fazla, çok @îrek: Zeki, çabuk anlayan Yufoa: Đnce 266

268 BĐBLOGRAFYA Akıncı Füsun Sokulu, Suç Nedenleri, www. kriminoloji.com. 2002. Aksoy Ömer Asım, Atasözleri Sözlüğü, Dergah Yayınlar, Đstanbul 2005. Altıntaş Hayrani, Erzurumlu Đbrahim Hakkı, MEB Yayınları, Đstanbul 1997. Altuntaş Halil, Şahin Muzaffer, Kur ân-ı Kerim Meâli, Diyanet Đşeri Başkanlığı Yay. Ankara 2006. Arat Reşit Rahmeti, Kutadgu Bilig Đndex, TKAE Yayınları, Đstanbul 1979. Arık Şahmurat, Ahmet Mithat Efendi nîn Romanlarında Kıyâfet Đlminin Etkileri, Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c.xxx, 2003, s. 44. Atasoy Nurhan, Kıyâfet-nâmelerin Doğuşu ve Fenerci Mehmed Kıyâfet-nâmesi, www. Osmanlı Medeniyeti. com., 2005. Ayvazoğlu Beşir, Çirkin, Aksiyon, Sayı: 53-09.12.1995, http://www.aksiyon. com.tr/ detay. php?id=20176 Ayvazoğlu Beşir, Sakal ve Bıyığa Dair, Aksiyon Dergisi Sayı: 280-15. 04. 2000, http:// www. aksiyon.com.tr/detay.php?id=14498. Azizüddin Nesefi, Tasavvufta Đnsan Meselesi (Đnsan-ı Kamil,) Dergah Yay., Đstanbul 1990. Banarlı Nihat Sami, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, MEB Yayınları, Đstanbul 1998. Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, 1.C, Yaylacık Matbaası, 1975. Ceyhan Âdem, Bedr-i Dilşad, Murat-name,2 cilt MEB Yayınları Đst. 1997. Çakır Müjgan, Kıyâfet-nâmeler Hakkında Bir Bibliyografya Denemesi, Türkiyat Araştır- 267

269 maları Literatür Dergisi, c.5, sayı:9, 2007. Çavuşoğlu Ali, Kıyâfet-nâmeler, Akçağ Yayınları, Ankara 2004. Çelebioğlu Amil, Akşemsettin-zade Hamdullâh Hamdi Çelebi ve Pendnamesi 1. Akşemset- tin Sempozyumu Tebliğler, Bolu 1988. Çelebioğlu Amil, Eski Türk Edebiyatı Araştırmalar MEB Yayınları, Đstanbul1998. Çetişli Đsmail, Batı Edebiyatında Edebi Akımlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2004. Demiray Hülya, Kıyâfet-nâmelerin Doğuşu ve Fenerci Mehmed Kıyâfet-nâmesi, www. arsiviniz.net. Deniz Đsmail, Fizyonomi Sızıntı, sayı: 300, Ocak 2004, http: //host. net. in/sizinti/konular. php-konuid=408.htm Derman M. Uğur, Hilye, DĐA. Đstanbul 1995. Develioğlu Ferit,Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Aydın Kitabevi, Ankara 1992. Dilçin Cem, Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 1983. Dostoyevski F. Mihayloviç, Karamazof Kardeşler, Altın Dünya Klasikleri, Đstanbul 2005. Dostoyevski F. Mihayloviç, Suç ve Ceza, Alkım Yayınları, Đstanbul 2004. Durukan M.Yaşar, Siz Adamı Gen inden mi Tanırsınız, Gözünden mi? Aksiyon Sayı: 272-19. 02. 2000 www. aksiyon.com. Fuzuli, Leyla ile Mecnun Haz. Muhammet Nur Doğan, Yapıkredi Yayınları, Đstanbul 2006. Gazali Ebu Hamid Muhammed, Đhyâü l-ulûmü d-dîn, Çev. Ahmet Serdaroğlu, Bedir Yayınları, Đstanbul 1985. 268

Gülen Fethullâh, Đlm-i Kıyâfet, http/tr. fgülen. com. content/view/11475/3/ Gülen Fethullâh, Kader Đlim Nevindendir, http://www.turkish-media. com/ forum/ index. php? showtopic=87607 Gönültaş M.Burak, Hanifi Sever, Biyolojik Teoriler ve Profilleme Çalışmaları ile Doğru Bilinen Yanlışlar www.caginpolisi.com.tr. Đbnü l-cevzi, Kitabü l-ezkiye, Şule Yayınları, Đstanbul 1998. Kaplan Mehmet, Tip Tahliller, Dergah Yayınları, Đstanbul 1985. Karabıyık Barbarosoğlu Fatma, Đlm-i Kıyâfet Her Zaman Haklı mı? www. yenisafak. com. tr / arşiv / 08 / Şubat / 2002. Kavruk Hasan, ŞeyhülĐslâm Yahya Divanı, MEB Yayınları, Ankara 2001. Kayaoğlu Đsmet, Mevlana ve Mevlevilik, Konya 2002. Köprülü Fuat, Edebiyat Araştırmaları 2, TTK Yayınları, Đstanbul 1999. Köprülü Fuat, Türk Edebiyatında Đlk Mutasavvıflar, DĐB Yayınları, Ankara 1991. Kreshmer Ernest, Beden Yapısı ve Karakter, Çev: Dr. Mümtaz Turhan, Doğan Kardeş Yayınları Đstanbul 1949. Kurnaz Cemal, Hayali Bey Divanı nın Tahlili, MEB Yayınları Đstanbul 1996. Küçük Sabahattin, Bâkî Divanı, TDK Yayınları Ankara, 1994. Levend Agah Sırrı, Türk Edebiyatı Tarihi, TTK Yayınları, Ankara 1998. Levend Agah Sırrı, Divan Edebiyatı, Enderun Kitabevi, Đstanbul 1984 269

Macdonald, Kıyâfet MEB Đslâm Ansiklopedisi, MEB Yayınları, Đstanul 1977 Mengi Mine, Kıyâfet-nâmeler Üzerine, TDAY Belleten 1977, s. 300. Mengi Mine, kıyâfet-nâme DĐA, Đstanbul 1995. Molla Cami, Baharistan, MEB Yayınları, Đstanbul 1990. Necmüddin Kübra, Tasavvufi Hayat, Dergah yayınları, Đstanbul 1996. Öğüt Selim, Firâset DĐA, Đstanbul, 1996. Önertoy Olcay, Halit Ziya Uşaklıgil Romancılığı ve Romanımızdaki Yeri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1999. Özbek Metin, Dünden Bugüne Đnsan, Đstanbul 1998. Özkırımlı Atilla, Kıyâfet-nâme Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Cem Yayınları, Öztuna Yılmaz, Büyük Osmanlı Tarihi, Ötüken Yayınları, Đstanbul 1994. Redhouse Sır James W., A Turkısh and English Lexicon, Librairie Du Lıban, Beirut 1996. Pakalın M. Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, 2.c. Đstanbul1993. Pala Đskender, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Akçağ, Ankara 1995. Pala Đskender, Kitab-ı Aşk, Alfa Yayınları, Đstanbul 2005. Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Alkım Yayınevi, Đstanbul 2005. Şemsettin Sami, Kamus-i Türki, Çağrı Yayınları, Đstanbul 1978. Tarlan Ali Nihat, Şeyhi Divanı nın Tetkiki, Akçağ Yayınları, Ankara 2004. 270

Tarlan Ali Nihat, Necati Beg Divanı, MEB Yayınlar, Đstanbul 1997. Timur Taner, Batı Đdeolojisi, Irkçılık ve Ulusal Kimlik Sorunumuz, www. genbilim.com. 1987. Tolstoy Lev Nikolayeviç, Diriliş, Timaş Yayınları, Đstanbul 1999 Uludağ Süleyman, Firâset, DĐA. Đstanbul 1996. Uludağ Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Marifet Yayınları, Đstanbul 1999. Uşaklıgil Halit Ziya, Mai ve Siyah, Özgür Yayınları, Đstanbul 2005. Uzun Mustafa, Hilye DĐA. Đstanbul 1995. Ülken H. Ziya, Đslâm Düşüncesi, Đstanbul 1995. Victor Hugo, Notre Dame nîn Kamburu, Bilgi Yayınevi, Ankara 1997. Yazır Elmalılı Hamdı, Kur ân- Kerim ve Meâl-i Şerifi, Đşâret Yayınları, Đstanbul 2000. Yeğin Abdullâh, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lugat, TÜDAV, Đstanbul 1987. Yerdelen Cevat, Türk Edebiyatında Kıyâfet-nâmeler ve Niğdeli Visali nîn Vesiletü l-đrfan Adlı Kıyâfet-nâmesi, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 1988, Tez No: 3804. Yücel Tahsin, Đnsanlık Güldürüsünde Yüzler ve Bildiriler, Yapıkredi Yayınlar, Đstanbul 1997. 271</div>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

vefk-örnekleri-111

  vefk-örnekleri-111 vefk-örnekleri-111 by Charion Charion